Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/490 E. 2022/429 K. 11.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/490 Esas
KARAR NO: 2022/429
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ: 11/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde — — davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan, davalı — kayıtlı ve davalı— sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile müvekkili idaresindeki —- plakalı araca çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazasının meydana geldiğini, kaza ile ceza yargılamasının devam ettiğini, müvekkilinin kaza nedeniyle —– tüm vücut fonksiyonlarının kaybolduğunu, yapılan kusur tespitine göre kazanın meydana gelmesinde davalı araç sürücüsünün —– müvekkilinin— oranında kusurlu olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvurudaki raporun süresinin — olması sebebiyle alınan yeni bilimsel mütalaaya göre müvekkilinin çalışma gücü kaybının — ve sürekli olduğunun belirlendiğini beyan etmiş fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla — geçici ödemenin, — sürekli iş göremezlik tazminatı ile — bakıcı gider tazminatının sigorta şirketi yönünden —- diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle genel şartlar uyarınca dava öncesinde gerekli tüm belgelerin sigorta şirketine ibraz etmediğini, bakıcı gideri taleplerinin sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, davacının dava konusu kaza nedeniyle maluliyetinin — altında ise bakıcı gideri zararı oluşmayacağını, sigortalılarının kusur oranının belirlenmesi için ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, dava konusu ile alakalı—- her hangi bir ödeme alınıp alınmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davanın kabul manasına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren yasal faizle sınırlı sorumluluğu olduğunu, davacının kaza ile elde ettiği gelir ve tazminatların mahsup edilmesi gerektiğini, davacının kusuru olması sebebiyle tazminatın müterafik kusura göre belirlenmesi gerektiğini beyan etmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
Davalı — vekili cevap dilekçesinde özetle, görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, olay günü müvekkilinin idaresindeki aracı —- ilerlerken sola dönüş yapmak için sinyalini vermesi ve sonrasında dönüşünü tamamladığı sırada davacı idaresindeki motosikletin çok yüksek hızla ve kontrolsüzce müvekkilinin aracına çarpması sonucu kazanın meydana geldiğini, kaza tespit tutanağında davacının kusurlu müvekkilinin kusursuz olduğunun tespit edildiğini, kamera görüntülerinin mevcut olduğunu, meydana gelen olayda davacı motosiklet sürücüsünün asli ve tamamen kusurlu olduğunu, davacı hakkında yetkili hastane sağlık kurullarınca belirlenmiş çalışma gücü kaybı, sürekli iş göremezlik veya kesin sakatlık oranının mevcut olmadığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava trafik kazası nedeniyle meydana gelen yaralanmadan dolayı karşı aracın sürücüsü, sigortalısı ve zorunlu sigortacısından istenen maddi tazminat davasıdır.
Tazminat kalemleri olarak kalıcı sakatlık tazminatı ile bakıcı gideri tazminatı olmak üzere —– alacak talep edilmektedir.
— tarihinde davacının sevk ve idaresindeki — plakalı — davalı — sevk ve idaresindeki —plakalı araç arasında meydana gelen kaza sonucunda davacı yaralanmıştır.
Davalı sigorta şirketi, kazaya karışan —- plakalı aracın kaza tarihinde zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup bu sıfatı ile doğan zarardan, davalı sürücünün kusur oranında ve poliçe limiti içinde kalmak şartı ile sorumludur.
Poliçe ve hasar dosyası celp edilmiş, dosyamız arasına alınmıştır.——kapsadığı anlaşılmıştır.
