Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/316 E. 2019/50 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/316
KARAR NO : 2019/50
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/03/2018
KARAR TARİHİ: 22/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça davacı aleyhine İstanbul Anadolu 21.İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyasından —— vade tarihli bono için icra takibi yapıldığını, davalının iddia ettiği gibi müvekkil davacının davalıya herhangi bir borcunun olmadığını, davacının davalı şirketten araç kiraladığını, davalı şirketin boş senet doldurarak kötü niyetli bir şekilde davacı aleyhine icra takibine girdiğini, davacının borcunun bulunmadığını, senet metninde sonradan doldurulan keşide tarihi, senet miktarı kısımları üzerinde bilirkişilerce yazı incelemesi talep ettiklerini, bu nedenlerle dava sonuna kadar teminatsız olarak icra dosyasının durdurulmasına, senet metninde sonradan doldurulan keşide tarihi, senet miktarı kısımlarının bilirkişilerce yazı incelemesi yapılmasına, davacının davalı şirkete borcu olmadığının tespiti ile İstanbul Anadolu 21.İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyasından yapılan 16.028,84 TL asıl alacak icra takibinin ve fer’ilerinin tüm sonuçlarıyla iptaline, icra dosyasında tahsilat yapılması halinde davanın istirdat davasına dönüşmesine ve devamına, istirdat edilecek meblağa en yüksek banka mevduat faizi oranın uygulanmasına, davalının yaptığı icra takibi kötü niyete dayalı olarak devam ettirildiğinden takip konusu bedelin %20 den aşağı olmaması kaydıyla davalı aleyhine, müvekkil davacı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın , takip konusu 15.02.2015 vade tarihli senedin teminat senedi olduğundan bahisle senedin dayanak oluşturduğu kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip edilemeyeceğini , müvekkil şirketin araç kiralama hizmeti verdiğini, davacının müvekkil şirketten araç kiraladığını, aracın başka araçla çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, davalı şirketin davacıdan aracı tamir ettirmesini istediğini, aracı tamir ettirecek maddi durumunun olmaması nedeniyle müvekkil şirketin davacıya aracı yaptırması için borç verebileceğini ilettiğini, bunun karşılığında da davacının takip konusu önceden doldurulmuş ve eski tarihli senedi müvekkil şirkete verdiğini, borcu davacının ödemediğini, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, herhangi bir teminat kaydı içermediğini, sebebinden mücerret olduğunu, bu nedenlerle Anadolu 21.İcra Müdürlüğünün——— Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına , talebin reddine, davanın reddine, davacı aleyhine, müvekkil lehine %20 den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle kıymetli evraktan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Davacının borçlu olmadığını iddia ettiği senet nedeniyle İstanbul Anadolu 21. İcra Dairesinin——- esas sayılı icra dosyasında takip yapıldığı anlaşılmış, icra dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
Davacı takibe konu senetin araç kiralama sözleşmesi nedeniyle teminat amacıyla boş olarak imzalatılarak verdiğini ,davalı ise araç kiralama sözleşmesi neticesinde aracın kaza yapması üzerine tamir masrafını karşılamak için önceden doldurulmuş bononun kendilerine verildiğini belirtmiştir. Somut olayda her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere menfi tespit davasına konu olan senet kira ilişkisi nedeniyle davalıya verilmiş olup, senet üzerinde teminat senedi olduğuna yönelik herhangi bir ibare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ancak taraflar arasında temel ilişkinin araç kiralaması olduğu ve bononun araç kiralaması nedeni ile verildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca dile getirilsin veya getirilmesin yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiğinden ve bu durum HMK’nun 1. maddesinde açıkca zikredilmiş olduğundan, öncelikle mahkememizce bu hususun değerlendirilmesi gerekmiştir.
Çekişmenin kira ilişkisinden kaynaklandığı, 6100 Sayılı HMK’nun 4. maddesinde, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceğinin hüküm altına alındığı, bu nedenle açılan davada miktar veya değere bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesi görevli olacağı anlaşılmış olup, davacının dava dilekçesinin görev yönünden reddi ile Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 1 md. uyarınca davaya bakma görevi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ait bulunmakla, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ sebebiyle davanın usulden REDDİNE,
2-Yasal süre içerisinde başvurulması halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Harç, vekalet ücreti ve yargılama giderinin HMK 331/2 md. uyarınca görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Gerekçeli kararın davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/01/2019