Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/6 E. 2020/919 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/6 Esas
KARAR NO : 2020/919 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/01/2018
KARAR TARİHİ : 17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı/borçlu müvekkili şirket nezdindeki cari hesap borcunu vadesinde ödemediğini , bakiye 6.462,30-TL tutarındaki alacağın tahsili amacıyla İstanbul Anadolu —-.İcra Dairesinin — Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine , yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ettiği şekilde bir borcun bulunmadığını , dava konusu icra takibinin usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı tarafın icra inkar tazminatı talep etme hakkının bulunmadığını beyanla, haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletine davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, cari hesap alacağına dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkin olduğu belirlendi.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı takip alacaklısının davalı takip borçlusu aleyhine 6.462,30-TL asıl alacak ve asıl alacağın takip tarihinden işleyecek faiziyle avans faiziyle tahsili talebiyle takip başlattığı, ödeme emrinin davalıya 16.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin 17.11.2017 tarihli Dilekçesi ile süresinde borca itiraz edildiği görüldü.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. 21.02.2019 tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacının —- yılına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalının inceleme gününde resmi defter ve belgelerini ibraz etmediği, davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde davalıdan 6.462,30-TL alacaklı olduğu, davacının icra takip tarihi itibariyle, işleyecek avans faizi talep edebileceği, şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalı tarafın itirazları doğrultusunda mali müşavir bilirkişi yanında elektrik mühendisi bilirkişi görevlendirilerek oluşturulan heyetten rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi ——– ceza ihtiva eden faturada ; davaya konu : 3 013.65 TL+3 448.65 TL = 6 462.30 TL Kapasitif ceza bedelinin olduğu, ——–dairesinde —– kapalı olduğu için devrede olmadığı, bu durumun reaktif durumu yükseltmekte ve sonunda elektrik idaresinden reaktif para cezasının davacı şirketin elektrik faturasına yansıyabileceği, —- şalteri kapalı olunca reaktik’in yükselmeyeceği ve asıl o zaman reaktif cezaya girileceği, faturalardaki 3 013.65 TL.+3 448.65 TL’lik Toplam = 6 462.30 TL. cezanın kapasitif ceza olduğu, — devreye ihtiyaçtan fazla —-cezaya girileceği, taraflar arasındaki e posta yazışmalarında—— şalterinin kapalı olduğu belirtildiğinden davalının kapasitif cezaya girilmesinde kusurunun bulunmadığını, Davacıya — muhatabının o olduğunu, ——aboneliğinin davacı adına olduğundan ———cezaya girilmemesi için, Davacı abonenin, her türlü önlemi almak zorunlu olmakla birlikte, dosyada mübrez davalı yanın Ba formunda mevcut olan —- fatura karşılığında 5.476,00 TL. lik alış yapıldığı bildirilmiş olduğundan davacının kayıtları ile birbirini doğruladığını, tarafların kayıtlarının uyumlu olduğu, teknik açıdan davalının sorumlu olmadığı, şeklinde mütalaada bulunulmuştur.
Mahkemece, elektrik mühendisi bilirkişinin açıklamaları yeterli bulunmadığından tarafların beyan ve itirazları da dikkate alınarak elektrik mühendisi bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir. 10.09.2020 tarihli Bilirkişi ek Raporunda; —- şebeke gerilimi döşer düşen gerilimi normal hale getirmek için —- sisteminin beyni” ——gerekli miktarda —— otomatik: olarak devreye alarak gerilimi normal hale getirir. Şayet şebekeden ——- çalışmaz sisteme gerekli —– devreye alınmazsa sistem —–” cezaya girer. Bu işlem otomatik olarak yapılır. Otomatik olarak ————–girilmesi önlenemezse, bu sefer sistemde gereğinden fazla kondansatör devreye sokulur sisteme ihtiyaçtan fazla —-devreye girerse sistem kapasitif cezaya girer, bu duruma yanlış bağlantı veya işinin ehli olmayanlar tarafından yapılan bağlantılar sebep olur veya— ————- nedeniyle meydana gelen kayıplar için —– gerekenden fazla direk —- bağlanılması sonucu kapasitif cezaya girilmiş olabilir, —– sabit kondansatörler Davacıya ait Ana ———— bulunduğu yerde bulunduğundan Davalı yanla bir ilgisi ve davalının sorumluluğu yoktur zaten kapasitif cezaya girildikten sonraki —– ayarı yapılarak sistemin gereğinden fazla ——– devreye alması önlenilmiş ve kapasitif cezaya girilmemiştir. Dava konusu olayda sistemde fazla—- devreye alınarak —cezaya girmiş Sayaçta da ——- Davacının rapora itiraz dilekçesinde “önemle belirtmek gerekir ki eğer kapasitif ceza —– kapalı olması ile ilgili olmasa idi müvekkili şirket bu tarihten sonrada kapasitif cezaya uğrayabilirdi, ancak Müvekkil şirket bu tarihten sonra her hangi bir — uğramamıştır, buradan da davalının —-devrede olmaması sebebiyle ——–cezanın ortaya çıktığı açıkça anlaşılmaktadır”, iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. bir defa —– panosu kapatıldığında yukarıda da tekrar izah edildiği gibi ———cezaya girilir. Dava konusu olayda girilen ceza — değil Kapasitif cezadır. Kapitif cezaya girilmesinin sebebi —- sisteminin kapalı olmasından değil bizzat devreye fazla kondansatör alındığından kaynaklanmıştır. şeklinde görüş belirtilerek kök rapordaki görüşün korunduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde; Mahkemece alınan 10.09.2020 tarihli Bilirkişi Ek Raporu denetime ve hüküm kumaya elverişli bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davacı taraf ile davalı tarafın kayıtları birbirine uyumlu bulunmakta ve davacı tarafça düzenlenen fatura davalı tarafça kayıtlarına alınarak vergi dairesine bildirilmiş ise de salt davacı tarafça fatura düzenlenmesi davalıyı borçlu duruma düşürmez. Teknik bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere ilgili kurum tarafından—- ceza kesilmesinin sebebinin — sisteminin kapalı olmasından değil bizzat devreye fazla— alınmasından kaynaklandığı, davalının kompanzasyon şalterinin kapalı olduğu, dolayısıyla ceza kesilmesinde davalının dahli ve kusurunun bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Davacı tarafça düzenlenen faturaya konu cezalardan davalının sorumlu tutulamayacağı ve bu sebeple davalının takibe itirazının yerinde bulunduğu kanaatine varılarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 78,05-TL haçtan mahsubu ile 23,65-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —-uyarınca hesaplanan 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.