Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/409 E. 2020/93 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/409 Esas
KARAR NO: 2020/93
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 06/04/2018
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—— sitesinde ve bazı ulusal kanallarda davalıların ———-başlıklı reklamı yayınladıklarını, bu reklamın yanıltıcı ve aldatıcı olduğunu, hem üretici hem de satıcı olmayan rakiplerin kötülendiğini, davalıların ——————- olduklarını belirtmesine rağmen bu temsilciliğin nereden kaynaklandığının belli olmadığı, diğer firmaları temsil eden kişinin baş aşağı gösterildiğini ve bunun da rakipleri kötüleyici olduğunu, en sonda çıkan kişinin ————-deme şeklinin alaycı olduğunu, bu reklamın hem reklam mevzuatına hem de Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerine aykırı olduğunu, Reklam Kurulu’nun uygulamasında da bu tür reklamların hukuka aykırı reklam olarak kabul edildiğini, hem iyi fiyat hem de iyi kalitenin sadece hem üretici hem satıcı firmalara özgü olduğunun belirtilmesi suretiyle rakiplerin kötülendiğini ve tüketicilerin aldatıldığını, tüketicilerin rakip firmalardan uzaklaştırıldığını, hislerinin istismar edildiğini, reklamda kullanılan mizansenin rakipleri kötüleyici netelikte olduğunu, bu reklam dolayısıyla müvekkili firmanın maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın belirsiz alacak davası olarak kabulüne, 10.000,00-TL tutarınca maddi tazminat ve 100,000,00-TL tutarında manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının bu reklam dolayısıyla bir zararının ya da zarar görme ihtimalinin bulunmadığını bu sebeple de aktif dava husumetine sahip olmadığını,———————– ifadesi ile ortalama tüketici nezdinde tüm dünyada fiyatın kaliteye ve kalitenin fiyata feda edilmediği———– anlayışının giderek yaygınlaştığı ve ———de ülkemizde bu politikayı benimseyen bir firma olduğu hususlarının dile getirildiği ve herhangi bir resmi temsilcilik durumunun vurgulanmadığı, ———– beyanının karşılaştırma içermediği ve dolayısıyla karşılaştırmalı reklam sayılmayacağı, reklamda hiçbir surette sektörde hem üretici hem satıcı olan ——— firmanın müvekkili olduğuna dair bir beyanın olmadığını, müvekkilinin en ucuza en kaliteli ürünleri üretip sattığı şeklinde bir iddialarının bulunmadığı, ticari bir firmanın kendi ürünlerinin kaliteli ve iyi fiyata satıldığını beyan etmesinin ticari hayatın olağan akışına uygun olduğunu, dava konusu reklamın his istismarı ile ilgisinin bulunmadığını, rakiplerin hiçbir şekilde kötülenmediği, tüketicileri karşılaştırma yapmaya çağırmanın ise karşılaştırmalı reklam olmayacağını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davalı şirketlerin Youtube platformunda yayınladıkları reklamın haksız rekabet oluşturduğu iddiası ile açılan haksız rekabetin tespiti, men’i istemli maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce tarafların sicil kayıtları celp edilmiş, ———- müzekkere yazılarak dava konusu reklam hakkında verilmiş olan kararın Mahkememize gönderilmesi istenilmiş, gelen yazı cevabından ———- E. Sayılı dosyasında dava konusu reklamın, reklam mevzuatına ve TKHK’nın 61. Maddesine aykırı olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacının aktif husumetinin bulunmadığını iddia etmiş olup, TTK’nın 56. Maddesi uyarınca haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimseler tarafından dava açılabileceğinin düzenlendiği yine tarafların sicil kayıtları celp edildiğinde firmaların benzer alanlarda faaliyet gösterdiği görülmüş olmakla davacının zarar görme tehlikesi ile karşılaşabilecek kimse olduğu göz önüne alınarak aktif husumetinin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlığın çözümüne ilişkin dosya haksız rekabet konusunda uzman bilirkişi ile sektör bilirkişinden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiştir. Bilirkişi heyetinin 20/08/2019 tarihli raporlarında özetle: “TKHK 61/5. maddesi ve Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 4/1-ğ hükmü uyarınca Türk hukukunda açık karşılaştırmalı reklamlara izin verilmediği, örtülü karşılaştırmalı reklamlara diğer koşullara da uymak şartıyla olanak tanındığını, dava konusu reklamda geçen———ibaresinin herhangi bir karşılaştırma içermediği,———————cevabının bir karşılaştırma içermediğini, diğerleri mi ibaresi ile rakiplerin kastedildiğinin açık olduğunu ancak rakiplerle bir karşılaştırma yapmadığını, sadece tüketicileri karşılaştırma yapmaya davet ettiğini, bu sebeplerden ötürü dava konusu ihtilafta bir karşılaştırmalı reklamdan söz edilemeyeceğini, ————————— ibaresinin resmi temsilcilik ve yetkilendirme içermediğini, bir kimsenin satıcısı olduğu ürünlerin üreticisi de olmasının şüphesiz ona ciddi bir maliyet avantajı sağlayacağını ve satış fiyatına yansıyabileceğini, davalının sattığı ürünlerin üreticisi olduğu hususunda da tartışma bulunmadığını, bu nedenle reklam mevzuatına aykırılık da bulunmadığını, haksız rekabet teşkil edecek gerçek dışı veya yanıltıcı bir açıklamadan söz etmeye olanak bulunmadığını, dava konusu reklamda tüketicilerin hislerini istismar eden bir unsura rastlanamadığını, dava konusu reklamın tüketicileri yanıltan veya aldatan bir ibare veya görsel içermediğini, TTK m 55/1/a-1 ve 55/1/a-2 hükümlerinde belirtilen haksız rekabet hallerinin dava konusu olayda söz konusu olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu Mahkememize sunmuşlardır.
