Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/593 E. 2019/679 K. 19.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/593 Esas
KARAR NO : 2019/679
DAVALI : HASIMSIZ
DAVA : Konkordato (İflastan Sonra Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 309))
DAVA TARİHİ: 18/05/2018
KARAR TARİHİ: 19/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (İflastan Sonra Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 309)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Müflis ——-’nin, İst. Anadolu 6 ATM.nin (Kayatılan Anadolu 14. ATM.nin———- E sayılı dosyasında 06/11/2013 tarihinde iflas kararı verildiğini, kararın ——— tarihinde kesinleştiğini, İflas kararı üzerine iflas tasfiyesine İstanbul Anadolu 3. icra iflas müdürlüğünün ——- iflas sayılı dosyası üzerinden tasfiye işlemlerine başlandığını, müvekkilinin 30/01/2018 tarihli talep dilekçesi ile İİK.nun 309/1-2 vd ve 53. maddeleri uyarınca iflas içi konkordato talep ettiği; bu talebin 16/04/2018 tarihli ikinci alacaklılar toplantısında görüşülerek kabul edildiğini belirterek müvekkili şirketin konkordato talebinin tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, iflas içi konkordato davasıdır.
Müflis —— İst. Anadolu 6 ATM.nin (Kayatılan Anadolu 14. ATM.nin —– K)——- E sayılı dosyasında 06/11/2013 tarihinde iflas kararı verilmiştir. İflas kararı, Y, 23 HD.nin incelemesinden geçerek 13/04/2016 tarihinde kesinleşmiştir.
İflas kararı üzerine iflas tasfiyesine ist. Anadolu 3. icra iflas müdürlüğünün———- iflas sayılı dosyası üzerinden tasfiye işlemlerine başlanmıştır.
Müflis şirketin, iflas tasfiye işlemleri sırasında 30/01/2018 tarihli talep dilekçesi ile İİK.nun 309/1-2 vd ve 53. maddeleri uyarınca iflas içi konkordato talep ettiği; bu talebin 16/04/2018 tarihli ikinci alacaklılar toplantısında görüşülerek kabul edildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle mahkememizin görevli olup olunmadığı noktası üzerinde durmak gerekmiştir. İflas içi konkordato davaları, 7101 sayılı yasal değişiklikten sonra HSK 1. Dairesinin, 03/04/2018 tarihli kararında belirtilen davalardan olup dava tarihi itibariyle 1,2,3 nolu asliye ticaret mahkemelerinde görüleceği; iflas içi konkordato talebinin (iflas erteleme uzatma davası gibi) ek dava niteliğinde olduğuna ilişkin bir yasal düzenleme veya içtihat olmaması göz önüne alınarak iflas kararını veren mahkeme (Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi) farklı olmakla birlikte HSK’nın anılan kararına göre mahkememizin görevli olduğundan yola çıkılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Bir diğer önemli husus uyuşmazlıkta uygulancak yasa maddeleridir.
Dava tarihi 18/05/2018 ise de; konkordato talep tarihi 30/01/2018’dir. 7101 sayılı kanunun 46. maddesi ile, 2004 sayılı İİK a eklenen geçici 14. maddesinde “ bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte görülmekte olan iflasın ertelenmesi ve konkordato talepleri hakkında talep tarihinde yürürlükte bulunan hükümlerin uygulanmasına devam olunacağı” düzenlenmiştir. 7101 sayılı kanunun 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu tarihten önce 31/01/2018 tarihinde konkordato talep edildiğine göre, eldeki davada İİK’nın 7101 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki 309. maddesinin uygulanacağı anlaşılmaktadır.
7101 sayılı kanunla yapılan değişiklik öncesi 2004 sayılı İİK’nın 309/2 maddesine göre iflas kararından sonra borçlunun konkordato teklif etmesi halinde bu talebin 2. alacaklılar toplantısında görüşüleceği ve 294 den 299 uncu 302 den 308 inciye kadar olan maddeler burada da tatbik olunur.
