Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/357 Esas
KARAR NO : 2023/212
GEREKÇELİ KARAR
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/03/2018
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı yanın, müvekkili şirketin —- bulunan kum – çakıl maden ocaklarından 19.09.2014 tarihi itibarıyla toplam 97.848 m3 kum – çakıl malzemesi satın aldığını, bu hususun 17.09.2014 ve 19.09.2014 tarihli tutanaklar ile davalı şirketin kabulünde olduğunu, belirtilen malzeme bedeli için davalı yana —— tutarlı faturanın düzenlendiğini, bilahare —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile faturabedelinin tebliğ tarihinden itibaren 3 gün içerisinde ödenmesi hususunun ihtar edildiğini, faturanın ödenmemesi nedeniyle davalıtarafından cevaben keşide edilen —— yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ödenmeyeceğinin belirtilmesi üzerine, müvekkili şirket tarafından davalı yana —– yevmiye numaralı ihtarnamesi keşideedilerek, temerrüt tarihinden itibaren işlemiş ve ödeme tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte fatura tutarının ödenmesinin ihtaredildiğini, yapılan tüm talep ve uyarılara rağmen ödemenin yapılmaması üzerine,—— sayılı dosyası ile
icra takibi başlatıldığını, bilahare davalı yanca bir kısım ödeme yapıldığını, ancak 1.756.312,54 TL’lik kısım, işlemiş faiz ve oranı ile yetkiye itiraz edildiğini, davalının kısmi itirazı sonrasında —-esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davasıaçıldığını, ancak mahkemenin yetkili yerde açılmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar
verildiğini, karar neticesinde dosyanın kesinleşmesine müteakip ——ait dosyanın —- gönderilmiş ve —– sayılı dosyası ile davalı yana borcun tamamı hakkında ödeme emrigönderildiğini, davalının haksız ve yersiz olarak itiraz etmesi sonucunda huzurdaki davanın açılmak zorunluluğunun hasıl olduğunu, ziradavalının malzeme alımının tutulan tutanaklar ile sabit olduğunu, davalı tarafından —— kendilerine gönderilen 18.09.2014 tarihli yazıdan bahsedilse de, müvekkili şirketin bilgisi ve katılı haricinde davalıya idare tarafından yazılan yazının müvekkili şirket bakımından bağlayıcı ve kabul edilebilir olmasının mümkün olmadığını, 19.09.2014 tarihli tutanak incelendiğinde, —– imzaladığını, yazı altında, ——– olmasıdurumunda yukarıda yazılan kübaj değerlerini kabul ediyorum” şeklinde şerhyazısının bulunduğunu, işbu tutanağı şerh yazısı ile birlikte —- imzaladığını, — adına iki kişitarafından tutanağın imzalanmış olmasına ve nesnel, tamamen ölçüm yapılarak tespit edilen, herhangi bir yorum ihtiva etmeyen malzeme miktarının tespitine ilişkin tutanağın gerçeğiyansıtmadığının iddia edilmesinin haklı ve TMK’nın 2.ve 3.maddelerine uygun bir itiraz olmadığını, bu konuda tutanakta imzası bulunan şahısların davalı çalışanları olup olmadığının araştırılmasını talep ettiklerini,—–yazısında;—— yer alan kum – çakıl ocaklarında kullanılan ——
olduğunun belirtildiğini, yapılan ölçümler ile ilgili koordinat tespitleri ve haritaların da dilekçe ekinde sunulduğunu, işbu belgelerin davalı —– tarafından imzalanarak onaylandığını, davalı yan tarafından faturaya itiraz edilse de, faturaya itiraz alacağın yokluğuna delalet olmadığını, davalının müvekkili şirketin ruhsatlı alandan mal alımı nedeniyle alacaklı olduğunu, davalının alımı kabul edip bir kısım ödeme yapmasının malzeme aldığını kabul ettiği anlamına geldiğini, davalının birim fiyata da itiraz ettiğini, ihtarnamelerde malzemelerin akdi ilişki ve müvekkili şirketin rızası dışında alındığının belirtildiğini, ancak birim fiyat
