Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/550 E. 2018/871 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/550 Esas
KARAR NO : 2018/871
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 15/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı firma arasında 08.11.2017 tarihinde hafriyat sözleşmesi akdedildiğini, davalı tarafça kısmi ödeme yapılmış ise de, sözleşmeden doğan 576.000-TL bakiye alacağın bugüne kadar ödenmediğini, davalı firmaya alacağın ödenmesi ve faturanın tebliği için ….. Noterliği aracılığıyla ihtar çekildiğini, davalı tarafında ihtarnameye karşılık olmak üzere …. Noterliği aracılığıyla cevabi ihtar ve ihtarname gönderdiğini, davalının borcu ve sözleşme olmasına rağmen itiraz ettiğini ve faturayı iade ettiğini açıklanan nedenlerle, davanın belirsiz alacak davası olduğu belirtilerek harca esas değer kısmında 10.000-TL bildirilmiş, dilekçenin talep kısmında 20.000,00-TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 576.000TL alacağın bir kısmı) davalı taraftan temerrüde düştüğü tarihten itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini yargılanma masrafının ve ücreti vekaletin haksız davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 16/05/2018 tarihli ara kararla harca esas değer hususunda açıklama yapılması istenmiş, davacı vekili25/05/2018 tarihinde ön bürodan verilen dilekçesi ile “Mahkemenizde fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere açılan belirsiz alacak davasında harca tabi değer 10.000-TL olarak yer verilmiştir.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı vekilinin alacağın tamamının 576.000,00-TL olduğunu belirtmesine rağmen HMK’nın 107. ve 109. maddelerine aykırı biçimde 20.000,00-TL’lik kısmi dava açtığını, davacının alacağın tamamının 576.000,00-TL olduğunu iddia edip hiçbir yasal dayanağı olmadan sadece 20.000,00-TL talep ederek dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından açılan davanın usulden reddinin gerektiğini, müvekkili ile ….. arasındaki …. tarihli sözleşmeye göre tarafların müvekkil şirket tarafından üzerinde inşaat yaptırılacak olan……parsel nolu arsa üzerindeki hafriyat işinin davacı….tarafından yapılması hususunda anlaştıklarını, yapılan sözleşme uyarınca müvekkilinin kendisine yüklenen edimleri tamamen yerine getirdiğini, davacı tarafın sözleşme çerçevesinde sunduğu hizmetin karşılığını davacıya tamamen ödediğini buna rağmen davacının müvekkili olan davalıdan sözleşme ile teminat altına alınmayan yahut sözleşmeye konu edilmeyen türde taleplerde bulunduğunu ve bunu faturaya yansıtarak müvekkiline tebliğ ettiğini, müvekkilininde faturaya konu herhangi bir borcu bulunmadığından süresi içinde faturaya itiraz ettiğini ve davacıya iade ettiğini, davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi müvekkilinin davacıya 576.000,00-TL tutarında bir borcu bulunmadığını açıklanan nedenlerle müvekkili davalı …… aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekâletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : İncelenen dosya kapsamına göre davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye dayalı olarak davacı tarafından davalı aleyhine açılan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinin incelenmesinde davacı tarafından dava konusu olarak, … keşide tarihli ….TL miktarlı ….. no’lu faturada belirtilen alacağın taraflar arasında yapılan hafriyat sözleşmesi esas alınarak müvekkil alacağının tahsili talebi yazılmış olduğu, harca esas değer kısmında davanın belirsiz alacak davası olduğu ve harca esas değer olarak 10.000,00-TL beyan edilmiş olduğu ve bu tutar üzerinden dava açıldığı anlaşılmıştır.
6100 Sayılı HMK.’nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinde, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2015/22-175 E., 2018/558 K. Sayılı 28/03/2018 tarihli kararında; “Davacının dava açmaktaki yararının hukuki, korunmaya değer, güncel ve dava açıldığı anda var olması gerekmektedir. Belirsiz alacak davası yönünden konu değerlendirildiğinde, belirsiz alacak davasının koşulları bulunmadığı hâlde bu tür davanın açılması durumunda, davanın açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmeli ancak hâkim bu hukuki yararı eksikliğinin tamamlanması için davacıya süre vermemelidir. Bazı dava şartı eksikliği sonradan tamamlanabilse de, hukuki yarar şartı eksikliği tamamlanamaz. Çünkü açıklandığı üzere dava şartları dava açıldığı tarih esas alınarak belirlenir (Pekcanıtez, a.g.e, s. 954).” şeklinde gerekçe ile davacının dava konusu alacağın miktarını belirleyebildiği durumlarda belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmadığını, bu dava şartının sonradan tamamlanabilecek bir dava şartı olmadığını belirtmiştir. Benzer konuda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/467 E., 2018/364 K. Sayılı 29/03/2018 tarihli kararında; “Davacı vekilinin dava dilekçesinde açıkladığı olaylar ve istemleri dikkate alındığında; davacının dava tarihi itibariyle alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebilecek durumda olduğundan, davacı vekilinin dava dilekçesinde alacağının belirsiz alacak davası olarak belirtmesine karşın, kısmi dava açabilecek iken belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı ve mahkemece bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde gerekçe ile davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacı tarafın, …. keşide tarihl….-TL miktarlı… no’lu…” şeklinde tam ve kesin olarak bildiği ve mahkemeye beyan ettiği alacağı ile ilgili belirsiz alacak davası açtığını beyan ederek, dilekçesinin bir bölümünde harca esas değer olarak ….-TL beyan etmiş, talep kısmında …-TL beyan etmiş olması nedeni ile HMK. m. 119/1-ğ gereği talep sonucunu açıklaması için davacı tarafa süre verilmiş, davacı vekili, davanın 10.000,00-TL harca esas değerle açılan belirsiz alacak davası olduğunu beyan etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin kararı ve benzer konuda verilen diğer kararlar göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın fatura bilgilerini de belirtmek sureti ile alacak miktarını tam ve kesin olarak bilmesi, bu nedenle belirsiz alacak davası açmasında hukuki yarar bulunmaması, belirsiz alacak davası olarak açılan davaya kısmi dava olarak devam edilmesinin de mümkün olmaması nedeni ile HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın 6100 sayılı HMK.’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar yokluğundan usulden REDDİNE
2-Alınması gerekli 35,90-TL harcın peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 134,88-TL harcın, talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden 1.090,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/11/2018