Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 E. 2023/90 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/192 Esas
KARAR NO : 2023/90

DAVA : Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın sigorta aracılık hizmetlerini ifa etmek üzere davalı —– şirketi ile 30.10.014 tarihinde “Acente Sözleşmesi” imzaladığını ve—— acente kodu verildiğini, sözleşmenin feshi olan 10.05.2017 tarihine kadar söz konusu sözleşme kapsamında şirket yetkili acentesi oları davacının sigorta branşlarında poliçeler düzenlediğini ve acente komisyonlarını almaya hak kazandığını, söz konusu faaliyetlerini eksiksiz ifa ederken davalı—– şirketi tarafından —-. Noterliğinin 30.01.2017 tarih—— yevmiye numaralı fesih ihbarı ve yine —– Noterliğinin 12.05.2017 tarih ve —— yevmiye numaralı azilname ile söz konusu sözleşmeyi 10.05.2017 tarihinde tek taraflı olarak feshettiğini, yapıları feshin iyi niyet kurallarına uymadığını, Hazine Müsteşarlığının, ——-Bölümüne gönderdiği 01.12.2012 tarih ve —— sayılı yazıda; üretim ölçüleri önceden belirlenmeksizin üretim yapan veya bağlı bulunduğu şirketin riziko kabul esaslanna göre sigorta sözleşmelerinden ekle edilen gelirler ile tazminat ödemeleri arasındaki dengesizlik nedeniyle portföyün verimsiz olmasının gerekçe olarak gösterilmesinin; “acentenin kendi kusuru ile sözleşmenin feshine neden olması, kapsamında değerlendirilmesinin ve bu noktada acentenin tazminat hakkının düşmesinin hakkaniyete uygun düşmeyeceği” hususunun açıkça belirtildiğini, feshin haklı neden olarak teknik zararın gösterilmeyeceğini, 3 aylık ihbar önelinin verilmiş olmasının feshi haklı kılmayacağını, TTK 122.maddesi uyarınca denkleştirme tazminatı talep etme haklarının bulunduğunu, izah edilen nedenlerle, davalı finmanın somut delil ve gerekçelere dayanmadan haksız ve hukuka aykırı fesih işlemi ile davacı firmanın uğradığı zarar için hem genel hükümlere göre hem de TTK.122.maddeye göre denkleştirme isteminde bulunma haklarının okluğunu, fazlaya dair dava ve talep hakları caklı kalmak kavdıda simdilik 10.000,00-TL’nin davalıdan fesih tarihinden fübaren reeskont faizi ile birlikte tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı taraf’ üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili 11.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin münfesih acentesinin unvanının—– Olduğunu, 10.05.2017 tarihinde yapılan acentelik sözleşmesi feshi ile davacının unvanlarının aynı olmadığını, sehven yapılan bir hata olduğunun kabulü ile cevap dilekçesinin sunulduğunu, TTK/3 maddesine göre; “müvekkili, feshi haklı gösterecek bir eylem olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme sigorta şirketi tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz” denkliğini, taraflar arasında akdedilmiş olan acentelik sözleşmesinin “şirketin hak ve yükümlülükleri” başlıklı 6.maddesinde; “şirket hedef ve değerlendirme ölçütlerini, prim üretimi, borç durumu, şirket tarafından belirlenen riziko kabul esaslarına göre acente tarafından aracılık edilen sigorta sözleşmelerinden elde edilen prim gelirleri ile tazminat ödemeleri arasındaki (hasar/prim oranı ve/veya teknik kar-zarar) dengesizlik, sözleşme ve kanundan kaynaklanan borç ve taahhütlere uygunluk gibi ve bununla sının olmamak üzere belirlenmek suretiyle acenteye bildireceğini, acentenin bu performans ölçütlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmemesi halinde şirket, sözleşme kapsamında acentenin yetkilendirildiği brarışlar itibarıyla bir veya birkaç branş bakımından acentenin yetkilerini kısmen iptal edebilir veya sözleşmeyi haklı sebeplerle derhal feshedebilir. Acentenin şirket tarafından tanımlanan bir döneme dair performans ölçülerini sağlayamaması neticesinde şirket tarafından tanımlanan bir döneme ait dair performans ölçülerini