Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/544 E. 2021/1286 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/544 Esas
KARAR NO: 2021/1286
DAVA: Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/05/2018
KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Ünvanın Kullanılmasından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafa ait —- —- müvekkili şirket dahil olmak üzere birçok şirket, firma veya kuruma ilişkin itibarı zedeleyici, küçük düşürücü ve müşterilerin haksız yere güvenini sarsıcı ve kötü niyetli suçlamalar yayınlandığını, internet sitesinde bu ithamların yayınlanmasında herhangi inceleme yapılmaksızın izin verildiğini, site dâhilinde yayınlanan itham veya şikâyetlerin gerçek tüketici tarafından yapılıp yapılmadığı, şikâyet edilen şirketten hizmet alınıp alınmadığının belirsiz olduğunu, herhangi bir şirket veya firma aleyhinde şikâyet, yorum veya suçlama yapılmak istendiğinde, siteye kayıt olmak haricinde, davalı tarafından herhangi bir ücret talep edilmediğini ancak yorumlara cevap veya savunma yapılmak istendiğinde ücret talep edildiğini, ücret ödenmediği takdirde davalı tarafından itham ve şikayetlere ilişkin savunma ve cevabın site üzerinden yayınlanmasına izin verilmediğini, —– tarihli ihtarnamesine rağmen tüm itibar sarsıcı ve küçük düşürücü yayınların yayınlanmaya devam etmesi neticesinde müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, davalının Medeni Kanunun 2. Maddesine aykırı olarak Hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı hareket ettiğini,5651 sayılı kanun gereğince davalının hukuka aykırı yayını kaldırmakla yükümlü olduğunu, davalıya ait internet sitesinde, firma ve şirketlere ilişkin doğruluğu ispatlanmamış, itibar düşürücü güven sarsıcı ve yanıltıcı şikayet ve ithamların yayınlanmasının açıkça haksız rekabet teşkil ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle davalının internet sitesindeki eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulü ile şimdilik — maddi tazminatın ve —- manevi tazminatın internet sitesindeki yorumların yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin —— çalışma içerisinde olduğunu,—– müvekkili şirket tarafından yapıldığını, halen bakım-onarım ve operasyonel ——– içeriklerin tamamen üye kullanıcılar tarafından oluşturulduğunu, müvekkili şirket tarafından bu içeriklere firma aleyhine olacak şekilde hiçbir surette müdahale edilmediğini ancak ahlaka —– içeriklerin çıkarıldığını ve yayınlanmadığını, hakkında şikayet yayınlanan kurumların cevap haklarını kullanabildiklerini, kurumsal üye olup olunmadığına bakılmaksızın hakkında tüketiciler tarafından şikayet oluşturulan tüm şirketlere ücretsiz cevap hakkı sağlandığını, kurumsak üyelikli firmaların cevap hakkını kullanması ile bir ilgisinin olmadığını,——– müvekkilinin davalı sıfatının bulunmadığını, davacının, cevap hakkının kullanılması için müvekkili şirketin kurumsal üyelik adı altında para istediği iddiasının gerçek olmadığını, kullanıcıların siteye üye olması için —- onayı gerektiğini, siteye üye olan bütün kullanıcıların bu onay sürecinden geçtiğini dolayısıyla kullanıcıların gerçekliğinin tartışmadan uzak olduğunu, müvekkili firmanın şikayetlerin gerçek olup olmadığını teyit etme imkanı olmadğını, söz konusu reklam içeriklerinin müvekkili firma tarafından oluşturulmayıp, — çerçevesinde kullanıcılara ilgi alanları dahilinde —- sunulduğunu açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalı şirkete ait olan—– internet sitesi üzerinden yapılan yayınların haksız rekabet teşkil ettiği iddiasıyla açılan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için bilişim uzmanı ve haksız rekabet uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda özetle: “Dosyaya konu internet siteleri üzerinde inceleme yapıldığını, davacı hakkında şirkeyetler ve şikayete konu başlıkları incelendiğinde —- internet sitesi üzerinden yapılan şikâyetlerde hakaret unsurları dışında olan ifadelerin serbest bırakılmasıyla sert ifadelerin kullanılabildiği, incelenen şikâyetlerde davacı hakkında ticari itibarı sarsıcı yorumlar yapıldığı, davacı