Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/388 E. 2021/1150 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/388 Esas
KARAR NO: 2021/1150
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ: 20/10/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı — olduğu —-sözleşme uyarınca müvekkil şirket alacağı için sözleşmenin diğer tarafi olan– —–sayılı icra dosyasında icraya konulduğunu, davalı —–dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlu vekilinin itirazı ile icra takibinin durdurulduğunu, takibi yapılan diğer çekler de şirketinin içinin boşaltılmış olması sebebiyle sonuçsuz kaldığını, taraflar arasında imzalanan —– kapsamındaki ödemelerin teminatı olarak işveren firmaya müteselsil kefil olduğunu kabul ve taahhüt eder.” Hükmü yer almaktadır. Bu itibarla davalı şahıs; ——– üzerinden devamına, bu rakamın takip tarihinden itibaren işleyecek olan ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, itiraz edilen kısım üzerinden davalı aleyhine %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı——– borcunun olmadığını, davacı taraf, müvekkile mal satışı yaptığını ve sattığı malın da müvekkile teslim edildiği ispat yükümlülüğü altında olduğunu, satış ve teslimin, yazılı belgelerle ispatının gerektiğini, davacı taraf fatura, cari hesap ekstresi ve teslimin yapıldığı hususundaki sevk irsaliyelerini dosyaya sunmadığını, cari hesap ilişkisinde faizin işlemeye başlaması için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiğini, temerrüt için ise alacaklının borçluya ihtar çekmesi gerektiğini, belirterek davacının taleplerinin haksız olması nedeniyle davanın esastan reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet(icra inkar) tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talep edilmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı ile dava dışı—– aktedilen sözleşme gereği, davacının müteselsil kefil olan davalı aleyhine başlatılan takip sebebiyle itirazın iptali davasıdır.
Davacıya ——-aleyhine icra takibine girişmiştir.
Yine davacıya keşide edilen—— davalı aleyhine icra takibi yapmıştır.
Dava dilekçesinin açık olmadığı, davanın türünün ne olduğunun anlaşılmadığı, talep sonucunun açık olmadığı görülmüş, davacıdan talep sonucunu açıklanması istenmiş; davacı vekili,—- tarihli beyan dilekçesi ile davanın sadece itirazın iptali davası olduğunu, davaya konu takibin —– dosyası olduğunu, sehven konu kısmında alacak davası yazıldığını beyan etmiştir.
Davaya konu—- sayılı takip dosyası celp edilerek incelenmiştir. Alacaklı olan davacının dava dışı —- alacak üzerinden icra takibi başlattığı, ödeme emrinin tebliği için çıkarılan tebligatın —- tarihinde takipten haberdar olduklarını beyanla borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itirazın süresi içinde olduğu, davacının da itiraz üzerine duran takipte davalı hakkında —-tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Tarafların delilleri toplanmış—–celp edilmiş, Davacı şirket , defter ve kayıtlarını sunmuş, mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda davacının—- alacaklı olduğunu belirtmiştir.
Davacı ile dava dışı —– adet çek ile ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Davalı da bu sözleşmeyi müteselsil kefil ibaresinin altında imzalamıştır.
Dava konusu icra takip dayanağı sözleşmenin —- sözleşmesi olduğu, sözleşmenin akdedildiği tarihte yürürlükte bulunan TBK. m. 583 hükmü uyarınca kefalet tarihinin, kefil olunan miktarın ve müteselsil kefil olunması halinde bu yönde bir ibarenin kefilin kendi el yazısı ile yazılması gerektiği açıktır. TBK’nun 583.maddesindeki bu koşullar, geçerliliğe ilişkin şekil şartı kabul edildiğinden, bu unsurlarda eksiklik bulunması halinde, herhangi bir yoruma ihtiyaç kalmadan kefalet sorumluluğu da geçersiz sayılır.
Davalının kefil olarak yer aldığı sözleşmede kefalet tarihinin kefilin kendi el yazısı ile yazılmadığı, kefaletin geçersiz olduğu, bu hususun re’sen dikkate alınacağı anlaşılarak davanın reddine karar vermek gerekmiştir.——–
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE;
2-Davacı aleyhine kötüniyet tazminatı verilmesine yer olmadığıına;
3- Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 667,22-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 607,92-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
5- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 23.017,46-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 20/10/2021