Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/494 E. 2019/632 K. 12.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/494 Esas
KARAR NO: 2019/632
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/04/2018
KARAR TARİHİ: 12/06/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının arasında taşınmaz satışı için Gayrimenkul satış vaadi ve borçlanma sözleşmesi akdedildiğini, müvekkillerinin satış vaadine konu meblağı davalının hesabına yatırdığını, ancak davalının tapu devrini yapmadığını, bunun üzerine müvekkillerinin İstanbul Anadolu 6.İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının isteklerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacılar tarafından davalıya ait taşınmazın bedelinin ödenmiş olması rağmen tapunun devrinin yapılmamış olması nedeniyle, davalıya ödenen tutarın icra yoluyla tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
5718 sayılı MÖHUK’un 48. maddesine göre “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorunda” iselerde aynı maddenin ikinci fkrasında yer alan “Mahkeme, dava açanı, davaya katılanı veya icra takibi yapanı karşılıklılık esasına göre teminattan muaf tutar” düzenlemesi mevcuttur. —- ile ——— Cumhuriyeti Arasında Hukuki ve Cezai Konularda Adlî İşbirliği Anlaşması” 03.02.2010 tarihinde Ankara’da imzalanmış olup, 22.02.2011 tarih ve 6121 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Sözleşmenin metni 10.03.2011 tarih ve 27870 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır. Dava tarihi itibariyle karşılıklılık esası mevcut olduğundan davacılardan teminat istenmemiş, yargılamaya devam olunmuştur.
Dosyada mübrez ekvraklardan, taraflar arasında 01/08/2017 tarihinde taşınmaz satışına ilişkin (resmi yazılılık şekil şartına uyulmaksızın) adi yazılı sözleşme aktedildiği, buna göre davacıların alıcı sıfatıyla ——— TL bedel karşılığında satıcıya ait ———– parsel sayılı taşınmazda bulunan ———-nolu taşınmazı alacağı kararlaştırılmıştır.
Davacılar vekilinin vekaletnamesinin süresinin dolduğu anlaşılmış, davacılar vekiline süre verilerek, eksiklik tamamlatılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
22/05/2019 tarihli duruşmada davacılar vekilinin beyanlarından, taşınmazın yatırım amacıyla alınmasının planlandığı anlaşılmaktadır. Davacıların ticari amaçla, bir ticari işletmenin faaliyet alanı içinde davalıyla akdi ilişki kurmadıkları sabit olmuştur.
Özetle, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu anlaşılarak davanın görev nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile karar kesinleştiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin görevli mahkemece değerlendirilmesine ,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 12/06/2019