sağlayamaması neticesinde şirket tarafından sözleşmenin feshedilrmemiş olması, bu hususun şirketin sonraki dönemlere dair değerlendirmede dikkate almayacağı vefveya fesih hakkından vazgeçtiği anılamına gelmez.” denildiğini, taraflar arasında akdedilmiş olan acente sözleşmesinin, “sözleşme süresi, ihlali ve sona ermesi” başlıklı 7.maddesinde; “7.1-sözleşmenin ilgili maddelerinde sayılan haller saklı kalmak üzere; aşağıda sayılan hallerde ve bu hallerle sınırı olmamak kaydıyla şirket tarafından her zaman “haklı sebeplerle” feshedilebilir, acentenin üretim yetersizliği,—– zararişirketin belirlediği teknik kar ve zarar kriterlerine uyulmaması, hasar prim oranı yüksekliği)” denildiğini, müvekkili şirketin, 2016 eylül sonu itibarıyla davacı acentenin kesmiş olduğu poliçeler sebebiyle zararda olduğunun tespit edildiğini ve prim gelirleri ile tazminat ödemeleri arasındaki dengesizliğin acenteye 25.10.2016 tarihli yazı ile bildirildiğini ve davacının verimliliğini artırması için müşteri portföyünü ve muallak bekleyen dosyaları gözden geçirmesinin istendiğini, müvekkili firmanın kar amacı güden bir işletme olduğunu, bu nedenle “teknik zarar” sebebiyle davacı acentenin kusuru olsun ya da olmasın haklı fesih olacağını, TTK.121.maddesi hükmüne göre müvekkili şirketin denkleştinme tazminatı talep etme hakkının olmadığını, feshin haksız olması şartıyla; TTK 122/ll maddesi dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiğini, ayrıca davacı —— acentesinin faaliyetlerine devam ettiğini, acentesi olduğu diğer 14 sigorta şirketi ile faydalanmaya devam edildiğini, dolayısıyla acentelik sözleşmesi ile portföy kaybının söz konusu olamayacağını ve davalı şirketin bu portföyden faydalanarak önemli ölçüde menfaat ekle etmesininde mümkün olmadığını, fesih nedenin de prim-kar dengesizliği olduğu dikkate alındığında müvekkili şirketin zarar ettiğini, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek şirket kayıtlarının incelenmesini ve 122/2 maddesi gereğince hesaplama yapılmasını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile temerrüt faize de itiraz ettiklerini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davalının acentesi olduğunu ve aralarında imzalanan acentelik sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia eden davacının davalıdan TTK. m. 122 kapsamında tazminat talep etme şartlarının bulunup bulunmadığına ilişkindir.Mahkememizce taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış, acentelik sözleşmesi, ihtarname sureti dosyamız arasına alınmıştır.Mahkememizce tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmek üzere dosya sigorta uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 08/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: —— üretim icmalinde toplam 15.885,901,00-TL’lik üretim yapıldığı, 04.02.2014- 10.05.2017 dönem arası acentenin kesmiş olduğu poliçelerle ilgili kesinleşen hasar ödemeleri, muallak hasar ve rücu-sovtaj gelireri bilgilerinde; 13.933,956,70-TL ödenen muallak hasar toplamı 13.933.956,70-TL ,—– rücutsovtaj gelirlerinin tenzili ile 10.938.716,03-71 toplam (105.85441-TL muallak hasar/kesinleşmeyen tutar dahil) tazminat ve masraf ödemesinin yapıldığı, hasar/prim oranı: davacı acentenin toplam 15.885.901,00-7L üretim/istihsal karşılığında, davalı —–şirketinin 10.938.716,03-TL tazminat masraf ödemesi yaptığı, —— hasar/prim oranı ile çalışıklığı, Hazine Müsteşarlığının —-sayılı cevabi yazısında; 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23.maddesinin 16.fıkrası hükmü kapsamında; prim üretim ölçütleri önceden belirlenmeksizirn üretim yetersizliği sebebiyle veya bağlı bulunan sigorta şirketince riziko kabul esaslarına uygun bhiçimde acentelerce aracılık edilen sigorta sözleşmelerinden ekle edilen prim gelirleri ile tazminat ödemeleri