Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/174 E. 2021/34 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/183 Esas
KARAR NO : 2021/443 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/02/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—- markası ile—- kurduğu sistem üzerinden—- olduğunu, borçlu ile davacı arasında yapılan—- sözleşmesi gereği müvekkilinin—- olduğunu, borçlunun müvekkili şirketten aldığı— sattığını, müvekkili şirket nezdinde borçlu için cari hesap tutulduğunu, davalının sözleşme şartlarına uymaması ve iyi niyete aykırı davranması sebebiyle sözleşmenin müvekkili tarafından—– yevmiye numaralı İhtarnamesi ile feshedildiğini ve cari hesap borcunun ödenmesinin ihtar edildiğini, fesih sonrasında davalıya konsinye bırakılan ürünlerin davalıda olanlarının teslim alındığını, davalının müşterilerine sattığı ürünler sebebiyle cari hesap borcunun gerek fesih ihbarında yapılan ihtarla gerekse de sözlü olarak defalarca talep edildiğini fakat borcun ödenmediğini,——- Esas sayılı icra takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun süresi içerisinde itirazı ile takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep etmiştir.
Davalı—– tarihli cevap dilekçesinde; Davacı şirket ile — tarihinde yapılan —— gereğince, — davacı şirket hesabına yatırıldığını, davacı şirketin talebi üzerine — kiraladığı mağazanın konsepti için toplamda —- masraf yaptığını, davacı şirket ile ticari ilişkinin süreceğine olan güveni nedeniyle şirketin bütün taleplerini kabul ettiğini, davacı şirketin fesih ihtarnamesine—- no’lu ihtarnamesi ile cevap verdiğini, davacının sözleşmeyi feshinin hukuka aykırı ve dayanaksız olduğunu, davacıya bütün ödemelerini düzenli olarak yaptığını ve ödeme yapabilmek için kredi kullandığını, davacının haziran ayından itibaren sebepsiz yere ürün yollamamaya başladığını, anlaşma gereği mağazasında başka ürün de satamadığını, şirketin mağazaya müdür olarak atadığı—- adlı şahsın haber vermeden gelip denetleme yaptığını, firmanın ürünleri zamanında göndermediğini, şirketin gizli müşteri tabir ettikleri şekilde müşteri yollayıp faturasız mal sattıkları ithamında bulunduğunu, fakat yazıcının bozuk olması nedeniyle faturanın kesilemediğini ve sonradan faturanın düzenlenerek müşteriye gönderilmiş olduğunu, davacı şirketin kendisini müşterilerine küçük düşürecek davranışlarda bulunduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderlerinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle —– sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Dava dosyasının içinde bulunan—- dosyası incelendiğinde;——- alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak kalemine işleyecek, avans faizi, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsilinin talep edildiği, ödeme emrinin borçluya — tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından ——- sayılı dosyası ile borçlu müvekkil aleyhine başlatılan icra takip dosyasındaki borcun tamamına itiraz ediyoruz. Müvekkilimin takip konusu edilen cari hesap ekstresi ile ilgili alacaklı olduğu iddiasında bulunan tarafa böyle bir borcu bulunmamaktadır. Borca itirazımızın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ederiz,” açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamını sağlamak için İtirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Dosya konusunda uzman bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —- tarihli Bilirkişi Raporunda; Davacı tarafa ilişkin sunulan —-yevmiye, kebir ve envanter defterlerinin noter açılış ve yevmiye defteri noter kapanış yerine getirildiği, Davalı taraf ticari defter sunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarında icra takip tarihi itibariyle —– davalıdan alacak görünmekte ise de, davacının – adet faturayı defterlerinde ters hesaba işlediği, düzeltme neticesinde davacının——- alacaklı olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur.
Mahkememiz —- tarihli ara kararında, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına karar verilmiştir.— tarihli bilirkişi Ek Raporunda; Davalı taraf ait —- senesi işletme defteri noter açılış tasdiki yerine getirildiği, mali yönden taraf lehine delil niteliğinde olduğu, Davacının ticari defter ve kayıtlarında icra takip tarihi itibariyle —– davalıdan alacak görünmekte ise de, davacının— adet faturayı defterlerinde ters hesaba işlediği, düzeltme neticesinde davacının —- alacaklı olduğu, Davalının ticari defterlerinin davacıya ait faturaları içermekte olduğu, sadece —– davalı tarafta mevcut olmadığı, bu —- faturalarda, teslim alan bölümünde herhangi bir isim ve imzaya rastlanmadığı, bu haliyle davacının, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturaların —— davalıdan alacaklı olduğu, şekline mütalaa verilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmış ise de bilirkişi tarafından sunulan—– tarihli ek raporda sunulan kök ve ek rapordaki görüşünde bir değişiklik bulunmadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; dosya kapsamında alınan bilirkişi kök ve ek raporları denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmakla Mahkememizce de hükme esas alınmıştır. Davacı tarafın davacının incelenen ticari defter ve kayıtlarında —- davalıdan alacaklı olduğu kayıtlıdır. Davalı taraf ticari defterlerinin incelenmesinde, davalının ticari defterlerinin davacıya ait faturaları içermekte olduğu, — tutarlı faturaların davalı tarafta mevcut olmadığı, —- faturalarda, teslim alan bölümünde herhangi bir isim ve imzaya rastlanmadığı, bu haliyle davacının, davalı defterlerinde kayıtlı bulunmayan faturaların mahsubu neticesinde —– alacaklı olduğu görülmektedir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
Anılan yasa hükmü, bilirkişi kök ve ek raporları ve dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle —– alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte olup takip talebinde de bu oranda faiz talep edildiği görülmüştür.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmiştir.
Davalı taraf her ne kadar—– masraf yaptığını, davacının sözleşmeyi feshinin haksız olduğunu iddia etmiş ise de bu yönlere ilişkin harçlandırılmış bir talep ve davası bulunmadığından ya da takas mahsup talebinde bulunmadığından ve dava konusu itibariyle cari hesap alacağının tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan davalının bu iddia ve savunmaları değerlendirmeye alınmamıştır.
Belirtilen sebeplerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; Davalının—— sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, takibin —– asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden işleyecek avans faiziyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarının %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 1.153,80-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 298,92- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 854,88- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı tarafından sarfedilen toplam 1.541,40-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.051,97-TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne ve Davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/03/2021