Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1316 E. 2019/1442 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1316 Esas
KARAR NO : 2019/1442
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/05/2016
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, ———paylaşımı ile müvekkili ——- ilgili olarak müvekilinin kişilik haklarına ağır bir biçimde saldıran ve müvekkiline çok ciddi ve haksız somut olgu isnadında bulunan iletileri paylaştığını ve bu iletileri dilekçesi ekinde sunduğunu, müvekkil şirket hakkında incitici beyanlarla müvekkilini mali olarak zarara uğratıp müvekkilinin rakiplerini rekabette öne çıkarma amacıyla hareket ederek ———- vücut veren davalıdan manevi tazminat talep etme zorunluluklarının doğduğunu, iş bu davanın müvekkiline karşı işlenmiş olduğu haksız fiilden doğduğunu bu nedenlerle davanın kabulü ile davalının haksız rekabete sebebiyet veren açıklamaları nedeniyle ————– manevi tazminatın dava tirihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkil şirkete ödenmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle,——– hesabının kendisine ait olduğunu, ancak bahsi geçen ——- kullandığı şirket telefonundan bir başkası tarafından haberinin olmaksızın yazıldığını, kullandığı telefonun şirket telefonu olduğunu, tüm çalışanlar tarafından bir süre periyodu olmaksızın kullanıldığını, telefonda kendi ——hesabının açık kaldığını, söz konusu eylemin tarafından gerçekleştirilmediğini, karşı tarafın dava dilekçesinde sunmuş olduğu iddiaların kabul edilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu tweetten haberinin olmadığını, davanın açılmasıyla haberdar olduğunu, firmaya zarar vermemek adına ilgili —– öğrenildikten sonra silindiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, hukuki niteliği itibariyle haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davasıdır.
Dosya, —– Asliye Hukuk Mahkemesi’nin —- E.——- K. Sayılı dosyasından verilen —– tarihli görevsizlik kararıyla mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı şirket, davalının —–adlı ———- paylaşımının kişilik haklarını ihlal ettiğini ticari itibarını zedelediğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuş, davalı taraf dava konusu paylaşımın yapıldığı hesabın kendisine ait olduğunu ancak şirket telefonu kullandığı süreçte hesabına giriş yaptığını, çıkış yapmayı unutmuş olması nedeniyle hesabının açık kaldığını, paylaşımı kimin yaptığını bilmediğini beyan etmiştir.
Benzer konuda —— tarih ve ———Karar sayılı ilamında; “Tüzel kişilerin manevi tazminat talep edip edemeyeceği tartışmalı olmakla birlikte hukuk düzeninin tüzel kişileri hukuk sujesi olarak tanıdığına ve onlara ad, şeref ve itibar gibi kişisel varlıklar bahşedilmiş olduğuna göre, kişisel varlıklara yapılan saldırı nedeniyle elem ve ızdırap duymayacaklarından söz edilerek tüzel kişilerin manevî tazminat adı ile bir paranın ödetilmesi davası açamayacaklarını kabul etmek yasa koyucunun amacına aykırı düşecektir. Gerek Medenî Kanun ve gerekse Borçlar Kanunu yalnız gerçek kişilerin değil, aynı zamanda tüzel kişilerin de kişisel haklarını korumaktadır. Günümüzde doktrin ve Yargıtay tarafından yaygın olarak benimsenen görüş, gerçek kişilere özgü olanlar dışında kalan kişilik haklarında tüzel kişilerin de manevi zarara uğrayabileceğini ve bu nedenle manevi tazminat talebinde bulunabileceğini kabul etmektedir” gerekçesiyle, tüzel kişilerin manevi tazminat talep edebileceği kabul edilmiştir.
——— kararlarında, olgu isnadı ile değer yargısı arasındaki farklara dikkat çekmiştir. Olguların varlığı kanıtlanabilirken, değer yargılarının doğruluğu ispata açık değildir. Bir değer yargısının doğruluğunun kanıtlanması şartını yerine getirmek mümkün olmayıp, bu durum 10. madde tarafından güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının temel bir parçasını oluşturan düşünce özgürlüğünü bizzat ihlal etmektedir. Ancak mahkeme, bir beyanın değer yargısı teşkil ettiği hallerde dahi, bir müdahalenin orantılılığının, söz konusu beyana dair yeterli bir olgusal dayanak bulunup bulunmadığına bağlı olabileceğini, zira destekleyeci nitelikte olgusal bir dayanağı bulunmayan bir değer yargısının dahi aşırı olabileceği haller bulunduğunu da hatırlatmaktadır. ———–
Manevi tazminat ile ilgili istikrar kazanmış Yargıtay İçtihatları ve doktrindeki görüşler dikkate alındığında, hükmedilecek manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın tam karşılığı olmayıp mağdurda kısmen teskin duygusu yaratmaya yönelik olmalıdır. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı değildir. Manevi tazminatın miktarının takdirinde olayın ağırlığının göz önüne alınmasının yanı sıra tarafların sosyal ekonomik durumlarının değerlendirilmesi ve olayın meydana geldiği tarihteki şartların göz önünde bulundurulması gerekir. Diğer yandan manevi tazminat sorumlu olana verilen bir ceza da değildir, bu nedenle sorumluyu zaruret haline sokacak bir miktara da hükmedilmemelidir.
Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları ve toplanan deliller bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından dava konusu edilen, ——————- paylaşımının davalıya ait hesaptan yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamakta, davalı, paylaşımın kendi hesabından yapıldığını ancak kendisinin yapmadığını iddia etmekte ve uyuşmazlık bu paylaşım nedeniyle davacının davalıdan manevi tazminat talep etme şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Bir kişiye ait ———hesabından yapılan paylaşımın hesap sahibi tarafından yapıldığı kabul edilmekte olup, aksini iddia eden ispat yükü altındadır. Her ne kadar davalı tarafından kendi hesabından yapılan paylaşımın kendisi tarafından yapılmadığı iddia edilmişse de, dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamı ile bu iddia davalı tarafından ispat edilememiştir. Yapılan paylaşımın içeriğine bakıldığında, ———– gibi eleştiri sınırlarını aşan ifadeler kullanıldığı ve bu ifadelerin davacının adı kullanılmak suretiyle davacıya hitaben yazılmış olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu uyuşmazlıkta, kamuoyuna yansıyan adli olayın gerçekleştiği ——–kapsamında bazı öğrencilere destek bursu sağladığını belirten davacı şirketin olayla doğrudan ilişkilendirilemeyeceği, toplumda infial yaratan olayla bağlantılı olarak davacı hakkında kullanılan ifadelerin ağır ve rencide edici olduğu, eleştiri sınırlarının aşıldığı, davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini sosyal medya ortamında yanlış, yanıltıcı veya incitici açıklamalarla kötüleme niteliğinde olup haksız rekabet teşkil ettiği, manevi tazminat koşullarının oluştuğu sonucuna varılmış, fiilin gerçekleşme zamanı, tarafların sosyal ekonomik durumları, olayın ağırlığı, paranın satın alma gücü hep birlikte değerlendirildiğinde, davanın kısmen kabulüne, takdiren ———–TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, ——–TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alınması gerekli 68,31-TL harcın peşin alınan 170,78-TL harçtan mahsubu ile artan 102,47-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan 68,31-TL peşin harç, 29,20-TL başvuru harcı, olmak üzere toplam 97,51-TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından harç dışında harcanan 172,10-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan (% 10,00 Kabul, % 90,00 Red) 17,21-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanan 1.000,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Tarafların artan gider avansı bulunması ve talep etmeleri halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair,davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/12/2019