Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/243 E. 2019/155 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/243 Esas
KARAR NO : 2019/155
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/02/2018
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı şirketin,—————– hükümlerine bağlı olarak kurulduğu ve yine ————- Kurulu kayıt ve denetiminde faaliyetini sürdüren bir gayrimenkul değerleme şirketi olduğu, davalı şirket ile davacı şirket arasında düzenenlenen 17.02.2017 tarihli yazılı Değerleme Hizmet Sözleşmesi ile, 22 ayrı parselde yer alan toplam 144 adet taşınmazın, davacı şirket tarafından bağımsız ve tarafsız olarak değer takdiri çalışmasının yapılması ve Değerleme Raporunun ———— sapor formatında hazırlanarak müşteriye, diğer bir deyişle davalı ..—– teslim konusunda anlaşmaya varıldığı, belirtilen yazılı Sözleşme çerçevesinde, davacı şirketçe gerekli çalışmalar yapılarak, davalı şirketin talep ettiği Değerleme Raporları hazırlandığı, toplam olarak 16 adet Değerleme Raporu, öncelikle ve ivedililikle 06.04.2017 tarihinde digital olarak, hemen devamında Nisan 2017 ortalarında da, yazılı çıktı olarak ayrıca davalı şirkete teslim edildiği, aynı sözleşmenin 7.maddesinde, çalışmanın toplam bedelinin KDV hariç ———-TL olduğu, ücretin yarısının peşin, kalan yarısının ise Rapor teslim tarihinden itibaren 7 gün içinde davacı şirket hesabına ödenmesi kararlaştırıldığı, sözleşmede kararlaştırılan bedelin, KDV ile birlikte hesaplandığında, toplamda ——-TL olduğu, yapılan iş karşılığı davacı şirketçe düzenlenen——- tarih, ———– numaralı, 47.200,00 TL bedelli faturanın, yine 13.04.2017 tarihinde, usulüne uygun olarak elektronik ortamda davalı şirkete tebliğ edildiği, tebliğe dair kayıt çıktısının da deliller arasında sunulduğu, davalı şirketin, esasen 13.04.2017 tarihinde tebellüğ ettikleri faturaya da hiçbir itirazları olmadığı, davalı şirketin, bu çalışma karşılığında ilk etapta peşin olarak (47.200 TL / 2) = 23.600 TL ve rapor teslim tarihinden itibaren 7 gün içinde bakiye 23.600 TL ödemesi gerekirken, yalnızca 24.02.2017 tarihinde davacı şirkete 10.000 TL ödeme yaptığı, bugüne değin başkaca hiçbir ödemede bulunmadığı, Nisan 2017’den itibaren bakiye 37.200 TL alacağının ödenmesini sabırla bekleyen davacı şirketin her ödeme talebine, davalı şirket tarafından, “geçici bir nakit sıkıntısı yaşadıkları”, “bir yanlışlık sonucu şirketin banka hesaplarına bloke konulduğu”, “en kısa sürede sıkıntılarının giderilip, borçlarını ödeyecekleri” beyanlarıyla cevaplar verilse de, ödeme, yani somut bir sonuç alınamadığı, davalı şirket yetkilileri ile davacı şirketin vekili tarafından ödeme için şifahi görüşmeler yapıldığı, karşı tarafça ödeme için yeniden süre istendiği, ancak verilen süre sonunda yine sonuç alınamadığı, bunun üzerine İstanbul 11.İcra Müdürlüğü ————– Esas sayılı dosyasından, 25.12.2017 tarihinde bakiye fatura bedel alacağının ——- TL’sinin, fatura tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili talebi ile icra takibi başlatıldığı, ancak borçlu şirket vekilince, “alacaklı görenen tarafa herhangi bir borçlarının bulunmadığı” iddiasıyla, takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz edildiği, başlatılan ilamsız icra takibinin durdurulduğu, davalı şirketin haksız, dayanaksız ve kötü niyetle, salt takibi geri bıraktırmak için davacı takibine itiraz ettiği, bu nedenle davalı şirket aleyhine mahkemeniz kararı ile ayrıca takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı yüklenmesine, itirazın iptaline, takibin devamına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalı yana yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davalı şirket ile davacı şirket arasında 17.02.2017 tarihinde “Değerleme Hizmet Sözleşmesi” yapıldığı, davalı şirketin söz konusu toplam ödenecek tutarı ödemiş olmasına rağmen, davacı şirket tarafından İstanbul Anadolu 11.İcra Dairesi’nde————— esas nolu 39.743,87 TL’lik icra takibi başlatıldığı, işbu icra takibinin tebliğden itibaren davalı şirket adına böyle bir borç olmadığı için haklı sebep ile “icra takibine itiraz” edildiği, sonuç olarak davalı şirketin borcu olmadığına dair muhasebe kayıtlarına bakıldığında davalı şirketin haklı sebep ile icra takibine itiraz ettiği görüleceği, bu nedenlerle; davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Hukuki niteliği itibariyle davacının başlatmış olduğu faturaya dayalı İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün ———– E sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Başlatılan icra takibi ile ödeme emri davalı tarafa 05.01.