Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/472 E. 2021/666 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/472 Esas
KARAR NO : 2021/666
DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/04/2018
KARAR TARİHİ: 25/05/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında —– tarihinde —- sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeye göre davalıya akaryakıt ve diğer petrol ürünlerini ikmal edcceğini, davalının da sözleşme şartlarına göre münhasıran davacıdan mal tedarik edip kendi istasyonunda son tüketicilere satacağını, sözleşmenin —— tarihinde sona erdiğini, sözleşme sona ermeden doğan borçlara istinaden kesilen faturaların davalı tarafından ödenmediğini, bu kapsamda —-bedelli fiyat farkı faturasının, —- bedelli otomasyon faturasının, —- bedelli —- sökümü yansıtma faturasının,—- bedelli kurumsal kimlik sökümü faturasının ve —– bedelli — söküm yansıtma faturasının ödenmediğini, davalının müvekkiline —- bedelli bir ipotek verdiğini, müvekkilinin dava konusu faturaların ödenmemesi üzerine davalı aleyhine—— sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, itiraz üzerine durdurulan takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Fiyat farkı ve bedeli faturasının içeriği ve gerekçesinin anlaşılamadığını, müvekkilinin —- bedelli otomasyon faturasına yönelik bir taahhüdünün bulunmadığını, müvekkilinin —–bedelli —– faturasına yönelik bir taahhüdünün bulunmadığını, ariyetlerin montajının ve sökümünün davacıya ait olduğunu, davacının montajı kendisini yaptığını ve dolayısıyla sökümü de kendisinin yapması gerektiğini, müvekkilinin —- bedelli —— faturasına yönelik bir taahhüdünün bulunmadığını, müvekkilinin—— ekipmanlarının sökümüne ilişkin bir taahhüdünün bulunmadığını, davacı ile davalı şirket arasındaki —–boyunca muntazam şekilde devam ettiğini ve sözleşmeye davalı bayi müvekkili şirketin tam anlamıyla riayet ettiğini, yine bu —— yıl içinde bir adet taşınmazı üzerinden teminat amacıyla ipatek verdiğini, —– yılın sonunda davalı bayi başka bir akaryakıt firması ile anlaşmasını hazmedemeyen davacı şirketin iş bu kez sırf davalı şirketin taşınmazı üzerindeki teminat ipoteğini çözdürmemek için usulsüz ve anlamsız faturalar keserek davalı şirketi borçlandırma yoluna gittiğini, amacın davalı şirketin ipoteğini bozdurmasını engelleyerek ekonomik ve mali sıkıntı içerisine sokarak davacı şirket ile sömürü düzeni içerisinde anlaşmaya zorlamak olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayilik sözleşmesi ve dayanak protokole istinaden davacının düzenlenen toplam — adet faturadan dolayı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla başlattığı —— Sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası ve ———– tapu kaydı ve ipotek belgeleri celp edilmiştir. Uyuşmazlığın çözümü için mali müşavir, makine mühendisi ve bayilik uzmanı bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporunda özetle:”Davacı tarafından alacak bakiyesine konu edilen ———– faturaların davalının ticari defter ve kayıtlarında yer aldığı, diğer faturaların davalı defterlerinde yer almadığı, ticari koşular belgesinde fiyat farkına ilişkin bir ibare tespit edilemediği, yıllardır akaryakıt dağıtım sektöründe faaliyet gösteren ve çok sayıda akaryakıt istasyon bayisi bulunan davacı şirketin büyük oranda kendisi tarafından hazırlanan ticari koşullar belgesine uygun şekilde bayiye satış fiyatı belirleme ve ürün bedellerini fatura etme ve kaydetme yükümlülüğünün bulunduğu, dolayısıyla davacının davalıya bayilik ilişkisi devam ederken gönderdiği faturaların davacıya ait toplam kar payını içerdiğinin kabulünün mümkün olduğu, dosya kapsamında faturaya ek olarak bu alacak kaleminin nasıl hesaplandığına dair bir belge veya kayıt tespit edilemediği,ariyet olarak verilen malzeme ve donanımların iadesinin düzenlendiği bayilik sözleşmesinde teslim yükümlülüğünün açıkça düzenlenmesine karşı söküm masraflarının kime ait olacağının düzenlenmediği, davalının kendisine ariyet olarak verilen malları teslime hazır hale getirmesi gerektiği, bu nedenle davalının teslim mükellefiyetinin söküm masraflarını da kapsadığı kanaatine ulaşıldığı, dolayısıyla davalının bu faturalardan sorumlu olduğu kanaatine ulaşıldığı” sonuç ve kanaati ile raporunu tanzim etmişlerdir.
