Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/455 E. 2019/1249 K. 26.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/455 Esas
KARAR NO : 2019/1249

DAVA : İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/04/2018
KARAR TARİHİ : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlunun müvekkili olan kooperatifin üyesi olduğunu, bu üyelik uyarınca kendisine ——– bağımsız bölümün tahsis edildiğini, söz konusu tahsis işleminin yanı sıra müvekkili kooperatifin davalının da aralarında bulunduğu tüm üyelerine karşı yükümlülüklerini tam ve zamanında ifa ettiğini, davalı borçlunun genel yönetim gideri karşılığı olarak toplanmasına karar verilen 26.01.2014, 22.02.2015, 29.05.2016 ve 26.03.2017 tarihli olağan genel kurul toplantıları ile 17.01.2016 tarihli Yönetim kurulu kararında belirlenen üye ödemelerini ifa etmediğini, borcun takip tarihi itibari ile 2.100 TL olduğunu, ayrıca ———-blok kat maliki üyelerden iskan alınması için 5.000 TL maliyet giderinin toplanmasına karar verilmesine rağmen kooperatifin henüz hiçbir üyesinden davalı borçlu dahil bu tutar için yasal işlem başlatmadığını, ileri tarihe ötelendiğini, bu anlamda müvekkili olan kooperatifin işbu davaya konu takipte yazılı alacağının fazlasına ilişkin her ad altında alacak ve talep hakkının saklı tutulduğunu, davalı borçlunun iyiniyetli sözlü çağrılara rağmen borcunu ödemediğini, başlatılan takibe itiraz ettiği, davalı borçlunun İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğü’nün 2018/3325 E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına,dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine,taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanan her türlü hak,fazlaya ilişkin haklar ve mevzuattan doğan diğer dava talep ve cevap hakkının saklı tutulmasına,yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Adı geçen kooperatifte adına kayıtlı —– no.lu bağımsız bölümü 2015 yılında sattığını, satıştan sonra yeni alıcı ile kooperatif merkezine giderek herhangi bir borcu olup olmadığını sorduğunu, satış yaptığını, bundan sonraki aidat ve benzeri ödemeleri yeni alıcının ödeyeceğini beyan ettiğini, koopertaif yöneticilerinin hayırlı olsun diyerek kendisini gönderdiğini, daha sonra 2016 yılından itibaren çeşitli tarihlerde kendisine kooperatifçe borcu olduğu yönünde ihtar çekildiğini, kooperatifte bağımsız bölümü olmadığını, tapuda satış yapıldıktan sonra bu hataların kooperatife ait olduğu hususlarından bahisle, fazlaya dair her türlü talep hakkı saklı kalmak kaydı ile davanın reddine,icra takibinin iptaline,yargılama giderlerinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kooperatif üyeliğinden kaynaklı genel yönetim gider karşılığı olarak kooperatif genel kurulunda belirlenen ücretin ödenmediğinden bahisle başlatılan İstanbul Anadolu —-. İcra dairesinin 2018/3325 e. Sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın İİK 67. Md. Kapsamında iptali ve icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emri 13/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça aynı gün içerisinde ödeme emrine itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça takibe konu dönemlere ilişkin genel kurul kararları, yine davalının kooperatife giriş beyannamesi, ortaklık senedi dosya içerisine sunulmuştur.
