Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/20 E. 2019/269 K. 19.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/20 Esas
KARAR NO : 2019/269

DAVA : Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ : 08/01/2018
KARAR TARİHİ : 19/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki “—— ——” sözleşmesi uyarınca, müvekkilinin önceden belirlenmiş ürünleri davalıdan satın almayı ve bu ürünlerin sürümünü arttırmak için gereken faaliyetlerde bulunmayı taahhüt ettiğini, davalının ise müvekkiline ürün teslim etme ve Türkiye’de tek satıcı sıfatıyla bir tekel hakkı sağlama yükümlülüğünü altına girdiğini, 19 yıllık belirsiz süreli sürekli akdi ilişkide davalının müvekkiline sözleşmenin devam edeceği yolunda güven verdiğini bu nedenle müvekkilinin ticari faaliyetine devam ile geleceğini planlayarak yatırım yaptığını, bu durumda beklenmeyen bir zamanda ve beklenmeyen şekilde hiçbir sebep gösterilmeden sözleşmenin davalı tarafça tek tarafı feshinin hukuki görüşüne güven ilkesinin ihlali olduğunu taraflar arasında sorunsuz yürüyen ticaretin haksız ve yersiz engellendiğini, somut olayda sözleşmenin sebepsiz yere feshedildiğini açıklanan nedenlerle davalının tek satıcılık sözleşmesini hukuka ve yasaya aykırı bir şekilde sebepsiz, zamansız ve beklenmedik feshinin ihbarı nedeniyle HMK. m. 111 çerçevesinde sözleşme feshinin geçersiz olduğunun tespitiyle muazara ve müdahalenin menine olmadığı takdirde belirsiz olan denkleştirme tazminatı olarak fazlası ve diğer tüm talep ve hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100.000-TL ödenmesine, dava tarihinden itibaren en yüksek ticari faiz işletilmesine, masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 19/03/2019 tarihli duruşmadaki beyanında, “Sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunun tespiti yönündeki taleplerinden feragat ettiklerini, tahkim itirazını kabul etmediklerini, Türk Hukuku uygulanarak karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA : Davalı vekili 15/03/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında imzalanan sözleşmede tahkim şartının olduğunu, sözleşmenin 12.2 maddesinde, çıkan uyuşmazlıkların münhasıran tahkim yolu ile çözüme kavuşturulacağı, tahkim yerinin ——- olduğu, ———– göre atanan bir veya birden çok hakem tarafından yürütüleceği, yönünde hüküm bulunduğunu, davanın usulden reddinin gerektiğini, ayrıca davanın sözleşmenin fesih tarihi olan 02.02.2018 tarihinden önce açıldığını ancak Yargıtay içtihatlarına göre, davanın fesih tarihinden sonra açılması gerektiğini, sözleşmenin müvekkili tarafından 26.07.2017 tarihli fesih ihbarıyla 6 ay önel verilerek sona erdirildiğini, davacı tarafın davayı önel süresinin bitiminden önce 08.01.2018 tarihinde ikame ettiğini, portföy tazminatı talebi açısından, sözleşmenin fesholmuş olmasının dava şartı olduğunu, davanın açılış tarihi itibarıyla sözleşmenin henüz fesholmadığını dolayısıyla dava tarihi itibarıyla dava şartının henüz oluşmadığını açıklanan nedenlerle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafça ödenmesine karar verilmesine talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE : Dava mahiyeti itibariyle, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin haksız feshedildiği iddiası ile feshin geçersizliğinin tespiti ve denkleştirme tazminatı ödenmesi talebi ile açılan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında 02/02/1999 tarihli Distribütörlük Sözleşmesi imzalandığı hususu her iki tarafın da kabulündedir. Dava, davalı tarafından yapılan feshin geçersizliğinin tespiti ve haksız fesih nedeni ile tazminat ödenmesi talebi ile HMK. m. 111 gereği terditli olarak açılmış, daha sonra davacı taraf feshin geçersizliğinin tespiti talebinden fergat ettiklerini beyan etmiştir.
Davalı şirketin adresinin yurdışında olması nedeni ile yurtdışı tebligat ile ilgili işlemlerin yapıldığı esnada, henüz dava dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden, davalı şirket davaya cevap dilekçesi sunmuş ve uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiği yönünde itiraz ileri sürmüştür. Taraflar arasında imzalanan Distribütörlük Sözleşmesi’nin Türkçe tercümesinin incelenmesinde, sözleşmenin 12.2 maddesinde; “Bu sözleşmeden doğan ve uzlaşma ile çözülemeyen uyuşmazlıklar münhasıran tahkim yoluyla çözüme kavuşturulur. Tahkim yeri ————-ve ————- Kuralları’na göre atanan bir veya birdençok hakem tarafından yürütülür.” şeklinde hükme yer verildiği görülmüştür. Davacı tarafından Yargıtay İçtihatları sunularak tahkim şartı için ayrıca yetki verilmesi gerektiği iddia edilmiştir. Ancak örnekleri sunulan kararlar izafeten ya da vekaleten imzalanan sözleşmeler ile ilgili olup şirket yetkilisi tarafından imzalanan sözleşmelerde ayrıca tahkim ile ilgili bir yetki verilmesi gerekmemektedir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları savunmaları ve toplanan deliller bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —–. Hukuk Dairesi’nin 2017/460 E., 2017/509 K. Sayılı kararı, Yargıtay ——. Hukuk Dairesi’nin 2017/279 E., 2018/6234 K. Sayılı kararı ve benzer kararlar göz önünde bulundurulduğunda, taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki tahkim şartının geçerli olduğu ve davalı tarafından süresi içinde tahkim itirazının ileri sürüldüğü anlaşıldığından, uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesine dair itirazın kabulüne, HMK. m. 114, 115 ve 116 gereği davanın usul yönünden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı tarafından ilk itiraz olarak ileri sürülen, Uyuşmazlığın Tahkim Yolu İle Çözülmesine Dair itirazın kabulü ile davanın, HMK. m. 114, 115 ve 116 gereği usul yönünden REDDİNE,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harcın peşin alınan 1.707,75-TL harçtan mahsubu ile artan 1.663,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ön inceleme tutanağı imzalanmadan karar verildiğinden 1.362,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde kendilerine iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.