Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/450 E. 2022/636 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/450 Esas
KARAR NO : 2022/636

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/04/2018
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı … ‘—– yaptığı iş karşılığı olmak üzere diğer davacı keşideci şirket olan —— lehtar olarak kendisi adına keşide ettiği—- keşide tarihli, —– alındığı, ancak davacı … tarafından ilk ciranta olarak çek imzalanmadan çalındığını,—-dosyası ile çek iptali davası açıldığı ve ödemen men yasağı verildiğini, söz konusu çek arkasına çekte lehtar olan davacı ..——- imza ve kaşe ile yapılmak üzere takip alacaklısı hamilin eline geçtiğini, cirantalar ile takip alacaklısı el ve iş birliği içinde sahte —- işlenen çek davacılar aleyhine icra takibine konulduğunu, söz konusu çek nedeniyle borçlu olmayan davacıların mağduriyetine sebep verilmemesi açısından bu çeke dayalı icra takibinin başlatılmış olması sebebiyle mağduriyetin yaşanmaması amacı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği, %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Davalıya usulüne uygun şekilde dava dilekçesi, duruşma davetiyesi ile tensip tutanağının tebliğ edildiği, ancak davalı tarafından yasal süresi içerisinde beyanda bulunmadığı görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davalı tarafından davacılar aleyhine ——–. sayılı dosyası ile yapılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığının ve icra takibine konu —- bedelli,——- seri numaralı çekteki imzanın davacı ..—- ait olup olmadığının tespiti hususlarında olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …—- yazı ve imza örnekleri,—-sayılı dosyası, —– Esas sayılı dosyası, ———–yevmiye nolu vekaletname aslı,———- imza beyannamesi, ——— kayıtlı bulunan çek aslı, ilgili kurumlardan davacıya ait yazı ve imza örnekleri dosya içerisine alınmış, tüm deliller toplanmış dosya —- raporu alınmıştır. Raporda özetle; İnceleme konusu çekteki birinci ciro imzası ile ….— mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği şeklinde rapor düzenlenmiştir. Davacı ….— ait olduğu iddia olunan çek üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı belirlendiğinden bu davacının dava konusu çek nedeniyle sorumlu tutulamayacağı anlaşılmış, bu davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öte yandan; 6102 sayılı TTK’nın 818. maddesi yollaması ile çeklerde de uygulanması gereken aynı yasanın 677. maddesi uyarınca “bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzalar içerirse, diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”. İmzaların bağımsızlığı —– şeklinde tanımlanan bu ilke, poliçeye atılan her geçerli imzanın (Keşidecinin, cirantanın — kabul eden muhatabın imzası gibi) sahibini bağladığını, geçersiz imzanın sahiplerini sorumlu kılmamalarına rağmen poliçenin geçerliliğini ortadan kaldırmadığını ifade eder. Geçerli imzaların sahipleri, başkasının imzasının geçersiz olduğunu ileri sürerek kambiyo sorumluluğundan kurtulamazlar. Geçersiz bir imza sahibini bağlamaz, ancak ciro zincirini de koparmaz. İmzaların bağımsızlığı ilkesi, ciro zincirinde bulunan imzalardan birinin veya bazılarının sahteliğine dayanılarak menfi tespit davası açılmasına olanak sağlamaz. Diğer bir deyişle, —– göre —- veya diğer cirantaların ciro imzasının sahte olması hâli, diğer imza sahiplerinin ve özellikle senedin asıl borçlusu olan keşidecinin senetten kaynaklanan sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. ————koyan kişi, ——- geçersiz veya ————- kişilere ait olmasının riskini de taşır. Buna göre her imza kendi sahibini, diğer imzalardan bağımsız olarak bağlar. Poliçe üzerinde şekil bakımından tamam ve görünüşe göre sahibini bağlayan bir imzanın bulunması yeterlidir. Kanun yapıcı, 6102 sayılı TTK’nun 677 maddesinde senedin geçerliliğinin, sorumluluktan tamamen bağımsız şekilde mevcut olabileceğini kabul etmiştir. Çekteki imzalar, bu imzalarda ismi geçen şahıslar yönünden herhangi bir sorumluluk yaratmasa bile, senet yine de geçerli kalır. Çekin geçerli kalmasının sonucu ise, diğer imzaların sahiplerinin sorumluluklarının devam etmesidir.
