Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/335 E. 2020/27 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/335 Esas
KARAR NO : 2020/27 Karar
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2015
KARAR TARİHİ : 14/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin,—- —- üretimi alanında dünyanın önde gelen bir kuruluş olduğunu, müvekkili davacı şirketin yapılan üretim için ihtiyacı olan elektrik enerjisini davalı şirket ile yapmış olduğu abonelik sözleşmesi tahtında davalı şirketten satın aldığını, davalı şirket tarafından kayıp kaçak bedeli altında bir tutarın elektrik faturalarına yansıtılarak davacı şirketten tahsil edildiğini, dilekçede belirtilen ocak 2011-şubat 2013 tarihleri arasında keşide edilen faturalara istinaden tahsil olunan kayıp kaçak bedellerinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000 TL kayıp kaçak bedelinin, davalıya ödendiği tarihten itibaren değişen oranlaarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın haksız olarak tahsil edilen fatura kalemlerinin miktarlarını belirtmediğini, belirsiz alacak davası açılamayacağını, davanun hukuki yarar yokluğu sebebiyle reddine karar verilmesini, davaya konu fatura kalemlerinin —kararları doğrultusunda tahsil edildiğinden davanın reddine karar verilmesini, müvekkil şirketin davanın tarafı olmadığının kabulü ile pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesini, davanın esasına girilmesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davalı tarafından davacıdan tahsil olunan kayıp kaçak bedellerinin tespiti ile, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik —- kayıp kaçak bedelinin, davalıya ödendiği tarihten itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte tahsiline ilişkindir.
Davacı; davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, kendisinden “kayıp kaçak bedeli” adı altında tahsil edilen miktarların tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000 TL kayıp kaçak bedelinin ödeme tarihten itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, —-tarihli Arttırım dilekçesiyle talebini 232.244,04 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı; yargı yolu, husumet, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı itirazında bulunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Yargıtay —– Hukuk Dairesinin —– Karar numaralı —– tarihli kararıyla; Uyuşmazlığın temyiz incelemesi aşamasında 6719 sayılı Kanunun 21 ve 26. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde yapılan değişiklik ve eklemeler ile aynı Kanuna eklenen geçici 19 ve 20. maddelerinin somut olaya etkisinin bulunup bulunmadığı yönünden değerlendirme yapılmak üzere davalı taraf yararına bozulmasına, ikinci bendide açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelemesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir. Bozma üzerine Mahkememize gönderilen dosyada yukarıdaki esasa kayıt yapılarak, yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizce bozma kararına uyulmasına karar verilmiştir. Davacı vekilince —— tarihli Celse de tarifeye uygunluk denetimi yapılmasının talep edilmesi üzerine dosya, dosyaya rapor sunan —–bilirkişiye verilerek, rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi Ek raporunda ; Davalı kuruluş tarafından davacı adına düzenlenmiş olan dava konusu edilen —— arası faturalarda ————- göre olması gereken kayıp kaçak tutarının ———- olması gerektiği, ancak dava dosyasına ibraz edilen faturalarda davalı kuruluş tarafından tahsil etmiş oludğu kayıp kaçak bedeli ve buna isabet eden KDV tutarı yer almadığndan bu denetlemenin yapılamadığı, davalı tarafından dönemleri gösterilen dava konusu edilen faturalra dahil etmiş oludu kayıp kaçak bedelinin de gösterilerek ibrazının gerektiği, ibraz edilmesi gereken bu belgelerin ilgi yazılarda ——– temin edilmesinin gerektiğinin anlaşıldığı, advacı adına düzenlenen faturaların bir kısmının üzerinde abone no:—–, bir kısımının üzerinde ise müşteri no——- bilgilerinin bulunduğu, ilgi yazıda açıklanan ———… İle başlayan tesisat numarasının yer almadığı,bu numaranın ————kuruluş tarafından özelleştirilme sonrası oluşturulduğu, dosya içerisinde mevcut bulunan faturalarda yapılan numaraların gösterildiği, istenilen kayıp kaçak değerini gösteren faturaların ibrazından sonra ——– Gelir Düzenleyici Traife Listelerindeki birim fiyatlara göre yerindeliinin denetlenebileceği tespit edilebileceği mütalaa edilmiştir.