6102 sayılı TTK’nın 54/2. maddesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtildikten sonra aynı Kanunun 55/(1)a-2. bendinde “Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak” şeklindeki aldatıcı reklam niteliğindeki davranışlar da haksız rekabet eylemlerinin başlıcaları arasında sayılmıştır. Keza 1. bentte: “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek” eylemi de haksız rekabetin diğer bir türü olarak düzenlenmiştir. Bir tacirin, ticari bir menfaat elde etmek amacıyla, bizzat veya her türlü iletişim vasıtasıyla (radyo, TV, basın, internet, afiş, broşür vs.) hedef tüketici kitlesine yönelik tanıtım, beyan ve açıklamaları ticari reklam mahiyetindedir. Ticari dürüstlük kuralı uyarınca, reklamların gerçeğe uygun ve objektif olmayan, başkasının tanınmışlığından haksız yararlanılma niteliği bulunmayan ve aldatıcı niteliği bulunmayan beyan ve ifadeler içermesi gerekir. Her tacirin satışa sunduğu ürünlerin genel özelliklerini ve üstün yanlarını öne çıkarması ise yasaya aykırı bir davranış niteliğinde değildir. Ancak ticari reklamda, bir ürüne ait her hangi bir somut özellik veya objektif üstünlük iddiası ileri sürülüyorsa dürüstlük kuralı gereği bu özelliğin daha reklamın en başında ispat edilmiş olması gerekir. Diğer bir anlatımla, ancak somut özellikleri ispat edici her hangi bir objektif ve bilimsel bir tespit ve rapor olmadan ticari reklamlarda bu özelliğin öne çıkarılması dürüstlük kuralına aykırı olacaktır. Ayrıca reklamda, TTK 55/1-9 maddesi uyarınca, malların özellikleri, miktarı, kullanım amaçları, yararları konusunda müşteriler yanıltılmamalı ve hatta ürüne yönelik tehlikeler de gizlenmemelidir.
Dava konusu reklam içeriğinde davacı taraf satışa sunduğu ürünlerin genel özelliklerini öne çıkarmakta olup, satışa sunduğu ürünlerden belirli bir ürün üzerinde somut bir özellik veya objektif üstünlük ileri sürmemektedir. Reklamda geçen “iyi kalite iyi fiyat anlayışının Türkiyedeki temsilcisi” ifadesi -tek temsilcisi- ya da -en iyi temsilcisi- gibi kavramlar içermediği gibi ilgili yönetmeliğin 7.maddesinin 5-g hükmü kapsamında resmi tanınma ya da onay içermediğinden bu genel ifadenin Mahkememizce tüketiciyi doğrudan ya da dolaylı olarak yanıltabilecek bir ifade içermediği kanaatine varılmıştır. Yine “Neden mi hem iyi kalite hem iyi fiyat, çünkü fawori hem boyada hem mantolamada hem üretici hem satıcıdır da ondan” ifadelerinde geçen şirketin hem üretici hem satıcı olması şirketin faaliyetlerine uygun olup, gerçeğe aykırı olmadığından tüketiciyi yanıltmadığı ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gibi, reklamda iyi kalite iyi fiyatlı olmasının hem üretici hem satıcı olmasına bağlanması rakipleri haksız yere kötülememekte, hem üretici hem satıcı olmayanların kalitesiz veya pahalı ürünler sattığına ilişkin bir karşılaştırma veya kötüleme içermediğine kanaat getirilmiştir. Yine “diğerleri mi” ifadesini kullanan kişinin baş aşağı durması rakip firmaları kötülemeye yetmediği gibi cümle devamında Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 8. Maddesine aykırı olan bir karşılaştırma da yapılmamıştır. Son olarak “araştırın, soruşturun, anlarsınız ” ifadesini kullanan kişinin yüz ifadesi ile reklamdaki diğer kişilerin yüz ifadesinde belirgin bir fark bulunmamakta ayrıca ters duran kişinin de üzgün olmadığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi araştırın, soruşturun, anlarsınız ifadesi; tüketicileri alışveriş yaparken benzer faaliyette bulunan bir çok firmayı karşılaştırmaya ve araştırmaya bu sayede en iyi alışverişi yapmaya yöneltmekte ancak bu karşılaştırma somut reklam içeriğinde davalının bizzat kendini rakip firmalarla karşılaştırması şeklinde ortaya çıkmamaktadır. Hal böyle olunca dava konusu reklam bir bütün olarak incelendiğinde haksız rekabet eylemi içermediği gibi tüketiciyi yanıltma vasfının da bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep etmiş ancak alınan rapor Mahkememizce hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmakla yeni bir heyetten rapor alınması talebi uygun bulunmamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlığın davalı şirketler tarafından yayınlanan reklamın haksız rekabet teşkil edip etmediği ve tüketiciyi yanıltıcı, aldatıcı içeriğinin haiz olup olmadığı konusunda toplandığı anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, yapılan yargılama neticesinde dava konusu reklamın haksız rekabet teşkil etmediği kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiş, davalının talebi üzerine TTK 59. Uyarınca karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ilanına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-TTK 59.maddesi gereğince karar kesinleştiğinde masrafı davacı tarafça karşılanmak suretiyle kararın hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan trajı en yüksek beş gazeteden ikisinde bir kez ilanına,
3-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 1.878,53-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.824,13-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, maddi tazminat istemi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4 gereği davalı taraflar için takdir olunan 3.400,00-TL vekalet ücreti ile manevi tazminat istemi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10/3 gereği davalı taraf için takdir olunan 3.400,00-TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.28/01/2020