Davacının fiyat farkı faturasına ilişkin rapora itirazları kapsamında önceki heyette —- olmadığı da göz önüne alınarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor almak gerekmiştir. Bilirkişi heyetinin —- tarihli raporda özetle: “Somut olayda sözleşme sona erdikten sonra davacı şirketin —– uygulamayı göz önünde bulundurmayarak fiyat farkı faturası düzenleyerek bayiden alacak talep ettiğini, sözleşmede fiyat farkı faturası kesilmesine ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığını, bu hususta sözleşmenin karşı tarafında haklı bir güven oluşturduğunu, davacı şirket davranışları ile davalı şirkette yarattığı güvenle çelişki oluşturacak şekilde sözleşmenin sona ermesinden sonra eldeki davaya konu edilen alacağın talep etmesinin çelişkili davranış yasağını oluşturduğunu, standart bayilik anlaşması ek’inde bulunan Ticari Şartlarda belirtilen toplam dağıtım karının ——şeklinde toplam dağıtım kar paylaşım oranlarının uygulanmamasının ve/veya faturaya yansıtılmamasının, davacı —-ilgili dönemlerdeki ürün satış politikalarından/sahada rekabete dayalı fiyatlandırmadan ve/veya şirket politikasından kaynaklanabileceği, bunun yanlışlıkla/hatalı ve/veya eksik faturalandığının, sektörel teamül ve uygulamalar genelinde kabul edilemeyeceği, davacı —– faturasının, ——- dosya kapsamındaki bu uygulama şekli ile alışa gelmiş/mutat bir uygulama olmadığını, bu şekliyle sektörel teamül ve genel uygulamalarda da örneğine de pek rastlanmadığı, ilgili sözleşme hükümlerinde bayiye periyodik bakım yükümlülüğü getirildiği, muayene ve kontrollerin yaptırılmaması sonucu doğacak her türlü hukuki ve cezai mesuliyetin bayiye ait olacağının kararlaştırıldığı, ancak muayene hizmetinin kimden alınacağına ilişkin bir düzenleme olmadığı, bayinin bu yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine ilişkin bir bilgi/belge dosya kapsamında tespit edilmediği, davacının bir uyarısına rastlanmadığı, hizmeti davacının yerine getirip getirmediği de anlaşılmadığını, sözleşme hükümleri incelendiğinde ariyet olarak davalıya verilen malzemelerin davacıya teslim yükümlülüğü düzenlenmiş olmakla birlikte masrafların kime ait olacağı hususu açıkça düzenlenmediği, ödünç konusunu sözleşmenin sona ermesi halinde geri verme borcu ile ilgili görüşlerin somut olaya uygulanması halinde ariyet alınan malzemelerin davacıya götürülmesi gerektiği, —— dahilinde; ariyet olarak bayiye teslim edilen tüm malzemelerin, taraflar arasındaki sözleşmenin herhangi bir nedenle son bulması halinde ve aksine bir hüküm yoksa, ariyet veren dağıtım şirketince genelde yerinden sökülerek teslim alındığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” içeriğinde raporunu sunmuşlardır. Davacının rapora itirazları kapsamında ek rapor alınmış ise de; bilirkişi heyetince kök rapordaki hususların tekrar edildiği belirtilmiştir. Davacı taraf son rapora da itiraz etmiş olup, aşağıda değinilen gerekçelerle rapora itirazlar yerinde görülmemiş ve alınan raporlar yeterli görülmekle dosya kapsamına göre karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu faturalardan otomasyon ve ——– sökümü yansıtma içerikli ——- tarihli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu sabittir. Davalı taraf bu faturaların sehven defterlerine işlendiğini iddia etmiş ise de; gelinen aşamada iade faturası dahi düzenlemediğinden kendi defterlerindeki aleyhe olan kayıtlara itibar etmek gerekmiş ve bu faturaların davalıdan tahsilinin gerektiği, davalının bu faturaları defterlerine kaydederek içeriğini ve hizmeti kabul ettiği anlaşılmıştır. Hal böyle olunca son bilirkişi raporunda taraflar arasında önceki dönemlerde benzer ödeme var ise davacının —–içerikli bu fatura bedelini talep edebileceği görüşünü ayrıca araştırmaya gerek görülmemiştir. Yine taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin 4.maddesinde:”Anlaşmanın süresi sonunda —- yeni bir ——- marka —— taşıyan tüm malzeme ve teçhizatı, —– verilmiş olan ekipmanı, —–tarafından görevlendirilen kişilere sağlam ve kullanılır şekilde teslim etmeyi taahhüt etmiştir.” düzenlemesi, Çerçeve Protokolünün 5.maddesinde:”Bayi, mütemmim cüz niteliğindeki yatırımlar haricindeki, kendisine iareten verilen taşınabilir özellikteki teçhizat,alat ve edevatı ise, anlaşmanın sona erdiği tarih itibariyle rayiç bedel üzerinden satın alma hakkına sahip olduğu gibi, iş bu hakkını kullanmak istemediği takdirde, aynen —– tarafından tayin ve tespit edilecek şahıs ya da şahıslara kullanılır ve sağlam bir şekilde derhal iade ve teslim ile mükelleftir” düzenlemesi mevcut olup, ekipmanların davalı tarafça davacıya teslimi taahhüt edilmekle, çoğun içinde azın da olduğu nazara alınarak teslim edilecek ekipmanların söküm işlemlerinin ve masraflarının davalıya ait olduğu ancak davalının ikinci cevap dilekçesinde ve rapora beyan dilekçelerinde açıkça beyan ettiği gibi; davacının bu söküm işlemlerini kendisi yapmakla bu masrafları davalıdan talep edebileceği kanaatine varılmıştır. Mahkememizce alınan ilk raporda bilirkişi heyeti söküm masraflarının davalıdan istenilebileceğini belirtmiş, son heyet raporunda ise teamüller gereği davacının karşılaması gerektiğini bildirmiştir. Ne var ki az yukarıda belirtilen Mahkememiz kanaati yanında; davalı taraf ——- içerikli faturayı kendi defterlerine kaydederek, sözleşmede aynı maddede düzenlenen ve aynı mahiyette olan kurumsal kimlik sökümü yansıtma ve—– söküm yansıtma faturalarını da -masraflarının kendisine ait olduğuna ilişkin sözleşme iradesini- kabul etmiş sayılacağı açıktır. Davalı taraf sökülen ekipmanların hurda ariyetlerin ekonomik hiçbir değeri olmadığını, sökülmesinin hurda değerinden daha fazla olduğunu beyan etmiş, ancak söküm masraflarının bedeline ilişkin dosyanın gelinen aşaması itibariyle bir itirazda bulunmamış olup, sökümün hurda değerinden fazla olmasının kullanıma bağlı olarak gerçekleşebileceği ve hayatın olağan akışına aykırı olmadığı, söküm masraflarına ilişkin açık bir itirazının olmadığı nazara alınarak bu hususta rapor almaya gerek görülmemiştir.