tarafın sistem üzerinde üyeliğinin bulunmadığı, bu sebeple şikayeti oluşturan son kullanıcı gibi kullanıcı girişi yaparak direkt şikâyetlere cevap veremediği, ancak davalı taraf çalışanı olan operatörler aracılığıyla cevap verme hakkı bulunduğunu, dava konusu eylemlerin gereksiz yere incitici açıklamalar olması sebebiyle haksız rekabet teşkil ettiği ancak bu açıklamaların davalı tarafından değil, gerçekte davacıdan hizmet alıp almadığı dahi belirlenemeyen üçüncü kişilerce yapıldığı, davalının sadece yer sağlayıcı olduğu, kural olarak içerikten sorumlu olmadığı, —— davalının kişilik hakları ihlal edilen gerçek veya tüzel kişilerin kendisine müracaat etmeleri halinde içerik sağlayıcı üçüncü kişiler tarafından oluşturulan içerikleri kaldırmakla yükümlü olduğunu, haksız rekabet bakımından ise kural olarak kötüleme eyleminden kötüleyici açıklamayı yapan kişinin sorumlu olduğu, bununla birlikte — uyarınca sorumluluğun doğabileceği, bu şartlar altında ele alındığında davacının davalıya —– ihtarname göndererek içeriğin kaldırılmasını ve içerik sağlayıcılara ilişkin bilgilerin verilmesini talep ettiği buna rağmen davalının içeriği kaldırmadığı gibi içerik sağlayıcıya ilişkin bilgileri de davacı ile paylaşmadığı, bu şartlar altında davalının —- çerçevesinde kusurlu olduğu ve bu kanundan kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal ettiği, öte yandan da —- hükmü çerçevesinde haksız rekabet sorumluluğunun doğduğu, kusurlu hareket eden davalının —- maddi tazminat sorumluluğunun bulunduğu, manevi tazminat talepleri açısından takdirin mahkemede olduğu” yönünde görüş bildirmişlerdir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, Davalı tarafın rapora itirazı nedeniyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyetinden alınan —- tarihli ek raporda özetle: —– isimli kullanıcı tarafından oluşturulan içerikte , davacı hakkında şikâyet dile getirilirken, davacı hakkında son cümle olarak —- açıklamasına yer verilmesinin TTK m. 55/1-a-1 anlamında gereksiz yere incitici açıklamalar ile kötüleme teşkil ettiği, davalının bu içerikten sorumlu olabilmesi için, davacının davalıyı söz konusu içeriklerden haberdar etmiş olması ve içeriği kaldırılarak içerik sağlayıcıların bilgilerini istemiş olmasının gerektiği, bu talebin geçerlilik şartına bağlı olmadığı, dava konusu ihtilafta davacının davalıyı başka bir şekilde —- haberdar etmediği ve bahsi geçen ihtarnamenin de davalıya tebliğ edilmediği sonucuna varılması halinde, davalının söz konusu içeriklerden dolayı bir sorumluluğunun bulunmayacağı, buna karşılık aksi bir sonuca varılması halinde ise davalının kök raporda da belirtilen haksız rekabet sorumluluğunun doğacağı, davanın özüne ilişkin bu delili değerlendirilme yetkisinin münhasıran hakimin yetkisinde olması sebebiyle bu konuda bir görüş belirtmekten kaçınıldığı” yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili bu kez ek rapora itirazları ile bir kısım mail yazışmaları sunarak davalının haberdar edildiğini beyan etmiştir. Gelinen aşamada alınan rapor yeterli olduğundan başkaca bir rapor alınmaya gerek görülmemiş ve aşağıdaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
—- sayılı yasada yer sağlayıcı, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmıştır. Yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu —- göre haberdar edilmesi hâlinde yayından çıkarmakla yükümlüdür. Yine atıf yapılan 9. Maddede: “İnternet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hâkimine başvurarak içeriğin çıkarılmasını ve/veya erişimin engellenmesini de isteyebilir.” düzenlemesi mevcuttur. Görüldüğü üzere davalı yer sağlayıcısına yasa hukuka aykırı içeriğin haberdar edilmesi ve çıkarılmasının talep edilmesi halinde yayından kaldırma yükümlülüğü getirmiştir. Ne var ki davacı tarafça davalıya gönderilen —- tarihli ihtarnamenin davalı şirketin taşınması sebebiyle iade olduğu tespit edilmiş, devamında davacı tarafça başkaca bir ihtarname gönderildiği dosya kapsamına göre ispat edilememiştir. Davacının iddiası davalı yana gönderilen ——tarihli mailler ile bu yükümlülüğün yerine