Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/172 E. 2020/9 K. 07.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/172 Esas
KARAR NO: 2020/9
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/02/2018
KARAR TARİHİ: 07/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin eski ortağı olduğunu, 20/03/2017 tarihinde hisselerinin tamamını devrettiğini, şirkette hiçbir yetkisinin kalmadığını, davalının devirden sonra elinde kalan çekleri kullanarak şirketi zarara uğrattığını, müvekkili şirket, davalının kullandığı çeklerden dolayı hacizlerle uğraştığını belirterek, müvekkilinin dava tarihi itibariyle öğrendiği 3 adet takip tutarı olan 2.167.347,89 TL maddi tazminat ile 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap beyan veya delil dilekçesi sunmamıştır.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, yetkisiz temsilcinin yirket adına çek keşide etmiş olması nedeniyle, yapılan icra takiplerinde istenen tutarların, yetkisiz temsilciden tahsili taleplidir.
Davacı, davalının şirketin eskiden %100 hisse sahibi olarak yetkilisi iken şirketteki tüm payını 20/03/2017 tarihinde —-devrettiğini, şirketle bir ilgisinin kalmadığını, 20/03/2017 tarihinden sonra şirketin tek yetkilisinin —– olduğunu; ancak davacının elnide kalan ve iade etmesi gereken çekleri iade etmeyip, şirket yetkilisiymiş gibi keşide ederek, cirolayarak davacı şirket aleyhine takip yapılmasına sebebiylet verdiğini, bu şekilde üç icra takibi yapıldığını, üç icra takibi nedeniyle toplamda 2.167.347,89 TL istendiğini, bu tutarın davalıdan tahsilini ayrıca haksız ihtiyati hacizlere uğramış olması nedeniyle 100.000 TL manevi tazimnat talebinde ublunduğunu beyan etmektedir.
Davalı hakkında —. Ağır Ceza Mahkemesinin —- E sayılı dosyasında ceza yargılamasının devam ettiği, yargılamanın henüz tensip aşamasında olduğu anlaşılmış, ceza dosyası uyap üzerinden celp edilmiştir.
Davacının ileri üsrdüğü aleyhine başlatılan üç adet icra takip dosyası, a) —. İcra Müdürlüğü’nün — E. sayılı takip dosyası, b) —. İcra Md. —- E. sayılı takip dosyası, c)—. İcra Md. — E. sayılı takip dosyasıdır.
Bunlardan — İcra Müdürlüğü’nün —E. sayılı takip dosyasında davacı şirket menfi tespit davası açmıştır. Bu dava, — ATM’nin —E sayılı dosyasında halen derdesttir.
—. İcra Md. —E. sayılı takip dosyasında yine davacı şirketmenfi tespit davası açmıştır. Bu dava, — ATM’nin — E sayılı dosyasında halen derdesttir.
–. İcra Md. — E. sayılı takip dosyasında ise menfi tespit davası yoktur. Davacı vekili, 22/05/2019 tarihli dilekçesinde —–.İcra Müdürlüğünün —- E. sayılı dosyasına karşı, menfi tespit davasının kazanma ihtimali görülmediğinden açılmadığını, söz konusu icra dosyasında karşı tarafla, geçen ay içinde, şirketin ödeyeceği miktarlar ve taksitler konusunda bir ön anlaşma yapıldığını beyan etmiştir.
İddiaya göre ve sunulan imza sirkülerine göre davalının çeklerin keşide tarihlerinde ve bankaya ibraz tarihlerinde şirket yetkilisi olmadığı görülmekte, aksi de ileri sürülmemektedir. TTK’nın 818/1. maddesinin (c) bendinin göndermesiyle çekler hakkında da uygulanması gereken TTK’nın 678. maddesinde; “Temsile selahiyeti olmadığı halde bir şahsın temsilcisi sıfatıyla bir poliçeye imzasını koyan kişi, o poliçeden dolayı bizzat sorumludur…” hükmü yer almaktadır. Borçlunun atmış olduğu imzadan sorumluluğu için senet üzerinde imzasının bulunması yeterli olup, ayrıca isminin yazılı olması da gerekli değildir. Şu durumda davalının yetkisiz temsilci olarak çek keişde ettiğinin sabit olması halinde şahsi olarak sorumlu olacaktır.
Eldeki davada davacı şirket, henüz hiç bir icra dosyasında ödeme yapmadığını, iki icra dosyası yönünden menfi tespit davalarının devam ettiğini, diğer icra dosyası yönünden de menfi tespit açmayacaklarını açıkça beyan etmiştir. Devam eden menfi tesipt davalarında davacı çekler nedeinyle borçlu olmadığını ispat ederse zaten takipler nedeniyle ödeme yapmayacaktır. Borçlu olmadığını ispat edemez ise takip alacaklısına ödeme yapacak, ödeme yaptığı tarih itibariyle yetkisiz temsilciye rücu etme hakkını elde edecektir. Bu bakımdan bu aşamada, sırf ödeme emrinde kendisinden istenen tutarların toplanarak peşinen davalıdan tahsilini talep etmekte hukuki yararı yoktur. Dava tarihi itibariyle maddi bir zararı olmayan davacının maddi tazminat davası, erken açılan davadır.
Davacının manevi tazimnat talebi ise, takip alacaklıları tarafından kendisine yapılan haksız ihtiyati hacizlere dayandırılmıştır. Haksız olduğu ileri sürülen ihtiyati haciz tutunaklarının sunulması için 22/05/2019 tarihli celsede davacıya süre verilmiş ancak dosyaya bir evrak sunulmamıştır. Ayrıca, haksız ihtiyati haciz nedeniyle manevi tazminat davası, ihtiyati haciz kararını uygulatan alacaklıya karşı açılır. Yetkisiz temsilci keşide etmiş de olsa, illetten mücerret olan çekin hamili, çekin keşidecisi görünen şirkete karşı takip yapabilir, şirket aleyhiye ihtiyati haciz kararı aldırabilir. Takip alacaklısının ihtiyati haczinin sırf bu nedenle haksız olduğu söylenemez. Davalının buna sebebiyet verip vermediği ve bunun da kişilik haklarına saldırı olup olmayacağı hususu da yine menfi tespit davalarının sonucuna göre ortaya çıkacaktır. Henüz zarar doğmadan manevi tazminat istenemez. Bu talep yönünden de dava erken açılmıştır.
Açıklanan sebeplerle erken açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Maddi ve manevi tazminat talepli davanın,
HMK.nun m. 114/1-h ve 115/2 gereği hukuki yarar, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2- Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 38.320,64 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 38,266,24 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren iki hafta süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 07/01/2020