Uygulanacak hükümler de belirlendikten sonra, talebin kabul edilebilirlik şartları üzerinde durmak gerekir. İflas içi konkordatonun tasdiki için borçlu veya alacaklılardan birinin talebinin olması, bu talebin usulüne uygun şekilde ilanla duruyurulan ikinci alacaklılar toplantısında görüşülmesi, yasanın nitelikli aradığı çoğunluğun sağlanması, borçlunun dürüst olması, iflas durumundan samimiyetle çıkmak istemesi, konkordato teklifinin, borçlunun malvarlığı ile orantılı olması, teminat şartının yerine getirilmiş olması, tasdik edilmesi uygun görülüyorsa tasdik harcının depo edilmiş olması gerekir. Bu sayılan şartların tümünün bir arada olması gerektiği çok açıktır.
Eldeki davada, borçlu adına müflis şirket yetkilisi iflas içi konkordato teklifinde bulunmuş; bunun üzerine Anadolu 3. icra müdürlüğünün ———- iflas sayılı dosyada—— tarihli yazıyla konunun müzakeresi için ikinci alacaklılar toplantısının ilanına karar verildiği; bu ilanların ———- tarihinde yapıldığı, belirlenen 16/04/2018 tarihinde ikinci alacaklılar toplantısının yapıldığı ve toplantıya katılan alacaklıların bir kısmının gerekli değerlendirmeyi yapıp oy kullanmak için süre istediği, bir kısmının kabul oyu kullandığı anlaşılmıştır.
İflas idaresi vekilleri 11/05/2018 tarihli Anadolu 6. ATM’ne sunulmak üzere hazırladıkları raporlarında, alacaklı sayısının 127 olduğunu; hesaba katılması gereken alcaklı sayısının 85; gereken sayının 43; kabul eden alacaklı sayısının 59 olduğunu; esas alınacak toplam alacak miktarının 19.296.963,65 TL olduğunu; asgari gereken tutarın 9.990.972,00 TL olduğunu; kabul edilen alacakların 17.729.978,62 TL olduğunu beyanla tasdik talebinde bulunmuşlardır.
Her ne kadar mahkememizce, davanın adi konkortado gibi değerlendirilip geçici mühlet kararı verilmiş, geçici komiser heyeti ataması ve ücret tayini yapılmış, üç ayın sonunda da geçici mühletin iki ay süreyle devamına karar verilmiştir. Ne var ki, iflas içi konkordato halinde ilan yapılmasına gereke olmadığı gibi komiser görevlendirmesine de gerek yoktur. İflas idare memurları komiser olarak görev yaparlar.(———— Bu nedenle 17/10/2018 tarihli 3. celsede keyfiyetin tespiti ile komiserlere ücret verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İflas idare memurlarının sundukları rapor üzerine, bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş; bilirkişi heyeti, 17/10/2018 tarihinde kök, 24/04/2019 tarihinde ek raporunu sunmuştur. Bilirkişi kök raporunda özetle; 7101 sayılı “İcra ve İflâs Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile, İcra ve İflas Kanununun konkordatoya ilişkin hükümlerinde önemli değişiklikler yapıldığı; ancak 7101 sayılı Kanunun 46. maddesiyle İcra ve İflas Kanununa eklenen Geçici Madde 14 uyarınca, 7101 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önceki konkordato taleplerinde, değişiklik öncesindeki hükümlerin uygulanacağı; 7101 sayılı Kanunun 15 03.2018 tarihinde yürürlüğe girdiği ve müflis şirket yetkilisinin 31.01 2018 tarihinde konkordato talep ettiği göz önünde bulundurulduğunda, somut olayda değişiklik öncesindeki hükümlerin tatbik edileceği, somut olayda müflis konumunda bulunan borçlu tarafından iflas içi konkordato teklifinde bulunulduğu, bu konkordato türünde, mühlet kararı verilmesine ve komiser görevlendirilmesine imkân ve gerek bulunmadığı, İflas idare memurlarınca hazırlanan 11/05/2018 tarihli raporda -detayları rapor içerisinde belirtilen- birtakım hatalar ve eksiklikler bulunduğu, özellikle konkordato nisabında dikkate alınan alacaklar arasında, alacağın temlikine konu olan alacaklar bulunup bulunmadığının açıklanması gerektiği, zira alacağın temlikinin mevcut olduğu hallerde, temlik alacaklısı durumuna geçen kişi kaç alacaklının yerine kaim olursa olsun tek oy hakkına sahip olacağı; dosya kapsamından, alacak temlikleri net olarak saptanamadığından, konkordatonun tasdiki için gerekli çoğunluğun sağlanıp sağlanamadığı konusunda değerlendirme yapılamadığı, borçlunun, konkordatonun tasdiki için İİK m.298 çerçevesinde teminat göstermesinin zorunlu olduğu kural olarak, bu teminat koşulunun, iflas idare memurlarınca tasdik talebinde bulunulduğu an itibariyle sağlanmış olması