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı taraf 7 günlük itiraz süresi içerisinde icra takibine itiraz etmiş olup, davacı tarafından mahkememize 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, davacı ve davalı taraf ticari defterlerini belirlenen günde mahkememize ibraz etmiştir. Mahkememiz tarafından re’sen seçilen Mali Müşavir Bilirkişi ————-tarafından, tarafların defterlerini incelenmiş,bilirkişinin 01/11/2018 tarihli raporunda özetle; İncelenen her iki yana ait cari hesap ekstreleri ve ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğunu, taraflar arasında 17.02.2017 tarihli Değerleme Hizmet Sözleşmesinde her iki yanın da kaşe ve imzalarının bulunduğunu, mezkur sözleşme gereği çalışma bedelinin 40.000,00 TL ve KDV olduğunu, davalı yanın 47.200,00 tutarlı e-fatura düzenlediğini, davalı yan tarafından davacı yan adına yapılan 10.000,00 TL peşin ödeme sonucunda yıl sonu borç devir bakiyesinin 37.200,00 TL olduğunu, davalının cari hesap borcunu ödediğini belgelendirememesi halinde, davacının, davalıdan takip tarihi itibariyle 37.200,00-TL alacaklı olduğunu,sözleşme hükümlerine göre davalı yanın temerrüt tarihine ulaşılamadığını belirtmiş, mahkememize bu yönde rapor sunmuştur.
Davalı tarafın 10.12.2018 tarihinde mahkememize gönderdiği beyan dilekçesi ile, davacının bilirkişi raporundaki işlemiş faize ilişkin değerlendirmelerden anlaşılacağı gibi sözleşmeden doğan edimini layığıyla yerine getirmediğini, bu sebeple rapora karşı itirazlarının olduğunu bildirmiştir. Davacı taraf ise 17.01.2019 tarihli beyan dilekçesi ile; davalı tarafın icra takibine yapılan itirazda soyut ve genel ifadelerle borcu reddettiğini, dava aşamasında verdikleri cevapta ise ne sözleşmeye ne müvekkil şirketin raporlarının teslimine ya da geç teslimine ilişkin en ufak bir beyan ve itirazlarının olmadığını, bu nedenle davalı yanın savunmasını genişletmesi ve değiştirmesine muvafakatleri olmadığını mahkememize bildirmiştir.
Ticari defterler HMK 222. Maddesinde düzenlenmiş olup, ilgili kanun maddesine göre;ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Ayrıca belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir.Faturanın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir.Ancak davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı ticari defterlerine kaydedilmesi faturada belirtilen malın alındığına karine teşkil eder.Mal alınmadığının ispat yükü bu durumda davalıya aittir,davalı ancak bu hususu yazılı delillerle ispat edebilir. Davalı tarafça icra takibine yapılan itiraz dilekçesinde malın teslim edilip edilmediği yönünde beyanda bulunulmamış, cevap dilekçesinde de sadece borcu olmadığını belirtmiştir. Bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere davalı taraf faturayı defterlerine kaydetmiş olup,malın teslim alındığına yönelik karine oluşmuştur. Bu durumda sözleşme bedelinin ödendiğini ispat yükü davalı borçludadır. Davalı taraf ancak yazılı delillerle borcu olmadığını ispat edebilir. Ancak yargılama sırasında davalı tarafça sözleşme bedelinin ödendiğine dair yazılı bir belge sunulmamıştır. Hal böyle olunca ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını ispatlayamamıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında sözleşmeye dayalı bir ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında e-fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, Davalı tarafın takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir belge sunulmadığından işlemiş faize yönelik talebin reddine karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın kısmen iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen KABULÜ ile
-İstanbul Anadolu 11. İcra Dairesi’nin———— E. Sayılı takip dosyasında davalı tarafça yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 37.200,00TL asıl alacak ile asıl alacağa yıllık %9,75 değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle takip tarihinden tahsil tarihine kadar takibin bu kısım üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 2.541,13 TL den peşin olarak yatırılmış olan 35,90 TL’nin mahsubu ile, bakiye 2.505,23 TL nin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, davacı tarafça sarf edilmiş 35,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafça sarf edilmiş, 35,90 TL Başvurma harcı, 35,90 Peşin harç olmak üzere toplam: 71,80’nin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından harç dışında harcanan 762,00 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanan (% 94 Kabul, % 6 Red) 716,28 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 4.442,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACI TARAFA VERİLMESİNE,
6-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 2.593,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI TARAFA VERİLMESİNE,
7-Taraflar tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana İADESİNE,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.14/02/2019