Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/460 E. 2021/1178 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/460 Esas
KARAR NO: 2021/1178Karar
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/04/2018
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—–çeşitli markalara —– yaptığını, bu çerçevede davalı yan ile aralarında —-imzalandığını, buna göre davalının satıcı, —- olarak tanımlandığını, sözleşme ile, müvekkilinin kendi satış ve pazarlama ağını kullanarak davalının ürünlerinin satış ve pazarlamasını kendi nam ve adına yapacağının kararlaştırıldığını, müvekkilinin sözleşmenin bütün hükümlerine göre riayet ederek edimlerini yerine getirdiğini davalının ürünlerinin — yeni bir marka olmasına rağmen satışlarda iyi bir —- gerçekleştirildiğini, davalının —–numaralı ihtarnamesi ile taraflar arasındaki bayii sözleşmesini feshettiğini, fesih bildiriminde belirtilen gerekçelerin gerçeği yansıtmadığını, —maddesine göre, davalının tedarik edemeyeceği ürünlerin istenen yerden tedarik edilip satışının yapılabileceğini, müvekkilinin davalı yandan aldığı— müşterisi olan dava dışı —- tarihinde satarak teslim ettiğini, dava dışı şirketin aldığı ürünler ile makinelerini çalıştıramadığını ve şikayetçi olduğunu, bunun üzerine — yaptırdığı inceleme neticesinde —- niteliğinde satılan ürünün —- olduğunun ortaya çıktığını, davalının dürüst davranmaması nedeniyle müvekkilinin müşterisi ile problem yaşadığını ve müşterilerin başka satıcılardan ürün temin ettiğini, davalının ihtarnamede iddia ettiği gibi yıllık asgari —- bulunmadığını, davalının müvekkilinin satış bölgesinde faaliyet göstererek müvekkilini zarara uğrattığını belirterek, şimdilik —- zararın davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili —-tarihli cevap dilekçesinde; Davalı yanın —- aykırı davranması nedeniyle müvekkilinin haklı nedenlerle sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin görüşülmesi esnasında davacının müvekkili şirketten yılda asgari—- malzeme satın alma taahhüdünde bulunduğunu, davacının sözleşmede belirtilen —– faaliyette bulunduğunu, davacının elinde bulunan mevcut ürünleri eritmekten ziyade bayilik sözleşmesine aykırı olarak ve müvekkili şirketin stoklarında aynı ürünlerin bulunmasına rağmen rakip şirketlerin ürünlerini satın aldığını, davacının —– ulamayacağının anlaşıldığını, —- göre, müvekkilinin herhangi bir ihtara ve mehil vermesine gerek olmaksızın basit bir ihbarla sözleşmeyi fesih hakkının bulunduğunu, bayinin taahhütlerini yerine getirmemesi sebebiyle sözleşmenin haklı nedenlerden dolayı feshedildiğini, davacının —– niteliğinde çıktığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, sözleşme süresi içerisinde müvekkili şirketin davacının faaliyet gösterdiği bölgede doğrudan herhangi bir satışının olmadığını, aksi olmuş olsa dahi sözleşmede buna engel bir hüküm olmadığını, davacının sözleşmenin feshinden sonra müvekkilinin ticari faaliyette bulunduğu kişilere haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkili şirket aleyhine beyanlarda bulunduğun ve ticari itibarını zedelediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı/ karşı davacı vekili karşı dava dilekçesinde; Taraflar arasında bulunan cari hesap ilişkisi çerçevesinde, müvekkili şirketin davalı yandan —– alacaklı olduğunu, davacının bu tarihe kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, bu durumun yapılacak yargılama ve bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek, davacının hukuki mesnetten yoksun davacının reddine, karşı davalarının kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı/karşı davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl Dava; Hukuki niteliği itibariyle, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi süresi içerisinde davalının, davacıya ayrılan satış bölgesi içerisinde doğrudan mal satışı yapması nedeniyle uğranılan kar kaybının tazminine ilişkin bulunmaktadır.
Karşı dava ; Hukuki niteliği itibariyle, davalı/ karşı davacının, davacı /karşı davalıdan cari hesaba dayalı bakiye alacağının tahsiline ilişkindir.
