Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/315 E. 2018/215 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/315
KARAR NO : 2018/215
DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2013
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
Mahkememizde görülen Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların …….ada….. parselde bulunan …..alış veriş merkezinde bulunan …. nolu bağımsız bölümdeki taşınmazı satın alma görüşmeleri esnasında……..ve … … çalışanı gibi davrandıklarını, satış görüşmelerinde şirket yetkilileriyle birlikte aktif rol aldıklarını, taşınmazı yüksek fiyata satabilmek ve davacıların satın alma kararını etkileyen gerçek dışı beyanlarda bulunduklarını, davalıların AVM de yer alan mağazaların 2007 aralık ayı itibarıyla %80 oranında kiralandığını, 15 Eylül 2008 tarihnde tam dolu olarak görkemli bir açılış yapılacağını, kiralama yetkisinin satıcı şirkete yada belirleyeceği firmaya verilmesi şartıyla taşınmazı satabileceklerini çünkü sektörel planlama gereği bunun şart olduğunu ifade ettiklerini, satış vadi sözleşmesi madde 11. md. de bu sözleşme ile alacının aldığı bağımsız bölümün kiralama hakkını müteahhit firmanın belirleyeceğinin bir danışman şirkete devrettiğini, alıcının bağımsız bölümü kendisine kullanmak istese bile bu danışman şirketin onayı olmadan yapamayacağını, yoğun talep nedeniyle AVM yemek katında m2 si 100 USD üzerinden kiraya verdiklerini Mado, aslı börek, değirmen gibi birçok ünlü markayla anlaşma yapıldığını, AVM nin açılışına müteakip mağazaların ciddi hava paraları ile el değiştireceğini söylediklerini, üzerinde bir çok ünlü markanın kiralama yapıldığını gösteren AVM kat planlarının gösterildiğini, bunun üzerine 19/12/2007 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile ……ada 15 parselde bulunan ……nolu bağımsız bölümü 730.000,00 TL ye satın almak üzere anlaşma sağlandığını, …ye toplam 686.175,00 TL ödeme yapıldığını, alış veriş merkezinin hali hazırdaki atıl durumu ve yapmış oldukları araştırmalar neticesinde sözleşmenin yapılış aşamasında söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını, söylenen ünlü markalara hiçbir zaman kiralama yapılmadığının ortaya çıktığını, davalı şirkete sözleşme görüşmeleri esnasındaki hileli hareketleri ve taahhütleriyle ilgili …… Noterliği ….. tarih ….. y. nolu ihtarname keşide edildiğini, ihtarnameye cevaben kiralamayla ilgili taahhütlerinin olmadığını …… Noterliğinin…… tarih….. y. ile cevaben bildirdiklerini, oysaki satış vaadi sözleşmesinde bu hususun açıkça yazıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yapılacak yargılama sonucu belirlenecek taşınmazın resmi satış tarihi olan 25/05/2009 daki rayiç değeri ile hileli satış değeri arasındaki farktan kaynaklanan şimdilik 10.000,00 TL tazminatın resmi satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte ortaklaşa ve zincirleme davalılardan alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı…….. Ltd. Şti. cevap dilekçesinde özetle, davanın yasal süreden sonra açıldığını, hem zamanaşımı hem de hak düşürücü süre itirazlarında bulunarak, davacıların gayrimenkulü satın almış olup, yer davacı tarafın kullanım ve tasarrufu altında olduğunu, davacıların 154 numaralı bağmısız bölüme ihtarname ve dava dilekçelerinde belirttikleri fiyatı ödemekleri bilgileri dahilinde olduğunu, davacının dilekçesinde iddia ettiği gibi 686.175,00 TL ödeme yapmadığını, davacı tarafın ödemesinin bu bedelin çok çok altında olduğunu, ihtarname de dava dilekçesinde ödediklerini iddia ettikleri miktarı kabul etmediklerini itiraz ettiklerini, davacı tarafa satılan dükkanın serbest piyasada rayice uygun olarak satıldığını, davacının iddia ettiği satış sözleşmesinin 11. maddesinin AVM nin değerini korumak için yazılmış olup, her malikin bir emlakçı getirip çok sayıda piyasa emlakçısının AVM de tabela asmasını engellemek için ve bu sayede davacının yatırımının değerini korumak için yazıldığını, satış sözleşmesinde tarafların hak ve yükümlülüklerinin açıkça yazılı olduğunu, diğer davalı şahısların şirket çalışanı olmadığı gibi AVM yi kiralama işini de bu şahısların yaptığını, davacı tarafın bu hususları bilmesine rağmen gerçekleri çarpıtmakta olduğunu, davacı tarafa sunulmuş bir kat doluluk planı asla ve asla olmadığını, sadece kendi resmi internet sitelerinin kendilerini bağladığını belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı öncelikle hak düşürücü süre ve zamanaşımı itirazları nedeniyle davanın reddine, haksız davanın da esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Diğer davalılar … ve … vekili öncelikle davanın müvekkilleri yönünden müvekkillerinin davalı şirketin çalışanı gibi hareket ettikleri iddiasının gerçek dışı olduğunu müvekkillerinin davalı ….. Şirketinden aldıkları yetkiye dayanarak satış ve pazarlama faaliyetlerini yürüttüklerini, satışın davacılarla davalı şirket arasında gerçekleştiğini, müvekkillerinin bu satışta taraf sıfatı olmadığını belirterek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, ayrıca haksız davanın esastan reddini savunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE : Dava, davacılar tarafından davalı şirketten satın alınan bağımsız bölüm ile ilgili dava dilekçesinde belirtilen vaatlerin gerçekleşmediği ve bundan dolayı taşınmazı gerçek değeri üzerinden sattıkları iddiası ile taşınmazı vaat ve taahhütlerle gerçek değerinin çok üzerinde satın aldıkları iddiası ile aradaki farkın tahsili için açılmış alacak davasından ibarettir.
