Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/364 E. 2021/190 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/364 Esas
KARAR NO : 2021/190
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacıya ait —– marka çekicinin—- tarihinde—– meydana gelen kazada pert olduğunu, aracın —— sigortalı olduğunu, davacının pert bedeli olan—- bedeli dava dışı sigorta şirketinden talep ettiğinde, talebin —– nolu hasar dosyasından reddedildiğini,—– olmadığı bilgisinin alındığını, kazanın —- meydana gelmiş olması nedeniyle ödeme yapılmadığı bilgisinin alındığını, kazaya karışan aracın—- yılında davalı bankadan taşıt kredisi çekilerek alındığını, araç üzerinde davalı banka lehine rehin tesis edildiğini, çekilen kredi miktarı—- olduğunu, geri ödemesinin—- toplam geri ödeme miktarının ise—– olduğunu, davacının kredinin ilk taksidinden —- kazanın gerçekleştiği tarihe kadarki —– tutarını davalıya ödediğini, aracın taşıt kredi ile alınması ve rehin tesisi sırasında davalı bankanın kendi çalıştığı sigorta şirketi olan dava dışı ——— yaptırdığını, davacının ödeme talebinin reddedilmesi üzerine, davalı bankadan taraflar arasındaki rehin sözleşmesini ve eklerini talep etmişse de davalı tarafın sözleşme ve eklerini davacının vermediğini, araç bedelinin büyük kısmının kredi yoluyla ödendiğini, ve araç üzerinde rehin tesis edildiği durumlarda, bankaların kredi borçlusu araç malikinden, dileği—– dilediği şartlarda rehnedilen malı sigortalatma ve sigorta primlerini kredi geri ödemesi içine aylık tutarlara yansıtma gibi konularda kapsamı oldukça geniş olacak şekilde yetki aldığını, davalıya bu yetkinin verildiğini, davacının kazada kardeşini ve aracını kaybettiğini, hem manevi hem de ekonomik olarak zor duruma düştüğünü, izleyen taksitleri ödeyemediğini, davalının bunun üzerine kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında kredinin teminatını oluşturmak üzere düzenlenen—– teminat senedini —— dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla davacının karşı icraya koyduğunu, icra dosyasının celp edilirse takip talebinin —- asıl alacak ve işlemiş faizi olarak toplamda——talep edildiğinin görüleceğini, davaya konu aracın, rehin sözleşmesinin imzalanması ve rehin tesisi aşamasında davalı banka tarafından sigortalandığını ve yine dönem bitiminde de yenileme işleminin davalı banka tarafından yapıldığını, davacının ısrarına rağmen rehin sözleşmesi ve eklerinin davacıya verilmediği, taraflar arasında imzalanan taşıt kredisi ve rehin sözleşmesinde, uygulamada sıklıkla rastlandığı üzere, davalının aracı dilediği sigorta şirketine ve şartlarla kasko sigortası yaptırma, —– bedellerini kredi taksitlerine yansıtma veya davacının davalıdaki hesabından—- konusunda davacıdan geniş yetki almasının olası olduğunu, —- primlerinin davalının davacıdan aldığı ödeme talimatı doğrultusunda otomatik olarak davacının davalıdaki hesabından ödendiğini, —– işlemlerinin alınan bu yetkiler doğrultusunda davalı tarafından kendi anlaşmalı olduğu sigorta şirketi —– yaptırıldığını, ancak anlaşılamayan bir nedenden ötürü—–, üstelik de sigortalanan aracın niteliği gereği yurtdışı seferlerinde de kullanılması muhtemel bir araç olduğu halde, yurtdışı hasar teminatı klozu konulmadığını, davalının somut olayda —- ve yetkileme hak ve yetkisini üzerine aldığı, bu yetkisini de anlaşmalı olduğu sigorta şirketine aracı sigortalarak kullandığı, —-yurt dışı hasar klozunun konulmadığı, bu nedenle —– meydana gelen ve dava konusu aracın pert olmasıyla sonuçlanan kaza sonucu aracın —- olan sigorta değerinin ödenmediği ve davalının kusuruyla bu zararın ortaya çıktığını, —– dava konusu olaya benzer taşıt kredisi ve rehin sözleşmesi ilgili bir olayda kredi borçlusundan kredi sözleşmesine konu aracı—– yaptırmak, poliçeleri yenilemek ve kredi borçlusunun hesabından sigorta primlerini çekme konusunda müşteriden yetki alan bankayı, sigorta primlerinin ödenmemesi olması nedeniyle gerçekleşen sigorta tazminatının ödenmediği bir olayda sigorta tazminatının tamamını ödemeye mahkum