tespitine ilişkin esasların da izah edildiğini, müvekkili şirketin birim fiyatları tamamen rayiç
bedelleri ve bu rayiç bedellere göre davalı tarafından ihale sırasında taahhüt edilen fiyata göre makul seviyede belirlendiğini, dolayısı ile davalının bu yöndeki itirazının yersiz olduğunu
beyan ederek, davalı itirazının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıtarafından başlatılan ——- sayılı dosyasında borcun kabul edilen 57.720,42 TL’lik kısmının yapılan kapak hesabı ile birlikte74.643,84 TL olarak yatırıldığını, söz konusu icra takibine yapılan itiraz üzerine davacının —- esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası başlattığını, bu dava kapsamında gerçekleştirilen yargılama sonucunda yetkili yerde takip yapılmadığından davanın reddine karar verilmediğini, bunun üzerine davacının bu defa herhangi bir dayanak bir belge sunmaksızın ve gerekçe göstermeksizin, —– esas sayılı dosyasına yatırılan tutarın mahsup etmeksizin—– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin itirazı üzerine takibin durduğunu ve akabinde huzurdaki davanın açıldığını, takip konusu faturaya yasal süresi içinde itiraz edilerek davacı yana iade edildiğini, davacı tarafından gönderilen ihtarnamede yer alan iddialara, faturaya ve muhteviyatına —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, davacının asılsız ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun iddialarının müvekkili
şirkete göndermiş olduğu —–yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tekrarladığını ve fatura bedeli ile işlemiş faizi talep ettiğini, davacının haksız ve fahiş taleplerine—–yevmiye numaralı ihtarnamesi
ile itiraz edilerek, böyle bir fatura kapsamında ödeme yapılmasının hukuken mümkün
olmadığının açıkça ihtaren bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından davacı yana gönderilen ihtarnamede belirtildiği üzere, malzemelerin rayiç birim fiyatlarının ortalama —– sayılı yazısı kapsamında kum ve çakıl malzeme için ocak başı satış bedeli olarak kabul ettiği ve piyasa rayiç bedellerinin üstünde olduğu bilinen birim fiyatın bile —-olduğunu, nitekim —- tarafından müvekkili şirket aleyhine gönderilen idari para cezası kararında —– sayılı yazılarında kum – çakıl için ocak başı satış bedelinin 2,07 TL/m3 olarak açıkça belirtildiğini, dolayısı ile davacı tarafından birim fiyat olarak belirlenen 15,00 TL/m3’ün fahiş ve her türlü hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, Bununla birlikte, davacıya gönderilen ihtarnamelerde açıkça belirtildiği üzere,——- ocaklardan alınan malzeme toplamının 97.848 m3 değil, 32.066,90 m3 olduğunu, nitekim ——— sayılı yazısında, —- kullanılan malzeme miktarının 60.187,06 m3 değil, sadece 19.875 m3 olduğunun açıkça belirtildiğini, benzer şekilde müvekkili şirketin —- kullandığı malzeme miktarının da 37.661,80 m3 değil, sadece 12.191,90 m3 olduğunu, dolayısı ile ödeme emri ekinde gönderilmiş olan ve müvekkili şirketin yetkilisi olmayan kişiler ile davacı arasında imzalanan tutanakların mesnetsiz olduğunu,
belirtilen nedenlerle, müvekkili şirket tarafından kullanılan malzeme miktarının 32.066,90 m3 ve piyasa rayiç değerinin ortalamasının da 1,80 TL/m3 olduğu dikkate alındığında, müvekkili şirketin ödemesi gereken tutarın KDV dahil 1.814.032,96 TL değil, sadece 57.720,42 TL olacağını, kapak hesabıyla birlikte 74.64384 TL’nin 19.03.2015 tarihine icra dosyasınayatırıldığını ve borcun 1.756.312,54 TL kısmı ile ferilerine ise tümüyle itiraz edildiğini, davacı yanın ariyet ocağından alınan malzemenin alt temel malzemesi değik, güzergah dolgu malzemesi olduğunu, güzergah dolgu malzemesinin —– ile imzalanmış olan sözleşmede bulunan birim fiyat detay formlarındaki bedelinin ise, 1,72 TL/m3 olduğunu, beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:Dava, tacirler arasında kum-çakıl alım-satımı sebebiyle, satıcı tarafından istenen satım bedeli için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Davacı, toplamda 97.848 m3 kum çakıl malzemesi sattığını, davalının malı kendisinin gelip teslim almasına rağmen bedelini ödemediği, 1.731.909,60 TL tutarlı faturanın ödenmediğini, davalıya noter ihtarı çektiğini ancak yine ödeme yapılmadığını, icra takibi başlattığını ileri sürerek itirazın iptalini talep etmiştir.Davalı ise, cevap vesavunmalarında davacıdan sadece 32.066,90 m3 malzeme aldığını, bunun da piyasa rayiç değerinin 1,80TL/m3 olduğunu ve borcun sadece 57.720,42 TL sini kabul ettiklerini, bunu da kapak hesabına göre tüm ferileriyle birlikte icra dosyasına ödediklerini beyanda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava şartlarının ve dilekçe teatilerinin tamam olması ile esasa geçilmiş, taraf delilleri toplanmıştır.Davaya konu icra dosyası celp edilerek incelenmiştir. Esasen davaya konu icra dosyasının ilk önce alacaklı (davacı) tarafından 05/03/2015 tarihli takip talebi ile —– takip dosyası üzerinden 1.731.909,60 TL asıl alacak ile 82.123,36 TL işlemiş faiz üzerinden toplamda 1.814.032,96 TL taleple başlatılmış, bu takip talebine uygun çıkarılan ödeme emri borçluya(davalıya) 11/03/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, borçlu 18/03/2015 tarihinde—–dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkiye itiraz etmiş, ayrıca borcun da sadece 57.720,42 TL sini kabul ettiklerini, kalanına itiraz ettiklerini beyan etmiştir. İcra müdürlüğünce kapak hesabı hazırlanmış, kabul edilen 57.720,42 TL borç için ferileriyle birlikte (masraf, işlemiş faiz, icra vekalet, tahsil harcı ile birlikte) 74.643,84 TL, borçlu tarafından 19/03/2015 tarihinde icra dosyasına yatırılmıştır. Alacaklı vekili, bu tutarın kendisine ödenmesi için talepte bulunmuş, icra müdürlüğü dosyada yetkiye itiraz olduğunu, yetki itirazı kaldırılmadığı sürece dosyaya depo edilen tutarın alacaklıya ödenemeyeceğini belirterek talebi reddetmiştir. Bu kez alacaklı 30/06/2017 tarihinde dosyanın yetkili —-icra müdürlüklerine gönderilmesini talep etmiş, dosya —– sırasına kaydedilmiştir. Bu kez, —– çıkarılan ödeme emrinde 1.814.032,96 TL takip çıkışı açıklaması ile (asıl alacak ve işlemiş faiz ayrı ayrıgösterilmeksizin) ödeme emri düzenlendiği, bu ödeme emrinin borçluya 19/12/2017 tarihinde tebliğ olduğu, borçlunun 26/12/2017 tarihinde bu kez borcun tamamına ve ferilerine itiraz ettiği, alacaklı (davacı) tarafından da 26/03/2018 tarihinde, süresi içinde, iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür.—–müdürlüğünce çıkarılmış ödeme emri takip talebine ve usule uygun değilse de, ne kadarının (1.731.909,60 TL)asıl alacak ne kadarının (82.123,36 TL) işlemiş faiz olarak istendiği noktasında taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ödeme emrinin iptali de istenmemiştir. Bu noktada önemli olan davacının davalıya ne kadar malzeme sattığı, satım bedelinin ne olduğu, davacının kestiği fatura sebebiyle davalının borçlu olup olmadığı, davacının faiz talep edip edemeyeceği, edebilecek ise ne kadar talep edebileceğidir.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.Davacı şirketin —- olmakla, —– talimat yazılmış, bir mali müşavir marifetiyle defter ve kayıtların incelenmesine karar verilmiştir. 