Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/379 E. 2019/815 K. 16.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/380 Esas
KARAR NO : 2019/814 Karar
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/03/2018
KARAR TARİHİ: 16/07/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilişirketin, proje sahibi olarak ——-yılları arasında davalı şirket ile yapılan sözleşmeler kapsamında bir kısmı da sözleşmesiz işler olmak üzere yüklenicilik işlemine girişmiş ve davalı şirketlerden bu konuda hizmet almış olduğunu, davalı şirketin düzenlemiş olduğu faturalar karşılığında hak ediş niteliğinde olmak üzere ödemeler yapıldığı ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2016 yılı itibariyle sonlandırıldığını, Müvekkilişirket ile davalı şirket arasındaki iş ilişkisinin sona ermesi safhasında şirketin iç denetiminin yapılması gerektiği ve müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarında bir —— vasıtası ile inceleme yaptırılmış olduğu, davalının almış olduğu hak edişlerin muhasebeleştirilmelerinin yerinde olup olmadığının denetlendiği, Müvekkili şirkete ait olan – ———— ——- binalarının inşaasına ilişkin kayıtlarda bir kısım mükerrer kayıtların, onaysız ödemelerin, mahsubu gereken avansların, mükerrer faturalanan Kdv ile proje sahibine yansıtılması gerekirken yansıtılmayan fatura indirimlerinin, belgesiz harcamaların, proje sahibine ait olan harcamaların, proje sahibine yansıtılmayan stopajların, otel projeleri için yapılan harcamaların, yüklenici firma tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen harcamaların, faturalanan ancak teslim edilmeyen emtialardan kaynaklanan zarara ait işlemlere ilişkin fatura bedellerinin müvekkili şirketten tahsil edildiği,
buna göre bu tutar kadar davalı şirketin haksız kazanç temin ettiği ve müvekkili şirketi zarara uğrattığının ortaya çıktığını, davalı tarafın usulsüz işlemlerinin fark edildiği, ——- raporu alınığı ve huzurdaki davanın ikame edildiğini, müvekkili şirketin geriye dönük olarak ticari defter kayıtlarını denetlemesinin nedeninin çalışanları olan ——- şirketler grubunun mali işler direktörü —————— tarafından davalı taraf ile anlaşma yapılmak suretiyle müvekkili ve grup şirketlerinin aldatıldığının anlaşılması olduğu, müvekkili şirketçe hiçbir belgesi olmadığı halde zuhulen ödemesi yapılan meblağın iadesini gerektiğini, gerçek zarar miktarı yapılacak bilirkişi ile ortaya çıkacağından dava değerinin şimdilik ———TL ile kabulüne, ileride arttırma haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile müvekkiller arasında Tahkim Yargılaması yapılmış olduğunu,———- tarihli Tahkim Yargılaması Hakem Kararı bulunduğunu, Hakem kararı sonrasında ise taraflar arasında ——-tarihli Sulh Protokolü’nün imzalandığını, Hakem kararı ve sulh protokolünün İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin ——– Esas sayısına kayıtlı olarak mahkeme yazı işleri müdürlüğüne teslim ve depo edildiği, hakem kararına karşı itiraz olmadığı ve kararın kesinleştiğini, kesinleşmiş hakem kararı olan bir konuda açılan davanın reddi gerektiğini, tahkim itirazında bulunduklarını, davanın HMK 413.madde uyarınca usulden reddi gerektiğini, Mahkemenin görevli olmadığını, hakem sözleşmesinin kapsamının taraflarca genişletildiğini ve tarafların grup şirketlerinin tamamının hakem sözleşmesinin ve sulh protokolünün tarafı olduğunu, dava konusu taleplerin hem kesinleşmiş hakem kararı ile karara bağlanmış hususlar olduğu, hem de taleplerin hakem tarafından görülmesi gerektiğini, Tahkim