ettiğini, yine——- kuruluşlara bir takım yükümlülükler getirdiğini, bu yükümlülüklerden en önemlisinin bilgilendirme yükümlülüğü olduğunu, anılan yönetmeliğin—— olduğu kredi bağlantılı sigorta sözleşmelerine ilişkin müşteriye bilgi vereceği, bilgilendirmenin yazılı olarak yapılacağının düzenlendiğini, davalı tarafça bu bilgilendirme yükümlüğünün özellikle kasko sözleşmesinin içeriğinde yurtdışında meydana gelecek hasarların teminat dışında bırakıldığı hususunda ne davalının ne de dava dışı sigorta şirketi tarafından yerine getirilmediği, davacının durumdan hasar ödemesi talebinin reddi üzerine haberdar olduğunu, bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmemesinde davalının kusurlu olduğu, işbu davanın açıldığı tarih itibariyle davaya konu taşıt kredi sözleşmesinin toplamda —- taksinini ödendiğini, davacının kredi geri ödemesinden davalıya —— borcu olduğunu, davalının davacı aleyhine bu borcun teminatı olan teminat senedini icraya koyarak takibe girdiğini, sayın Mahkemeden talebinin tamamen davalının kusuru nedeniyle ödenmeyen sigorta tazminatı bedeli kadar tazminatın —– davalının kredi geri ödemesinden davacıdan olan —- alacağına karşılık takas mahsup talebimizin de dikkate alınarak, toplamda—- davalıdan tahsiline karar verilmesini, yine takas mahsup talebimiz çerçevesinde—— sayılı dosyasında davalının davacıdan herhangi bir alacağı kalmayacağından işbu takipte davacının borçlu olmadığının tespitiyle icra takibinin iptaline karar verilmesini, belirtilen nedenlerde, —– alacağın, davalının davacıdan olan —- karşı alacağı ve bu alacağa karşılık dava sonunda hükmedilecek miktarda takas mahsup hakkını kullandığı dikkate alınarak toplam—- davalıdan tahsiline, takas mahsup talebimiz doğrultusunda davacının davalıdan alacaklı olduğundan, davalı tarafından —— sayılı dosyasıyla bakiye taşıt kredisi borcunun tahsili için başlatılan icra takibinde davacının borcunun olmadığının tespitiyle takibin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının banka tarafından davacı borçluya tanınan kredi limiti çerçevesinde imzalanan ——– dayanılarak kredi kullandırdığını, kullandırılan işbu krediler nedeniyle davacı/borçlunun davacı bankaya büyük miktarda borçlandığını, kredi borçlarının geri ödenmemesi üzerine, muaccel olan ve temerrüde düşülen borçların ödenmesi için yasal hükümler ve sözleşmesel kabuller gereğince esasen gerekmemekle birlikte, davacı/borçluya ———— numaralı kredi hesaplarının kat’ı ile borç ödenmesi ihtarının keşide edildiğini, keşide edilen ihtarnameye rağmen borçların ödenmemesi üzerine, ödenmeyen alacakların tahsili için davacının banka tarafından yasal işlemlere başlandığını, bu çerçevede borçlular aleyhinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla———sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, davacının bankaya takip talebinde yazılı miktarlarda borçlu oldukları hususunun esasen davacı/borçlunun layıkı veçhile bildikleri bir husus olmasının yanı sıra, bu hususun münhasın delil niteliğinde olan davacı banka kayıtları ile de sabit ve tartışmasız olduğunu, davacı/borçluların davacının bankaya borçlu olduklarını bilmelerine karşın haksız ve kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, davacı/borçlunun dava dilekçesinde davacının banka ile imzalanan —– kaynaklanan borçların teminatlarından birini teşkil etmek üzere —– tipli aracın kaydına banka lehine rehin tesis edildiği, söz konusu aracın —– meydana gelen kazada pert olduğu,—— yurt dışı kazaları kapsamadığı gerekçesiyle aracın kasko bedelinin ödenmediğini,—– kendisinin yaptırdığını ve poliçeye bu teminatı ekletmediği için bankanın sorumlu olduğu, pert bedelinin borçtan düşülmesinden sonra bakiye kısmının da kendisinde kalacağı ve bu miktara kadar bankadan alacaklı olduğunu iddia ettiğini, davacı borçlunun tüm iddia ve beyanlarının gerçeğe aykırı, haksız ve mesnetsiz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, imzalann—- söz konusu aracın sigortalarının müşteri tarafından yapılmasının zorunlu olduğunun düzenlendiğini, gerçekten de——- buna ilişkin hükümlerin aşağıdaki şekilde olduğunu, … “29.1.2. Müşteri, Banka uhtesinde bulunan ve bulunacak rehin ve sair her türlü teminatlar ile teminat hükmünde olan emtia, taşıt, makine, menkul kıymetler gibi tüm mal ve vesaiki de sigorta ettirecektir. 