18/02/2020 tarihli raporda özetle, “davacı defterlerinin TTK hükümlerine uygun tutulmuş olduğu, 17/09/2014 tarihli tutanakta—– bulunan ocaktan—–bulunan ocaktan 60.187,061 m3 malzeme alınmış olduğunun belirtildiği, davalı adına —- ölçme şefi — tarafından imzalandığı, 19/09/2014 tarihli tutanakta ise —37.661,806 m3,—– 60.187,061 m3 malzeme alındığının belirtildiği (toplamda 97.848,867 m3), bu tutanağı da davalı — şirketi adına ölçme şefi —imzaladığı, ayrıca —- alınan koordinatların 6 derecelik dilim ve ED 50 dotumu olması durumunda yukarıda yazılı kübaj değerlerini kabul ediyorum” yazılı bir şerh ve imzanın mevcut olduğunu, davacı defterlerine göre davacının bakiye 1.731.909,60 TL alacaklı göründüğünü, davacının ——– Nolu ihtarı ile davalıya ihtar ettiği, ödeme belgesinin de mevcut olmadığı” belirtilmiştir.Davalı defterlerinin de incelenmesi için resen bir inşaat mühendisi ile bir mali müşavir bilirkişi atanmıştır. Bu bilirkişi heyeti de 24/03/2020 tarihli kök raporunda “davalı ticari defterlerine göre kayden bir borcun görünmediğini, davacı defterleri ile dosyadaki tutanaklara ve ekindeki kübaj cetvellerine göre davacının 97.848,867 m3 malzeme satmış olduğunu, malzemenin türünün bilinmemesi sebebiyle seçenekli hesap yapıldığını, satılan malzeme alt temel malzemesi ise m3’ü 15 TL olarak, 1.467.733,005 TL (KDV eklenirse 1.731.909,60 TL) talep edilebileceğini; malzeme dolgu malzemesi ise m3’ü 2,07 TL olarak, 202.547,15 TL talep edilebileceğini davalı ticari defterlerine göre kayden bir borcun görünmediğini, davacı defterleri ile dosyadaki tutanaklara ve ekindeki kübaj cetvellerine göre davacının 97.848,867 m3 malzeme satmış olduğunu, malzemenin türünün bilinmemesi sebebiyle seçenekli hesap yapıldığını, satılan malzeme alt temel malzemesi ise m3’ü 15 TL olarak, 1.467.733,005 TL (KDV eklenirse 1.731.909,60 TL) talep edilebileceğini; malzeme dolgu malzemesi ise m3’ü 2,07 TL olarak, 202.547,15 TL talep edilebileceğini” mütaala etmiştir.Bu noktada taraflar arasındaki öncelikle giderilmesi gereken asıl uyuşmazlık, satılan malzemenin türü olmuştur. Davacı alt malzeme sattığını, davalı dolgu malzemesi olarak kum/çakıl aldığını iddia etmiştir. Davalının—— —- ihale sonucu aldığı iş için davacıdan malzeme aldığı sabit olduğuna göre, davalının ihale ile üstlendiği iş ve kullandığı malzemenin nevinin tespiti için —–müzekkere yazılarak davacı —— mevkiinde bulunan ocaklarında satılan malzemenin türünün ne olduğunun sorulmasına; (alt temel malzemesi mi yoksa güzergah dolgu malzemesi mi olduğunun sorulmasına);aynı şekilde—- müzekkere yazılarak, —– kesiminin yenilenmesi işinde kullanılan malzemenin alt temel malzemesi mi yoksa güzergah dolgu malzemesi mi olduğunun sorulmasına, yine, ——tarafından taahhüt edilen işler kapsamında yapılan iş ve işlemlere ilişkin belgelerde ——– isimli kişilerin imzasının bulunup bulunmadığının, varsa belge suretlerinin gönderilmesini istenmesini, ayrıca alt temel malzemesi ve güzergah dolgu malzemesi şartnamelerinin istenmesine karar verilmiştir.Gelen yazı cevapları ile birlikte bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiş; bilirkişiler 21/04/2021 tarihli ek raporda, “davalının hem alt malzemesi hem dolgu malzemesi alarak üstlendiği iş yaptığını, davalının ihale ile üstlendiği işi yalnızca dolgu malzemesi alarak yapmasının mümkün olmadığını,— yazı cevabına göre—- kayıtlarında davalı çalışanı olarak görülmediğini ancak —— yapılan yazışmalarda bu kişilerin imzalarının bulunduğu ve bu sebeple bu kişilerin de davalı çalışanları olduğunun çok net olduğunu, davalı adına imzalanan tutanaklara göre davacıdan97.848,867 m3 malzeme alındığı, bu malzemenin alt temel malzemesi olduğu ve 2014 yılı piyasa rayiçlerine göre m3 ünün 15 TL olmasının kadri maruf bulunduğunu, davacının — hariç 1.467.733 TL talep edebileceğini” belirtmişlerdir.Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı dolgu malzemesi alındığını, alt malzemenin davacıdanalınmadığını, ayrıca alt malzemenin piyasa rayicinin 15 TL kabul edilmesinin de hatalı ve fahiş olduğunu belirterek itiraz etmiştir.Hem alt malzeme hem dolgu malzemesi alındığı kabul edildiğine göre tümünü alt malzeme fiyatından(15 TL den) hesaplayan raporun bu haliyle hatalı olacağı anlaşılmıştır.Bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 07/11/2022 (uyapa özel evrak olarak 08/11/2022 tarihinde taranmış) tarihli 2. Ek raporda, “davalı firma adına ——tarafından imzalanan 19/09/2014 tarihli tutanakta —– m3 malzeme alındığının belirtildiği, bu sebeple davalının sadece 32.066,90 m3 malzeme aldığı iddiasının esasaalınamayacağını; yapılan işe ve kübaj cetvellerine göre de alınan malzemenin bu kadar olamayacağını, malzemenin türü bakımından davalının elindeki projeleri sunmadığı,——yazılan yazı cevaplarından da ne kadar alt, ne kadar dolgu malzemesi kullanıldığının kendilerince bilinmediğinin belirtildiği; bu durumda arazinin meyline/çukur alanların büyüklüğüne göre dolgu yapılması gereken alan değişeceğinden oranlama yoluyla bir demiryolu projesinde 1 metre uzunluğun yaklaşık 4,80 m3’ünün alt temel, 1,12 m3’ünün dolgu malzemesi olacağı, buna göre de 97.848 m3’ün, 79.336,92 m3”ünü alt temel malzemesi, 18.511 m3^ünün dolgu malzemesi olacağı, piyasa rayiç fiyatlarındaki görüşlerinin değişmediğini, alt temel birim fiyatının 15tl/m3, dolgu malzemesinin 2,07tl/m3 olacağını, buna göre toplamda 1.228.373,52 TL lik malzeme satılmış olduğunu, davalı tarafından yapılan 57.720,42 TL lik ödemenin düşülmesi ile 1.170.653,10 TL asıl alacak kaldığını, 07/10/2014 temerrüt tarihinden takip tarihine kadar da 51,179,99 TL işlemiş faiz istenebileceğini” belirtmişlerdir. Davalı emsal sunduğu fiyatlara göre 15 TL’nin fahiş olduğunu belirtmişse de, bu raporda tartışıldığı gibi davalının sunduğu piyasa tekliflerinin ton/TL olduğu, bilirkişilerin m3/TL olarak hesaplama yaptıkları, davalının emsal gösterdiği ton/TL nin m3/TL ye çevrilmesi durumunda fahiş fark olmadığını görülmüştür. (Ayrıca sunulan emsal teklif formları tek yanlı sonradan düzenlenebilir olduğu gibi neden daha ucuza o firmalardan alım yapmadığı sorusu da akla gelir.) Yine, davalının ihalede 16 TL üzerinden teklifte bulunması, hem alt malzeme kullanılacağını hem de davalının bu tutarı kabul ettiğini göstermektedir. Davalı alt malzemeyi davacıdan almamış ise, başka bir firmadan, başka bir ocaktan aldığını da ispatlayabilmiş değildir. Bu sebeple davalının birim fiyat itirazlarına itibar edilmemiştir. Bilirkişilerin, kübaj ve projelerin davalı tarafça dosyaya sunulmadığı somut olayda, oranlama yaparak yaklaşık olarak kullanılan malzeme türü hesabı da olaya, dosyaya uygun kabul edilmiştir. Yargılama boyunca defaten idareye yazı yazılmışsa da, gelen yazı cevaplarından hiçbirinde eldeki uyuşmazlığı giderecek bir malzeme tür ve miktarı öğrenilememiştir. Esasen ne kadar ve ne tür malzeme kullandığını en iyi bilecek taraf, işi yapan davalı firma olup, dava tarihinden bu yana dosyaya kazandırılmış bir proje yoktur. Bilirkişilerin hesaplamasını çürütecek kendi —— tasdikli projelerini, iş cetvellerini sunmadığına göre, davacının da bunları bilmesinin mümkün olmamasına göre bilirkişilerin hesabı mahkememizce de benimsenmiştir.