Kambiyo senedindeki zincirleme ve birbirlerine bağlı, lehtardan hamile değin tam ve düzenli yani kesintisiz cirolar hak sahipliğine karine sayılır. Cirolar arasındaki zincirleme bağlılığın gözlenmesi sadece dış görünüm bakımından yapılır. Başka bir anlatımla—- muntazam bir şekilde birbirini takip edip etmediğini incelerken dış görünüşü incelemek yeterli olup, cirantalardan birinin imzasının sahte olması veya temsilci sıfatıyla senedi imzalayan şahsın imza yetkisinden yoksun olması ciro zincirini etkilemez.
Cirosu kabil çeklerin teşhis işlevini düzenleyen 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi; “Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, —- kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. — yazılmamış hükmündedir.— izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi —- ile iktisap etmiş sayılır.” hükmüne haizdir.
Ayrıca 6102 sayılı TTK’nın 818/1-d maddesindeki yollamayla çekler hakkında da uygulanacak olan aynı Kanun’un 684/1. maddesi uyarınca da; ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile poliçeden doğan bütün hakların devrolunacağı düzenlenmiştir. Anılan kanunî hükümlerden hareketle çeki muntazam bir ciro zinciriyle elinde bulunduran kişi, meşru hamil sıfatını kazanarak çekten doğan tüm hakları kullanabilecektir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi; “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmünü haiz olup anılan kanunî hüküm bağlamında iyi niyetli hamilin hak sahibi olmayan kimselerden elde ettiği kazanımlar korunmaktadır. Bu kapsamda bir kimsenin muntazam bir ciro zinciriyle çeki iktisabı, kendisine ancak şekli anlamda meşru hamil sıfatını kazandıracak olup maddi hukuk anlamında hak sahipliğinin mevcudiyeti için devralanın çeki iktisabında kötü niyetinin yahut ağır kusurunun bulunmaması gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacı keşideci—- ederek lehtara vermiştir. Keşideci kendi imzasının sahte olduğunu ileri sürmemiştir. Keşidecinin sorumluluğunun kalkması için, TTK’nın 677. maddesindeki düzenlemeye göre, imzaların—- benimsenmiş olup, ciro imzalarından biri sahte bile olsa, —–çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekir. Davacı keşideci, davalının çeki iktisap ederken ağır kusurlu olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunmamış, bu hususta herhangi bir soruşturma veya ceza yargılaması olduğuna ilişkin bilgi sunmamış, davalının ağır kusurlu olduğunu ispat edememiştir. Çekteki ciro —- düzgün olması, keşidecinin kendi imzasına itiraz etmemiş olmaması, davalının TTK 792. Madde kapsamında çeki iktisapta ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğunun ispat edilemediği anlaşılmakla davacı keşideci—— davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … yönünden davanın KABULÜ ile;——-yeri —-, Keşide tarihi ——numaralı çek nedeniyle davacı ….— davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacı—– yönünden davanın REDDİNE,
3-Alınması gerekli 967,27 TL harcın peşin alınan 241,82 TL harçtan mahsubu ile bakiye 725,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı … tarafından dava açılırken yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 241,82 TL peşin harcın toplamından oluşan —- davalıdan alınarak davacı —– verilmesine,
5-Davacı … tarafından harç dışında harcanan—- dosya masrafları ile ———– ücretinin toplamı olan —davalıdan alınarak davacı …——verilmesine,
6—— Ücret Tarifesindeki esaslara göre belirlenen —avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı ….—verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.