Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/498 E. 2021/1028 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/498 Esas
KARAR NO : 2021/1028 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil ….—– tanıştıklarını, davalı kendisinin uzun bir süredir—— olduğunu , müvekkilinin sadece ortaya para koyması ile —– müvekkili ikna ettiğini ve davalının —–ile müvekkilinin elindeki bir miktar — yapma maksadı ile — ortaya koyduğunu, anlaşmaya göre bütün sermaye müvekkil tarafından ortaya konulacak davalı ise kuruluş ve yönetim işlerini üstleneceğini, bu bağlamda — para eşit olarak paylaşılacağını, davalının, şirket karından eşit derecede hisse almak üzere anlaşılmış olmasına rağmen kuruluş aşamasında % 50 hissenin kendi adına olmasını talep ettiğini, Müvekkilinin de karşılıklı—bir yatırım yaptığını da düşünerek bunu kabul ettiğini, davalının, kurulan —esasında hiçbir hisseye sahip olmadığını, emek ve tecrübesini katmak sureti ile ortak olmayı müvekkiline bir şekilde kabul ettirmiş olduğunu, gerçekte hiç sermaye koymadığını, davalının —– —- ile birlikte hareket ederek —- —-kurduğunu, kendisi ile birlikte hareket eden ——- yüksek maaş verildiğini, öncesinde başka bir —- ayrıldıklarını, bu —- davalık olduklarını, maksatlarının en başından —- olduğunu, bu dönemde müvekkilinin –şubesini açmaya karar verdiğini, davalının, kendisinin şirketin kurucu müdürü olması sebebiyle açılacak şubenin ancak kendisi tarafından yapılabileceğini, aksinin mümkün olmadığını müvekkiline söylediğini, müvekkilinin bunun doğru olduğunu — davalının okulun — şubesinin kuruluş işlemlerini başlattığını, bu dönemde müvekkilinin davalı tarafından saf dışı bırakılmaya çalışıldığı ve şirkete el konulmak isendiğini anladığını, ortaklığın kendisi için çekilmez hale geldiğini,— açılışı için onay beklenen dönemde davalının müvekkilinin yanına gelerek niyetini belli ettiğini, başvurunun geri çekileceği tehdidi ile müvekkiline sözleşme ve senetler imzalatıldığını, müvekkilinin yatırımının heba olmasını göze alamaması sebebiyle evrakların bir kısmını bu tehdit altında imzaladığını, davalının hisselerinin devri karşılığı — istediğini, müvekkilinin içine sinmese de bunu kabul ettiğini, zira davalının— akabinde —- işlemlerinin iptali için dilekçe verdiğini, bunun üzerine müvekkilinin daha evvel tanzim edilen evakları imzalamak zorunda kaldığını, bundan sonra davalının iptal başvurusunu geri çektiğini,—- imzaladığını, davalının müvekkiline —- değerinde bir senet daha imzalatığını, akabinde müvekkilinin davalı ve diğer öğretmenlerin — davalının hem şirket hisseleri karşılığını tahsilden bahsettiğini hem de okulda müdür olarak çalıştığından bahisle—– dava açtığını, bu durumun çelişkili olduğunu, söz konusu senetlerin iadesinin davalıdan iade istendiğini, davalının buna yanaşmadığını belirterek dava konusu haksız durum sebebiyle, müvekkilin telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı oldukça açık olduğundan; davaya konu kambiyo senedinin ödenmesini engeller mahiyette ve olası bir icra takibi neticesinde müvekkilin uğrayacağı muhtemel zararların engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini —-senedin iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacılar vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalının, müvekkilinden alacaklı —– sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, icra takibine konu senet incelendiğinde borçlu ….