Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/429 E. 2019/1217 K. 19.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/429 Esas
KARAR NO : 2019/1217
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan şirketin gençlere ve eğitime verdiği desteğin son zamanlarda gündemde yer alan —– ait olduğu söylenen yurtlarda —–nedeniyle ciddi biçimde çarpıtılarak, sosyal medyada adeta müvekkili adına bir karalama kampanyasına dönüştüğünü, —– hesabından, müvekkili olan —– ile ilgili olarak müvekkilinin kişilik haklarına ağır bir biçimde saldıran ve müvekkiline çok ciddi ve haksız somut olgu isnadında bulunduğunu, —- ———————–şeklinde davalının paylaşmış olduğu bu iletisinde ——- olayla müvekkilini ilişkilendirerek, müvekkilinin ——– desteklediği yönünde son derece ağır ithamlarda bulunduğunu, davalının açıklamalarının TMK ve TBK uyarınca müvekkilinin kişilik haklarını ve ticari itibarını ciddi biçimde zedelediği, aynı zamanda TTK 55 vd. Uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, söz konusu hukuka aykırı açıklamaların müvekkilinin kişilik haklarını ve ticari itibarını ağır biçimde zedelemesi sebebiye 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalının kişisel ——hesabından “————-” şeklinde ——– atarak davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu ve haksız rekabet eyleminde bulunduğu iddiası ile açılan manevi tazmina davasından ibaret olup, uyuşmazlık ise davalının atmış olduğu twitter mesajının eleştirel sınır içerisinde kalıp kalmadığı, davacının kişilik haklarını zarara uğratıp uğratmadığı, haksız rekabet teşkil edip etmediği noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ——- tarih ve —— Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; ”Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir.”
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında olgu isnadı ile değer yargısı arasındaki farklara dikkat çekmiştir. Olguların varlığı kanıtlanabilirken, değer yargılarının doğruluğu ispata açık değildir. Bir değer yargısının doğruluğunun kanıtlanması şartını yerine getirmek mümkün olmayıp, bu durum 10. madde tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının temel bir parçasını oluşturan düşünce özgürlüğünü bizzat ihlal etmektedir. Ancak mahkeme, bir beyanın değer yargısı teşkil ettiği hallerde dahi, bir müdahalenin orantılılığının, söz konusu beyana dair yeterli bir olgusal dayanak bulunup bulunmadığına bağlı olabileceğini, zira -estekleyeci nitelikte olgusal bir dayanağı bulunmayan bir değer yargısının dahi aşırı olabileceği haller bulunduğunu da hatırlatmaktadır. (——-)
Öte yandan Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (——) Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yüksek Yargıtay kararları, AİHM kararları ışığında davalı tarafça inkar edilmeyen ve davacının açıkça ismi belirtilmek ve ——- daha geniş alana yaymak suretiyle atmış olduğu———seçtiği yönünde somut bir isnatta bulunulduğu görülmektedir. Davalının davacıyı tecavüz destekçisi olarak nitelediği, ancak kamuoyuna yansıyan adli olayın gerçekleştiği vakıf kapsamında bazı öğrencilere destek bursu sağladığını belirten davacı şirketin olayla doğrudan ilişkilendirilemeyeceği, her iki şirketin birbirinden bağımsız olduğu, toplumda infial yaratan olayla bağlantılı olarak davacı hakkında kullanılan ifadelerin ağır ve rencide edici olduğu, eleştiri sınırlarında kaldığının kabul edilemeyeceği,davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini sosyal medya ortamında yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme niteliğinde olup haksız rekabet teşkil ettiği,manevi tazminat koşullarının oluştuğu sonucuna varılmış olmakla, fiilin gerçekleşme zamanı, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın ağırlığı, paranın satın alma gücü hep birlikte değerlendirildiğinde takdiren 500,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabulü ile, 500,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile bakiye 126,38-TL harcın karar kesinleştiği ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından harcanan 44,40-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 73,60-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 222,20-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan 11,11-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— göre hesaplanan 500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.