Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/368 E. 2019/79 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/368 Esas
KARAR NO : 2019/79

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/11/2011
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin 87.548,32-TL alacağının tahsili amacıyla borçlu ————— aleyhine Sultanbeyli ———-. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2965 E. sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini ve kesinleşen takip uyarınca takip borçlusunun alacaklı olduğu tespit edilen————– şubesine İİK.89/1. maddesi uyarınca 1.haciz ihbarnamesinin 24/09/2010 tarihinde gönderildiğini, bu ihbarnamenin 27/10/2010 tarihinde tebliğ edildiğini ve borçlunun anılan banka şubesindeki ———————– numaralı TL hesabına 1.sırada haciz şerhinin işlendiği hususunun davalı banka tarafından 29/09/2010 tarihli cevabi yazıyla icra dosyasına bildirildiğini, bu yazı üzerine bu kez talep üzerine icra müdürlüğünce banka şubesine, hesapta bulunan paranın borç tutarına yeter kısmının icra müdürlüğünce bildirilen hesaba yatırılmasının 27/10/2010 tarihli müzekkere ile istendiğini, bu müzekkere üzerine davalı banka şubesi tarafından haciz şerhi istenmiş olan hesaptan ödeme yapılması beklenirken müşteri hesabındaki 15.113,72 TL nin, icra müdürlüğü hesap numarasına EFT ile gönderilmek üzere onay aşamasında iken müşteri firma ortağı ——————bu tutarın 15.000,00-TL’lik kısmını internet üzerinden EFT yaparak ————— Bankası ———————- mevcut —————— numaralı şahsi hesabına aktardığından söz konusu bakiyenin icra müdürlüğü hesabına aktarılamadığının, paranın iadesi için—————- ile görüşüldüğünün ve tutarın müşteri hesabına geçmiş olması nedeniyle icra dosyasına ödenemediğinin bildirildiğini, 09/10/2010 tarihli bu yazı üzerine davacının talebi ile davalı bankaya yeniden müzekkere yazılıp paranın icra müdürlüğü hesabına yatırılması aksi takdirde banka aleyhine cebri icra işlemi uygulanacağının 10/11/2010 tarihli yazı ile bankaya bildirildiğini, davalı banka vekilinin —————–İcra Hukuk Mahkemesi’nde yaptığı şikayet üzerine ————— sayılı karar ile icra müdürlüğü işleminin iptal edildiğini ve hacizli paranın ——————— şubesinden tahsili gerektiği yönünde karar oluşturulduğunu, bunun üzerine icra müdürlüğünce——————–Şubesi’ne müzekkere yazılmışsa da 16/03/2011 tarihli cevabi yazı ile karar gereğinin yerine getirilmesinin hukuken ve fiilen imkansız hale geldiğini, süreç akabinde oluşan yeni durum sebebiyle davalı bankaya gönderilen 22/03/2011 tarihli ödeme müzekkeresine karşı davalı banka vekilinin şikayeti üzerine Sultanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi’nin —- tarihli —————sayılı kararıyla bu müzekkerenin de iptal edildiğini. davalı bankanın hacizli parayı basiretsiz davranmak suretiyle elden çıkardığını, alacağını tahsil edemeyen müvekkilinin zarara uğradığını, sınırlı yetkili icra hukuk mahkemeleri nezdinde davanın çözüme kavuşturulamadığını, davalının basiretsiz tutumu nedeniyle kusurlu ve ihmalkar davranışları sonucu hacizli paranın elden çıkmasına sebebiyet verdiğini ve bu nedenle alacağın tahsil edilememiş olması sonucu ortaya çıkmış olan 15.113,72-TL zarardan sorumlu tutulması gerektiğini belirterek sonuçta bu tutarın 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili savunmasında özetle, Sultanbeyli ——. İcra Müdürlüğü’nün kendilerine gönderdiği muhtıranın —-İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/287 E. – 2011/20 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, bunun üzerine Sultanbeyli ——— İcra Müdürlüğü tarafından 22/03/2011 tarihinde 2. haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup, hesaptaki paranın şirket yetkilisi ——tarafından çekildiğinden bahisle paranın icra dosyasına ödenmesi istendiğinden bu kez bu muhtıranın iptali için Sultanbeyli İcra Hukuk Mahkemesi’nin —– sayılı kararı ile bu muhtıranın da iptal edildiğini, müvekkili bankanın, dava dışı borçlu———— aleyhine Kadıköy ——- ATM ‘nin 2010/886 E sayılı dosyası ile istirdat davası açtıklarını ve davanın derdest olduğunu, yukarıda açıklanan süreç gereği müvekkili bankanın kendisine gönderilen 1.haciz ihbarnamesine uygun davranıp haciz blokesi koyduğunu, ancak müvekkili bankaca icra dairesine iş bu para gönderilmek üzereyken geçici olarak bloke çözüldüğü esnada dava dışı şirketin yetkilisi ———— tarafından hacizli paranın dava dışı—– hesaba elektronik ortamda transfer edildiğini, müvekkili tarafından yapılan yazışmalar üzerine—————- hesaba geçici bloke konulduğunu, müvekkilinin üzerine düşen işlemleri yaptığını, kendisine gönderilen usulsüz muhtıraların mahkemece iptal edildiğini, müvekkilinin zararın meydan gelmesinde kusurunun veya haksız bir eyleminin bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, hukuki niteliği itibari ile İİK. 89. maddesi uyarınca haczedildiği iddia edilen alacağın, davalı banka tarafından hesaptaki bloke işleminin geçici olarak kaldırılması sırasında hesaptaki paranın borçlu şirket yetkilisi tarafından başka hesaba aktarılması ile oluştuğu iddia edilen zararın tahsili istemi ile açılmış bir tazminat davasıdır.