sözleşmesi var iken, mahkemece davaya bakılamayacağını, derdestlik ve kesin hüküm itirazlarının kabulü ile davanın reddine, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, eksik harcın tamamlanması gerektiğini, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafça alınan yeminli mali müşavir raporunun tek taraflı talep ve tek taraflı sunulan belgeler üzerinden hazırlandığından tarafsız olamayacağını, tahkim kararı ve sulh protokolü olmasına rağmen ve sulh protokolü ile taraflar birbirlerini en geniş anlamda ibra etmiş olmalarına rağmen, davacının, yeni bir ——– raporu ile alacak yaratmaya çalışma gayretinin hukuken dayanaksız olduğu, davacı tarafın ——- denetimine tabi bir şirket olduğunu, aradan bu kadar zaman geçtikten sonra yeni bir —- raporu üzerinden harcama tespit edildiği iddiasının her yönüyle dayanaksız olduğunu, davacı tarafın zarara uğratıldığı iddiasının gerçek dışı olduğunun tahkim kararı ve sulh protokolü ile sabit olduğunu, davacının haksız ve hukuka aykırı beyan ve taleplerinin tümden reddi ile, hakem kararının taraflara ne şekilde tebliği edildiğine ilişkin tebliğ evraklarının kararı veren Hakemden sorulmasını ve haksız açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava;Hukuki niteliği itibariyle; Davacıya ait —————binalarının inşaasına ilişkin kayıtlarda bir kısım mükerrer kayıtların, onaysız ödemelerin, mahsubu gereken avansların, mükerrer faturalanan Kdv ile proje sahibine yansıtılması gerekirken yansıtılmayan fatura indirimlerinin, belgesiz harcamaların, proje sahibine ait olan harcamaların, proje sahibine yansıtılmayan stopajların, otel projeleri için yapılan harcamaların, yüklenici firma tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen harcamaların, faturalanan ancak teslim edilmeyen emtialardan kaynaklanan zarara ait işlemlere ilişkin fatura bedellerinin müvekkili şirketten tahsil edildiği bu ödemelerin dayanaksız olduğu iddialarının yerinde bulunup bulunmadığı, davacı şirket çalışanları ile davalının anlaşmak suretiyle davacıyı zarara uğratıp uğratmadığı, uğranılan zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, davalının tahkim itirazının yerinde olup olmadığı, uyuşmazlık kapsamının tahkim yoluyla çözümlenip çözümlenmeyeceği, hakem kararın bu uyuşmazlığı kapsayıp kapsamadığına ilişkindir.
İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkere ile Mahkemenin ————- D.İş dosyası ile saklanan Hakem kararının kesinleşip kesinleşmediğinin sorulması üzerine tarafların kanuni yollara başvurmadığı, hakem kararı kesinleştirilmeden dosyanın bir başka mahkemeye gönderildiği bildirilmiştir.
——–.. arasında bila tarihli Tahkim Sözleşmesinin akdedildiği, Sözleşme ile; ———– adına (ortak ve bağlı grup şirketler adına) yapılan işlerin maliyet tutarına %15 ilave edilerek bulunacak tutarın, ——— ödeneceği hususunda taraflar arasında anlaşma bulunduğu, bu anlaşma kapsamında,——–adına bir kısım yapı ve inşaat işleri yaptığı, ——– geçen süreçte bir kısım maliyet faturalarını ve hak edişlerini———tarafından da bir kısım ödemeler yapıldığı, hak edişlerin ödenmeyen kısmı ve/veya ———arafından karşılanan harcama kalemleri sebebiyle——- olan alacak tutarı konusunda taraflar arasında ihtilaf oluştuğu, ——- alacağı konusunda itirazı üzerine, tarafların, ihtilafın hakem usulüyle çözülmesine karar verdikleri, taraflar arasındaki ihtilafın hakem eliyle çözülmesi konusunda mutabık olunduğu, hakem tarafından alınacak kararlara uymayı kabul ve taahhüt ettikleri, hakem olarak Avukat ——– seçildiği, görülmüştür.