—- ödeme—- ödeme—– müvekkiline zorla imzalatıldığını, bunlardan —— —– sayılı menfi tespit davası açıldığı ve mahkemece tedbir talebinin kabul edilmiş olduğunu,— sayılı menfi tespit davası açıldığı ve mahkemece tedbir talebinin kabul edildiği , yargılamaya devam edildiği, dosyanın— ile birleştiği, iş bu davanın konusu olan– tarih—- değerindeki senet ile ilgili de ödeme gönünden evvel, —- tespit davası açıldığı, bu sebeple—- dosyası ile ikame ettiği iş bu davanın konuları ve tarafları aynı olduğu birleştirilmesinde hukuki yarar olduğundan birleştirme kararı verilmesini, senet alacaklısı …–diğer menfi tespit davalarında “senetlerden yana alacaklı olduğumu kişi — şirketten yana alacaklı değiliz” beyanının dikkate alınmasını, davalı aleyhine açtığı menfi tespit davasının kabulüne, davacı müvekkillerinin —senetten yana davalı tarafa herhangi bir borcun olmadığının tespitine, davalı tarafın açmış olduğu icra takibinde belirttiği 75.060,10-TL takip çıkış bedeli miktarınca davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, dava konusu mezkur senedin ve icra takibinin bütün olarak iptaline, davalının % 20’den az olmamak kaydı ile kötü niyet-icra inkar tazminatına mahkum edilesine, dava konusu senedin yargılama yapmaksızın tahsili halinde müvekkil açısından telafisi imkansız maddi ve manevi zararlar söz konusu olduğundan dava konusu senedin ve icra takibinin teminatsız veya Mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek Mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve—– icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, söz konusu takipteki tüm hacizlerin kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; Davacıların, davacı şirketin içini ve kendi malvarlığını boşaltmak için süre kazanmak amaçlı davalar açtıklarını ve suç duyurularında bulunulduğunu, davacı —– olarak kurduğunu, daha sonra 25/06/2016 tarihli karar ile—-olarak açılacak olan okula kurucu temsilcisi olarak atandığını,—– ——- açma, kapatma, devretme ve benzeri işlemleri yürütmeye yetkili kılındığını, tüm bu faaliyetler devam ederken ..—- gelen ortaklık teklifi ile hisselerinin yarısını kendisine devir ettiğini, —. tarafından taahhüt edildiği gibi süresinde ödenmemesi gibi sebeplerle anlaşmazlıkların çıkması sonucu ortaklık üzerindeki toplamda bulunan % 50 hissesini de hali hazırda hisselerin diğer yarısına sahip olan .— devretme konusunda anlaştıklarını, bu hususta kendisi ile hisse devir vaadi sözleşmesi yaparak, toplamda 300.000,00-TL değerinde olan hisselerini devir ettiğini, hisse devirleri sonrası 20/07/2017 tarihinde …— arasında genel müdürlük görevine devam etme konusunda anlaşmaları sonucu iş sözleşmesi imzaladıklarını, daha sonra — yapmaya başladığını, hisse devri karşılığında 100.000,00-TL nakit olarak , kalan 200.000-TL tutarın da ödenmesi konusunda anlaşılıp senetlere bölündüğünü——- tarihleri geldiğinde ödeneceği hususunda anlaşılarak senetler düzenlendiği ve tarafına verildiğini, senetlerin ödeme gününün gelmesi üzerine her bir senet için davalar açıldığını, senetlerin zorla imzalattırıldığı iddiasında bulunulduğunu, zorla imzalattırma iddiası içeriğinin belli olmadığını,— sakatlığı hükümlerine dayanılmaya çalışıldığını, böyle bir zorlamanın olmadığını,— üçüncü kişilere ciro edildiğini, davacının senetleri ödememesi sebebiyle sıkıntıya girdiğini, davacının üzerindeki malvarlığını elinde çıkarmaya çalıştığını,— — bırakıldığını, bu —-ücret alacaklarına ilişkin olarak açtıkları davaların derdest olduğunu, bu —- işten ayrılması için tehdit edildiğini beyanla kötüniyetle açılan açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosya davalı ..— dilekçesinde özetle; Müvekkil ile diğer davalı … arasındaki borç ilişkisinden alacağını karşılamak —- devri ve teslimi açısından uzlaşıldığını, müvekkile senedin karşılığının olup olmadığı sorulduğunda diğer davalı ..— araçları gösterildiğini, tahsil kabiliyetine sahip olduğu kanaati ile senedin devir ve tesliminin gerçekleştiğini, davacı ..—— şirkete geçirdiğini, akabinde bu şirket üzerindeki tüm hissselerini dava dışı …—- devir ettiğini, davacının kendisi ve davacı şirket üzerindeki malvarlığını kaçırmaya çalıştığını, davacının açtığı davaların alacağın tahsilini geciktirmek maksatlı olduğunu belirterek kötü niyetli ve zarara uğratmak niyeti ile açılan davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle , —– senet dolayısıyla borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline yönelik bulunmaktadır.