arasındaki dengesizlik nedeniyle portföyün verimli olmamasının gerekçe gösterilmesi gibi hallerin” acentenin kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması” kapsamında değerlendirilmesinin ve bu noktada acentenin tazminat hakkının düşmesinin hakkaniyete uygun olmayacağının bildirildiğinin tespiti ile; davalı—–şirketinin acentenin hasar/prim-teknik zarar nedeni ile acenteliği tek taraflı olarak fesih etmesinin haklı neden olarak kabul edilemeyeceği, davacının toplam 36 ayda net 2.389.658,27-TL komisyon elde ettiği, aylık artalamnasının 65.379,40-TL olduğu, davalı —— şirketinden talep edebileceği 1 yıl için (ortalama) gelir kaybının 796.552,80-TL olduğu, 10.05.2017 fesih tarihi itibarıyla reeskont/yasal faizi talep edebileceği, tespitinde bulunulmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce davalı tarafın rapora itiraz değerlendirilmek üzere 26/08/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizce dosya nitelikli hesaplama uzmanı, sigorta uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetine tevdii edilerek, rapor alınmıştır. 15/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: davacının davalıdan Portföy tazminatı talep etmeye hak kazanamadığı, tespitinde bulunulmuştur.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından: Dava, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan denkleştirme bedeli istemine ilişkindir. Denkleştirme tazminatı ya da diğer adıyla “portföy tazminatı”, sözleşmenin sona ermesi sonucunda müşteri çevresini kaybeden ve ekonomik bakımdan güç durumda kalan acentenin bu yüzden talep edebileceği bir ödencedir.Davacı TTK 122.maddesi gereğince portföy tazminatı talebinde bulunmuştur. TTK 122.maddenin üst başlığı denkleştirme istemidir. 3.fıkrasında müvekkilin fesih haklı gösterecek bir eylemi olmadan acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşmenin müvekkil tarafından haklı sebepler feshedilmesi halinde acentenin denkleştirme isteminde bulunamayacağı belirtilmiştir.Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şırketi sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesi, sigorta şirketinden tazminat talep edebilir. Ancak, sigorta acentesinin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmesi ya da kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olması halinde tazminat hakkı düşer.12.02.2015 tarihli yazılı Sözleşmenin 7 nolu maddesi hükmüne göre; sözleşme belirsiz süreli olup, taraflardan herhangi biri tarafından 3 ay öncesinden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Taraflar arasında yapılan bu düzenleme gereği davalı tarafından 3 ay öncesinden bildirilerek yapılan feshin haksız fesih olmadığına kanaat edilmiştir.TTK.md.122/1/a gereği davacının denkleştirme tazminatı talep edebilmek için gerekli olan bir diğer unsur ise acentenin akdi ilişkinin devamı sıraşında yeni müşteriler bulmuş olması ve davacı ile davalı arasındaki sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da davalı/acentelik veren bu yeni müşteriler sayesinde önemli menfaatler (önemli kazanç) elde ediyor olmasıdır. İspat yükünün davacı acente üzerinde olduğu bu şartın bilirkişi raporu doğrultusunda dosya kapsamından ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Alınması gerekli 179,90 TL harcın, 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 7,88-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-)Davacı tarafça yatırılmış olan gider avansı bakiyesinin, karar kesinleştiğinde HMK. 333. maddesi uyarınca davacıya iadesine,
5-)Davalı tarafından yapılan 1.200,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)Davalı taraf kendisini vekille temsil ettiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, Dair; karar davacı vekilinin yüzüne, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.