gerektiği ancak halihazır durum itibariyle teminat koşulunun sağlanmamış olduğu, yapılan hesaplamalar sonucunda, borçlunun asgari olarak 3.339.298,33 TL tutarında teminat göstermesinin gerekli olduğu sonucuna ulaşıldığı; asgarî olarak 3.339.298,33 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, bu çerçevede ödeme makbuzlarının veya teminat belge örneklerinin dosyaya sunulmasının zorunlu olduğu, aksi durumda konkordatonun tasdiki talebinin reddine karar verileceği hususları ihtar edilerek, teminat koşulunun yerine getirilmesi amacıyla borçluya kısa bir süre verilebileceği, ancak bu süreye rağmen borçlu tarafından teminat koşulu yerine getirilmezse, konkordatonun tasdiki için gerekli diğer şartların incelenmesine gerek olmaksızın, tasdik talebinin reddedilebileceği, şayet borçlu tarafından teminat koşulu yerine getirilir ve iflas İdare memurlarınca hazırlanan rapordaki eksiklikler giderilirse, konkordatonun tasdiki için gerekli diğer şartların incelenmesinin mümkün olacağının mütalaa edildiği görülmüştür.
Bilirkişi ek raporunda ise özetle; müflis şirketin konkordato teklifinin, alacaklıların yarısı ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmesi halinde kabul edilmiş sayılacağı, somut olayda 24 alacaklının borçlunun konkordato teklifini kabul ettiği, 18 alacaklının ise konkordato teklifini reddettiği yani konkordato teklifinin, alacaklıların yarısı tarafından kabul edildiği, ayrıca konkordatoyu kabul edenlerin alacaklarının toplamı 18.052.607,93 TL iken, konkordato teklifini reddedenlerin alacaklarının toplamının 1.243.753,17 TL olduğu, bu durumda, konkordato teklifinin kabul edenlerin alacaklarının toplamının, konkordatoya tabi tüm alacakların 3/2’sini fazlasıyla aştığı, o halde somut olayda müflisin konkordato teklifinin, kanunda öngörülen çifte çoğunlukla kabul edildiği, müflisin konkordatoya tabi borçlarının %15’inin ödenmesini öngören teklifinin, müflisin elindeki kaynakları ile orantılı olmadığı, müflisin mevcut kaynakları ile konkordatoya tabi borçlarının en az %60’ını ödeyebileceği, İİK m.298/II hükmünde “Hakim, konkordato teklifini yetersiz bulması halinde re’sen veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmeyi yapabilir.” denilmek suretiyle, konkordatoyu kabul etmeyenlerin haklarının da korunması amacıyla hakime, yetersiz bulduğu konkordato teklifini re’sen düzeltme yetkisi verildiği, bu düzeltmenin kapsamına teklif edilen oran olduğu gibi ve vadenin de dahil olduğu; somut olayda, İİK m.—- hükmünün Mahkemenize verdiği yetki kullanılarak, ödenecek borç oranının %60’a yükseltilebileceği ve neticede teklifin son halinin “konkordatoya tabi alacaklıların ana para borçlarının %60 ‘inin faizsiz, ticaret mahkemesinin vereceği tasdik kararının kesinleşme tarihinden itibaren 12 ay sonra başlamak üzere 36 aylık süre içerisinde her 3 ayda bir ödeme yapılarak 12 eşit taksitte ödenmesi” şeklinde revize edilebileceği, konkordatonun tasdik edilmesi için, teminat gösterilmesinin zorunlu olduğu, yukarıda 9. ve 10. sayfada yer verilen tabloda sıralanan alacaklılar lehine, iflas idare memurlarının teminat olarak gösterilmesine karar kıldıkları————no’lu parselde bulunan taşınmaz üzerinde ipotek tesis edilmesi gerektiği, bu kapsamda Sayın Mahkemenizce, ilgili tapu dairesine yazı gönderilerek, ipotek işlemlerinin (tarafların hazır bulunmalarına gerek olmaksızın) -gerekli harçların müflis tarafından yatırılması koşuluyla- ifasının emredilebileceği, teminat olarak gösterilen taşınmazda 1. ve 2. dereceden ipotekler mevcut olduğundan, ipotek tesisinin ancak 3. sıradan yapılabileceği, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için, 6.858,24 TL tutarında tasdik harcı yatırılması gerektiği, ayrıca -varsa- diğer yargılama giderlerinin (tebligat masrafı vs.) de yatırılmasının zorunlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Değişiklik öncesi İİK.nun 297.maddesine göre nitelikli çoğunluğun, yani alacaklı sayısının yarıdan bir fazlası ile alacakların 2/3’ünden fazlasının mevcut olduğu; kayıtlı olmayan alacakların (halen devam eden kayıt kabul davalarının) bu nisaplara etkisinin olmadığı, nisabın sayısal anlamda yakalandığı anlaşılmaktadır.
