Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/278 E. 2019/1361 K. 17.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/278 Esas
KARAR NO: 2019/1361
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 02/03/2018
KARAR TARİHİ: 17/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle,Davalı ile davacı şirket arasında imzalanan —- kapsamında, davalı tarafça uzun yıllar müvekkili şirketin üretimini yaptığı malların satın alındığını, bayilik sözleşmelerine göre; davalının müvekkili şirketten satın aldığı mal bedellerinin ödenmesinin teminatını oluşturmak üzere kendisine veya -.kişilere ait taşınmazların üzerine ipotekler tesis edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki devam ederken davalının satın alınan malların bedelini vadelerinde ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, davalının anlaşma yaparak “Borç ödeme ve yapılandırma protokolü” düzenlediğini, borçlunun bir kısım ödeme yapmasına rağmen sözleşmedeki yazılı tarihlerde yine ödeme yapılmadığını ve yeni alınan malların da borca eklediğini, borçluya — Noterliğinin — yevmiye no’lu ve —- tarihli ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnameden sonra davalının yeniden süre istediğini ve tekrar protokol düzenlendiğini ancak borçlunun ödeme yapmadığı gibi ihtarname keşide ederek sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, davalı/borçlunun dava tarihi itibarıyla vade farkları hariç toplam borcunun —–TL olduğunu ve bu bedele—- tarihinden itibaren tahakkuk ettirilecek vade farkı alacağının da dâhil edildiğini, davalıdan alman teminatların işbu bedelin çok altında olduğunu, İstanbul Anadolu —- İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlattıklarını, borçlunun itirazı ile takibin durduğunu beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,Davacı tarafın taleplerinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ipoteğin müvekkili şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen tesis edildiğini, müvekkili şirket dışındaki başka şirketlerin borcunun tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağını, taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde müvekkili aleyhine aşırı orantısız hükümler bulunduğunu, davacı tarafın takibe konu alacağa ilişkin emtiaların büyük bir kısmını müvekkiline teslim etmediğini, ayrıca davacının bayilik sözleşmesine aykırı davrandığını ve alacağını somutlaştıramadığını açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, yargılama giderlerinin ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebi ile açılmış itirazın iptali davasıdır.
6100 Sayılı HMK.’nın 166. maddesi uyarınca, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda davanın her aşamasında talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir. Yine aynı maddenin 4. fıkrası uyarınca, davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da birini hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır.
Mahkememizin —- Esas sayılı dosyası celp edilip incelendiğinde, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan icra takibine, davalı tarafından yapılan itirazın iptali talebi ile açılmış itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı
Yukarıda açıklandığı üzere her iki davanın dayandığı ticari ilişkinin ve taraflarının aynı olması nedeni ile HMK. 30. maddesindeki usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varıldığından birleştirme kararı verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle mahkememizin iş bu dava dosyasının mahkememizin —– E. Sayılı dava dosyası ile HMK. m. 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın mahkememizin —– E. Sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, tarafların yüzüne karşı esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 17/12/2019