29.1.3 Müşteri, sigorta ettirilmesi gereken ve yukarıda zikredilen değerleri, gerekli her türlü risk unsurunu kapsayacak şekilde, tüm rizikolara karşı sigorta ettirecektir. 29.2.1. Sigorta yapılması ve primlerin ödenmesi yükümlülüğü Müşteri’ye aittir. Ancak Banka için bir zorunluluk olmamak kaydıy ile Banka dilerse sigorta işlemini yaptırmaya yetkilidir. Banka’nın doğrudan doğruya sigorta yaptırması, yapılan sigorta primlerinin Müşteri tarafından ödenmemesi ve sair hangi nedenle olursa olsun Banka tarafından ödenecek sigorta primlerinin de Müşteri sorumlu olup, Banka bunları Müşteri hesabına re’sen borç kaydetmeye yetkilidir. 29.2.3 Süresi biten sigortaların yenilenmesi yükümlülüğü Müşteri ‘ye ait olup, bu halde yukarıdaki hükümler geçerlidir. ” Yine imzalanan—— sigortaların yapılamsından veya eksik yapılmasından veya yetersizliğinden ve sair nedenlerden dolayı sigorta tazminat bedellerinin tahsil edilememesi gibi doğacak sorumluluk ve neticelerin tamamen Müşteriye ait olacağını, —— ilişkin aşağıdaki özel düzenlemenin hüküm altına alındığını “29.2.4 Mal veya vesaikin sigortalanmaması, eksik bedelle sigortalanması, sigortaların yenilenmemesi, yanlış, eksik mükerrer veya sahte sigortalama yapılması, sigorta süresi, yetersizliği, sigorta tazminat bedellerinin tahsil edilememesi, sigorta şirketinin ödeme gücüne sahip olmaması gibi sebeplerden doğacak sorumluluk ve neticeler Müşteri’ye ait olup, bu hususlardan dolayı Banka’nın hiçbir sorumluluğu olmayacaktır. 29.2.8… sigorta poliçesi, malların riskini kapsamıyorsa ya da poliçenin hükmü sonra ermiş ise, Banka malları dileği şekil ve meblağ ile prim ve sair masrafları Müşteri ‘ye ait olmak üzere sigorta ettirmek hakkına sahiptir. Bu yetkiyi kullanıp kullanmamak bir zorunluluk değildir; yetkiyi kullanması veya kullanmaması Bankayı sorumluluk adına sokmaz; Müşteri bu hususlara peşinen muvafakat etmiştir. ” Yukarıda açıklanan sözleşmeler gereğince ticari krediye konu taşınırı tüm rizikolara karşı sigorta ettirme, süresi biten sigortaların yenilenmesi, sigorta primlerinin ödenmesi yükümlülüğünün tamamen müşteriye ait olduğu, mal veya vesaikin sigortalanmaması, eksik bedelle sigortalanması, sigortaların yenilenmemesi, yanlış, eksik mükerrer veya sahte sigortalama yapılması, sigorta süresi, sigorta yetersizliği, sigorta tazminat bedellerinin tahsil edilememesi, sigorta şirketinin ödeme gücüne sahip olmaması gibi sebeplerden doğacak sorumluluk ve neticelerin müşteriye ait olduğunu, bu hususlardan dolayı bankanın bir sorumluluğunun olmadığının aşikar olduğunu, davacı borçlu tarafından imzalanan genel kredi sözleşmesinin sigorta başlıklı maddelerinde davayı konu aracın sigorta işlemlerine ilişkin sorumluluğunun davacı borçluya ait olduğu, sorumlulukların yerine getirilmemesi halinde dilerse davacı bankanın işlemleri yapabileceğini, bu nedenle doğacak bir sorumluluktan davacının bankanın sorumlu tutulamayacağının belirtildiğini, ——— da tarafların imzaladıkları sözleşme hükümleri ile bağlı bulundukları ilgili sözleşmeler sigorta poliçesinin yaptırılmasının müşteriye ait olacağı düzenlendiği durumlarda Bankanın sigorta yaptırma zorunluluğunun bulunmadığını, bundan dolayı da bankanın sorumlu tutulamayacağını, bankanın zorunluluk olmamakla birlikte sigorta yaptırabileceğine ilişkin düzenlemenin ise bir yetki niteliğinde olduğunu, bunun banka açısından bir yükümlülük olmadığını, sözleşme gereğince Bankaya verilen yetkinin kullanılıp kullanılmaması veya eksik kullanılmaması veya iddia edildiği gibi nedenlerden dolayı bankanın sorumlu tutulamayacağı, davacı bankanın kaza sonucu meydana gelen sigorta değerinden sorumlu tutulması gerektiği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, davacı borçlunun Türk Ticaret Kanunu gereği tacir