Birleşen dosya yönünden; senet ve senede dayalı olarak yapılan icra takibi dolayısıyla borçlu olmadığının tespiti, senedin ve takibin iptali, kötüniyet tazminatı ve icra inkar tazminatına ilişkindir.
Davacı ….— tarafından davalı … aleyhine menfi tespit istemli olarak —– Esasında açılan davada—– Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Her iki davanın konusunun—- senet olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlık bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklıdadır. Bununla birlikte davalı elinde davacının imzasını inkar etmediği illetten mücerret borç ikrarını içeren bono niteliğinde kambiyo senedi bulunmaktadır. Bu durumda davacıların söz konusu senetten dolayı neden ve niçin borçlu olmadığını ve dayanılan irade sakatlığını ispat etmesi gerekir.
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacının uyuşmazlık konusu bonoyu davalının korkutmaları ve tehditleri nedeni ile imzaladığını, hisse devirlerinin davalının —- kapsamında gerçekleştirildiğini bu nedenle sakat irade ile bonoyu kaleme aldığını belirterek borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir.
Dosya kapsamına —— ayrıldığı ve tamamının davalı ….——- olduğu, davalının şirketin %50 hissesini bilahare davacı …’a devrettiği, Davalı …’un yönetim—– seçildiği, şirketi müştereken temsile yetkili oldukları, davalı .—– kurulu başkanı olarak davacı …—-seçildiği ve —–temsil yetkisinin davacı —geçtiği kararın 31.07.2017 tarihinde yayımlandığı anlaşılmaktadır.
Davalı cevap dilekçesinde ve yargılamanın devamındaki beyanlarında, şirket nezdinde bulunan %50 hissesini 300.000,00 TL bedelle davacı———– mutabakatin şahitler huzurunda gerçekleştiğini, sözleşmelerin tarafların serbest iradelerine dayandığını, uyuşmazlık konusu bononun da hisse devri karşılığında verilen bu bonolardan birisi bulunduğunu savunmuş bu kapsamda davacı şirketin kendisine borcu bulunmadığını ikrar etmiştir.
Bu şekilde taraflar arasında çekişme bulunan hususun uyuşmazlık konusu bononun hile veya tehdit ile davalı tarafından keşideci— alınıp alınmadığı bonoların — yönünden bedelsiz olup olmadığı diğer davacının bonoda borçlu sıfatının bulunup bulunmadığı noktalarında uyuşmazlığın toparlandığı anlaşılmıştır.
Davacı ..—- davalı … arasında bila tarihli “— şahit olarak imzalamışlardır. Anılan Sözleşmede hisse devir bedelinin 300.000-TL olduğu, hise devrine ilişkin noterlikte — miktarlı——- senetlerin düzenlenerek ….——- suretiyle hisse bedelinin ödeneceği, noterlikte en geç 21.07.2017 tarihine kadar hisse devrinin yapılmaması, hisse bedeline ilişkin nakit ödemenin yapılmaması, senetlerin teslim edilmemesi halinde sözleşmenin kendiliğinden geçersiz olacağı,— hisselerini devretmekle davacı şirketin geçmişte doğmuş ve gelecekte doğacak borçlarından sorumlu olmayacağı, bu kapsamda ödeme yapılır ise davacı şirket ve … tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. Hisse devrinin 20.07.2017 tarihinde noterlik aracılığı ile yapıldığı görülmektedir.
Davacı taraf iddiaları bakımından ——– — müzekkereler yazılarak konuya ilişkin bir başvuru bulunup bulunmadığı, bu başvurunun geri çekilip çekilmediği, bu kapsamda davalı … tarafından bir dilekçe verilip verilmediği sorulmuş, gelen cevabi —- düzenlendiği, kurucu …—- ———-” düzenlendiği belirtilmiştir. Kayıtlardan davalı ..—–tarihi itibariyle ….—- devrettiğini, davacı firma ile bir ortaklığının kalmadığını, okul açılışı için gerekli belgelerin …—- uyarılarına rağmen imzalanmadığını, gerekli sorumluluğu üstlenmediğini, bu nedenle —- açılacak okul şubesinin yapılan başvuruda adının kullanılmamasını, kullanılan belgelerin iptalini talep ettiği görülmüştür.