Dosya —– uzman bilirkişilerden oluşan heyete verilerek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi Heyeti tarafından düzenlenen —– tarihli Raporda özetle; davacı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, envanter defterinin ise ibraz edilmediği, davalı yanın sunduğu ticari defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış ve kapanış onayına sahip olduğu, davacı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı yana dava tarihi itibari ile kaydi olarak —- borçlu göründüğü, davalı yanın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı yandan dava tarihi itibari ile kaydi olarak —– alacaklı göründüğü, taraflar arasındaki sözleşmenin, davacının edimlerini yerine getirmediği gerekçesi ile davalı yanca fesih edildiğinin dosyada mübrez fesih ihbarından anlaşıldığı, bu nedenle davacının tazminat talebi hakkındaki değerlendirmenin ancak yanlar arasındaki sözleşmenin dosyaya ibrazından sonra yapılabileceği” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Mahkemece taraflara bayilik sözleşmesini sunmaları için süre verilmiş, tarafların —- istenerek dosya aynı bilirkişi heyetine verilerek ek rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —- tarihli — muhteviyatında davacı yanın, davalı yana herhangi bir tonaj taahhüdünde bulunmadığının görüldüğü, dolayısı ile davalının, davacı tarafından kendisine —- yönündeki savunmasının belgesel anlamda izaha ve ispata muhtaç olduğu, davacı yanın —- belirtilen bölge içerisinde davalı yanın da ayrıca satış yaptığı iddiası ile talep ettiği olası zararın, sözleşme içerisinde bu bölgede davacı yanın münhasıran tek satıcı olduğuna dair herhangi bir ifadenin bulunmaması nedeniyle tespit edilemediği, davalı yanın satışlarının ticari defterlerinde muhtelif bölgelerde mevcut olduğu, yanlar arasındaki sözleşmenin muhteviyatında münhasırlık ve tek satıcılık ifadesi bulunmaması sebebiyle davacının talep edeceği olası zarar hakkındaki hukuki yorum ve takdirin mahkemeye ait olduğu,” şeklinde tespitte bulunulmuştur.
Davacı/karşı davalı vekilinin yeni bir bilirkişiden rapor alınması yönündeki beyanı, bilirkişi raporunun davacı talepleri bakımından eksik ve yetersiz değerlendirme içerdiği gerekçesi ile Mahkemece uygun bulunarak dosyanın mahkemece başka bir bilirkişi heyetine verilmesi ve rapor alınmasına karar verilmiştir. —- tarihli Bilirkişi Raporunda; Asıl dava bakımından, davacının davalıdan iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacağının bulunmadığı, karşı dava bakımından, Davalının —– alacağı bulunduğu; bu alacağın talep gibi, karşı dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili gerektiği, şeklinde görüş bildirlmiştir.
Tüm dosya kapsamı,toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; Asıl davada uyuşmazlığın çözümü bakımından, davalının, davacıya tanınan faaliyet alanında —– satış yapıp yapmadığı, taraflar arasındaki sözleşmede bunu engeller nitelikte hüküm yer alıp almadığı, davacının bu nedenle kar kaybının oluşup oluşmadığı, kar kaybı oluşmuş ise bunu davacıdan tazmini şartlarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Davalı/karşı davacı tarafça, davacıya —- yevmiye nolu İhtarnamesi çekilerek; sözleşme ile belirlenen—— bölgesi dışında ticari faaliyette bulunulduğu, satış yapıldığı,—– rakip şirket ürünlerinin satıldığı, —- aylık bayilik sürecinde —– ulaşılamayacağının anlaşıldığı, belirtilerek bayinin taahhüt ve yükümlülüklerine uymadığı gerekçesi ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği bildirilmiştir.
Taraflar arasında — bulunmaktadır.——satıcı olarak bizzat distribütöre tedarik etmeyi distribütör de söz konusu ürünleri, satıcıdan satın almayı, bedellerini ödemeyi, ——— ticari faaliyet alanı ve ———- hükmü yer almaktadır.
Anılan sözleşmede, sözleşme süresi içinde davacının satış bölgesinde, davalının bizzat kendisinin müşterilere mal satışında bulunmayacağı taahhüdü yer almamaktadır. Davalının davacıyı, satış bölgesinde tek ana distribütör olarak atamış olduğu, davalının davacının satış bölgesinde başka Ana —– davacıya taahhüt ettiği, fakat davalının, davacının bölgesinde bizzat kendisinin de ürün satmamayı taahhüt etmediği, bu nedenle, sözleşme süresi içinde bizzat davalının kendisinin de davacıya ayrılan bölgede ürün satmasının sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği değerlendirilmekle davacının, sözleşme süresi içinde davalının bizzat kendisinin de satış bölgesinde ürün satışında bulunduğu gerekçesiyle davalıdan kar mahrumiyeti tazminatı talep edemeyeceği kanaatine varılarak asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Tarafların incelenen ticari defter kayıtlarının birbiri ile uyumlu olduğu, her iki tarafın ticari defterlerine göre, davalı/ karşı davacının davacı/ karşı davalıdan —– bakiye alacağının bulunduğu, alacağın asıl dava davacısı/karşı dava davalısından dava öncesinde temerrüt oluşmadığından karşı dava tarihi olan —— tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile karşı dava davacısına verilmesine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 111.,48-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-Karşı davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE; —-alacağın asıl dava davacısı/karşı dava davalısından —- tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsili ile karşı dava davacısına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karşı davada alınması gerekli 148,85- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 38,00- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 110,85- TL’nin davacı/ karşı davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davalı/karşı davacı vekili tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davacı/ karşı davalı vekili tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı/ karşı davacı vekili için takdir olunan 2.179,03- TL vekalet ücretinin davacı /karşı davalıdan alınarak davalı/ karşı davacıya verilmesine,
8-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı/ karşı davalı vekili için takdir olunan 3,10- TL vekalet ücretinin davalı /karşı davacıdan alınarak davacı/ karşı davalıya verilmesine,
Dair, Davacı/Karşı dava davalısı vekilinin ve Davalı/Karşı dava davacısı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 02/11/2021