Davacı dava dilekçesi ekinde taşınmaz satışına ilişkin 19/12/2007 tarihli “Satış Vaadi Sözleşmesi”, yapmış olduğu ödemelerle ilgili tahsilat makbuzları, davalı şirkete keşide ettiği ihtarnameyi sunmuş, 08/11/2013 günlü dilekçe ile tanıklarını bildirerek hangi konuda dinletmek istediğini açıklamış, delillerini bildirmiş, bilirkişi incelemesi talebinde bulunmuştur. Bilirkişi heyeti oluşturularak ve yerinde inceleme yetkisi verilerek her 2 taraf vekili huzurunda 16/05/2014 günü bilirkişiler incelemelerini yapmış ve vermiş oldukları 16/06/2014 günlü raporda 29/05/2009 tarihi itibarı ile dava konusu bağımsız bölümün değerinin 360.000,00 TL, 05/03/2013 tarihi itibarı ile 300.000,00 TL olduğunu rapor etmişler, rapora davalı şirket vekilinin itirazı üzerine aynı heyetten alınan 15/08/2014 günlü ek raporda bilirkişi heyeti iddia ve savunmayı ve rapora itirazları değerlendirmiş kök rapordaki görüşünü aynen muhafaza etmiştir.
Davacı alınan rapora göre davayı 10/11/2014 günlü dilekçe ile ıslah ederek dava değerinin 323.175,00 TL artırılmak sureti ile 333.175,00 TL ye çıkarılmasını talep etmiş, davalı ….. İnşaat vekili 4-6-7-8 ve 9 celselerde yeniden bilirkişi inceleme talebinde bulunmuş, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı itibarı ile davalılar … ve … aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne dair hükmün sadece davalı …….. Ltd. Şti. tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 19. Hukuk Dairesine gönderildiği, henüz hüküm kesinleşmeden Yargıtay aşamasında iken davacılar … ve … vekilinin kimlik tespitli 04/01/2018 günlü dilekçe ile davadan feragat ettikleri ve feragat dilekçesinin de Yargıtay’a gönderildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13/02/2018 gün 2017/4968 E. 2018/572 K. sayılı kararı ile “… Dosyadan feragat yargılamanın her aşamasında dikkate alınacağından 13/04/2017 gün 2016/8218 E. 2017/3013 K. sayılı bozma ilamının kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün davadan feragat hakkında bir karar verilmek üzere bozulması gerekmiştir.” denilerek dosya Mahkememize dönmekle, HMK 309/2 md. uyarınca “Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.” denilmekle ve HMK 311 md. uyarınca feragat kesin hükmün hukuki sonuçlarını doğurduğundan, davacılar vekilinin davadan feragatı sebebi ile başkaca bir araştırma yapılmasına gerek olmaksızın davalı ….. … Ltd. Şti. yönünden davanın feragat sebebi ile reddine, diğer davalılar … ve … hakkında davanın husumetten reddine ilişkin karar gerek davacı ve gerekse bu davalılar vekili tarafından temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olmakla; davalılar … ve … yönünden kesinleşen karar gibi husumetten red ve kendilerini vekil ile temsil ettiklerinden bu davalılar yararına vekalet ücreti de taktir edilmiş bulunmakla, aynı konuda tekrar karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ve … aleyhine açılmış olan tazminat davasında verilmiş olan 09/09/2015 günlü ….. E. …….K. sayılı hüküm gerek davacı ve gerekse bu davalılar tarafından temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olmakla, davalılar … ve … hakkında tekrar aynı konuda (husumetten red ve bundan dolayı bu davalılar yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri hakkında) karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davalı ….. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine davacılar tarafından açılmış olan davanın FERAGAT SEBEBİYLE REDDİNE,
3-Davacıların peşin yatırdığı 170,78 TL ve ıslahta alınan 5.519,05 TL ki cem’an 5.689,83 TL harçtan alınması gerekli 35,90 TL red harcının mahsubu ile 5.653,93 TL fazla harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
4-Davalı şirket yönünden davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmekle, ıslah edilen tutar üzerinden kendisini vekil ile temsil eden davalı ….. İnş. ve San. Tic. Ltd. Şti. yararına 2018 yılı AAÜT tarifesi uyarınca taktir olunan 25.940,50 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı ….. İnş…. Ltd. Şti. ye ödenmesine,
5-Davacıların yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı …. İnş. … Ltd. Şti. tarafından yatırılan toplam 330,00 TL gider avansından tebligat ve Yargıtay temyiz posta gideri olarak kullanılan 116,30 TL nin davacılardan alınarak davalı …. İnş…. Ltd. Şti. ye ödenmesine,
7-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından artan tutarların hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili taraflara iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı hükmün tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2018