Davacı vekilince her ne kadar —– tarihli Celse de tarifeye uygunluk denetimi yapılmasının talep edilmiş ise de 18.04.2019 tarihli Celse de davalı vekili davacı tarafın davasını genişletmesine muvaffakatlarının bulunmadığını beyan etmiştir. Neticede dosyanın incelenmesinde, taraf vekillerinin hazır bulunduğu —- tarihli Celsede; davacının baştan beri kayıp kaçak bedelini talep ettiği, Mahkemece verilen kararın Yargıtayca bozulması sonrasında, ilk celsede davacı vekilinin tarifiye uygunluk denetimi talebimizde vardır, şeklinde beyanda bulunduğu,davacı vekilinin bu beyanının dava ve cevaba cevap dilekçesi ve önceki beyanları ile uyumlu olmadığı ve davalı tarafın, davanın genişletilmesine muvaffakatının bulunmadığı, ayrıca Yargıtay İçtihatı Birleştirme Genel Kurulunun —– karar sayılı, kararı uyarınca bozma sonrası ıslah yolunada gidemeyeceği değerlendirilmiş ve bu kapsamda bilirkişi incelemesine ve bu yönde araştırma yapılmasına gerek bulunmadığı sonucuna varılmış, Mahkemece bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki karardan dönülmesine ve bir sonraki celse sözlü yargılamaya geçilmesine karar verilmiştir.
Dava konusu ile benzer kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu — tarihli —– Esas, —- Karar sayılı hükmü ile; “Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde ” herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi , resim , harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık , istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının —- kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde —-tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin — sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan—- kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur. Dava da Hukuk Genel Kurulunun bu kararı dayanak yapılarak açılmıştır.
Dava tarihinden sonra —- tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. Maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede “Bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri, geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti bedeli, iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır.
Dava açılmadan önce ve dava açıldıktan sonra dava konusu ile ilgili safahat özetle yukarıda açıklandığı şekilde olmakla, mahkememizde yapılan yargılamada tarafların iddiaları ve savunmaları çerçevesinde deliller toplanmış, —- tarihli Bilirkişi Raporu ile davacıdan tahsil olunan kayıp kaçak bedelleri —— olarak belirlenmiş, davacı tarafın dava ve —-tarihli Bedel Arttırım Dilekçesi doğrultusunda —– Esas, — Karar sayılı kararı ile davacının davasının kabulüne karar verilmiş ise de yukarıda zikredilen ve geçmişe etkili olarak ihdas olunan kanun hükümleri karşısında davacının kendisinden tahsil edilen ve dava konusu yaptığı kayıp kaçak bedellerini talep edemeyeceği değerlendirildiğinden davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ——-. – —. sayılı ilamında “Dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, sonradan yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olmadığından, davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği” şeklinde hüküm kurmuştur. Mahkememizde açılan davanın yargılaması devam ederken 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa ile 6440 sayılı yasaya getirilen yeni düzenlemeler göz önünde bulundurulduğunda davacının talepleri de bu kapsamdadır. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibari ile gerek YHGK gerekse Yargıtay —-. Hukuk Dairesi’nin emsal niteliğindeki kararları ve yasa değişikliğinden önce alınan bilirkişi raporu ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu ve hukuki yararı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı olan tarafın, yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu tutulması da mümkün değildir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları, değişen yasa metni ve —— kararları bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı yanın davanın açıldığı tarih itibari ile emsal yüksek mahkeme içtihatları uyarınca isteminde haklı olduğu, dava sırasında dava konusu bedeller ile ilgili olarak yasa değişikliğine gidildiği ve dava konusu bedeller ile ilgili olarak açılan davalarda mahkemelerin yetkisinin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğunu hükme bağlanmış olup davacının, dava ve arttırım dilekçesi ile talep ettiği döneme ilişkin kayıp kaçak bedellerini talep edemeyeceği değerlendirildiğinden davanın reddine karar verilmiş, ancak yukarıda bahsedilen Hukuk Genel Kurulu Kararı uyarınca dava açıldığı tarihte davacının haklı olması hususu da göz önünde bulundurularak, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 6/1 maddesi ve emsal içtihatlar uyarınca davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalıdan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli —- harcın peşin alınan — harçtan mahsubu ile bakiye —– karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Mahkememiz —- Karar, —- Harç No Harç Tahsil Müzekkeresi gereği davalı——– yatırılmış olması halinde, yatırılan —— Bakiye Karar Harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalı—- —- iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan —– yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —– gereğince hesaplanan —- maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 15 günlük süre içinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.