Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1410 E. 2019/455 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1410 Esas
KARAR NO : 2019/455

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/11/2018
KARAR TARİHİ : 30/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/04/2018 tarihinde meydana gelen yaramalı ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle müvekkilinin yaralanarak bedensel güç kaybına uğradığını, kaza tespit tutanağına göre kazada davalı sigorta nezdinde sigortalı olan ——- plakalı araç sürücüsü — kusurlu bulunduğunu, trafik kazası nedeniyle müvekkilinin bedensel güç kaybına uğrayarak kalıcı malul kaldığı tespit edildiğini, kazada kusurlu olan—– kullandığı —- plakalı araç ZMSS ile davalı tarafça sigortalı olduğunu, müvekkilinin uğramış olduğu sürekli işgöremezlik zararının hesaplanarak kendilerine ödeme yapılması için iş bu davayı açtıklarını, meyana gelen trafik kazası sonucu bedensel güç kaybına uğrayan müvekkili ——— zarar süresi ve beden gücü kaybı dikkate alınarak yapılacak bilirkişi incelemesine göre hesaplanacak tazminat üzerinden talep değerini arttırmak üzere, sürekli işgöremezlik tazminatına ve temerrüt tarihinden işleyecek avans faizine karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden alınarak taraflarına ödenmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili aleyhinde başvuru şartlarının yasada belirlendiğinden şartların gerçekleşmediğini, sigorta şirketine başvuruda gerekli belgelerin neler olduğu tek tek belirtilmiş ve başvurunun geçerli ve hukuka uygun olması bu evrakların varlığına bağlı olduğunu, davacı tarafın evraklarının eksik olduğu, evraklarının tamamlanması beklenirken dava açıldığını, davaya konu aracın müvekkilince sigortalı olduğunu, sorumluluğunun kaza tarihinde 360.000 TL olduğu ve araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, sigortacının yükümlü olduğu zararların aracın neden olduğu kazada üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazanın meydana gelmesi ve bu kazada araç işletenin sorumlu bulunması gerektiğini, sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak rapor alınması gerektiğini, tazminatların Aktüerler Siciline kayıtlı aktüerya bilirkişisinin hesaplanması gerektiğini, davacının geliri somut belgelerle ispatlanmak zorunluluğunun olduğunu, dava konusu kaza, haksız fiilden kaynaklanmış olup, ticari iş olarak nitelendirilemeyeceğini, bu nedenle uygulanması gereken faiz yasal faiz olduğunu, müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini masraf ve ücreti vekaletin davacıya tahmilini savunuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davalı sigorta vekili tarafından 29/04/2019 tarihli dilekçesi ile davacı——————- maluliyetine ilişkin olarak davacı vekili —- adına asıl alacak ve ferileriyle 28/01/2019 tarihinde ödeme yapıldığını, bu ödemeyi almakla davacı tarafın davaya konu kazaya müteallik her türlü hak, dava ve alacaktan şirketimizin zimmetini tamamen, kesin olarak ibra ettiğini, müvekkilinin başkaca sorumluluğu kalmadığında davanın reddine, masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunduğu bila tarihli dilekçe ve ekindeki ibranameyle ve 30/04/2019 tarihli duruşmada imzalı beyanıyla; davacı ile sulh olduklarını, davanın konusuz kaldığını, karar verilmesini talep ettiklerini, kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir ilk celse de benzer şekilde beyanı alınmıştır.
Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.
Taraf vekillerin beyanları ile tarafların sulh oldukları, vekaletnamelerinde de sulh yetkisinin bulunduğu ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığında karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Alınması gerekli 14,80 TL harçtan peşin alınan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,10-TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde gider avansını yatıran tarafa iadesine,
5-Tarafların Avukatlık ücreti ve yargılama gideri talepleri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı