Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1530 E. 2019/932 K. 19.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1530 Esas
KARAR NO : 2019/932

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan kayıt terkin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu————.İflas Müdürlüğü’nün —- İflas dosyası ile ilgili 2.Alacaklılar toplantısına kadar kayıt kabul ve sıra cetveline ilişkin işlemlerle ilgili tarafa bilgi verilmediğini ve taraflarına sıra cetveli tebliğ edilmediğini, alacaklılar toplantısı vesilesiyle 7.11.2018 tarihinde dosyayı inceledikleri bazı işçi alacaklarının esas ve usul açısından hukuka aykırı bir şekilde sıra cetvelinde 1.sıraya kayıt edildiklerini tespit ettiklerini sıra cetvelinde 1.sıraya kaydedilen …’ın işçi alacakları mahkeme kararı ve icra takibine dayanmadığı gibi resmi bir kayda da dayanmadığını, ——- alınmış resmi kayıtlara da dayanmadığını, ———– kayıtlarında asgari ücretli olarak gözüken kayıtlar esas alınmadığını, davalı …’ın ücret alacaklarının ne olduğu, ödenip ödenmediği hususunda araştırma yapılmadan delil niteliği olan kayıt istenmeden, sadece beyana dayalı olarak kabul edilmesi hukuka aykırı olduğunu, Kıdem tazminatı ve ücret ile ilgili iddiaları kanıtlayan hiçbir belge ve delil araştırılmadan bu alacaklarla ilgili istemin neden kaydedildiği anlaşılamadığını, Bu işlemlerin muvazaalı olma ihtimali üzerinde durulmadığını, davalı tarafın müflis şirkette işçi olarak çalıştığını iddia ettiğini, fakat bu iddiasına ilişkin işverenden herhangi bir belge almadığını, ayrıca, alacaklarının ödenmediği iddiası hiçbir kanıta dayanmadığını, belgelenmeyen bir alacağın iflas masasına kaydedilmesi ve bu alacakla ilgili iflas idaresinin ve iflas müdürlüğünün masaya alacak olarak yazdırılması, kabul işlemi hukuka aykırı olduğunu, bu alacağın iflas masasından kaydının silinmesi ve sıra cetvelinden çıkarılması gerektiğini, ayrıca sıra cetvelinin bu işlemden sonra yeniden düzenlenmesine karar verilmesi gerektiğini, taraflarına gönderilen yazılarda müvekkillerimin alacaklarının 1.sıraya kaydedildiği belirtildiğini, 7.11.2018 tarihinde yapılan İkinci Alacaklılar Toplantısında iflas dosyasındaki paranın ödenmesine karar verildiğini bu kararın uygulanması halinde davalıya yapılacak ödemenin geri alınması mümkün olmayacağın, davalıya ödeme yapılmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin kabul edilerek hukuka aykırı bir şekilde iflas masasına alacağı yazılan davalının, alacağına ilişkin iflas idaresi işleminin hukuka aykırı olduğunun tespitine, işlemin iptaline alacak kaydının iflas masasından silinmesine, sırca cetvelinin de bu değişikliğe göre yeniden düzenlenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen sıra cetvelinin 1. Alacaklılar toplatısında okunup ilan edildiği ve itirazsız kabul edilip kesinleştiğini, davacıların kesinleşmiş bulunan sıra cetveline itirazlarının yasıl hiçbir dayanağı bulunmadığını, sıra cetveline kaydedilen alacağın müflis şirketten iflas kararından geriye doğru bir yıl içinde tahakkuk etmiş işçilik alacağı olup,ekte sunulan belgeler ve celp edilecek —- kayıtlarından kaydedilen alacağın tutarının, sırası ve derecesinde herhangi bir hatanın bulunmadığının anlaşılacağının, davacının davasının hem usul ve hem de esastan yasal dayanağı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalı işçinin sıra cetveline kabul edilen işçi alacaklarının hukuka aykırı olması nedenine dayalı açılan kayıt terkin davasıdır.
Bilindiği üzere sıra cetveline itiraz davaları İcra İflas Kanunu’nun 235. Maddesinde düzenlenmiş olup: “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir.” hükmünü haizdir. Yine aynı Kanun’un 223. Maddesi: ” İflâs masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklılar, tebligata elverişli adres göstermek ve Adalet Bakanlığınca çıkarılacak tarifede gösterilecek yazı ve tebliğ masrafları için avans vermek suretiyle iflâs idaresince alınacak kararların kendilerine tebliğini isteyebilirler. Bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında iflâs idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları kendilerine tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar.” şeklindedir.Tüm bu düzenlemeler karşısında, kayıt kabul ve kayıt terkin davalarında sıra cetvelinin ilan tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açılması dava şartı olup, ayrıca yazı ve tebliğ masrafı verenler için bu süre tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamaktadır.
Mahkememiz dosyasında İstanbul Anadolu —-.İcra Dairesi’nin 2014/1 İflas sayılı dosyasında davacılara sıra cetvelinin tebliğ edilip edilmediği, sıra cetveli ilan tarihine yönelik müzekkere yazılmış, gelen yazı cevabından ; davacı …’nın alacak kayıt talebinde bulunduğu, alacağının tamamının kabul edildiği, sıra cetvelinin tebliği için ayrıca masraf vermediği, sıra cetveli ve masa kararının 10.11.2014 tarihinde tebliğ olduğu, davacı …’in sıra cetvelinin tebliği için ayrıca masraf vermediği, alacak talebinin tamamının kabul edildiği, sıra cetveli ve masa kararının 10.11.2014 tarihinde tebliğ olduğu, sıra cetvelinin 01.11.2014 tarihinde —- – Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği anlaşılmıştır. Eldeki dava ise 14.11.2018 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmıştır. Davacı vekili kendisine sıra cetvelinin tebliğ edilmediğini, ancak ikinci alacaklılar toplantısında bazı işçi alacaklarının usul ve esasa aykırı olarak kaydedildiğini öğrendiğini beyan etmiş ise de; davacılarca iflas idaresine ayrıca masraf verilmediğinden sürenin başlangıcının tebliğ değil ilan tarihi olduğu anlaşılmış ve süre başlangıcına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve gelen yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde; Davacıların iflas idaresine sıra cetvelinin tebliği için ayrıca bir masraf vermediği, bu nedenle davacıların kayıt terkin davası açılması için hak düşürücü sürenin başlangıcının sıra cetvelinin ilan tarihinden itibaren başlayacağı anlaşılmış, iflas idaresinden gelen yazı cevabından ilan tarihinin 01/11/2014 tarihi olduğu davanın ise 14/11/2018 tarihinde hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı görülmüş, açıklanan nedenlerle davanın İİK 223, 235 ve HMK’nın 114/2, 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur:
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşıldığından, HMK 114/2 ve 115/2 md. uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Alınması gerekli 44,40-TL harçtan peşin olarak yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,50-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmediğinden ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere —– yokluğunda ve taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı