Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/570 E. 2020/643 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/570 Esas
KARAR NO : 2020/643 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/05/2018
KARAR TARİHİ : 29/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı——-müvekkili arasında imzalanan —- tarihli —- kapsamında borçlu şirkete krediler kullandırıldığı, borçlu şirkete ayrıca kredi kartı verildiği ve kullandırıldığı, kullanmış olduğu kredilere ve kredi kartına istinaden borçlarını ödemeyen borçlu şirkete ve sözleşmedeki kefil—– borçları ödenmesi için ——— yevmiye nolu ve ———- yevmiye nolu ihtarnameler gönderildiği ve aksi halde yasal yollara başvurulacağı ihtarı yapıldığı, gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kalması üzerine —– numaralı dosyası ile davalılar aleyhine ihtiyati haciz kararı alındığı akabinde davalı borçlular aleyhine —- tarihinde —-sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalılar tarafından —- tarihinde icra takibene ödeme emrine, faize, faiz oranına, borca itiraz ettiğini, söz konusu icra takibinin, borçlular tarafından yapılan haksız ve kötü niyetli itiraz ile durduğunu, bu sebeple ——– sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıların , davaya cevap dilekçesi vermediklerini ancak icra müdürlüğüne hitaben vermiş olduğu itiraz dilekçesinde; davacı ——- herhangi bir borcunun bulunmadığını, borca, işlemiş faize ve talep edilen faizin yüksekliğine itiraz ettiklerini, kabul etmediklerini beyan ederek, takibin durdurulmasına karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, İİK 67.maddesi uyarıca, —- tarihli —– kapsamından kullanılan kredilerin tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Dosya bilirkişiye verilerek—- tarihli Bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi raporunda; davacı banka ile asıl borçlu ——–arasında,—–imzalandığı, Davalı —— müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla ve ——— kefalet hükmü kısmı imzaladığı, taraflar arasında imzalanan sözleşme çerçevesinde asıl borçluya, kredi mevduat hesabı açıldığı, ——— taraflar arasında kredi kapsamında ticari ilişkisi oluştuğunun tespit edildiği, yapılan inceleme ve hesaplamalar sonucunda, davacı bankanın davalı borçlulardan takıp tarihi itibarı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, asıl Borçlu——–yönünden, toplam —– davacı bankaya borçlu olduğu, davacı bankanın takip tarihi itibarı ile; tazmin olan Çek sorumluluk kredisi —- asıl alacak tutarı tamamen tahsiline kadar—– ve faizin —-vergisinin davalıdan istenilebileceği, ——– alacak tutarı tamamen tahsiline kadar yıllık —- oranında temerrüt faizi—- ve faizin % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmede ÇEK DEPO TALEBİNE İLKİŞKİN net bir ifadeye rastlanılmadığı, asıl borçlunun gayrinakdi kredilerin deposundan sorumlu tutulabilmesi için açık ve net bir şekilde sorumluluk içeren düzenleme bulunmaması nedeniyle davacı bankanın çek depo talebinin yerinde olmadığı, davalıda olan henüz iade edilmeyen — adet çekten ötürü toplam talepte bağlılık ilkesi çerçevesinde icra takip talebi —– depo talebinde bulunabileceği, davalı Kefil —– yönünden, toplam —-davacı bankaya borçlu olduğunun hesaplandığı, davalı Kefil —- imzalamış olduğu kefil limitinin —- olarak belirlendiği, Takip tarihinden itibaren —- kartlar borç toplamı — asıl alacak tutarı tamamen tahsiline kadar —oranında temerrüt faizi —- vergisinin davalıdan istenilebileceği, Tazmin olan Çek sorumluluk kredisi —- asıl alacak tutarı tamamen tahsiline kadar % 72 temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisinin davalıdan istenilebileceği, ancak Borçlar Kanunu 589.madde uyarınca ” Kefil, her durumda kefalet sözleşmesinde belirtilen azami miktara kadar sorumludur. ” hükmü bulunduğu, somut olayda, dava konusu genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil sıfatı ile imzalamış olan davalı kefillere , hesap kat ihtarı tebliğ edilememiş ise de hesap kat ihtarının dava dışı asıl borçluya tebliğ edildiği ve böylece asıl borçlunun takip tarihinden önce temerrüde düşürülmüş olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı, bu durumda davalı kefilin takip tarihi itibariyle sorumluluklarının asıl borç ve asıl borca takip tarihine kadar işleyecek temerrüt faizleri toplamının kefalet limitini geçmeyecek şekilde belirlenmesi gerektiği, dolayısıyla, Kefalet limitinin —- olması nedeni ile talep edecek tutarın —- ile sınırlı olacağı, şekilde görüş bildirilmiştir.
