Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/234 E. 2021/1216 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/234 Esas
KARAR NO: 2021/1216
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ: 11/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— plakalı araç ile devir tescilini yaptırmak üzere notere giderken davalının —- plakalı araç ile kazaya karıştığını kazanın meydana gelmesinde sürücü –kusurlu olduğunu, kazanın —şirketine ihbar edildiğini, ekspertiz ile indirimler sonrasında onarım bedelinin —- olduğunun belirlendiğini ancak ödenmediğini arabuluculuk görüşmesinin olumsuz sonuçlandığı açıklanarak fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, —- itibariyle avans faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kazaya karışan — teminatları altında olduğunu,— plakalı aracın kaza anında —kaza anında —- plakalı aracın sahibi olmadığını ve bu nedenle dava ehliyetinin olmadığını, kazanç ve değer kaybının sigorta teminatı altında olmadığını,+ sigorta şirketine yeterli belge ile başvurulmadığı için temerrüdün oluşmadığını açıklayarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; —– plakalı aracın yapmış olduğu trafik kazası nedeniyle davacının aracında meydana gelen hasar tazminatı, değer kaybı alacağı ve kazanç kaybı alacağının davalı aracın —— davalıdan tahsiline ilişkin tazminat davası olduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlıklar ise; davacının dava açma ehliyetinin olup olmadığı, kazada sürücülerin kusur oranları, davacı araçta meydana gelen hasar miktarı, değer kaybının olup olmadı, kazanç kaybından davalı sigortanın sorumlu olup olmayacağı hususlarında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Öncelikli olarak davacının dava ehliyetine sahip olup olmadığı belirlenmelidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin Medeni Usul hukukunda büründüğü şekildir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) ise; kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Davacı dava konusu —- plakalı aracın satışı konusunda anlaştığını ve tescilini üzerine almak için notere giderken kazanın gerçekleştiğini ve kaza olmasından sonra aracın devrinin alındığını, bu nedenle dava açma ehliyetinin mevcut olduğunu iddia etmiş, davalı ise kazanın gerçekleştiği esnada davacının araç sahibi olmadığını, bu nedenle dava açma ehliyetinin olmadığı savunmasında bulunmuştur. Taşınır satışlarında sözleşme ve teslim ile ifa gerçekleşmiş olur ve alıcı artık taşınır malın maliki olur. Somut olayda davacı dava konusu —-aracın satın alınması konusunda anlaşmış, aracın zilyetliğini devralmıştır. O halde davacının malik sıfatıyla aktif husumeti vardır. Aksi düşünülse dahi, davacının teslim aldığı aracı aynı şekilde malikine iade etmesi yükümlülüğü gereğince zararın tazmini açısından dava açma ehliyetine sahiptir. —–
İncelenmesi gereken diğer bir hususlar ise, trafik kazasında sürücülerin kusur durumu ve tazminat miktarıdır. Kusur ve tazminat raporu aldırılmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, ancak — tarihli bilirkişi kök rapor ve — tarihli ek raporun uyuşmazlığı çözmeye elverişli olmaması ve denetime elverişli olmaması nedeniyle hükme esas alınmamıştır.
Kusur ve tazminat yönünden dosya yeni bir bilirkişi tevdi edilmiş, — tarihli bilirkişli raporunda özetle; davalı sigortalı araç sürücüsünün —— gereğince %100 kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun olmadığı, aracın kaza öncesinde rayiç değerinin —- olduğu, aracın pert olması nedeniyle değer kaybı zaraı olmayacağı, aracın onarım sürecinmin — olacağı ve — kazanç kaybı olacağı, sigorta tazminat limitinin — olduğu hasar tazminatı ve değer kaybının sigorta poliçesi kapsamında olduğu, kazanç kaybının dolaylı zarar olması nedeniyle sigorta teminatı kapsamında olmadığı, sigorta şirketinin temerrüt tarihinin — tarihi olduğu ve yasal faiz talep edilebileceği rapor edilmiştir.
Talimat mahkemesinde beyanı alınan —- beyanında: “Davacı benim kardeşim olur. Ben olay günü kendime ait araç ile –giderken —- yol üzerinde kaza olduğunu ve kaza yapanın kardeşim olduğunu görünce durdum. Orada olan biteni sordum , kardeşimin aracı — modeldi. Kaza yaptığı diğer araç ise ——- eski bir araçtı.—- marka aracın sahibi —– sollamaya çalışırken kardeşimin aracına çarptığını söyledi dedi. Kazanın olduğu yol tek gidiş gelişli bir yoldu. Bu nedenle —- marka araç kardeşimin kullandığı — marka araç ile çarpıştığında daha çok sol taraf hasar görmüştü.—-şoför kapısına kadar olan kısmı zarar görmüştü. Şoför kapısının zarar görüp görmediğini tam olarak hatırlamıyorum. Sol çamurluk, sol far, radyatör , tampon zarar görmüştü diye hatırlıyorum ayrıca motora da zarar vermişti ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tüm dosya kapsmaı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının aracı malik sıfatıyla teslim almasından sonra kazanın meydana gelmiş olması nedeniyle, tazminat talep edebileceği ve dava ehliyetine sahip olduğu, velev ki malik olarak kabul edilmese dahi, aracı aldığı gibi iade etme yükümlülüğü olduğundan dava açmakta hukuki yararının olduğu ve dava ehliyetine sahip olduğu, tanık beyanı ve hükme esas alınan —- tarihli bilirkişi raporunda ki belirtilen hususlar da dikkate alındığında, davalı sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu, davacı sürücünün kusurunun olmadığı, kaza sonrası aracın davacıda kaldığı da dikkate alınarak aracın hasar tutarının — olduğu, aracın pert olması nedeniyle değer kaybı zararı olmayacağı, sigorta tazminat limitinin — olduğu ve zararın limit dahilinde kaldığı, hasar tazminatı ve değer kaybının sigorta poliçesi kapsamında olduğu, kazanç kaybının dolaylı zarar olması nedeniyle sigorta teminatı kapsamında olmadığı, sigorta şirketinin temerrüt tarihinin— tarihi olduğu ve yasal faiz talep edilebileceği kanaatine varılmış davanın kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; hasar tazminatı olarak —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin hasar tazminatı talebi ile değer kaybı ve kazanç kaybı tazminat taleplerinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.707,75-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 529,41- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1,178,34-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı, 529,41-TL peşin harcın toplamı olan 565,31-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.367,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan—- davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarfedilen toplam 325,00 -TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 62,90-TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde —-Adliye Mahkemesi’ne İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/11/2021
TASHİH KARARI
Hükmün —– bendinde faizin başlangıç tarihi — olarak yazılması gerekirken , faiz başlangıç tarihi sehven ——-tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” şeklinde TASHİHİNE karar verilmiştir.