Tarafların sözleşme ile belirledikleri Hakem tarafından yapılan yargılama sırasında——- tarihli Birleşimde taraf vekillerinin talebi ve onayı ile tahkim sözleşmesinin kapsamının genişletilerek her iki tarafa ait diğer grup şirketlerininde dahil edildiği, —– tarihli Tutanağın imza altına alındığı, neticede ——- sayfadan ibaret Hakem kararının verildiği görülmüştür.
Tarafların Hakem yargılaması ile; ——- adına yaptığı inşaat işlerinin maliyet kalemlerinin incelenmesi ve——- olan alacak-borç hesabının netleştirilmesini amaçlandığı,—— ilgili olmayan inşaatların giderlerinin bu şirket adına yazıldığı, taşeronlardan yüksek fatura alınıp farkın iade kesildiği, taraflar arasındaki projelere ilişkin maliyetlerin kontrol edilmesi, taşeron cari hesaplarının ve kesilen faturaların metraj ve fiyat kontrolünün yapılması hususlarının tahkim yargılamasında gündeme geldiği, neticede davacı ve davalının da dahil olduğu grup şirketlerin kayıt ve verileri incelenmek suretiyle taraflar arasındaki ihtilaf konularından —– tarihli Hakem kararının verildiği, görülmektedir.
Taralar, aralarındaki iş ilişkisini 2016 yılında sonlandırmışlar ve hakem kararı neticesinde —— tarihinde Sulh Anlaşması imzalamışlardır. Dava konusu yapılan uyuşmazlık yeni gelişen bir husus olmayıp tarafların iş ilişkisinin devam ettiği 2010 ila 2016 dönemine ilişkin bulunmaktadır.
Kural olarak, uyuşmazl
aşması, bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde yapılabileceği gibi asıl sözleşmeye tahkim şartı konulması suretiyle de yapılabilir. Tahkim anlaşmasının kurucu unsuru uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözümlenmesine ilişkin irade açıklaması olup, bu anlaşmanın geçerli olabilmesi için tarafların tahkim iradelerinin şüpheye ve karışıklığa yer vermeyecek şekilde açık ve kesin olması gerekir.
HMK 412/4.maddesinde; Tahkim sözleşmesine karşı, asıl sözleşmenin geçerli olmadığı veya tahkim sözleşmesinin henüz doğmamış olan bir uyuşmazlığa ilişkin olduğu itirazında bulunulamayacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 413.maddesinde; tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı tarafın tahkim ilk itirazında bulunabileceği, bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkansız değilse mahkemenin tahkim itirazını kabul edeceği ve davayı usulden reddedeceği hususu düzenlenmiştir.
HMK 114/1-ı maddesinde aynı davanın daha önceden açılmamış ve halen görülmemekte olması dava şartı olarak öngörülmüştür. Aynı Kanunun 115/2 maddesinde mahkemece dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
Dava konusu yapılan hususu da kapsar şekilde hakem yargılanması yapıldığı, dosyaya sunulu bilgi ve belgelerden ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Taraflar arasından HMK 407 ve devamı madde hükümleri uyarınca geçerli bir Tahkim Sözleşmesi bulunmaktadır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin geçerli bulunduğu, uyuşmazlığın tahkime elverişli olduğu, taraflar arasındaki dava konusu ihtilafın anılan sözleşmeye dahil olduğu ve hakemde görülmesi gerektiği, dava konusu uyuşmazlığı da kapsar şekilde tahkim yargılamasının devam ettiği, hakemce verilen kararın henüz kesinleşmediği, derdest olduğu değerlendirilmiştir.
Belirtilen sebeplerle davacının davasının, dava şartı yokluğundan HMK. 114/1-ı ve 115/2 gereği usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın HMK 114/1-ı ve 115/2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 170,78-TL harcın mahsubu ile artan 126,38- TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının ait olduğu tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı16/07/2019