Dava konusu senedin tanzim tarihi —Söz konusu Dilekçe ise davalının hisselerini davacı ….— devrettiği tarihten sonraki bir tarih olan —- durumda hisse değişikliğine göre davacı şirket yetkililerinin başvuru işlemlerini yürütmesi gerekmekte olup davacı ….— anılan dilekçesinde okul açma başvurusunun iptal edilmesine yönelik bir beyanı bulunmamaktadır. Nitekim—- böyle bir anlam çıkarmamış, kurucu temsilci değişikliğini uygun görerek izni vermiştir. Kaldı ki tehdit unsuru olarak kullanıldığı ileri sürülen dilekçenin verilme tarihi senedin tanzim tarihinden sonrasına ilişkindir. Davacı senedin tanzim tarihinin daha sonraki bir tarih olduğunu iddia ediyor ise, ki bu yönde açık bir beyan ve talebi bulunmamakta, bunu ancak yazılı deliler ile ispat edebilir. Bu hususun tanıkla ispatı mümkün bulunmamaktadır.—–özleşmesi, hisse devri ve senetlerin tanzim tarihi uyumlu bulunmakta olup davacı taraf senetlerin zorlama ile imzalandığını ispat edememektedir.
6100 sayılı HMK m.203/1-ç. maddesi gereğince hukuki işlemlerde hata, hile, gabin, ve ikrah iddialarında tanık dinlenilebileceği kanun koyucu tarafından benimsendiğinden mahkememizce tarafların bildirdiği tanıklar hile ve ikrah iddiası bu maddi vakıanın takdiri delilleri ile ispatının mümkün bulunması nedeni ile dinlenilmiş, yine davacı … tarafından uyuşmazlık konusu —- kaydı dosya arasına alınmış ancak davacı …— iradesinin sakatlanması nedeni ile uyuşmazlık konusu bonoların bedelsiz olarak davalı lehine düzenlendiği yönünde kanaate bononun tanzim tarihinin 20/07/2017 tarihi bulunmasına ayrıca taraflar arasında 20/07/2017 tarihinde hisse devrinin şirket kayıtlarına işlenilmesine yine davacı … ile davalı arasında aynı tarihte belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin akdedilmesine öte taraftan taraflar arasında bila tarihli hisse satış sözleşmesinin kapsamı, — tanık anlatımları gereğince varılamamış, bu nedenle davacı … tarafından ikame edilen davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı şirketin dava konusu bono ile borçlandırılmasına ilişkin konuyu değerlendirecek olursak; Özenli bir temsilci, iyiniyet ve sadakat borcu gereği, temsil ettiği şirketin çıkarına aykırı olarak bir işlem yaparsa bu işlem kural olarak temsil görevinin dışında kalır—- —- sayılı kararları da benzer niteliktedir ). Dava konusu bononun tanzim tarihinde davacı … şirket ortağı olup tek başına şirketi temsile yetkisi bulunmamaktadır. Henüz devredilen hisse bedelinin ne şekilde ödeneceği kararlaştırılmadan ve buna ilişkin senet tanzim edilmeden şirketin tüm hisselerine sahip olduğu ve tek başına şirketi temsile yetkili olduğu söylenemeyecektir. Davacının şahsi borcu için davacı şirket adına düzenlendiği, bononun dayanağı olan borç ilişkisinin davacı şirketin işletme konusu dışında olduğu, borcun davacı ortağın şahsi borcu olduğu, davalı tarafça da davacının, hisse devrinden kaynaklı şahsi borcu olduğu kabul edilmiş olup belirtilen hususlar gözetildiğinde TTK 395. maddesi gereğince söz konusu bonodaki aval şerhi geçerli olmayıp, davacı şirketi borç altına sokmayacaktır. Diğer taraftan imzaların—– davacı bonodan dolayı keşideci sıfatıyla sorumlu bulunmaktadır.
