Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1532 E. 2018/993 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1532 Esas
KARAR NO : 2018/993

DAVA : Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 21/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, İİK.nun 285 vd maddelerine dayalı olarak açılan adi konkordato taleplidir.
Yukarıda belirtilen davacılarla ile ———— adına tek bir dava dilekçesi verilerek dört davacı yönünden konkordato talep edilmiş, mahkememizin ———– esas sayılı dosyasında yapılan yargılamada, üç aylık geçici mühletin sonunda, 19/12/2018 tarihli celsede ———– yönünden geçici mühletin uzatılmasına, diğer davacılar yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiştir.
Tefrik kararının verildiği duruşma zaptından bir suret dosyamız arasına alınmış, dosya resen ele alınmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda, tefrik ile bu dosyanın davacısı olan ———– gerçek kişi tacir kaydının bulunmadığı, adı geçenlerin ——’nin %50”şer ortağı olduğu, —————- ise %50 ortağı ——————, %25 ortağı ———-, %25 ortağının da—— olduğu, davacıların ortaklık dışında kendilerine ait tacir kayıtlarının olmadığı anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde, ————- bakımından, müvekkillerine ait konkordato projesinin açıklanmasında ortağı olduğu ve birlikte konkordato talep ettiği şirketlerin ön projesi ile birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, konkordato projesinin temel felsefesi konkordatoya tabi alacaklarına, kokonkordato projesinin kabulü halinde alacaklarına kavuşma olduğunu, alacaklılar ile anlaşarak borçlarının tasfiyesi düşünüldüğünü, talebin vade konkordatosu olduğunu, yetkilisi ve ortağı bulundukları şirketin borçlarının ödenmesi ile birlikte kendi kefaletlerinin ve ipoteklerinin de sona ereceğini, bu sayede konkordato talep eden ortak olarak mal varlığının bütünlüğü korunarak faaliyetine devam etmesinin sağlanacağı, konkordato talep eden ortakların icra tehdidi altında bulunduklarını ileri sürülmüştür.
7101 Sayılı Kanun ile değişik İ.İ.K’nun 285. Madde hükmü gereğince borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflastan kurtulmak için konkordato talep edebilir. Bilindiği gibi konkordato; vade konkordatosu ve tenzilat konkordatosu olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım İ.İ.K’nun da yer almamakla birlikte öğreti de genellikle kabul edilen bir ayrımdır. Tenzilat konkordatosunda alacaklılar, borçluya karşı, alacaklarının belirli bir yüzdesini tahsil etmekten vazgeçerler ve borçlu borçlarının konkordato kabul edilen kısmı ( yüzdesini ) ödemek suretiyle borçlarının tamamından kurtulur. Vade konkordatosunda ise borçlu borcunun tamamını ödemek için alacaklılarından bir vade ister, veya borçlarını taksitlendirir. Borca batık olmamakla birlikte borç ödemeden haciz halinde bulunan bir borçlunun vade konkordatosu istemesi de mümkündür. Diğer bir deyişle mevcudu borçlarının tamamını ödeyecek durumda olan bir borçlunun mallarını o anda satarak vadesi gelmiş bütün borçlarına ödemesi mümkün değilse o zaman borçlu borçlarını % 100 yani tamamen ödeme taahhüdünde bulunarak alacaklılarından kendisine bir mühlet verilmesini isteyebilir.
Davacılardan ———– ve ——- tarafından da mahkememizin—–Esas sayılı dava da yetkilisi ve ortağı bulunduğu şirket hakkında açılan dava ile birlikte İ.İ.K’nun 285. Madde hükmüne dayalı olarak konkordato talebinde bulunduğu görülmüştür.