Yine, teminat koşulunun da yerine getirildiği kabul edilmiştir. Müflis şirketin———–parsel saylı taşınmaz üzerindeki yapı ve tesisi teminat olarak göstermiş; 14 milyon civarında değeri olan taşınmazın, üzerindeki ipoteklerden ari olduğunda dahi 11 milyon civarında değerinde olduğu tespit edildiğinden, teminat koşulunun yerine getirildiği kabul edilmiş, sair davacı itirazları üzerinde durulmamıştır.
Bilirkişi heyetinin %15 yerine %60 oranında borçların ödenebileceğine dair görüşleri üzerine; konkordato teklifine olumlu oy kullanan kimi alacaklılar, “teklif edilen oranın %15 olması koşuluyla konkordato teklifini kabul ettiklerini, kalan kısmından feragatlerinin şartlı olduğunu, amaçlarının bu feragatten diğer alacaklıların değil, müflisin faydalanması olduğunu” açıkça belirten dilekçeler sunmuşlardır. Bu alacaklılar incelendiğinde, bir tanesi ——–(müflis şirket yetkilisinin annesi) ve 9.594.566,21 TL alacağı masaya kayıtlıdır. Bir başkası, alacaklı ——— olup, onun da 2.385.542,25 TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır ve her ikisi adına kabul oyu kullanan, feragatin şartlı olduğunun belirten vekilleri ——- olup, adı geçen vekil aynı zamanda iflas idare memurudur. Kabul oyu veren bir diğer alacaklı ————–olup, o da iflas idare memurlarından bir diğeridir. Konkordato teklifini kabul eden 24 alacaklının ikisi bizzat iflas idare memurudur. En yüksek alacaklı 9.5 milyon ile ——— alacağı kabul eden alacakların yarısıdır.
Borçlunun konkordato teklifi, her şeyden önce dürüst olmalıdır. Müflis şirket, iflas tasfiyesi sonunda alacaklıların eline geçen tutardan daha yüksek bir tutarı alacaklılara vermeyi teklif ederek iflas durumundan çıkmayı hedeflemelidir. Değişiklik öncesi İİK.nun 297/2 maddesine göre borçlunun eşi, ana,babası, evladı ne alacaklı olarak ne de alacak miktarı ekseriyetinin teşkilinde hesaba katılmaz. Müflis şirketin tüzel kişi olması hasebiyle eşi, ana,babası olmayacaksa da, şirket yetkilisinin annesinin kabul oyu kullanması, üstelik alacak miktarının da 9.5 milyon gibi hayli yüklü bir miktar olması talebin dürüst olmadığını göstermektedir. Yine bu şartlı feragat eden alacaklıların vekilinin bizzat iflas idare memuru olması tek başına bir usulsüzlük değilse de tasfiyenin yürütülme şekline, temlikler sonucu kullanılan kabul oylarına ve alacakların masaya kaydına gölge düşürmektedir.
Bunların tümü bir yana, bilirkişi heyetinin, “borçlunun malvarlığı ile teklifi arasında orantı olması gerektiği, borçların %15’inin ödenmesi teklifinin orantılı olmadığı, bunun enflasyon oranları da nazara alınarak en az %60 oranlarında revize edilebileceği, mahkemece resen bu değişikliğin yapılabileceği” şeklindeki görüşünden sonra, kabul oyu veren alacaklıların, feragatlerinin şartlı olduğunu, borçların ancak %15’inin(en fazla %3-5 puan fazlası) ödenmesi kaydıyla kalan alacaklarından feragat ettiklerini beyan etmeleri de kabul edilebilir değildir.