— tarihli raporuna göre davacı sürücü — %30, davalı sürücü — %70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Olayla ilgili—- soruşturma sayılı soruşturma neticesinde ceza davası açılmış,—- sayılı ceza dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir. Kaza tutanağında — kusursuz olduğu yazılıdır. Ceza yargılamasında—- tarihinde keşif yapılmış, alınan — tarihli trafik bilirkişi raporuna göre — %30, sanık — %70 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza yargılaması neticesinde bu rapor benimsenmiş, sanığın asli kusurlu olduğu kabul edilerek —-maddeleri uyarınca hüküm oluşturulmuş, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar —- tarihinde kesinleşmiştir. Bu bakımdan ceza yargılamasında kabul edilen kusur ile mahkememizce rapor alınarak belirlenen kusur durumlarının çelişmemektedir. Davalıların kaza tespit tutanağında kusursuz olduklarından bahisle kusur raporlarına itirazları var ise de, mahkememizce kaza anı görüntüsünün —gönderilmek suretiyle—– rapor alındığı, raporun kurul tarafından hazırlandığı nazara alınarak ayrıca kusur incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
Davacının tedavi evrakları toplanmış; — yaralanmanın derecesi ve sonuçları yönünden rapor alınmasına karar verilmiştir. Kaza tarihi — olmakla esasen—-gerekiyorsa da, yargılama devam ederken —– kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. —- davacının maluliyeti %100 oranındadır. Yine aynı ihtisas kurulunun —- tarihli raporuna göre davacının sürekli olarak bakıma muhtaç olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan —- yönünden yargılama sırasında sigorta şirketinin —ödeme yaptığı, davacının —- tarihli beyanı ile davalılardan sigorta şirketi yönünden davanın konusuz kaldığını beyan ettiği görülmüş; yargılamaya diğer iki davalı yönünden devam edilmiştir.
Bu —– maluliyet raporu esas alınarak hesaplama yapılması için bir kusur uzmanı, bir aktüer bilirkişi atanmış, bilirkişiler, — tarihli raporlarında, davalı —- %70 oranında, davacının %30 oranında kusurlu olduğunu, sigorta tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra davacının nihai ve gerçek iş göremezlik zararının — olduğunu, davacının bakıcı gideri olarak —- zararı olduğunu, sürücü ve işleten için temerrüdün kaza tarihinden başlayacağını, yasal faize hak kazanıldığını, davalı sigorta şirketi yönünden —- tarihli feragatnameye göre davacının artık sigorta şirketinden hak talep edemeyeceğini mütalaa etmiştir. Taraf itirazları sebebiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler —-tarihli ek raporda da kök rapordaki hesaplama ve görüşlerini değiştirecek bir husus olmadığını belirtmiştir.
Davacı vekili,— dilekçe ile talebini rapor doğrultusunda toplamda —–artırarak harcını yatırmış; dosya miktar itibariyle heyetlik olduğundan heyete tevdi edilmiştir.
Heyete tevdi edilen dosya incelenmiş; aktüer raporun—- olması, asgari ücretteki değişiklik ve —iptal kararı gözetilerek bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler — tarihli ek raporda—- esas alınarak kalıcı sakatlık ve bakıcı gideri hesabı yapılmıştır.
—– birlikte kaza tarihinde geçerli olan yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin tespit edileceği hususu netlik kazanmıştır.
Bu sebeple dosyadaki maluliyet ve aktüer raporlarının hükme esas teşkil edemeyeceği anlaşılmış; tekrar rapor alınması şart olmuştur. —-göre maluliyet oranına ve bu yönetmeliğe göre sürekli bakıma muhtaç olup olmadığı hususlarında—- rapor alınmasına; akabinde—- göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve — faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için —–edilmesi yönteminin kullanılarak gerçek zarar hesabı yaptırılmasına” karar verilmiştir.
— tarihli raporunda, — göre davacının —-oranında sürekli iş göremezliği olduğu, sürekli bakıma muhtaç olduğu belirtilmiştir.
Aktüer bilirkişi, — tarihli raporunda, asgari ücret değişikliklerini de nazara alarak, —— bakıcı gideri zararı olduğunu belirtmiştir.
Bu rapora karşı da davalılar ve davacı itiraz etmişse de, bu itirazlardan sadece davalı — vekilinin müterafik kusura ilişkin itirazlarına itibar edilmiştir. Gerçekten de kaza sırasında davacının kask, dizlik gibi koruyucu ekipmanları takmadığı belli olduğuna göre, davacının kasksız şekilde —-aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yapması, tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmelidir. Davacının kask takmadığı sabit olup, yaralanmanın mahiyeti itibariyle bu durumun zararın artmasında etken olduğu —- arada illiyet bağı olduğu bellidir. Davacının kasksız şekilde nizamlara aykırı ve kendi can emniyetini tehlikeye atacak şekilde yolculuk yapması TBK.nun 52. Maddesi uyarınca tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmiş; —-da göz önüne alınarak %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması uygun görülmüştür.