Takibe kısmen itiraz eden davalının asıl alacak olarak 57.720,42 TL (bunun ferileri ile birlikte 74.643,84TL) ödeme yapmış olup, bunun düşülmesi isabetlidir. Ancak işlemiş faiz hesabı yönünden raporda hesap hatası olmuştur. —–nolu ihtarnamenin tebliğ şerhine göre 29/09/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. 3 günlük sürenin eklenmesi ile 03/10/2014 (cuma) günü temerrüde düşülmüştür. Takip tarihi de 05/03/2015 olmasına rağmen, bilirkişiler (takip talebindeki icra müdürünün havalesini yanlış okumuş), 25/03/2015 olarak kabul edip, 51.179,99 TL işlemiş faiz hesaplamıştır. Talep edilen avans faiz, resen mahkememizce hesaplanabilir. Yapılan hesaba göre, —— işlemiş faiz istenebileceği anlaşılmıştır. (Resen mahkememizce yapılan hesaba ilişkin bilgisayar çıktısı da dosyaya konmuştur) Mahkememizce yapılan faiz hesabı az miktarla rapordan fazladır. Davacı rapordaki bu hataya açıkça işaret ederek itiraz etmemişse de, bir önceki rapora göre hüküm kurulmasını talep etmiş olmakla, bilirkişinin bulduğu işlemiş faizi benimsemiş sayılamayacağı kabul edilmiştir.
Takibin ilk olarak 05/03/2015 tarihinde —- başlatıldığı, yetki itirazında bulunulduğu, davacının —–sayılı dosyasında görülen itirazın iptali davasında yetkisiz icra dairesinde takip yapıldığından davanın usulden reddine karar verildiği, bu kararın 11/09/2017 tarihinde kesinleştiği, yetkili daireye gönderilen takibin ilk takibin devamı niteliğinde olduğu bellidir. Bu sebeple davalının takibin usulsüz olduğu ve eldeki itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü sürede açılmadığı iddiası da isabetli görülmemiştir.
Açıklanan sebeplerle, harca esas değere göre talep 1.814.032,96 TL olup, sonuç olarak, davanın kısmen kabulüne; 1.170.653,10 TL asıl alacak, 54,411,31 TL işlemiş faiz üzerinden takibin devamına karar verilmiştir. Ayrıca takibe itiraz dilekçesinde davalı kısmen borcu kabul edilerek ödeme yapmış, ancak davacı bu kısmı düşmeden itiraz iptali talebinde bulunmuştur. İcra takibinden sonra, ancak davadan önce ödenen 57.720,42 TL için davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. ——- Fazlaya ilişkin kısım (geriye kalan 531.048,13 TL) yönünden ise esastan red kararı verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE;
1—— Esas sayılı takip dosyasında, takibin 1.170.653,10 TL asıl alacak ile 54.411,31 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.225.064,41 TL üzerinden devamına;
2-İcra takibinden sonra, davadan önce borçlu tarafından kabul edilerek ödenen 57.720,42 TL yönünden, itirazın iptali davası açılmasında hukuki yarar olmadığından bu tutar için davanın HMK nun 114,115 uyarınca usulden reddine;
3-Fazlaya ilişkin kısmın reddine;
4-Alınması gerekli 83.684,15-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 21.908,99-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 61.775,16-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 21.908,99-TL peşin harcın toplamı olan 21.944,89-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 5.523,80 TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (%67,53 kabul %32,47 ret oranında) olmak üzere 3.730,37-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarfedilen toplam 60,00-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre takdiren (%67,53 kabul %32,47 ret oranında) olmak üzere 19,48-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 146.005,15-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 76.437,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/03/2023