Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/318 E. 2018/903 K. 22.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/318 Esas
KARAR NO : 2018/903

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ: 22/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA, SAVUNMA, DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının ticari taksi kiralayarak işletmesini yaptığını, davalı şahıs, kendisinin iki aracı olduğunu ve bu araçlarla durakta çalışmak istediğini söyleyerek müvekkille güven ilişkisi oluşturduğunu, davalının, müvekkilinin aracını emaneten istediğini, müvekkilinin ise davalıya güvenip aracını teslim ettiğini, ancak aracı daha geri getirmediğini, daha sonra dava konusu araç 4 ay sonra sahte plaka ile çalışırken yakalandığını, davacı müvekkilinin 4 aylık kazanç kaybının ayrıca bu süre zarfı içinde elde edilecek muhtemel gelir için fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; hakkında ceza davasının açıldığını, hiçbir duruşmaya girmek istemediğini belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kazanç kaybının tahsili nedeniyle açılan tazminat isteminden ibarettir.
Görev hususu HMK’nun 114/1-c’ye göre dava şartlarındandır. Dava şartları HMK 115/1 ve 2.maddelerine göre davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır. Diğer yandan HMK madde 138’e göre mahkeme dilekçeler aşamasının tamamlanmasından sonra ve ön inceleme aşamasına geçilmesinde öncelikle dava şartlarının dosya üzerinden inceler ve dosya kapsamı görev konusunun değerlendirilmesi yönünden tamamlanmış ise karar verilir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 5/1. maddesi uyarınca, ticari davalara bakmak görevi, asliye ticaret mahkemesine aittir. Ticari davalar, mutlak ve nispi ticari davalar olarak ikiye ayrılmaktadır. Nispi ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinin ilk cümlesinde tarif edilmiş olup, her iki tarafın da “Ticari işletmesiyle ilgili hususlardan kaynaklanan” hukuk davalarıdır. Mutlak ticari davalar ise tarafların tacir olup olmadıklarına ve uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yasa gereği ticari dava sayılan uyuşmazlıklardır. TTK’nın 4/1-a ve devamı bentlerinde yazılan uyuşmazlıklar ile diğer yasalarda ticari dava olduğu belirtilen uyuşmazlıklar, mutlak ticari davalardır.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, dava konusu uyuşmazlıkta, davalının tacir sıfatı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık nisbi yahut mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından davanın genel görevli Asliye Hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. (Yargıtay —– Hukuk Dairesi’nin 2014/22076 E., 2015/6667 K.)
Açıklanan nedenlerle, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin 6102 sayılı kanunun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığından, görevli mahkemenin genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu değerlendirilmiş, bu sebeple HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğinden, HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkememizce görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :
1-HMK 1 md. uyarınca davaya bakma görevi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne ait bulunmakla, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Yasal süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin HMK 331/2 md. uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.