Davalının cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanları ile, şirket hissesinin devrinden kaynaklı borçtan davacı şirketin borçlu bulunamayacağı nazara alınarak davacı şirketin davalıya karşı borçlu bulunmadığına karar verilmiştir. Davacının senedin iptaline yönelik talebinin ise reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca belirtmek gerekirse, davacının, davalı tarafça şirketin kurulmasında başlangıçta sermaye konulmadığı yönündeki savının bir tutarlılığı bulunmamaktadır, zira taraflar şirketin kuruluş aşamasında kendi aralarında anlaşarak bir tarafın sermaye koymasına karşılık diğer tarafında emeğini ortaya koyması şeklinde anlaşma yapabileceklerdir. Bununla birlikte şirketin davalı tarafça kurulduğu, davalının sonradan ortak olduğu—- kayıtları ile belirli bulunmaktadır.
Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede; Davacı …’ın davacı şirketi temsile yetkili olmadığı halde kendi şahsi borcu dolayısıyla şirket kaşesi üstüne imza atmak suretiyle şirketi borç altına soktuğu anlaşılmakla ve imza sahibinin yetkisiz olmasının mutlak defiilerden olması ve iyiniyetli olsun ya da olmasın senedi elinde bulunduran hamile karşı ileri sürülebilecek nitelikte bulunmasından dolayı davacı şirket bu hususu senedi elinde bulunduran birleşen dosya davalısı ..—– karşı da ileri sürebilecektir. Davacı şirket dava konusu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığını iddia ettiğine göre belirtilen hususta gözönüne alınarak davacı şirketin birleşen dosya davalısına borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte asıl dava yönünden yapılan tespit ve değerlendirmeler birleşen dosya açısından da geçerli olup davacı … davasını ispat edemediğinden davacının davasının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkememizce bononun icra takibine konu edilmesi halinde icra takibinin durdurulması —-, akabinde Mahkemenin —— yönünden İİK 72/3.maddesi uyarınca dosyaya giren paranın takip alacaklısına ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmekle davanın alacaklı lehine sonuçlanması ve davada ihtiyati tedbirin uygulanması nedeni ile davalının inkar tazminat talebinin kabulü ile, reddedilen 75.000,00 üzerinden %20 oranında inkar tazminatının İİK’nın 72/4 maddesi gereğince davacı …— alınarak davalı …— verilmesine karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KISMEN KABUL,KISMEN REDDİNE,
A) Davacı …—davalı …—-karşı açmış olduğu menfi tespit ve senet iptali talepli davasının reddine,
B) Davacı —- — davalı ….– karşı açtığı menfi tespit davasının kabulüne, senedin iptaline yönelik talebinin reddine,
2-Birleşen davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
A) Davacı ….— davalı ..— karşı açtığı menfi tespit davasının reddine,
B ) Davacı —– davalı ….— karşı açmış olduğu menfi tespit davasının kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
C) Davalının icra inkar tazminatı talebinin İİK 72/4 madde uyarınca kabulü ile senet bedeli olan 75.000-TL üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davacı ….—- alınarak davalı ..—- verilmesine,
3- Asıl dava yönünden harçlar yasasına göre alınması gerekli 5.123,25- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.280,82-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.842,43- TL’nin davalı ..—- tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Birleşen dava yönünden harçlar yasasına göre alınması gerekli 5..127,35- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.281,84-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.845,50- TL’nin davalı ….—- tahsili ile hazineye irad kaydına,
5- Davacı tarafından dava açılırken asıl dava dosyasına yatırılan 1.280,82- TL. peşin harcı, 35,90- TLbaşvurma harcın toplamı olan 1316,72-TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 658,36-TL sinin davalı .—– bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından sarfedilen toplam 696,50-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 348,25-TL sinin davalılardan alınarak davacı—-, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına
7- Davacı tarafından dava açılırken birleşen dava dosyasına yatırılan 1.281,84- TL. peşin harcı, 35,90- TL başvurma harcın toplamı olan 1.317,74-TL’nin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan —- davalı ….— alınarak davacı …— verilmesine, bakiye kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
10- Asıl davada,—- davacı .— vekili için takdir olunan 10.550,00-TL nispi vekalet ücretinin davalı ..—-alınarak bu davacıya verilmesine,
11- Birleşen davada,—-davacı … vekili için takdir olunan 10.557,81-TL nispi vekalet ücretinin davalı ….— alınarak bu davacıya verilmesine,
12-Birleşen davada,—- davalı …— vekili için takdir olunan 10.557,81-TL nispi vekalet ücretinin davacı ——- alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı—— Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı