Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1342 E. 2021/349 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1342 Esas
KARAR NO : 2021/349
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili banka ile davalı —— firması arasında ticari kredi sözleşmeleri imzalandığını, şirket yetkilisi —- müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak bu sözleşmeleri imzaladığını, söz konusu sözleşmeler uyarınca——– ticari krediler kullandırıldığını, borçluların sözleşme hükümlerine uymayarak tümü muaccel hale gelen borçlarını müvekkili banka tarafından gönderilen uyarı mektupları ve ihtarnamelere rağmen ödemediğini ve ihlal ettiklerini, borçlulara ——- ihtarnamenin keşide edildiğini ve borçlarını ödemeleri gerektiğinin bildirilmiş olmasına rağmen borçlarının tamamını bugüne dek ödemediklerini, alacağın tahsili amacıyla borçlular hakkında ——– Sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlu kefillerin tüm borca ve ferilerine itiraz ederek takibi durduklarını, itiraz üzerine durdurulan takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun tebliğ edildiği ancak cevap vermedikleri anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davalıların kredi borçlusu ve kefili olduğu sözleşmeden kaynaklı bakiye banka alacağının tahsili amacıyla davacı tarafça başlatılan———- sayılı icra takibine davalıların yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olup, incelenen icra dosyasında davalıların süresi içerisinde borca, faiz ve ferilere itiraz ettiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlığın çözümüne ilişkin bankacı bilirkişiden rapor alınmıştır. Bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle: “Kullandırılan kredi için kalan anapara tutarının —– olduğu, davalılara hesap kat ihtarının—–tarihinde tebliğ edildiği, verilen ——- itibari ile temerrüde düştüğü kanaatine varıldığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler, bankacılık kanunu faize ilişkin düzenlemeler ve bu doğrultuda akdi-temerrüt faizinin irdelenmesi neticesinde; bankanın hesabı kat ettiği dönemde en yüksek ticari kredi faiz oranının —– olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre iki katı tutarında — oranında gecikme faizi talep edebileceğinin hesaplandığı, kat tarihi itibariyle —– alacak belirlendiği, kat tarihinden takip tarihine kadar işleyen akdi faiz toplamının —-, işleyen gecikme/temerrüt faiz toplamının —– kısmi ödeme TBK 100 md. Göre toplam borçtan düşülerek ödeme sonrasında —-tarihi itibariyle toplam banka alacağının — anapara, asıl alacak olarak hesaplandığını, davacı bankanın —– tarihinden itibaren borç tamamen ödeninceye kadar takipte yıllık —— faizin gider vergisini davalılardan talep edebileceği görüş ve kanaatine varılmıştır” içeriğiyledir. Alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı taraf rapora itiraz ederek ——– yaptığı ödemenin tahsil edilmesi yükümlülüğünün davacı bankaya ait olması sebebiyle düşülmemesi gerektiğini, asıl alacak tutarının kredi mer’i iken son taksit ödemesinin —- tarihinde yapılması sebebiyle kalan kredi ana para tutarı olan ———olarak dikkate alınması gerektiğini beyan etmiştir. Davacı taraf her ne kadar bilirkişi tarafından hesaplanan anapara tutarına itiraz etmiş ise de; Mahkememizce de incelenen hesap ekstresine göre —– tarihinde kat tarihinden önce krediye kısmi tahsilat yapıldığı ve kalan ana paranın raporda tespit edildiği gibi —— olduğu sabittir. Bu nedenle davacının anapara alacağının hesabına ilişkin itirazları yerinde görülmemiştir.
Bilirkişi, —- yapılan ödeme nedeniyle TBK 100. madde uyarınca yapılan hesaplama neticesinde bakiye — ana para borcunun kaldığı tespit edilmiştir. —–takip tarihinden önce yapmış olduğu kısmi ödemenin davacı alacağından mahsup edilip edilmeyeceği noktasında toplanmıştır. Davacının itirazlarına benzer olarak görülmekte olan bir davada ————: “Kural olarak dava tarihinden önce, icra takibinden sonra ödenen miktar yönünden davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar ise dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekir. Davacı vekili aşamalarda —– tarafından yapılan ödeme ile davalı kefilin kefalet borcunun sona ermediğini, davacının —- tarafından ödenen miktar yönünden de itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunduğunu, bankanın anılan fon yerine geçerek icra takibine devam edeceğini, davalı kefilden tahsilat yapılması durumunda davacı banka tarafından ——– ödeme yapılacağını ileri sürerek bu kapsamda dosyaya sözleşme, protokol suretlerini ibraz etmiştir. Anılan iddia üzerine benzer mahiyette bulunan dava dosyalarına ibraz edilen—-da dosyaya eklenmiştir.—- davacı banka arasında akdedilen kefalet çerçeve sözleşmeleri, kefalet protokolü ve———- incelendiğinde, sözleşme ve protokolde—- müteselsil kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü ile birlikte kredi verene kefalet sorumluluğunu ifada bulunduğu ölçüde kredi verenin haklarına halef olacağı düzenlenmiştir. Yapılan ödeme kapsamında bankanın ödenen miktar yönünden de icra takibine devam edeceğine ilişkin bir düzenleme ise sözleşme ve protokolde yer almamaktadır. —-kurumlarına sağlanan hazine desteğine ilişkin yürürlükte bulunan —– kararı incelendiğinde ise, 6. maddede temerrüt, tazmin ve diğer hususlar düzenlenmiştir. Anılan maddenin 4. fıkrasında temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesinde ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, kredi verenlerin nakde çevrilen teminatlar ve takip neticesinde elde ettiği tahsilatın tazmin edilen kefalet oranında kuruma aktarılacağı, 7. fıkrasında kredi verenlerin kurumun onayını almak suretiyle bu karar kapsamında sağlanan kredilerden doğan alacaklarla ilgili olarak takibe konu teminatların rayiç değerlerinden veya icra yoluyla satışından, alacakların kısmen veya tamamen tahsil edilemeyeceğinin ve zararın giderek daha fazla artacağının anlaşılması halinde ya da tahsil kabiliyetini artırabilmek amacıyla kurum tarafından tazmin edilen tutardan iskonto yapılmaması kaydıyla faiz/kar payı/kira tutarından iskonto yapmak veya tamamen vazgeçmek, yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde tahsil kabiliyetini artırmaya yönelik her türlü uygulamayı yapmaya yetkili olduğu düzenlenmiştir. Anılan hükümler karşısında Kredi —- tarafından yapılan kefalet ödemesi bulunması halinde banka icra takibine devam ederek tahsil ettiği bedelden tazmin edilen kefalet miktarını —- aktaracaktır. Hal böyle olunca icra takibinden sonra, dava tarihinden önce —– ödenen miktar yönünden davacının işbu itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararı bulunduğu kabul edilmiş, bilirkişi ek raporundaki yapılan ödemenin TBK’nun 100. maddesi uyarınca mahsup edilmesi suretiyle yapılan hesaplamaya itibar edilmemiştir. ” gerekçesi ile hukuki yararın varlığını kabul etmiştir. ——- Sağlanmasına İlişkin Karar’ın 6/1. maddesindeki, “Temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütülür.” şeklinde düzenlemesi çerçevesinde, —— ışığında ödemenin TBK 100. Madde gereği hesaplama yapılıp borçtan düşülerek hüküm kurulmaması gerektiği, bu ödemenin de bankaca davalılardan tahsil edilerek ——— aktarılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Hal böyle olunca bilirkişice yapılan hesaplama doğrultusunda takip tarihi itibariyle mevcut bulunan alacaklar yönünden hüküm kurmak gerekmiştir.
Bilirkişi raporunda tespit edilen; —– yönünden davalılarca rapora itiraz edilmediği de göz önüne alınarak takibin devamına karar verilmiş, davacı tarafça yargılama sırasında noter masraf belgesi de sunulduğundan takipte talep edilen —- masraf uygun bulunmuştur. Öte yandan bilindiği gibi itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı davalardır. Davacı taraf takip talebinde—- asıl alacak, işlemiş temerrüt faizi,—- masraf talep etmiştir. Takibe dayanak hesap kat ihtarında ise ana para ile akdi faiz toplamı ——–. Takip talebindeki anapara miktarı ile hesap kat ihtarındaki anapara faiz toplamı tutarları dikkate alındığında; takip talebindeki asıl alacağa akdi faizin kapitalize edilip edilmediği dosya kapsamından açıkça anlaşılamamaktadır. Bu nedenle takip talebindeki alacak kalemlerine bağlı kalınarak, kat öncesi akdi faiz talep edilmediği kanaati ile bilirkişi raporunda tespit edilen kat öncesi akdi faize hükmetmemek gerekmiş, neticeten davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
1——–sayılı icra takibine davalı taraflarca yapılan itirazın KISMEN iptali ile takibin —-asıl alacak, —- işlemiş temerrüt faizi,— kat sonrası—– noter masrafı olmak üzere toplam —— üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar işleyecek yıllık %58,00 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin redine,
2-Kabul edilen 223.224,48-TL asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 15.537,91-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.927,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.610,01-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 2.927,90-TL peşin harç, 35,90-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 2.963,80-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 1.091,40-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%93,83 Kabul %6,17 Ret) 1.024,06-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 24.372,32-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.02/03/2021