Davacı taraf vekilinin itirazları da dikkate alınmak suretiyle dosya farklı bir bilirkişiye verilerek —- tarihli Bilirkişi Raporu alınması yoluna gidilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda; Davalı Kredi asıl borçlusu;—- tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, nakit alacak olarak —– olmak üzere toplam —-talep edebileceği, gayri nakti olarak; davacı banka tarafından sunulan —- göre, banka tarafından icra takibinde, davalılardan, toplam —-Talep edildiği, taraflar arasında akdedilen, —– çek yaprağı depo talep edilebileceğine dair net bir hükme rastlanmadığı, ancak, davalı kredi asıl borçlusu yönünden, 5941 sayılı çek yasasına göre; “….hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir…”denilmiş olup, buna göre istenebileceği, diğer davalı müteselsil kefil; —– yönünden yaplan değerlendirmede ise; kefilin, kefalet limitinden ve kendi temerrütünden sorumlu olduğu, huzurdaki davada, davalı müteselsilsil kefil; —–kefalet limitinin —-olduğundan takip tarihi itibariyle, belirlenen toplam ——– kısmından ve takip ile temerrüt başladığından, bu tarihten itibaren de, kefalet limitinin temerrütünden sorumlu olacağı, ayrıca takip tarihinden itibaren nakit borç tamamen ödeninceye kadar asıl alacak tutarları üzerinden —-bedelleri için de, senevi —–istenebileceği, öte yandan, — dava tarihinden sonra,— tarihinde, davalı kredi borçlusu; ——– kredi borcu için yatırıldığı, söz konusu tahsilat tutarının, dava tarihinden sonra yapıldığından, İcra Müdürlüğü tarafından kapak hesabında, dikkate alınması gerektiği şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı,toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ———- imzanmış olup bu kapsamda davalı şirkete kredi kullandırılmış ve çek karnesi verilmiştir. Davalı——-söz konusu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış bulunmaktadır. Davalı şirketçe kullanılan kredinin bilirkişi raporu ile belirlenen tutarda ödemede gecikildiği ve temerrüte düşüldüğü dosya kapsamı ve bilirkişi raporu ile belirli bulunmaktadır.
—– tarihli Bilirkişi Raporunun usul ve yasaya uygun olduğu, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, faiz oranlarının sözleşmeye uygun olduğu, kat, temerrüt ve takip tarihlerine göre faiz hesabının yapıldığı, davalı —–müteselsil kefil sıfatıyla kredi sözleşmesini —– kefalet tutarı ile imzaladığı, TBK.nun 583. maddesinde kefalet ilişkisinin tüm yasal unsurlarını barındırdığı anlaşılarak rapora itibar edilmiştir.
Açıklanan sebeplerle bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı —- kefalet limiti —– sınırlı bulunduğundan bu davalı yönünden bu miktar üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Ayrıca 5941 sayılı Çek Kanunun 3.maddesi uyarınca muhatap banka süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde yasal sorumluluk tutarını ödemekle, kısmen karşılığı bulunuyorsa aradaki tutarı ödemekle yükümlü bulunmaktadır. Bu yükümlülüğün hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılan geri dönülemeyecek bir gayri nakti kredi sözleşmesi hükmünde olduğu anılan kanun hükmünde düzenlenmiş bulunmaktadır. —– da belirtildiği üzere bankaya yüklenen bu yükümlülük dolayısıyla bankanın hesap sahibinin banka nezdinde bulunan hak ve alacakları üzerinde rehin hakkı bulunmaktadır. Bu kapsamda geri dönüşü olmayan çekler yönünden ——— bedelinin banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine, karar vermek gerekmiştir.
Asıl alacak likit ve belirli olduğundan takdiren %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Bununla birlikte davalı tarafça —– tarihinde ödeme yapıldığı bilirkişi tarafından davacı banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme ile belirlendiğinden, ——– ödemenin tahsil tarihi itibariyle alacağın tahsili aşamasında borçtan düşülmesine ve icra müdürlüğünce kapak hesabında dikkate alınmasına karar verilmiştir.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile; Davalıların —- dosyasına yapmış olduğu itirazların kısmen iptaline, takibin —- asıl alacak —- işlemiş faizi——ihtiyati haciz vekaletname ücreti toplam —– üzerinden ve asıl alacak tutarları üzerinden kredili mevduat ve kredi kartı alacağı —- tazmin olunan çek yaprakları ——- için yıllık —— asıl alacak ve ferilerinden sorumlu olması kaydıyla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı tarafça —- tarihinde ödenen —– tahsil tarihi itibariyle alacağın tahsili aşamasında borçtan düşülmesine,
3—— gayrinakti kredi bedelinin banka nezdinde faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesine,
4-Asıl alacağın %20 si oranında 22.248,48 TL icra inkar tazminatının davalı ——- bu tutarın 20.000,00 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline davacıya verilmesine,
5- Alınması gerekli 11.446,31- TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
6- Davacı tarafından sarfedilen toplam 2.059,10-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.386,10-TL ‘nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 19.868,60 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/09/2020