Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/296 E. 2019/936 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/296 Esas
KARAR NO : 2019/936

DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/03/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin maliki olduğu ———- plakalı aracın 18/07/2017 tarihinde trafik kazası geçirdiğini, müvekkiline ait olan aracın —— sayılı birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, kazanın meydana gelmesinden sonra trafik kazası davalı şirkete bildiğildiğini, müvekkilinin aracına tam hasar işlemi uyulanarak —— tarihinde —– ödeme yapıldığını, müvekkilinin pert olan hasarlı aracı, muhatabın talimatı üzerine —– tarihinde KDV dahil 75.000,00 TL fatura karşılığında —-devir ettiğini, müvekkiline ödemenin kazadan yaklaşık 75 gün sonra yapıldığını, aracın mülkiyeti devir edilirken müvekkiline 11.440,67-TL KDV sorumluluğu yüklendiğini, aracın piyasa rayiç bedelinin 180.000,00-TL olduğu ve bu bedel talep edildiği halde davalı şirketin bunu dikkate almadığını, Beyoğlu —– Noterliğinden 09/10/2017 tarih —– yevmiye sayılı ihtarname ile davalı şirketten eksik ödenen 30.000,00 TL araç bedelli, 11.440,67 TL KDV ve araç bedelinin 75 gün sonra ödenmesi nedeni ile doğmuş faiz alacağının talep edilmiş ise de davalı tarafına cevap vermediğini, bu nedenle 30.000,00 TL araç bedelinin 18/07/2017 tarihinden itibaren işleyen ticari reeskont faizi ile birlikte yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan ——– plakalı aracın kasko sigortası teminatları altında olduğunu, sigorta eksperinin hazırladığı kesin ekspertiz raporu ile aracın rayiç değerinin 150.000,00 TL olduğunun tespit edildiği, davacının faize ilişkin bir talebi olmamakla birlikte pert araçlar için trafikten çekilmiştir belgesinin sunulmadan tazminat ödenemeyeceğinin bilinen bir gerçek olduğunu, davacının müvekkilin geç ödeme yaptığını iddiasının amir hüküm gereği mümkün olmadığını, bu sebeple açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; davacının maliki olduğu —— plakalı aracın karıştığı trafik kazasında davacı aracının pert olması sebebiyle davalı kasko sigorta şirketince tespit edilen araç rayiç değerinin 30.000,00-TL eksik belirlendiği nedenine dayalı olarak açılan alacak davasıdır.
Davacıya ait aracın trafik kayıtları incelendiğinde davacıya ait aracın kullanım türünün ticari olduğu anlaşılmış bu nedenle Mahkememizin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, Mahkememizce re’sen seçilen makine mühendisi bilirkişi ile sigortacılık konusunda uzman bilirkişi tarafından tanzim edilen 27/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: ” Kasko sigortası genel şartlarının B.3.3.2.2 maddesi gereğince aracın tam hasara uğraması halinde kasko sigortacısı tarafından aracın hasar anındaki rayiç değerinin eksiksiz ödeneceği,18.07.2017 tarihine ait fiyat listelerine 24.05.2019 tarihinde ulaşmanın mümkün olmadığı, ancak güncel fiyatların belirlenmesinden sonra kasko değer listesi referans alınarak aracın 18.07.2017 tarihli rayiç fiyatının belirlenmesinin mümkün olduğunu, aracın güncel ortalama rayiç değerinin 185.500,00-TL olduğu, dava konusu araçta redarder ve klima olmadığı için 7.500,00-TL düşürülmesi gerektiği, bu nedenle rapor tarihi itibariyle aracın rayiç değerinin 178.000,00-TL olduğunu, kasko değerlerinin çoğunlukla rayiç değerlerinin biraz üstünde veya altında olduğu, kasko değerleri ile rayiç değerler arasındaki fark ve oranın aynı kaldığını, kaza tarihi itibariyle kasko değerinin 144.006-TL olduğu, aracın kaza tarihindeki rayiç değerinin kasko değerleri oranlanarak ortalama 154.576-TL olabileceği, ancak pazarlık payı dikkate alındığında yapılan indirimle aracın rayiç değerinin 150.000,00-TL olarak hesaplandığı, poliçenin muafiyet bölümünde %35 muafiyet indirimi yapılarak tazminat ödeneceğinin belirlendiği, muafiyet sonrası ödenmesi gereken tutarın 97.500,00-TL olduğu, davalının muafiyet indirim yapmadan aracın rayiç değerinin tamamını ödediği davacının ilave tazminat talebi hakkının kalmadığı” görüş ve kanaati ile raporunu ibraz etmiştir.
Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi vermiş olup, 31/05/2019 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Sigorta firması tarafından müvekkile ödenmesi için kararlaştırılan bedelin 150.000,00-TL olduğu, bu belirlemeden sonra gerçekte muafiyet indirim yapılması gerektiğine yönelik bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, bilirkişi raporu incelendiğinde 18/05/2019 tarihli ilanların baz aldığını, söz konusu kazanın 2 yıl önce gerçekleştiği ve aradan 2 yıl geçtikten ilanlar baz alınarak araç değer tespiti yapılmasının yasalara hakkaniyete aykırı olduğunu, hurda tescil belgesinin bireysel olarak alınmasına davalının müsaade etmediğini, ödemenin kazadan 75 gün sonra olduğunu , davalının müvekkile KDV yükleterek ek maliyet çıkardığını ve zarara uğrattığını beyan etmiştir.
Davacı taraf her ne kadar bilirkişi raporunda 31/05/2019 tarihli ilanların esas alınmaması gerektiğini beyan etmişse de, bilirkişilerce rapor tarihinde esas alınan ilanlar üzerinden araçların kasko değerlerinin aşağı yukarı aynı olması sebebiyle geçmişe dönük yapılan hesaplama sonucu yine kaza tarihindeki rayiç değerlerin tespit edilmiş olduğu anlaşılmış, neticeten aracın rayiç değerinin kaza tarihinde 150.000,00-TL olarak belirlenmesi sebebiyle davalının eksik ödeme yapmadığı anlaşılmış, davacının KDV değeri, araç bedelinin 75 gün geç ödenmesi gibi başkaca itirazlarının; eldeki davada davacının dava dilekçesinde netice-i talebinin aracın rayiç değerinin 180.000,00-TL olması sebebiyle eksik ödenen 30.000,00-TL bedele ilişkin açılan alacak davası olması, bu hususta 19/09/2019 tarihli duruşmada da netice-i taleplerinin aracın rayiç değerin düşük hesaplanmasından kaynaklı açılan alacak davası olduğunun belirtilmesi karşısında HMK’nın 26. Maddesi de göz önüne alınarak, taleple ilgili olmadığı anlaşıldığından yeniden bilirkişi raporu alınması gerekli görülmemiş, bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğundan açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, delil olarak ibraz edilen belgeler, bilirkişi raporu, hasar dosyası ile toplanan delillerin incelenmesi sonucunda: Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmuş, bilirkişi raporuna göre kaza tarihinde davalı tarafından ödenen 150.000,00-TL araç bedelinin bilirkişilerce hesaplanan kaza tarihindeki araç rayiç değeriyle uyumlu olduğu tespit edilmiş, davacının sair itirazları HMK’nın 26. Maddesi gereği talep sonuçlarıyla bağlı olunacağından ve netice-i talep ile ilgisi olmadığı anlaşıldığından dikkate alınmamış, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin olarak yatırılan 512,33-TL harcın mahsubu ile artan 467,93- TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden ———— uyarınca hesaplanan 3.600,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.