Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/360 E. 2020/890 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/360 Esas
KARAR NO :2020/890
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/03/2018
KARAR TARİHİ : 10/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında süregelen bir ticari ilişkinin mevcut olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalı şirketin davacı şirkete ürün satışları olduğunu, bu ürünlerin yanı sıra davalıdan temin ettiği oto elektrik yedek parçalarını perakende olarak sattığı, müvekkilin davalıdan mal sipariş ettiği, davalıdan sipariş edilen ürünlerin davacıya teslim edilmeden önce bu ürünlerin avansı olarak kendisine bono verilmesini talep ettiğini, davacının da bu ticari ilişkiden kaynaklanan ——- adet bonoyu malen kaydı ile keşide ederek davalıya teslim ettiğini, ancak bahsi geçen ürünlerin teslim edilmediğini, davalının, davacıya iade edeceğini söylediği bonoları bankaya ibraz ederek davacıdan tahsil etmeye çalıştığını, senet ihbarnamesine konu bonolar karşılığında davacının borcu bulunmadığını, davacıya teslim edilmesi gereken ürünler teslim edilmediğinden bonoların bedelsiz kaldığını, bedelsiz senetleri tahsil etmeye çalışan davalının kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya çalıştığını, bonoların davacıya iadesi konusunda ihtarname tebliğ edilmesine rağmen ürün tesliminin gerçekleşmediği ve söz konusu bonoların da iade edilmediği öne sürülerek davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine, bonoların davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermediği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı tarafça davalı yana ticari ilişki kapsamında avans olarak verildiği iddia edilen dava konusu 5 adet bono karşılığı davalının mal teslim etmediği ve senetlerin bedelsiz kaldığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte tarafların işletme defterleri ve kayıtlarını sunduğu anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin —–tarihli raporunda özetle: “Tarafların usul ve yasaya uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinin sahiplerine lehine delil kudretine haiz olduğunu, taraflar arasındaki hesap ilişkisinin —- yıllarındaki faturalar ve ödemelerden oluştuğunu,— yıl sonu itibariyle davacı şirketin davalıdan —- alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defterlerinde ise davacıdan —alacaklı olduğu,— vadeli — tutarlı senet ile — tarihli —tutarlı iki senedin davacı tarafın elinde olmasının ödendiğine karine teşkil etmekte olduğu, davacının —–adet senetten dolayı borçlu olmadığının değerlendirildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır ” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekili rapora karşı itiraz dilekçesi sunmuştur. Davalının rapora itirazları, tarafların defter kayıtları ve cari hesapları değerlendirilmek suretiyle davaya konu beş adet senet verildiği tarih itibariyle davalı ve davacı defterlerine göre davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı, senetlerin verildiği tarihte her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre kimin, ne kadar alacaklı olduğu, davalı alacaklı görünmekte ise bu alacağın ispat edilip edilmediği, teslim ve ödemelere ilişkin ispatlayıcı belgeler de değerlendirilmek suretiyle rapor alınması hususunda ek rapor alınmıştır. Bilirkişinin — tarihli ek raporunda özetle: “Davaya konu olan toplam —-L tutarındaki 5 adet senedin verildiği tarihte davacı taraf ticari defterlerine göre davacının davalıdan toplam — alacaklı göründüğünü, davalı tarafın ticari defterlerine göre ise davacının davalıya—- borçlu göründüğünü, dava konusu senetlerin verildiği tarihte davalı tarafın ticari defterlerindeki kayıtlara göre davacının davalıya ——borçlu olduğu görünse de —- tutarındaki davalı alacağının ödenmeyen senetlere ilişkin kayıtlardan kaynaklandığını, bu senetlere ilişkin icra dosyasının haricen tahsil ile infaz olduğu anlaşıldığından davacının davalıya başkaca bir borcu kalmadığını, davalı vekili tarafından huzurdaki davanın, dava konusu kambiyo senetlerinin verilmesine karşın mal alınmadığına dayalı bedelsizlik sebebiyle menfi tespit davası olduğu ve davacının davaya konu senetleri verdiği halde mal alıp almadığının araştırılması gerektiği, ileri sürülerek rapora itiraz edilmiş olup dava konusu senetlerin tarafların ticari defterlerine kaydedildiği tarihten sonra davalı tarafından düzenlenen herhangi bir fatura bulunmadığını, dolayısıyla senetlerin teslimi sonrası davacıya verilmiş mal veya hizmet bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporu mahkememize sunmuştur.
