Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/558 E. 2022/475 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/558 Esas
KARAR NO : 2022/475

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2015
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı sigortalı —— poliçesi ile müvekkil şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sigortalının, müvekkil şirkete yapmış olduğu ihbar neticesinde yapılan incelemede, sigortalı —- malzemelerini taşıması için anlaştığı davalı firması—– dönüşü, sigortalı firmanın — tesislerine —– malzemelerini teslim ettiğini, teslimat sırasında nakliye aracının üzerindeki malzemelerin içinde bulunduğu — yapılan —- kutulardan, 1 tanesinin tamamen kırıldığını ve 2.kutunun da ağır hasar aldığı kullanılmaz olduğu,—bulunduğu —zarar gördüğü ve hasarlandığının tespit edildiğini, yapılan ekspertiz neticesinde 9.007,75 EURO hasar tespit edildiğini, davacı müvekkili şirket tarafından sigortalıya hasar bedeli 09/03/2015 tarihinde hasar tazminatı olarak ödendiğini, bu nedenle dava konusunu oluşturan hasardan dolayı davalının TBK 49. Madde mucibince hukuki sorumluluğunun olduğunun anlaşılacağı, fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.007,75 TL EURO tazminatın ödeme tarihi olan 09/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanına girdiğinden görev yönünden davanın reddine karar verilmesi, dava konusu olayda dava dışı sigortalısının müvekkili şirketten herhangi bir tazminat talep hakkı olmadığından davacının da sigortalısına yapmış olduğu ——ile aktif husumet ehliyeti, iddia edilen hasardan müvekkili şirketin sorumlu olmadığından müvekkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, dava konusu taşıma işinde yükleme ülkesinin —-olduğunu, her iki ülkede— taraf olduğundan, dava konusu olaya CMR —- hükümleri uygulanması gerektiği, iddia edilen hasarın taşıma sırasında meydana gelmediğini bu nedenle müvekkilinin hasar ile ilgili hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkile CMR 30. Maddesine uygun hasar ihbarı da yapılmadığını, davacı tarafın ödeme tarihinden itibaren yasal faiz talebinin haksız ve hukuka aykırı olup, sorumlu olması halinde müvekkilinden istenebilecek faizin türü ve başlangıç tarihinin Konvansiyonun 27. Maddesi uyarınca ihbar tarihinden itibaren yıllık %5 olarak hesaplanması gerektiğini açıklanan nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle davacıya sigortalı dava dışı —- ait emtiaların davalı tarafça taşınması sırasında hasar gördüğünden bahisle sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin taşımacı olan davalıdan rücuen tahsili istemli açılan maddi tazminat davasıdır.
Eldeki dava ilk olarak——. Sayılı numarasını almış, Mahkemece davanın mutlak ticari dava olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, ardından dosya mahkememize tevzi edilmiştir. Görevsizlikle gelen dosya mahkememizde —. sayılı numara ile kaydedilmiş, Mahkememizce uyuşmazlığın çözümüne ilişkin —- ve taşıma uzmanı bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyetince tanzim edilen 29/07/2016 tarihli raporda özetle: “Dava dosyasında hasarlanan yüküm taşıyıcıya hasarsız teslim edildiğinin sabit olduğu, CMR hükümlerinde taşıyıcının hasarsız teslim aldığı mallara gelecek hasardan kurtulabilmesi için hasarın kendi kusurundan doğmadığını ispatlaması gerektiği, ispat yükünün taşıyıcıya ait olduğu, dava dosyasında davalının ispat yükü şartını yerine getirdiğine ilişkin bir delil olmadığı, dava konusu hasar bedelinin 9.007,75-Euro olduğu kanaatine varıldığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafça rapora itiraz edilmiş, Mahkememizin 2 numaralı celsesinde davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine dosya üst merciye gönderilmiştir. —- Karar sayılı ilamı ile:”..Davalı taşıyıcıya CMR 30 kapsamında ihbarın ne zaman yapıldığı dosyadan anlaşılamamaktadır. Taşıma 03/11/2014 tarihinde yapılmış, ürünler teslim alındıktan sonra 05/11/2014 tarihinde tutanak tutulduğu ve fotoğraf çekildiği anlaşılmaktadır. (emtiayı teslim alanların kendi aralarında tuttukları ve çektikleri) Dosyada bulunan fotoğraflardan bir kısmının üzerinde — tarihi yazılıdır. Bazı fotoğraflarda ise tarih yoktur. Dosyada yer alan bir kısım fotokopilerin taşıma evrakları olduğu tahmin edilmekte ise de evraklar okunamamaktadır. Bu nitelikteki okunamaz fotokopilerden yola çıkarak davalının sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise sorumluluğunun niteliği anlaşılamamaktadır. Taşıma belgelerinin okunaklı suretleri taraflardan ve taşıma ——- yapıldığından ilgili—– istenerek, davaya yol açan hasarın mahiyeti, hasara yol açan olayın kimin sorumluluğu tahtında nasıl ve surette gerçekleştiği tereddüte mahal vermeyecek tarzda belirlenmelidir. —– belgelerinden yola çıkılarak düzenlenen bilirkişi raporunun da denetlenebilir olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu hususları karşılamayan okunamayan belgeler kapsamında yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş olması, delillerin toplanmadan ya da gereği gibi değerlendirilmeden hüküm kurulması anlamındadır. Bu durumda kararın kaldırılarak, usulü dairesinde inceleme yapılarak karar verilmek üzere dosyanın iadesi gerekmiştir.” gerekçesi ile Mahkememizce verilen kararın kaldırılmasına karar vermiştir.
Mahkememizce istinaf ilamı doğrultusunda taraf vekillerine taşıma belgelerinin okunaklı bir suretini sunmaları için kesin süre verilmiş, —-taşıma belgeleri ve CMR’nin bir örneğinin gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabında beyanname numarasının bildirilmesi gerektiği bildirilmiş, taraf vekillerine beyanname numarası bildirmesi için kesin süre verilmiş, davacı tarafça bir kısım belgeler sunularak ekte sunulan belgeler ve dosyada mübrez deliller ile inceleme yapılmak üzere bilirkişiye tevdi talep edilmiş, hal böyle olunca verilen kesin süreler ve talep doğrultusunda yine ilk raporun denetlenebilir olmadığı istinaf ilamı ile de sabit olduğundan yeni bir bilirkişi heyetinden rapor almak gerekmiştir.
—-bilirkişisi, sigortacı ve taşımcı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinin 15/11/2021 tarihli raporunda özetle: “Dosyada ekli tutanağın davalı tarafın gıyabında düzenlendiği, davaya konu edilen ürünlerin yükleme/aktarma sırasında — kaba — veya yükün açık araca güzergaha uygun bir şekilde istiflenip sabitlenmemesi nedeniyle nakliye sırasında ambalajlarının bozulması sonucu hasar ve zarar görmüş olabileceği kanaatine varıldığı, taşıyıcının teslim aldığı haliyle alıcısı emrine teslim borcu üstlendiği gibi taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğu altında olduğu, sevk edilen malın araca, yükün özelliklerine ve güzergahın durumuna uygun ambalajıyla istiflenmesi ve araca sabitlenmesi halinde taşınan malın nakliye haricinde kısmen de olsa hasar görmesinin ihmal edilebilecek kadar düşük bir ihmal olduğu, hatalı yapılan yükleme, —–ise dıştan muntazam görünen yükün tamamının veya bir kısmının üzerinde sevkiyat sürecinde ortaya çıkan mutat salınımların etkisiyle sürtünmeye/darbeye/devrilmeye/—- oluşmasının tetikleyeceği, dosya kapsamındaki belgeler incelendiğinde gönderenin yaptığı ambalajla yüklenip istiflenen ve açık araçla sevk edilen emtia üzerinde hasarın nakliye süresinde oluştuğu kesinlik kazansa bile tartışılan hasardan/zarardan dolayı davalının CMR Konvansiyonu 17/a-b-c maddesi nazarında davacıya karşı tazminat bağlamında sorumlu olmadığı, aksi yönde kanaat oluşması ve işbu davanın kabul edilmesi halinde, karşılığı CMR md.23/7-2 uyarınca karar tarihindeki kurlara” göre belirlenmek üzere davalının sorumluluğunun somut olayda “CMR Md.23/3’e göre —-bu miktara CMR Md.27/1’e göre “dava tarihinden itibaren 45 oranında —–yürütülebileceği” yönünde görüş bildirmişlerdir. Rapor taraflara tebliğ edilmiş, davacının itirazları kapsamında müterafik kusurun da değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, alınan 18/03/2022 tarihli ek raporda özetle: “Eğer ki kifayetsiz — hatalı istifleme, yetersiz sabitleme yüklemeye nezaret borcu kapsamında taşıyıcının kendi bilgisiyle fark edebileceği kadar bariz ise müterafik kusuru nispetinde hasardan sorumlu olacağı, somut olayda nakliye aracının üzerindeki malzemelerin içinde bulunduğu dıştan muntazam—-kutulardan bir tanesinin tamamen kırılabileceğini, 28/06/2016 tarihi itibariyle davacının dava dosyasına intikal ettirdiği aşağıda 2 adetinden alıntı yapılan fotoğraflardan izlenen şekilde —-veya —-istiflenmiş ürünlerin ağır hasar alarak kullanılamaz hale geleceği, sağlam görünümlü — dışı —- ——- kifayetsiz olabileceğini, içerisindeki ürünleri koruyamayacağını, bu yüzden sevkiyat süresince emtianın kısmen de olsa hasar görebileceğini basit bir değerlendirme ile önceden fark edebilmesinin teknik olarak ve fiilen de mümkün olmadığından müterafik kusurunun bulunmadığı” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilmediği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında 09/03/2015 tarihli ibraname mübrez olup, sigortalının ödeme nedeniyle hasardan kaynaklı rücu hakkını kayıtsız ve şartsız olarak davacıya temlik ettiği, davacının bu temlik nedeniyle aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafça kesin sürede sunulan CMR belgesi incelendiğinde 2013 tarihli taşıma belgesi sunulduğu, dava konusu hasarlı taşıma ile ilgisinin olmadığı, gelinen aşamada CMR belgesinin sunulamadığı tespit edilmiştir.