Mahkememizce dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin kooperatif konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden rapor alınması yönünde ara karar oluşturulmuş olup, Mahkememizce re’sen seçilen bilirkişinin 26/08/2019 tarihli raporunda özetle: ” Davacı kooperatifin ibraz edilen 2014-2015-2016-2017 ticari defterlerinin TTK 64-65-66.maddeleri ve VUK.220-226 maddelerine göre açılış ve kapanış kayıtlarının usulüne uygun olarak yapıldığını, kayıt düzeninin muhasebe sistemi uygulama tebliğine uygun olduğu, davalının Kooperatif üye defterinde —– tarihinden beri kayıtlı olduğunu, kooperatife vermiş olduğu taahhütnamenin 5.maddesinde konut hakkının başkasına devredilmesinin istenildiği takdirde kooperatifin onayı alınmadan herhangi bir işlem yapılmayacağı şeklinde taahhütte bulunulduğu, üyeliğinin sonlandırılmasına ilişkin davacı tarafından sunulmuş yazılı bir beyan ve üyeliğin sonlandırıldığına dair kooperatif üye defterinde herhangi bir kaydın olmadığını, dolayısı ile davalının kooperatif üyeliğinin devam ettiğini, davacı kooperatifin borçluya dair sunduğu muavin hesap ekstresine ve ticari defter kayıtlarına göre 7.100 TL alacaklı olduğunu, borç tahakkuklarının kooperatif defterlerine, genel kurul kararları doğrultusunda usulüne uygun olarak kaydedildiğini, toplam 7.100 TL alacağın 2.100 TL’ si hakkında takip yapıldığını, hususlarının tespit edildiğini, esas takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere, bilgilerinize arz ederim” görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, kooperatifçe davalıya borç olarak kaydedilen alacak miktarı ile genel kurul kararlarında belirlenen alacak miktarlarının birebir uyumlu olduğu, davacının takip miktarı kadar davalıdan alacak talebinde bulunabileceği kanaatine varılmıştır. Öte yandan davalı cevap dilekçesi ve bütün beyanlarında kooperatifte adına kayıtlı taşınmazı 2015 yılında başkasına satması sebebiyle sorumluluğunun bulunmadığını beyan etmiş ise de bilindiği üzere ve Yargıtay’ın bir çok kararında da belirtildiği gibi daire satımı ile üyelik kendiliğinden alıcıya geçmez. Üyeliğin devri için satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyeliği devralan alıcı, kooperatif anasözleşmesindeki üyelik şartlarını taşıyorsa, alıcının talebi halinde kooperatif tarafından üyeliğe kabulü zorunludur. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Takibe konu alacak da taşınmaza sahip olmaktan kaynaklı bir alacak olmayıp, üyelik nedeniyle doğan bir borç niteliğinde olup, davalı tarafın kooperatifte adına kayıtlı taşınmazı 3. kişiye devrettiğini beyan etmesi borçtan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Nitekim benzer mahiyette Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin 2016/1725 E. 2016/4029 K. Sayılı ilamı özetle: “Daire satımında üyelik kendiliğinden alıcıya satım ile birlikte geçmez. Satıcının üye olması ve üyeliğinin alıcı tarafından ayrıca devir alınması gerekmektedir. Üyelik ayrıca devredilmedikçe satıcının üyeliği kooperatif nezdinde devam eder. Satıcının üye olması, alıcının bu üyeliği ayrıca devir alması, devir alanın kooperatif üyelik koşullarını taşıması halinde kooperatifin bu kişiyi 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/2. maddesi uyarınca ortaklığa kabul etmesi zorunludur. Üyelik devir sözleşmesi yapıldığı tarih itibariyle sözleşmenin yanları arasında geçerli sonuç doğurmasına karşın, kooperatif bakımından ise 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 14/3. ve anasözleşmenin 17/1. ve 2. maddeleri hükümleri gereği, devrin kooperatife bildirilmesi ve yönetimin makul sürede yapacağı inceleme sonunda devir alanın ortaklık şartlarını taşıması durumunda devir alanı makul süre içerisinde üyeliğe kabulü kararı verdiği tarihte hüküm ifade eder. ” gerekçesini haizdir. Yine aynı dairenin ——- Sayılı ilamı gibi benzer mahiyette bir çok kararı bulunmaktadır. Mahkememizce davalıya iki numaralı celsede üyeliğin devredilip devredilmediği sorulmuş, davalı taraf üyeliğini ayrıca devretmediğini, bu konuda sunabileceği bir delilinin bulunmadığını beyan etmiş, yine bilirkişi tarafından da kooperatif kayıtlarına göre davalının üyeliğinin devam ettiği tespit edilmiş olmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davanın kooperatif aidat borcundan dolayı başlatılan takibe yapılan itirazın iptali davası olduğu, takip miktarının genel kurul kararlarında belirlenen ücretlere uygun olduğu, bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmış, davalı taraf taşınmazın 3. Kişiye devri nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını iddia etmiş ise de; kooperatife ait taşınmazın devri üyeliğin kendiliğinden devri sonucu doğurmayacağından takibe konu alacak kalemi de üyelikle ilgili bulunduğundan itirazları yerinde görülmemiş, neticeten davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğü’nün 2018/3325 E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2-Kabul edilen 2.100,00-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 143,45-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 107,55-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 35,90-TL peşin harç toplamı olan 71,80-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 785,10-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden——- göre davacı vekili için takdir olunan 2.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar KESİN olmak üzere açıkça okundu, usulen anlatıldı.