Davacı taraf fiyat farkı faturası adı altında düzenlediği faturanın davalıdan tahsilini talep etmiş olup, buna dayanak olarak —– başlıklı sözleşme ekine değinmiştir. İncelenen belgeden bayiye ürün satış fiyatının —– yansıtılacağı anlaşılmaktadır. Bunun yanında sözleşmede eksik olarak belirlenen satış fiyatlarının bayiye sonradan her zaman yansıtılabileceğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Davacı taraf sözleşmenin bitimine —- gün kala fiyat farkı faturası düzenlemiş olup, sözleşme süresince bayiye sehven düzenlenen eksik karlı faturaların ara ara yansıtıldığına ilişkin dosyada bir delil bulunmamaktadır. Mahkememizce alınan son bilirkişi raporunda sektör bilirkişisi; standart bayilik sözleşmesinin ekinde bulunan Ticari Şartlar’da belirtilen toplam dağıtım kar paylaşım oranlarının uygulanmamasının veya faturaya yansıtılmamasının, davacının ilgili dönemlerdeki satış politikalarından, sahada/piyasada rekabete dayalı fiyatlandırmadan veya şirket politikasından kaynaklanabileceğini, sektörel teamüllerde bunun yanlışlıkla olacağının kabul edilemeyeceğini, böyle bir uygulamanın teamül sektör genelinde mutad olmadığını bildirmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporunun bu görüşü aynen benimsenmiştir. Zira fatura düzenleme yetkisi ve kar belirleme yetkisi davacıda olup, beş yıl boyunca düzenlediği faturalarda sözleşmedeki kar oranlarını kendisi uygulamayarak bu şekilde bir rekabete yönelik şirket politikası benimsemiş olabileceği, teamüllerde de böyle bir uygulama olmadığı anlaşılmaktadır. Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.
Davacı taraf yanlış kar oranları ile fatura düzenlemiş ise en azından bunu fatura tanzim tarihlerinden itibaren makul sayılacak süre içerisinde fark edip davalıya yansıtabilecekken sözleşmenin bitimine 3 gün kala yansıtması basiretli davranmadığını yahut şirket politikası gereği o dönem düzenlenen faturaların davacı tarafça kendi istiyatifinde bu miktarlarda düzenlendiğini göstermektedir. Hal böyle olunca sözleşmenin bitimine 3 gün kala düzenlenen fiyat farkı faturasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu ve davalıdan istenilemeyeceği kanaatine varılmış ve alınan raporlar, mahkememizce benimsenen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer nitelikte bir davada —— ilamı mevcuttur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları gereği; davanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu, davalının davaya dayanak —– tarihli faturaları defterlerine kaydederek hem sözleşme gereği hem aleyhine defter kayıtları gereği otomasyon ve ekipman söküm masraflarını ödemesi gerektiği kanaatine varılmış, fiyat farkı faturası ise sektör uygulamasında bu yönde bir teamül bulunmaması, her iki tarafın ticari işlerinde basiretli davranmasının gerekmesi, yine bu faturanın her fatura tanzim tarihinden sonra yanlışlığın fark edilerek makul sürede düzenlenebilecekken sözleşmenin bitimine 3 gün kala düzenlenerek dürüstlük kuralına aykırı olarak düzenlendiği kanaatine varılmış, hal böyle olunca yalnızca 4 fatura yönünden davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1-Davalının —- sayılı dosyasında takibe yaptığı itirazlarının kısmen iptali ile takibin —– asıl alacak üzerinden aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 1.189,66-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 6.038,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.849,09-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından harcanan 1.189,66-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 1.225,56-TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 7.301,55-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan —– davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 41.179,22-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.25/05/2021