Davacı gerçek kişi tarafından sunulan konkordato projesinin incelenmesinde konkordatonun başarıya ulaşmasının, yetkilisi bulunduğu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırması ihtimaline dayandırıldığı görülmektedir, yani borçlu gerçek kişinin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalleri değerlendirilirken borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekmektedir. Bu taktirde ihtimal üzerinden ihtimal değerlendirilmesi yapılması gibi oldukça olasılıklara dayalı bir değerlendirme yapılması durumuyla karşı karşıya bulunulmaktadır. Gerçek kişilerce sunulan kendine özgü hiçbir konkordato tedbiri ve hedefi içermeyen tamamen borçlu şirketin konkordato ön projesi üzerine temellendirilmiş konkordato ön projesinin uygulanabilir olduğundan söz etmek mümkün değildir.
Davacı gerçek kişilerin gayrimenkulleri üzerinde şirket lehine ipotek olduğu, banka borçlarında şahsi kefaletlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu noktada gerçek kişi borçluların sırf alacaklıların icra takibine maruz kalmamak için konkordato talep etmesi mümkün bulunmamaktadır. Konkordato, borçlu ve alacaklı arasındaki karşıtlık değil, iyileşebilecek bir ticari işletmenin herkesin ve özellikle ülke ekonomisinin ve çalışanlarının yararına olacak şekilde ekonomik yarar amacı taşıyan bir müessesedir. Somut olayda gerçek kişi davacıların dava dosyasına ibraz olunan belgelere göre icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesi konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte değildir, başka bir ifadeyle sadece konkordatonun nimetlerinden yararlanmak amacıyla yapılan başvurunun kabul edilebilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Davacı gerçek kişinin İİK.nun 285. Maddesi anlamında borçlarını ödemekte zorlandıklarını, nakit dar boğazına girdiklerini gösterir mali bir tablo yoktur. Konkordato talep eden gerçek kişilerin, borçlu şirketlerin kullandığı kredilere olan kefaletleri sebebiyle alacaklıların kendilerine yönelik cebri icra yöntemlerine başvurmamaları için konkordatoya başvurduklarını belirttiklerine göre, gerçek kişilerin sadece icra takiplerinden korunmak amacıyla konkordato talep etmesinin, konkordatonun amacıyla bağdaşır nitelikte olmadığı, sırf aleyhine başlatılacak takiplere mani olmak amacıyla konkordato talep edilmesinin, Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerini ve İcra ve İflas Kanunu’nun menfi tespit davası hakkındaki bölümlerini işlevsiz hale getireceği; kanun koyucunun gerçek kişiler bakımından konkordato müessesine başvuruyu kabul etmesindeki amacının bu olmadığı, kanaati mahkememizce hasıl olmakla şartları oluşmayan talebin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Bu itibarla davacı gerçek kişiler tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Öte yandan davacıların borca batık bildirimi olmadığı gibi, geçici mühletin sonunda komiserlerce de tespit edilmiş bir borca batıklıkları olmadığı gibi tacir sıfatları da bulunmamaktadır.
Tefrik kararı ile bu dosyanın davacısı olan diğer şirket ise ————————– Şirketi’dir.