Tüm dosya kapsamına göre, davalı banka nezdindeki hesap üzerine İİK. 89. maddesi uyarınca haciz uygulanıp, davalı banka tarafından hesap üzerine haciz ve bloke işlemi konulduktan sonra, icra müdürlüğünce hesaptaki tutarın icra müdürlüğü hesabına aktarılmasının istendiği, davalı banka şubesince tutar icra müdürlüğü hesabına aktarılmak üzere bloke işleminin kaldırıldığı sırada, hesaptan 15.000,00-TL’nin şirket yetkilisi tarafından kendi şahsi hesabına aktarıldığı anlaşılmaktadır. Bankanın bu nedenle parayı gönderemediğini bildirmesi üzerine Sultanbeyli ————-.İcra Müdürlüğü 10/11/2010 tarihli muhtıra ile bu paranın icra veznesine yatırılmasının istendiği, aksi takdirde banka hakkında cebri icra yoluna gideleceğinin bildirildiği, bu muhtıranın, davalı banka vekilinin şikayeti üzerine ————- İcra Hukuk Mahkemesinin ——– sayılı 28/01/2011 tarihli kararıyla iptal edildiği -ve aynı kararda Sultanbeyli ————. İcra Müdürlüğünce takip dosyasında —————Şubesine müzekkere yazılarak şirket yetkilisi ——————— —— nolu hesabındaki paranın takip dosyasına gönderilmesinin istenmesine karar verildiği, icra müdürlüğünce——— ile yapılan yazışmadan sonuç alınamaması üzerine bu kez İcra Müdürlüğünün 22/03/2011 tarihli muhtırası düzenlenerek paranın davalı bankaca icra müdürlüğü hesabına yatırılmasının istendiği, ancak davalı banka vekilinin şikayeti üzerine —–İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/97 E -2011/183 K sayılı 18/07/2011 tarihli kararı ile İcra Müdürlüğünün muhtırasının iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davaya bakma görevinin icra mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle, mahkememizin görevsizliğine dair — Esas- —————– Karar sayılı dosyası ile karar verilmiştir. Bu kararın davacı tarafça temyizi üzerine, Yargıtay —————-Hukuk Dairesi’nin 2013/17873 Esas, 2014/1227 Karar sayılı, 21/01/2014 tarihli kararıyla mahkememizin görevli olduğu gerekçesiyle kararının bozulmasına hükmedilmiştir.
Bozma kararından sonra dosya mahkememizin ——– sayılı esasına kaydedilmiş, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonunda 23/12/2014 tarihinde verilen kararla, davanın kabulüne, 15.113,72-TL’nin 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek avansı faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, mahkememizden verilen bu kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin 2015/4090 E., 2015/10859 K. Sayılı 21/10/2015 tarihli ilamı ile; “Dava, İİK’nın 89. maddesi gereğince 3. şahıs yedinde kabul edilen meblağın davalı tarafından icra dosyasına ödenmemesi ve dava dışı mevduat sahibi borçlu tarafından hesaptan internet bankacılığı yolu ile EFT gönderilmesi ve bu suretle zarara uğranılması iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece dava dışı borçlu tarafından EFT ile gönderilen paranın çekildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, İİK’nın 89. maddesi gereğince gönderilen 1. haciz ihbarnamesine davalı bankanın verdiği 29/09/2010 tarihli cevabi yazıda borçlunun hesabında 10,58 TL bakiyesi bulunduğu ve bu meblağın üzerine haciz konularak bakiyesine itiraz edildiği bildirilmiştir. İcra Müdürlüğünce davalı bankaya 2. ve 3. haciz ihbarnameleri gönderilmediği gibi, bu husus davacı tarafından da iddia edilmemektedir. Bu durumda, davalı yedinde sayılan meblağ sadece 10,58 TL olduğuna göre, bu miktara hükmetmek gerekirken anılan husus nazara alınmaksızın yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile kararın bozulmasına hükmedilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyulmuştur. Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, icra dosyasından davalıya İİK. m. 89/1 uyarınca gönderilen haciz ihbarnamesine davalı tarafından verilen 29/09/2010 tarihli cevapta, borçlunun hesabında 10,58-TL bulunduğunun, bu meblağa müdürlük adına 1. sırada haciz şerhi işlendiğinin ve bakiyesine itiraz edildiğinin bildirildiği görülmüştür. İİK m. 89 hükmü ve İcra Müdürlüğü’ne gönderilen cevabi yazı birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafın yedinde sayılacak meblağın 10,58-TL olduğu, bu nedenle davalı tarafın 10,58-TL’den sorumlu olduğu, fazlaya dair kısımdan sorumlu olmadığı kanaatine varılmış, İcra Müdürlüğü tarafından davalıya uhdesindeki tutarı icra dosyasına yatırması için gönderilen muhtıraya istinaden, davalı tarafından tutarın yatırılmadığı ve davalı tarafından İcra Müdürlüğüne verilen 09/11/2011 tarihli yazıda bu paranın icra veznesine yatırılamayacağı beyan edildiğinden, beyan tarihi temerrüt tarihi olarak kabul edilmiş, tarafların tacir olması göz önünde bulundurularak, 10,58-TL’nin 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 10,58-TL alacağın 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasanın 2/2. maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 224,45-TL harçtan mahsubu ile artan 180,05-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40-TL başvuru harcı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 243,00-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (% 1 kabul % 99,00 ret) 2,43-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından harcanan 64,00-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (% 1 kabul % 99,00 ret) 63,36-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 10,58-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı