Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/557 E. 2018/544 K. 12.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/557 Esas
KARAR NO : 2018/544
DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 11/05/2018
KARAR TARİHİ : 12/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin davalı kredi kuruluş ile akdetmiş olduğu genel kredi sözleşmeleri kapsamında, davalıdan ayrı ayrı 2.300.000,00 TL, 500.000,00 TL ve 750.000,00 TL tutarlı krediler kullandığını, müvekkil şirketin uygun faiz oranlarından yararlanmak amacıyla davalıdan çekmiş olduğu kredi borçlarını, ………..Bankası A.Ş.’ye transfer ettiğini, davalı kredi kuruluşunun, sözü edilen transfer işlemi sırasında müvekkil şirketin kredi borçlarının üzerine “erken kapama bedeli” adı altında ek yükümlülükler ilave ettiğini, buna karşılık genel kredi sözleşmelerinin tetkikinde, davalı kredi kuruluşunun hak ve istekleri arasında erken ödeme halinde erken kapama bedeli tahsil edilebileceğine dair bir kayda rastlanmadığını, müvekkil şirketten haksız olarak tahsil edilen erken kapama bedelinin ödenme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı kredi kuruluşundan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalı kredi kuruluşundan “erken kapama bedeli” adı altında haksız olarak alınan şimdilik 5.000,00-TL’nin ödenme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı kredi kuruluşundan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama devam ederken talep miktarını arttırarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın müvekkil bankadan üç ayrı kredi kullandığını, kredileri erken kapayarak Halk Bankasına transfer ettiğini, müvekkil bankanın %5 oranında erken kapama ücreti aldığını, şimdilik 5.000,00-TL’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile ödenmesini haksız ve dayanaksız olarak dava ettiğini, davacı ile imzalanan Genel kredi Sözleşmesinin 64. Maddesinde ise işbu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun belirtildiğini, davacının kısmi dava veya belirsiz alacak davası açma hakkı olmadığından bu yönü ile dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu ücretlerin ise TTK. ve Bankacılık Kanununa uygun olduğunu, davacının bankanın komisyon ücret hakkını akdedilen kredi sözleşmesi ile kabul ettiğini, tacir olan davacının imzalamış olduğu sözleşmeler ile bağlı olup, bu sözleşmelere uygun olarak yaptığı ödemelerin iadesini isteyemeyeceğini, aksi yönde bir düşüncenin ise irade özgürlüğü ilkesine aykırı olacağını, tacir olan davacının dava konusu ücret ve komisyonu itirazi kayıt ileri sürmeden kendi özgür iradesi ile ödediğini, bu şekilde yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceğini, kesin yetki kuralı gereğince yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, belirsiz alacak veya kısmi dava açma şartları olmadığından davanın usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan da reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibariyle davacı şirketin davalı bankadan kullandığı ticari kredinin erken kapatılması nedeniyle davalı bankanın erken kapama ücretini haksız aldığı iddiasıyla açılan alacak-tazminat davasıdır.
Mahkememizin …. E., ……K. sayılı dosyasından yapılan yargılama sonunda 19/01/2016 tarihinde davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiş, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/11657 E., 2018/1202 K. Sayılı 19/02/2018 tarihli kararı ile; “Taraflar arasında geçerli olarak yapılmış yetki sözleşmesi varsa ve bu sözleşmede davanın sözleşmeyle kararlaştırılan yer dışında genel ve özel yetkili başka bir mahkemede de açılabileceğine dair aksine bir düzenleme yoksa dava yalnızca sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinde açılabilir (HMK. md. 17).Dosya içerisinde bulunan kredi sözleşmelerinin incelenmesinde, 64. maddesinde “Uyuşmazlıklarda İstanbul (Merkez Adliyesi) mahkemeleri ve İcra Müdürlüklerinin yetkilidir.” şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığı, 6100 sayılı HMK’nin 17. maddesinde tacirler ve kamu tüzel kişilerinin aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılabileceği yönünde düzenleme bulunduğu anlaşılmaktadır. Bunun yanında yetki sözleşmesi ancak kesin yetki bulunmayan ve tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmaları halinde geçerli olarak yapılabilir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde, taraflar tacir olup, bu bakımından öncelikle sözleşmedeki yetki şartı geçerlidir. Dosya içerisinde davalı bankaya dava dilekçesinin 17/04/2014 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı vekilinin 29/04/2014 tarihli cevap süresinin uzatımına ilişkin talebi üzerine mahkemece süre uzatım kararı ile bir ay ek süre verildiği, bu kararın 09/05/2014 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, 20/05/2014 tarihinde verilen cevap dilekçesi ile süresinde yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. Bu suretle taraflar arasında kredi sözleşmesi içeriğine göre HMK’nin 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi mevcut olup, işin esasına girilmeden mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına yönelik karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davalı yararına bozulmasını gerektirmiştir. ” gerekçesi ile bozulmasına karar vermiştir.
İncelenen tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve uyulmasına karar verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/11657 Esas, 2018/1202 Karar sayılı, 19/02/2018 tarihli ilamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 64. maddesinde, “Uyuşmazlıklarda İstanbul (Merkez Adliyesi) Mahkemeleri ve icra müdürlükleri yetkilidir” şeklinde yetki sözleşmesi yapıldığı, davalı tarafından süresi içinde yetki itirazı ileri sürüldüğü anlaşıldığından ve taraflar tacir olup sözleşmede belirlenen yetki sözleşmesi HMK. m. 17. gereğince geçerli olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde bulunmakla mahkememizin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 331/2. maddesi gereği harç ve yargılama giderlerinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli ve yetkili mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere (kısa kararda sehven iki hafta içinde, İstinaf yolu açık olmak üzere yazılmıştır) verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/06/2018