—-sayılı kararında da belirtildiği gibi; Borçlar kanunu hükümlerine göre tazminatın saptanması için öncelikle zararın belirlenmesi gerekir. Bu nedenle ilk olarak zararla ilgili indirim sebepleri uygulanarak gerçek zarar belirlenecek (önce kusur indirimi, sonra yapılan ödemeler), sonra da tazminattan indirim nedenleri olan 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde düzenlenen hatır taşıması indirimi ve 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenen müterafik kusur indirimi uygulanacaktır. ——
Buna göre önce kusur indirimi sonra yapılan ödeme indiriminden sonra bulunan — işgöremezlik zararından takdiren %20 oranında — uyarınca indirim yapılırsa davacının sürekli iş göremezlik zararının— olan bakıcı giderinden %20 oranında indirim yapıldığında, davacının bakıcı zararının — olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi raporundan sonra, davacı vekili ıslah için süre istemiş, —tarihli ıslah dilekçesi ile de (rapor gibi) — sürekli iş göremezlik, — de bakıcı gideri talebinde bulunmuş; Davalı sigorta şirketi yönünden sağlık giderleri teminatında halen —- limit olması sebebiyle bakıcı giderlerinin her üç davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı — vekili, davacının ilk ıslah dilekçesinin —– tarihli olduğunu, ikinci ıslah dilekçesini kabul etmediklerini belirterek itiraz etmiştir. Ancak bu itiraza itibar etmek mümkün değildir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı (dava tarihi itibariyle davacının gerekli dikkat ve özeni gösterse bile alacağını tam ve kesin olarak belirlemesinin kendisinden beklenemeyeceği) sabittir. Davacının—– tarihli dilekçesi mahkememizce bedel artırım mahiyetinde kabul edilmiştir. Kaldı ki davacının, —iptal kararından sonra uygulamadaki belirsizlikler sebebiyle farklı yönetmeliklere göre maluliyet raporları ve dolayısıyla aktüer raporları alındığı süreçte, hükme esas alınmayacak rapora —- göre yaptığı bedel artırım dilekçesinde, bedelin henüz belirli hale geldiği söylenemez. —-kararlarına göre, kaza tarihinde geçerli olan yönetmeliğin esas alınacağı anlaşıldıktan sonra tekrar maluliyet raporu ve buna göre aktüer raporu alınmış olup, belirlenen zarar miktarına göre de davacının — tarihli ıslah dilekçesi usulüne uygundur.
Mahkememizce sırasıyla yapılan indirim sonucunda, davacı için— sürekli iş göremezlik zararı ile —- kaza tarihi olan —arihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Talep avans faizi ise de —- olarak kayıtlı olduğu nazara alınarak yasal faize hükmedilmiştir. Takdiri indirim sonucu yapılan indirim sebebiyle reddedilen kısım, yasadan kaynaklandığı için vekalet ücretine hükmedilmemiştir.——
Davacı vekili, ıslah ile bakıcı giderini sigorta şirketinden de talep ettiğini belirtmişse de; daha evvel “sigorta şirketi yönünden sulh olunduğu ve davalı sigorta şirketinden başkaca bir talebi kalmadığını, davalı sigorta yönünden davasının konusuz kaldığını” açıkça beyan etmiş olduğundan, davacının artık bu kaza ve bu poliçe sebebiyle bir talep hakkı kalmadığı kanaatine varılarak sigorta şirketinden olan bakıcı gideri talebi yerinde görülmemiştir. Sigorta şirketi yönünden davanın sulh sebebiyle konusuz kaldığını kabul etmek gerekmiştir.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar ——açılan dava yönünden davanın KISMEN KABULÜNE;
— kalıcı iş göremezlik,— bakıcı tazminatı olmak üzere toplam —-azminatın davalılar — kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken müteselsilen tahsiline; fazlaya ilişkin istemin reddine;
2-Davalı sigorta şirketi yönünden, davanın sulh sonucu konusuz kalmış olması sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA;
3- Alınması gerekli 202.287,20-TL harçtan davacı tarafından peşin ve ıslah harcı olarak yatırılan 12.672,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 189.615,18-TL’nin davalılar —- müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 12.672,02-TL harcın toplamı olan 12.707,92-TL’nin davalılar —— müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 4.165,00-TL yargılama giderinin davalılar ——-davacıya verilmesine,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davalı sigorta şirketi ile sulh olunduğundan, sulh protokolü gereği lehe veya aleyhe yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
9-Kabul edilen maddi tazminat tutarı için AAÜT’ne göre davacı vekili için takdir olunan 117.128,61-TL nispi vekalet ücretinin davalılar ——- müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 11/05/2022