getirildiği, davalının içeriği yayından kaldırma yükümlülüğünün doğduğuna yönelik olup, incelenen —– resmi bir yazı gönderip kaldırılmasını talep edeceğiz adres ve ünvan bilgilerinizi alabilir miyiz” içeriğindedir. —- tarihli mail: —— hanım, sahte şikayetler ile karalama yapan şahısların içerikleri var bu nedenle —– görüntülendiğinden dolayı durumu çözmek adına yasal yazı göndermek istiyoruz, bu ne denle de ünvan, adres bilgilerinizi alırsak oradan kolaylıkla sıkıntıyı çözebiliriz” içeriğindedir. Görüldüğü üzere her iki yazıda da davacı tarafça davalıdan adres bilgileri ve ünvan bilgileri istenilmiş, içeriğin yayından çıkarılması ise maillerde henüz talep edilmemiştir. Hal böyle olunca davalının —- varılmıştır. Bilirkişi raporunda da değinildiği gibi yer sağlayıcı davalının kural olarak 3. Kişilerin yazmış olduğu incitici yazılardan sorumluluğu bulunmamaktadır. Ne var ki TTK’nın 58. Maddesi uyarınca tazılı basında yayımlanan şeyin, programın, görüntünün, ses veya iletinin sahibinin veya ilan verenin kim olduğunun bildirilmesinden kaçınılırsa, , görüntüyü, sesi, iletiyi, yayın, iletişim ve bilişim aracına koyan veya koyduran kişi aleyhine haksız rekabet davası açılabilir. Davacı ise davalıdan yazı yazan kişinin kim olduğunun bildirilmesini talep etmemiş olup, bu haliyle de davalının sorumluluğunun doğmadığı kanaatine varılmıştır. Davacı vekili davalının sitede cevap veya savunma yapılmak istendiğinde ücret talep ettiğini, ücret ödenmediği takdirde davalı tarafından itham ve şikayetlere ilişkin savunma ve cevabın site üzerinden yayınlanmasına izin verilmediğini iddia etmekte davalı ise davacının taleplerinin ücretsiz olarak yerine getirildiğini, yalnızca kurumsal üyeliklerde ücret talep edildiğini ve kurumsal üyeliğin bir kısım farklılıklarının, işlevlerinin olduğuna değinmiştir. Davacı dosyaya sunduğu delillerde davalının yazıyı yayından kaldırmak için üyelik ücreti istediğine ilişkin iddiasını da ispatlayamamış olup, üstelik mail yazışmasında “Firmalarlar tüketicileri buluşturan bir platform olduğumuz için onlara söz hakkı verdiğimiz gibi firmalara da talep etmeleri halinde ücretsiz cevap hakkı sunmaktayız. Ayrıca sizin kendi kayıtlarınızdan müşterilerinize ulaşabilmeniz için kişi ad soyad bilgisi ve mail adresleri de ücretsiz olarak sizinle paylaşılmaktadır. Tarafınıza ulaşan şikayetlerinize cevap vermek yada iletişim bilgilerine ulaşmak istemeniz durumunda bizi bilgilendirmeniz yeterli olacaktır” içeriğinde cevap verildiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca davacının iddiaları yerinde görülmemiştir. Nitekim benzer nitelikte bir davada —– Sayılı ilamında: “Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ——– şikayet ve görüşlerini ifade edebilmek için firma isimlerini ve ürünlerin markalarını kullanmalarının bir zorunluluk arz ettiği, bu nedenle kullanımın mal ve hizmetlerin ayırt edilmesi fonksiyon ve amacına yönelik ticari bir kullanım olmadığı, dava dosyasında davacının ücretsiz cevap hakkını kullanmak konusunda bir girişimde bulunduğu yönünde herhangi bir delil bulunmadığı, davalılardan ———-sağlayıcı konumunda olması nedeniyle dava konusu taleplerden sorumluluğunun bulunmadığı, şikayet, eleştiri ve ifade özgürlüğü hakkının — hak olduğu, —- korunan kişilik hakkına saldırı olmaksızın, bu hakkın kullanılmasının engelenemeyeceği dikkate alındığında, davalı tarafça ——sitesinde tüketicilerce bildirilen muhtelif şikayetlerin yayınlanmasının haksız rekabet olarak nitelendirilmesinin mümkün bulunmadığı, anayasal bir hakkın kullanılması sınırını aşmayan şikayetlerin siteden kaldırılmasına karar verilmemesinin de yerinde bulunduğu, —— Tarihli ilamının da bu yönde bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesi ile bu hususlara değinilmiş olup, neticeten davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.366,20-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.306,90-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 800,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat davası yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.23/11/2021