olduğu, basiretli tacir gibi hareket ederek söz konusu aracın yurt dışına çıkış yapacağından dolayı bu konuda yapılacak sigorta poliçelerine mutlaka yurt dışı klozunun da eklenmesi gerektiği yönünde bankaya talimat vermesi gerekirken bu yönde hiçbir talimatının olmadığını, bu durumun davacının diğer bir kusur olduğunu, davacı borçlunun kendi kusurunu banka üzerine yıkarak haksız kazanç elde etme gayreti içerisinde olduğunu, hiç kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağını, hesap kat ihtarnamesinin—— tarihinde bizzat davacıya tebliğ edildiğini, aracın kazasının ise ——- tarihinde olduğunu, hesap kat ihtarnamesinin üçüncü paragrafında rehinli aracın 3 gün içerisinde teslim edilmesi gerektiğinin ihtar edildiği, buna rağmen aracın teslim edilmediğini, borçlunun aracın yakalanmaması için aracı yurtdışına çıkardığını, bu durumun davacı borçlunun kötü niyetini delilleri olduğunu, aracın kaza yapması nedeniyle şimdi haksız kazanç peşine düştüğü, davanın reddini, davacı / borçlunun ——- olması nedeniyle uygulama alanı bulmasının mümkün olmadığının izahtan vareste olduğunu, gerçekten de söz konusu Yönetmeliğin 1. Maddesinde yönetmeliğin amacının “kredi kuruluşları tarafından verilen bireysel kredilerle bağlantılı olan zorunlu veya ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenirliği sağlamak, ilgililerin hak ve yükümlülüklerini korumak ve verilecek hizmetlere ilişkin esasları düzenlemek şeklinde belirttiğini, olayda ise dava konusu kredi ticari nitelikli bir kredi olduğundan bu yönetmelik hükümlerinin uygulanamayacağını, davacının belirttiği —— olayla ilgisi olmadığını, somut olaydaki davaya konu uyuşmazlığın kazaya karışan aracın sigortasının yapılmamasından veya sigorta primlerinin ödenmemesinden değil düzenlenen sigorta poliçesine yurt dışı hasar klozunun eklenmemiş olmasından kaynaklandığını, buna ilişkin olarak da sorumluluğun taraflar arasında imza edilen sözleşmenin 29. Maddesi gereği davacıda olduğunun açık ve net olduğunu, davacı/borçlunun banka tarafından teminat senedinin icraya konularak takibe geçildiği iddiasının da TTK 776. Maddesinde yazılı tüm unsurları ihtiva eden icra takibi dayanağı bononun kredi borçlarının ödenmesi amacı ile verilmiş olması, teminat bonosu niteliği taşımaması nedeniyle gerçeği yansıtmadığı, bono metninden teminat alındığına dair bir ibarenin yer almadığı, —— bu hususu vurguladığı, “teminat senedi”, “işbu senet teminattır”, “bedeli teminat alınmıştır” şeklindeki ibarelerin dahi bonunun kambiyo senedi vasfını ve bu senetlere mahsus özel yolla takip yapılmasını engellenemeyeceğini, bononun teminat senedi olduğunu iddia etmenin anlamsız ve haksız olduğunun açık olduğunu, davacının takibe konu bononun kredi alacaklarının teminat olarak verilmiş mealindeki iddialarının hukuka aykırı olduğunu, mesnetsiz, haksız olduğunu, davacı/borçlunun bankaya olan borcuna ilişkin belirttiği rakamların da gerçeği yansıtmadığı, iyi niyet kurallarına aykırı olarak huzurdaki davanın açılmış olması hususu açık olduğundan, davacının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle alacak – menfi tespit davasıdır. Mahkememizde görülmekte olan davada dosyanın —- tarihinde işlemden kaldırıldığı görülmüştür. HMK. m. 150’de dava dosyasının işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde yenilenmemesi halinde mahkemece re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği düzenlenmiştir. Dava dosyasının işlemden kaldırıldığı —– tarihinden itibaren 3 aylık süre içinde yenilenmediği anlaşılmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’nın 150/5. maddesi hükmü gereğince AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Peşin alınan 1.809,13-TL harçtan alınması gerekli 59,30-TL harcın mahsubu ile kalan 1.749,83-TL harcın davacı taraftan alınarak hazineye irad kaydının yapılmasına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
5-Davalı kendini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT 7. maddesi gereğince 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/02/2021