————–Şirketi yönünden komiserlerce geçici mühlet süreci içinde defter ve kayıtlar incelenmiş, bilançolar incelenmiş, kar analizleri yaptırılmıştır. Davacı şirketin toplam borcunun 53.596.540,99 TL olduğu, bunun 30.977.985,22 TL sinin bankalara olan borç olduğu, kaydi değerlere göre -286.840,86 TL borca batık durumda bulunduğu; rayiçlere göre ise -849.123,06 TL borca batık olduğu tespiti yapılmıştır. Gerek rayiç bilirkişi raporları gerekse komiser raporlarının dosya kapsamı ile, sunulan belge ve kayıtlarla, şirketin öz varlığı ile uyumlu olduğu,usul ve yasaya uygun hazırlandığı anlaşılmış, mahkememizce de itibar edilmiştir. —————– heyetinin defter incelemesi ile tespit ettiği üzere, davacı şirketin ——– şirketinden 07/09/2018 tarihli satış sözleşmesine göre mal aldığı (pirinç, fasulye, nohut vs), davacıya satılan mallar için ——————— şirketinin irsaliyelili fatura düzenlediği, faturanın davacının kayıtlarına işlendiği, davacının 31/08/2018 tarihli bilançolarında ve varlıklarında – —–(1.378.831,33 TL) alacaklı olduğu tutarı belirttiği, ancak 17/09/2018 tarihli temlikname ile davacı şirketin —————–.. Şirketinden olan alacağının ————.. şirketine temlik ettiği, bu temliğin yapıldığı tarihin dava tarihi olduğu, davacının dava açtığı tarihte olmayan alacağını var göstermek suretiyle usulsüz ve gerçeği yansıtmayan bilançolara dayandığı belirlenmiştir. Davanın açılmasından sonra, dava dışı ——– dava dışı ———— şirketine temliknameye göre ödeme yapmasını talep ederek, komiserlere ulaşılıncaya kadar davacı şirketin temlik sözleşmesine ilişkin komiserlere veya mahkememize bir bilgi vermemesi karşısında iyi niyetin varlığı da sorgulanır hale gelmiştir.
Davacı şirketin konkordato talep ettiği dava tarihinde alacağı var gösterdiği bilanço ve ön projeyi sunmasına rağmen aynı gün alacağı ————– şirketine temlik etmek suretiyle özvarlığı azalttığı, konkordato sürecide davacı borçlunun iyi niyetle ve dürüst hareket etmek mecburiyetinde olduğu, aksi durumun korunamayacağı, defterlerin gerçeği yansıtmaması halinde ön projenin de inandırıcı olmadığı, davacı şirketin geçici mühlet içinde elde ettiği net kar tutarına bakıldığında öngörülen vadelerde borcun ödenebilmesinin de mümkün ve gerçekçi görünmediği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin iflasa tabi sermaye şirketi olduğu açıktır. Kaydi değerler haricinde incelenen somut veriler ışığında rayiçlerine göre de davacı şirketin borca batık olduğu anlaşılmıştır. İİK.nun 292. maddesi uyarınca borçlunun mal varlığının korunması için de iflasına karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, konkordato projesi başarıya ulaşamayacak olan borca batık durumdaki davacı şirketin iflasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
A-Davacılardan ————————————- yönünden;
1- Kesin mühlet ve Konkordato talebinin REDDİNE,
2- İflas koşulları oluşmadığından iflas verilmesine yer olmadığına;
3- Tüm konkordato tedbirlerinin ———– tarihi itibariyle KALDIRILMASINA ve konkordato komiserlerinin bu davacı yönünden GÖREVLERİNE SON VERİLMESİNE,
4-Davacı yönünden tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumunda resmi ilan portalında resen İLANINA, masrafın gider avansından karşılanmasına,
B- Davacı —————————– Şirketi yönünden;
1-Davacının konkordato talebinin REDDİNE,
2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden ———–sicil numarasına kayıtlı —————nin İİK’nun 287/5 maddesi yollamasıyla İİK 292.md uyarınca, 21/12/2018 tarihi saat 16:56 itibariyle İFLASINA,
3-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin GÖREVLERİNE SON VERİLMESİNE;
4-Tedbirlerin ve geçici mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumunda resmi ilan portalında resen İLANINA, masrafın gider avansından karşılanmasına,
5-İİK 288/3 fıkra uyarınca gerekli kurumlara bildirim yapılmasına, ilan yapılmasına,
6-İflas kararının İstanbul Anadolu ——————–. İflas Müdürlüğüne derhal bildirilmesine,
7-İflas avansının İflas Müdürlüğü’ne aktarılmasına,
8- Alınması gerekli 35,90 TL başvurma harcı ve 35,90 TL karar harcı toplamı 71,80 TL harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
9- Yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.-