Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/407 E. 2021/1381 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/407 Esas
KARAR NO: 2021/1381
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 06/04/2018
KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa —- olarak veri denetleme ve kontrol işletmeni sıfatıyla memur olarak çalıştığını, mesai saatleri içerisinde —- görevlendirme yazısı neticesinde davalılardan — plakalı hususi araç ile kurumun görevini yerine getirmek üzere davalı ile yola çıktıklarını, bu esnada araç sürücüsü olan davalılardan — dikkatsizliği ve aracın hızını yol ve hava şartlarına uygun ayarlamaması sebebiyle —- tarihinde kazanın meydana geldiğini, kazada araçta yolcu olarak bulunan müteveffa —olay yerinde hayatını kaybettiğini, taşıma işleminin hatır taşıması olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, Müteveffa —- kaza anında yolcu koltuğunda oturmakta olup kazanın meydana gelmesinde hiçbir şekilde kusuru ve etkisinin bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde araç sürücüsü ve sahibi — tam ve ağır kusurlu olduğunu, davacılar—- müteveffa ile birlikte yaşadıklarını ve destekten yoksun kaldıklarını, şimdilik —- destekten yoksun kalma tazminatı bedelinin davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek en —— birlikte, diğer davalı —-yönünden ise kazanın meydana geldiği — tarihinden itibaren işleyecek ——–birlikte davalıların tümünden müştereken ve müteselsilen tahsilini ve ayrıca davalı — müteveffanın eşi — mütevaffanın — çocuğu için ayrı ayrı —olmak üzere toplam —- manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte “tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı sigortalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesi ve kusur ile zarar arasında illiyet bağının bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müteveffanın gelir durumunun ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin söz konusu zarardan poliçe teminat limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, hesaplamanın hazine müsteşarlığı tarafından belirlenen yöntem kullanılarak hesaplanmasını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası nedeniyle vefat eden —- eşi ve çocuklarının açtığı destekten yoksun kalma maddi tazminat ve manevi tazminat davasıdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ise; davalı sigorta tarafından — sigortalanan davalı —– plakalı araç ile —— tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacıların destekleri olduğunu iddia ettikleri —- vefat etmesi nedeniyle davacılar—–davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı talep edip edemeyeceği, davacıların manevi tazminat talep edip edemeyeceği, kazanın oluşumunda tarafların kusur durumu, hatır taşıması olup olmadığı, maddi ve manevi tazminat miktarı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Dava konusu araç trafik kayıtları, ceza mahkemesi dosyası, kaza tespit tutanağı, müteveffa — dosyası, —– rücuya esas ödeme yapılmadığına ilişkin yazı cevabı, veraset ilamı, nüfus kayıtları, tarafların sosyal ve mali durum araştırma tutanakları vs. dosya içerisine alınmıştır.
Yargılama devam ederken davalı —– vefat ettiği anlaşılmış, mirasçıları davaya dahil edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Dosya kusur raporu düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. — tarihli bilirkişi raporunda özetle; araç sürücüsü—–%100 kusurlu olduğu, müteveffanın kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı ancak emniyet kemeri taktığının belirgin olmaması nedeniyle müterafik kusurlu sayılabileceği şeklinde rapor sunulmuştur. Olayın oluş şekline uygun ve mevzuata uygun şekilde belirlenen kusur raporu kısmen hükme esas alınmıştır. Ancak bilirkişi her ne kadar müteveffa — emniyet kemerinin takılı olduğunun belirlenemediğinden bahisle müterafik kusurlu olduğu varsayımı kabul edilmemiştir. Zira emniyet kemerinin takılı olduğunun varlığı esas, yokluğu istisnadır.—- kemerinin takılı olup olmadığı belirlenemiyor ise takılı olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılmamıştır.
Dosya hesap raporu düzenlenmesi için bilirkişiye tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. —tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı— %100 kusurlu olarak hesaplamanın yapıldığı, müteveffa — aylık gelirinin asgari ücretin — olduğu, — tarafından rücuya esas ödeme yapılmadığı, hesaplamanın —- — teknik faiz uygulanarak yapıldığı, davacı— zararının olduğu, sigortanın bu zarardan sigorta limiti oranında — yönünden sorumlu olacağı, davacı — zararının olduğu, sigortanın bu zarardan sigorta limiti oranında— yönünden sorumlu olacağı rapor edilmiştir.
— doğrultusunda hesaplamanın —— uygulanarak yapılması için dosya ek rapora gönderilmiş, ek raporda özetle; davacı —-zararının olduğu, sigortanın bu zarardan sigorta limiti oranında — yönünden sorumlu olacağı, davacı — zararının olduğu, sigortanın bu zarardan sigorta limiti oranında —- yönünden sorumlu olacağı rapor edilmiştir. Hesaplama yöntemi ve kullanılan verilerin doğru olduğu anlaşıldığından ek rapordaki hesaplama hükme esas alınmıştır.
Destekten yoksun kalma tazminatı, 6098 sayılı BK’nın 53/III. maddesinde düzenlenmiş olup; ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin edilmesi hükme bağlanmıştır. Görülmektedir ki, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse 6098 sayılı BK’nın 53/3. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Borçlar Kanunu’nun 53. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Somut olayda müteveffa — eşi olan davacı — birlikte yaşadığı ve bu davacının desteği olduğu, diğer davacı —- yaşından küçük oğlu olduğu ve müteveffa ile birlikte yaşadığı, bu davacıların destekten yoksun kaldığı tespit edilmiştir. Davacı vekili tarafından davacı —yönünden —-yönünden——alacak yönünden talebini artırarak eksik harcı yatırdığı, artırılan bu değerlerin bilirkişi raporunda belirlenen zarar miktarının kapsamında olduğu anlaşılmış olup, bu miktarlar üzerinden ve bu davacılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat taleplerinin yönünden yapılan değerlendirmede ise; manevi tazminat, zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünda tutularak, 6098 sayılı B.K’nun 56.maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedileceği öngörülmüştür. Belirtilen hususlar dikkate alındığında davacı —— eşi ve diğer davacıların babaları kaza nedeniyle vefat ettiği, dava konusu kazada davalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirlendiği, somut olayın özelliği, kusur durumu, davacıların yaşı, tarafların sosyal ve mali durumu dikkate alınarak davacıların manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar —- maddi tazminat taleplerinin KABULÜ ile; davacı —olmak üzere toplam —davalı —- tarihinden itibaren diğer davalılar yönünden ise —– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin faiz türü talebinin reddine,
2-Davacıların manevi tazminat taleplerinin KABULÜ ile; Davacı —-, davacı —- kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ——- müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacılara verilmesine,
3-Maddi tazminat davası yönünden alınması gerekli 15.1563,18-TL harçtan davacının yatırmış olduğu 338,14-TL peşin harç ile 3.401,00-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.739,14-TL mahsubu ile kalan 11.824,04-TL harcın davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
4-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yatırılan 338,14 TL peşin harç, 35,90 TL başvurma harcı, 3.401,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 3.775,04 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
5-Maddi tazminat davası yönünden davacı tarafından yapılan 2.418,50-TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden davacı—– kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 21.625,47 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat davası yönünden davacı ——— kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.941,58 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 4.781,70 TL harcın davalılar ——müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
9-Manevi tazminat davası yönünden yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
10-Manevi tazminat davası yönünden davacı ——— kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin —— müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davası yönünden davacı — kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin —–müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
12-Manevi tazminat davası yönünden davacı —- kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin —-müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
13-Manevi tazminat davası yönünden davacı —- kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin ——- müşterek ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine,
14-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/12/2021