Kural olarak alacaklıların, alacaklarını mümkün olan en yüksek oranda tahsil etmeyi amaçlamaları beklenir. Yine tasdik makamı olarak mahkeme de iflas tasfiyesine göre daha çok sayıda alacaklının daha çok oranda alacağını tahsil edebilmesini arar. Teklifi kabul eden alacaklı zaten borçlu ile uzlaşmış durumdadır. Gerek adi gerekse iflas içi konkordatoda mahkeme, konkordatoyu kabul etmeyen ancak tasdik halinde yasa gereği tasdik kararı ile bağlı olacak alacaklıların menfaatini gözetmek durumundadır, zira diğer alacaklılar zaten borçlu ile anlaşmıştır; kamu alacakları ve rehinli alacaklılar da zaten alacaklarına öncelikle kavuşacak olup nisabın hesabına bile dahil edilmezler. Alacaklıların zararına olacak konkordato teklifinin dinlenebilirliliği yoktur. Dosyaya dönecek olunursa, yukarıda belirtilen ve kabul oyu veren alacaklılar, açıkça, feragat ettikleri tutarlardan diğer alacaklıların yararlanmasını istemediklerini, mal varlığından geriye kalan kısmın müflise kalmasını istediklerini beyan etmişlerdir. Bu beyanların, mahkemenin, bilirkişinin görüşü doğrultusunda hareket ederek, resen teklifi %60 a çekmesinin önüne geçme maksatlı olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkeme konkordatoyu tasdik ederse, konkordatoya red oyu veren alacaklılar için de bu karar bağlayıcı olacak, kabul edilen oran kadar alacağına kavuşacaklardır. Bu durumda %15 oranında borçları ödeme vaadi dürüstlük kuralına uyan bir teklif sayılamayacağı gibi müflisin %15 oranında borç ödemesi halinde toplam ödeyeceği borç 3 milyon civarındayken mal varlığının 12 milyon civarında olduğu düşünüldüğünde orantılı da sayılamaz. Müflis borçlarını ödediğinde elinde yüklü bir tutar kalacaktır. Nitekim Y, 19 HD.nin —– tarih,—-E/——-K sayılı kararında da, “borçlunun teklifinin serveti ile mütenasip olması tasdik koşulu olduğu, aktifi borçlarından fazla olan borçlunun teklifinin dürüstlük koşulunun bulunmadığı” açıkça içtihat edilmiştir.
Açıklanan sebeplerle yasal koşulların oluşmadığı, dürüstlük kuralının gerçekleşmediği, alacaklıların zararına olacağı anlaşılan iflas içi konkordato talebinin reddine karar verilmiştir.
Ayrıca müdahillerin, teminat gösterilen taşınmazların cebri icra ile satılarak mülkiyetinin artık müflis şirkete ait olmadığı ve geçerli bir teminatın gösterilmediği; iflas idare memurlarının kendi alacaklarını kısım kısım kabul oyu veren başka (şirket yetkilisinin akraba ve hısımlarına) alacaklılara temlik ederek alacaklı sayısında çoğunluğu hileli olarak sağladığı, gayri faal olan müflis şirketin iflastan çıkmakta hukuki bir yararının olmadığı ve cebri icra yoluyla satılan taşınmazların tescillerinin önlenmesi için kötüniyetle konkordato talep edildiğine dair çeşitli itirazlar olmuştur. Talebin dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğu kanaati ile reddine karar verilmiş olduğundan, 2013 yılından bu yana iflas tasfiyesinin devam ettiği, yargılamanın hızlı olması ve alacaklıların alacaklarına bir an önce kavuşması amacı göz önüne alınarak, sonuca etkili olmayacak bu itirazlar üzerinde durulmamıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
Karardan bir suretin Anadolu 3. İcra İflas Müdürlüğünün———- iflas sayılı dosyasında iflas tasfiyesine devam edilmek üzere derhal gönderilmesine;
2- Alınması gerekli 44,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile——- ile Hayat Varlık vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 19/06/2019