Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1317 E. 2020/857 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1317 Esas
KARAR NO : 2020/857
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/04/2017
KARAR TARİHİ : 03/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı ——– vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı ———–arasında —— imzalandığı, davalı borçlu ————————– sıfatıyla imzaladığı, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı çek yükümlülük bedelleri süresinde ödenmediği, iş bu nedenle davacı banka tarafından söz konusu borcun ödenmesi ile ilgili borçlunun sözleşmede beyan edilen adresine gönderilmek üzere Kartal ——-. Noterliği —- tarihli ve —————yevmiye nolu ihtarname keşide edildiği, ilgili borcun ödenmemesi halinde alacağın tahsili için asal yollara başvurulacağı hususu ihtar edildiği, anılan ihtarnameye rağmen söz konusu borç ödenmediği ve bunun üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğü — esas, İstanbul Anadolu —. İcra müdürlüğü ————- esas ve İstanbul Anadolu —-. İcra müdürlüğü —- esas sayılı dosyalar ile dava dışı — ———————-aleyhine icra takibi başlatıldığı, Davalı borçlu —— itirazları haksız ve dayanaksız olmakla birlikte süre kazanmaya yönelik ve kötü niyetli olduğu, iş bu nedenle davacı bankaya davalı borçlunun yapmış olduğu haksız itirazlarının iptali ile takiplerin devamını talep ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı bankanın iddiası doğru olmadığı, davalı ——- — ————– imzası olmadığı ve imzalamadığı ———— incelendiğinde sadece borçlunun imzası bulunduğu, davalı şahısın imzası kefalet sözleşmesi olarak düzenlenen ayrı bir sözleşmede bulunduğu bu sözleşmede her ne kadar ——– atıf yapılmış ise de esas sözleşme imzalanmadığı, bu sözleşmeden kaynaklanan borçtan sorumlu olmadığı, borçlu şahısın hesabı cari hesap şeklinde açıldığı ve davalıdan habersiz daha sonra kredi anlaşmaları yapıldığı, bunlardan davalının sorumlu olması beklenmediği, hangi krediye ne şekilde kefil olunduğu açık bir şekilde belirtilmesi gerektiği, ayrıca davalı şahısın bu kredi için bankanın borçlu şahısa bu kredi için bankanın davalıdan aldığı ancak davalıya keşide ettirdikleri bonoyu da ödediği, bu sözleşmenin geçerli bir sözleşme olmadığı, müteselsil kefilliğin geçerliği için kefalet miktarının ve müteselsil kefil olduğunu belirten ibarenin kefilin kendi el yazısı ile yazımı şartı olduğu, görüldüğü üzere davacı bankanın davası haksız ve kötü niyetle açılan bir dava olduğu reddini gerektirdiği, davalı hakkında bir çok takip başlattığı ve bunlara bunlara davalının itirazlarının olmasına rağmen sadece 3 dosyaya dava konusu yapıldığı, davacı banka bunlarla bir deneme yoluna gittiği, başarılı olması durumunda diğer davalarla ilgili dava açmayı düşündüğü, davanın reddi ile kötü niyetle yapılmış olan takip nedeniyle alacağın %20 oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine ve yargılama giderlerininde davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Taraflar arasında imzalandığı iddia edilen Genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi borcuna geçerli kefaletin bulunup bulunmadığı, davalının sözleşmede ve kredi borcundan sorumlu bulunup bulunmadığı, bu kapsamda İstanbul —-. İcra müdürlüğünün —–, İstanbul— İcra müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyalarına yapılan itirazın iptali ve %20 oranında icra inkar tazminatına yönelik olduğuna ilişkin olduğu tespit edildi.
Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– Esas sayılı dosyası ile mahkememiz dosyasının konusunun aynı olduğu, davalar arasında fiili ve hukuki bağlantı bulunduğu anlaşıldığından, HMK. m.30’da düzenlenen usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak, davaların birlikte yürütülmesinin uygun olacağı sonucuna varılmış, birleştirme kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalar arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunması nedeniyle mahkememizin iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas Sayılı dava dosyası ile HMK. m. 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın İstanbul Anadolu ——. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——. Sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı KESİN olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.