Eldeki dava “bedeli malen ahzolunmuştur” şeklinde düzenlenen beş adet senetten kaynaklı mal teslimi yapılmadığı ve bedelsiz kaldığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasındaki ilişki dosya kapsamından ve —— Sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere, hem davacı davalı yana satış yapmakta hem davalı yan davacı yana satış yapmaktadır. Davacının davalı yana yaptığı satışlar ve ödemeler —– hesabından, davalının davacı yana yaptığı satışlar ve ödemeler ise —- hesabından devam etmiştir. Davacı tarafın kendi cari hesabından yaptığı satışlar nedeniyle bakiye alacağı —– dava dosyasında karara bağlanmış, bilirkişi raporu uyarınca Mahkemece yalnızca——- kodlu cari hesaptaki alacak miktarı hesaplanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda ise her iki hesap birlikte değerlendirilerek davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, uyuşmazlık davalının satmadığı mallar nedeniyle bedelsizlik iddiası olup, —- cari hesabın yani davacının davalıya sattığı mallar nedeniyle takip ettiği hesabın mahkememiz dava dosyası ile ilgisinin olmadığı anlaşılmıştır. Bu nedenle incelemenin yalnızca —- kodlu cari hesaptan yapılması gerektiği bilirkişi raporunun bu haliyle yanlış hazırlandığı kanaatine varılmıştır. Dosyada bulunan —- kodlu davacının cari hesabı incelendiğinde senetlerin deftere kaydedildiği tarihte davacının davalıya— borçlu göründüğü, senetlerin cari hesaba girilmesiyle davalıdan —- alacaklı göründüğü, daha önceki yıllarla birlikte —– değerlendirildiğinde önce avans senet verilmesi sonra fatura düzenlemesi gibi bir ticari ilişki olmadığı, senetlerin de avans senedi olarak kaydedilmediği anlaşılmıştır. Yine davalının cari hesabı incelendiğinde, dava konusu senetlerin avans kaydının olmadığı, senetlerin deftere kaydedildiği tarihte davalının davacıdan —- alacaklı olduğu, bu alacağın bir kısmının davacı tarafça önceden verilen ancak ödenmediğinden tekrardan cari hesaba alacak kaydedilen senetlerden dolayı olduğu, senetlerin de daha sonradan ödendiği ancak davacının —-kodlu cari hesapta defterlerinden tespit edildiği üzere dava konusu senetlerin cari hesaba girdiği tarihte davacının davalı yana ——borçlu olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu senetler üzerindeki kayıt dikkate alındığında; davalı tarafça mal teslimi gerçekleştiği için dava konusu senetlerin davacı tarafça düzenlendiği karinedir. Bunun aksini ispat yani avans olarak senet verildiği iddiasını davacı taraf ispat etmelidir. —————- Mahkememizce incelenen defter ve kayıtlar, senet üzerindeki kayıt bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yukarıda bahsedildiği gibi davalının defterlerinde senetlerin avans olarak verildiğine ilişkin bir kayıt olmadığı gibi, taraflar arasındaki ticari ilişki de de önce senet düzenleyip sonra fatura tanzim edilmesi gibi bir uygulama olmadığı anlaşılmaktadır. Yine taraflar arasında bu yönde bir sözleşme de bulunmamaktadır. Davalının defterlerinde dava konusu senetlere ilişkin düzenlenmiş bir fatura bulunmaması tek başına mal teslim edilmediğinin ispatı için yeterli değildir. Üstelik davacının kendi defter ve kayıtlarında da senetlerin kaydediliği anda davalı yana —- borçlu görünmektedir. Hal böyle olunca davacının dava konusu senetlerin avans olarak verildiğini yazılı delillerle ispatlaması gerekmekte iken ispatlayamadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Nitekim benzer nitelikte ——— Sayılı ilamında, her iki tarafın defter ve kayıtlarına göre davacı alacaklı iken “Dava konusu çeklerin avans çeki olduğuna dair davacının iddiası ve davalının kabulü yoktur. Şu halde çek tanzim eden, malı da teslim aldığını karine olarak kabul etmiştir. Aksine avans çeki olduğuna dair delil sunulmadığına göre artık davacının dayandığı yemin hakkı hatırlatılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir. Her ne kadar dairemiz tarafından da yemin delilinin hatırlatılması mümkün ise de, kararın kaldırılmasından sonra yargılamaya devam edilerek yemin hakkının hatırlatılması usulen mümkün olmadığından eksikliğin mahkemece giderilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Yine ————da benzer niteliktedir. Davacı taraf yemin deliline dayanmadığından yemin delili de hatırlatılamamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davanın malen kayıtlı senet karşılığı mal teslim edilmediği iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu, taraflar arasında karşılıklı alım satım ilişkisi kurulduğu, her ne kadar bilirkişi tarafından davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş ise de, incelenmesi gereken hesabın —- kodlu cari hesap olduğu dava konusu uyuşmazlığın hukuki değerlendirilmesinde davalının işletme defterinde senet bedellerine ilişkin fatura düzenlenmemiş olmasının tek başına mal teslim edilmediğini ispatlayamayacağı, davacının senetlerin verildiği tarihte de bakılması gereken davalının sattığı ürünlere ilişkin takip edilen—– kodlu cari hesapta kendi kayıtlarına göre davalı yana—-borçlu olduğu, dava konusu senetlerin cari hesaplarda avans kaydının olmadığı, yine taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmadığı, bu haliyle davacının mal teslim edilmediği iddiasını kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilmiş, dava konusu senetler hakkında takipten sonra tedbir kararı verildiğinden İİK’nın 72/4. Maddesi uyarınca davalı lehine tazminat hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK’nın 72/4 Maddesi uyarınca tedbirlerin kaldırılmasına,
3-İİK’nın 72/4. Maddesi uyarınca 25.680,00-TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 5.136,00-TL tazminatın davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 54,40-TL harçtan peşin alınan 438,56-TL harcın mahsubu ile artan 384,16-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT 13 uyarınca hesaplanan 3.852,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.10/11/2020