Dosyada mübrez 16/02/2015 tarihli ekspertiz raporunda: —— söküldüğü ve aynı koliler içinde ambalajlandığı, ambalajlı ürünlerin –tarafından —- nakledilmek üzere tıra tüklendiği, sigortalı yetkilileri beyanına göre —kapalı—- yüklendiğinin bildirilmesi üzerine, sigortalı firma yetkililerinin — depolarında tahliyeye — olmadığını, —- yapacaklarından dolayı bunu kabul etmediklerini ve açık kasa araca yüklenmesini istedikleri, muhtemelen bu sırada kapalı kasa araca yüklenen kolilerin alınarak açık kasa araca yüklendiği, bu aktarma sırasında ve nakliye süresince bazı ürünlerin kolilerinin,ambalajlarının bozulduğu, dağıldığı ve ürünlerin kolilerden taşarak kırıldığı, hasarlı parçaların nakliye içi yükleme sırasında veya seyir halinde iken hasarlandığı kanaatine varıldığı” yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da bilirkişice hasarın yükleme/aktarma sırasında —-yapılan—- yükün açık araca —- uygun bir şekilde istiflenip sabitlenmemesi nedeniyle nakliye sırasında —-bozulması sonucu olduğu tespit edilmiştir.
Davaya konu uyuşmazlığın — karayolu ile taşımadan kaynaklandığı ve uyuşmazlığa CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı kuşkusuzdur. CMR Konvansiyonun 17/2 maddesi uyarınca, eğer kayıp, hasar ya da gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden, taşımacının hatasından değil de, istek sahibinin verdiği talimattan, —kusurdan yahut da taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri gelmişse taşımacı sorumlu tutulamaz. Yine hasar, aynı Konvansiyonun 17/4 maddesinde belirtilen koşullardan bir veya bir kaçının doğal sonucu olan özel risklerden doğmuş ise taşımacı sorumlu tutulmayacaktır. Anılan maddede hasarın, kötü ambalajlamadan ve eğer gönderene aitse uygun olmayan istiflemeden kaynaklanan hasarlarda taşıyıcının sorumlu olmadığı belirtilmiştir.– olarak, yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekip bu nedenle meydana gelecek hasarlarda müterafik kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ve ekspertiz raporunda da tespit edildiği üzere sigortalı tarafından yükün kapalı—- açık—- araca yüklenmesi talimatı sebebiyle —— yapılan —- istifleme hatası ve bu nedenle bozulan ambalajlardan meydana geldiği tespit edildiğinden davalının —-getirdiği kural olarak taşıma sırasında meydana gelen hasarlardan sorumlu ise de hasarın meydana geliş şekli açık olup, CMR 17/2 ve 17/4 uyarınca sorumluktan kurtulduğu kanaatine varılmıştır. Buna rağmen yerleşik Yargıtay içtihatları gereği taşıyıcının nezaret görevi kapsamında varsa müterafik kusuru zarardan sigortalı ile birlikte sorumlu tutulması gerekmekte olup, bilirkişice davalının nezaret görevi kapsamında bu hasarın meydana gelebileceğini basit bir değerlendirme ile önceden fark edebilmesinin teknik olarak ve fiilen de mümkün olmadığını, müterafik kusuru bulunmadığını tespit etmekle Mahkememizce hükme esas alınan kök ve ek rapor doğrultusunda davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Yine davacı tarafça da ek rapora itiraz edilmeyerek davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu da anlaşılmıştır. Hal böyle olunca dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 503,24-TL harcın mahsubu ile artan 422,54‬-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 21,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı yararına —göre belirlenen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.