Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1426 E. 2021/1288 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1426 Esas
KARAR NO : 2021/1288 Karar

DAVA : İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 22/11/2017
KARAR TARİHİ : 23/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının bir araç alım satım nedeni ile kendisine —- keşide tarihli ve 11.000 TL tutarlı çekin — düşürdüğü, çekin zayi nedeniyle–sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, bu davada çeke ödeme yasağı konulmasının ve iptalinin talep olunduğunu,—ara kararı ile taraflarına istirdat davası açmaları hususunda 2 haftalık kesin mehil verildiğini, taraflarınca —-çekin ön ve arka yüzüne— ciranta olarak gözüken şahısların işbu çeki hangi hukuki ilişki çerçevesinde teslim aldıklarını ispata davet ettiklerini, —çekin davalıdan istirdatına ve taraflarına teslimine, dava konusu çek üzerine ihtiyati tedbiren tedavül ve tahsil yasağı konulmasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının — kayıtlı ——— olduğundan davanın davanın ikametgahı olan — Mahkemelerinin yetki alanına girdiğini, bu nedenle öncelikle davanın yetkili mahkemeye tevdii erdilmesini, davalının cirantalardan–yapmış olduğu bir –anlaşıldığını, alacağına karşılık olarakta söz konusu çekin kendisine verildiğini, çekin ödeme yasağından dolayı zarara uğrayan davalıya çeki kendisine veren— tarafından alacağı olan bedelin nakit olarak ödendiğini, davalının elindeki davaya konu çeki iade ettiğini, bu nedenle çekin davalıda bulunmadığını, davaya konu çekin hiçbir zaman kaybolmadığını, davacı tarafından iş karşılığı ödeme olarak —- söz konusu çeki davalıya ödeme olarak verdiğini, daha sonra çek üzerine tedbir konularak ödemesi durdurulduğunda davalının mağdur olduğunu, —ettiğini ve yapılan işin karşılığı olan ödemesini nakit olarak —–arasında iş ilişkisi söz konusu olduğunu, davalının ise yapılacak tadilatın — kısmını üstlendiğini ve — aracılığıyla davacı ile anlaştığını, ticari ilişki doğrultusunda çekin el değiştirdiğini, kesinlikle rıza dışında işlem gerçekleşmediğini, bu nedenlerle fazlaya ve esasa dair hukuki ve cezai tüm yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davanın yetkili mahkemesine tevdi edilmesine, çek üzerindeki tedbirin kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle, davacı tarafın kaybettiğini ve davalının elinde bulunduğunu —- istirdadına ilişkin bulunmaktadır.
Davacı vekilinin talebi üzerine 03/01/2018 tarihli tensip ara kararı ile davaya konu çekin %15 teminat karşılığında TTK.757/1 maddesi uyarınca dava sonuna kadar ödemeden men edilmesine karar verilmiştir.
—– Karar sayılı kararı ile mahkemece yetkisizlik kararı verilmiş, mahkemece verilen kararın kesinleşmesi ve davacı vekilinin talebi üzerine dosya mahkememize gönderilmiş, yukarıdaki esasa kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili çekin rızası dışında elinden çıktığı iddia ederek istirdadını talep etmektedir.
Çek, Türk Ticaret Kanununun 780 ila 823 maddeleri ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. Türk Ticaret Kanununun 818. maddesinin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir. Çek bir kıymetli evraktır. Her kıymetli evrak gibi çek te bir hak içerir ve bu hak çeklerde bir alacak hakkıdır. Çeke bağlanmış olan alacak hakkının istenebilmesi için çekin ibrazı şarttır. Başka bir kişiye devri de ancak çekin devri yoluyla sağlanabilir. Çek, Kambiyo senetlerinden olup tek başına bir alt ilişkiye bağlı olmaksızın hak ve borç doğuran belgelerdendir. Kanunen bir ödeme aracı olduğundan neden ve niçin ödenmeyeceğini iddia eden tarafın bu iddiasını somut delillerle ispat etmesi gerekmektedir.
TTK’nın 790. maddesi uyarınca; Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kimse son —-olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Aynı Kanunun 792. maddesi uyarınca; Çek, her hangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı, ister ciro suretiyle devredilebilen bir çek sözkonusu olsun, hamil hakkını 790 nci maddeye göre ispat ettiği takdirde, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü bulunmaktadır.
Somut olayda davacı dava konusu çek üzerinde cironta gözükmemektedir. Buna ilişkin olarak — karşılığında söz konusu çekin kendisine verildiğini, beyan etmiş, çek lehtarı ——tarihli “—- suretini dosyaya sunmuştur. Dava konusu çek üzerindeki cirantalar arasında davacının adı geçmemekte olup çek, çek —edilmiş, akabinde ise sırasıyla —- ve davalı —————- bulunmaktadır.
TTK’nın 818. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi atfıyla uygulanması gereken aynı Kanunun 684. maddesinin 1.fıkrası uyarınca, ciro ve zilyetliğin geçirilmesi ile çekten doğan bütün haklar ciro edilen kişiye geçer. Aynı Kanunun 788. maddesi uyarınca da emre yazılı veya belirli bir kimse lehine düzenlenen çek, ciro ve teslim yolu ile devredilebilir.
Somut olayda davacı lehtardan aldığını iddia ettiği çeki —evredebileceği gibi son ciro somut olayda olduğu gibi — kendisi — etmeksizin bir başka kişiye ödeme yerine geçmek üzere elden de verebilir.
Davacı asil —sürecini çok ağır atlattım çeşitli rahatsızlıklarım oluştu bu nedenle duruşmaya gelemedim. Ben dava konusu çeki işim gereği araba sattığım—- ciro yoluyla aldım.—– benim iş yerime gelerek yapılacak tadilatlar hususunda teklif verdi. Sözlü olarak tadilat yapılması konusunda anlaştık. Dava konusu çek benim iş yerimdeydi. Nasıl olduğunu bilmiyorum. Düşmüş. Düştüğü zaman — bu çeki almış, çeki aldığından benim haberim yok, çekte cirom da mevcut değildir. — herhangi bir borcum da yoktur.— hiçbir şey yapmadan beni dolandırdı. Ben dava konusu çeki rızaen vermedim.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava konusu çekin istirdadını talep eden davacı tarafın, çekin elinden rızası dışında çıktığını, iyiniyetli üçüncü kişi konumunda bulunan davalının kötüniyetli olarak çeki iktisap ettiğini veya çeki iktisapta ağır kusurlu olduğunu usulünce ispat etmesi gerekmektedir. Davacı tarafça, çekin rıza dışından elden çıktığı, dava dışı —– kendisini dolandırdığı iddia edilmesine karşılık bu konuda herhangi bir suç duyurusunda bulunulmadığı son celsede beyan edilmiştir. Bu hususta, ticari defterlerin kaydında ticari ilişkinin görülmemesi de ispat açısında yeterli bulunmamaktadır. Belirtilen sebeplerle davacı taraf davasını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
Alınması gerekli 59,30-TL harçtan davacı tarafça peşin olarak yatırılan 219,40-TL(tamamlama harcı dahil) harcın mahsubu ile bakiye 160,10-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden — Tarifesi 13. madde gereğince hesaplanan — vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.