Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1277 E. 2019/41 K. 18.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1277 Esas
KARAR NO : 2019/41
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
KARAR TARİHİ : 17/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin yaklaşık 13 yıldan beri ——— sektöründe yapım, teknik destek, idari iş ve benzeri hizmetler verdiğini, ülkenin yaşadığı ekonomik kriz ve borçlarını ödemede gösterdiği hassasiyete rağmen artık borçlarını ödeyemez bir hale düştüğünü, bu ekonomik sıkıntılar nedeniyle aylardır kirasını dahi ödeyemez duruma geldiğini, müvekkili şirketin kurtuluşunun konkordato mühletinin verilmesi ile gerçekleşeceğini, konkordato talebi ile amaçlanan belli bir süre haciz ve muhafaza baskısı yaşamadan faaliyet göstermesinin sağlanması olduğunu, projeye uygun olarak işletme sermayesi ihtiyacını çözdüğü taktirde borçlarını ödeyecek ve kar elde edecek duruma geleceğini, ancak alacaklılarının alacağına kavuşması hemde şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato talebinin kabulüne bağlı olduğunu, davacı şirketin malvarlığının borçlarını karşılar durumda olmadığı tespit edildikten sonra konkordato talebinin kabul görmemesi halinde olası bir iflas durumunda muhtemel satış değeri ile varlıklarının paraya çevrilerek borçlarının ödenmesi halinde alacaklıların alacağına kavuşma oranının kaydi değer üzerinden yaklaşık %20 değerinde olduğunu, bu itibarla dosyaya sunulan muhasebe kayıtları, ekonomik veriler ve diğer her türlü ticari defter kayıtlarına göre müvekkilinin borçlarını %30 iskonto yapmak sureti ile 31 Mayıs 2018 tarihinden başlamak üzere %50 sini 12 ay içerisinde kalan borçlarını 31 Mayıs 2020 tarihine kadar ödemeye hazır olduğunu, bu plan dahilinde müvekkilinin yaklaşık 2 yıl içerisinde tüm borçlarını ödeyebileceğini belirterek müvekkilinin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığını koruyabilmesi için ihtiyati tedbir yoluyla haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza ve tahliye işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulması, davacı şirket hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışların durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulması, davacı şirketlerin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi, evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklarda dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarını davalı şirkete ödenmesi, davacı şirketin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı şirketlere iadesi, davacı şirketin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda oldukları takiplerde kendilerine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesi, davacıların bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakte çevrilmesinin tedbiren durdurulması zımnında, yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve şirkete komiser tayinine, İİK 287 md. uyarınca 3 aylık geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görülmesi halinde işbu müddetin 2 ay daha uzatılmasına, geçici mühlet sonunda İİK 289 md. gereğince 1 yıllık kesin mühlet kararı 6 ay daha uzatılmasına, konkordatonun tasdikine, tasdik kararının ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava; hukuki mahiyeti itibarı ile 7101 sayılı İİK 285 vd. md. uyarınca açılmış konkordato davasından ibarettir.
Davacının konkordatoya tabi alacaklılarla İLK %50 sini ilk yıl içinde taksitlerle, kalan %50sini 24 ay eşit taksitlerle faizsiz olarak garameten ödemeyi taahhüt ettiği, projesinde tenzilat ve %30 oranında indirimli oran konkordatosu istediği anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle davacı şirketin hem vade hem tenzilat talep etmiştir.
Davacı ilk olarak 09/05/2018 tarihli dava dilekçesi ile konkordato talebinde bulunmuştur. Mahkememizce yapılan ———— E, 464 K sayılı dosyada, davacının sunduğu evraklar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporunda bilançoda toplama hatalarının yapıldığı,ön prdjede —— ve vergi borçlarının nasıl ödeneceği ile ilgili bir değerlendirmenin olmadığı, davacının organik bağı olan şirketlere borçlu görünerek gerçekte var olan tek alacaklısını zarara uğratma kastı taşıyabileceğini mütalaa etmiş, bilirkişi raporu mahkememizce de kabul görmüş, davanın reddine karar verilmiştir. İş bu karar İİK.nun 286. maddesindeki emredici hüküm göz önüne alınarak İstanbul BAM, 17. HD.nin 2018/1828 E, 1624 K sayılı, 18/10/2018 tarihli kararı ile kaldırılmıştır. İstinaf kararının 3 nolu ara kararı ile İİK.nin 287/1 maddesi uyarınca “3 ay geçici mühlet verilmesine” karar verilmişse de, komiser heyetinin tayin edilmemiş, tedbir kararlarının verilmemiş olması karşısında mahkememizce 3 aylık sürenin davacı lehine de düşünülerek istinaf kaldırma karar tarihinde değil, kaldırma kararından sonra mahkememizce dosyanın ele alınarak verilen 12/11/2018 tarihli ara kararla başlatılmasına karar verilmiştir.
Üç aylık geçici mühlet dönemi içinde komiser heyetince, üç rapor düzenlenmiştir. Bu dönemde düzenlenen raporlardan ve mali incelemelerden davacı şirketin hem kaydi olarak (-2.832.787,57 TL ) hem rayiç değerlere göre (-6.347.226,35 TL ) borca batık olduğu tespit edilmiştir. Davacının sunduğu belgelerden kamuya olan borcu 1.707.520,61 TL olarak gözükmekteyse de komiser heyeti, borcun 2.561.942,73 TL olduğunu tespit etmiştir.
Davacı ———- şirketinin, organik bağı olan (ortak paydas—– olan)—- ve —- isimli şirketlere borçlu olduğu; ——-isimli şirketten alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Davalının alacaklı olduğu iki şirket vardır. Bunlar—– ile ——’dir. Davacı şirketin alacaklısı olduğu bu iki şirket, borç ödeme taahütlerine uymamış, geçici mühlet içinde bu şirketlerden tahsilat yapılamamıştır. Davacının borçlu olduğu ——-ve —— şirketlerinin yanı sıra asıl borçlu alacaklısı, kiralayanı ———–n mirasçılarıdır. Söz konusu kiralanan yer şirketin faaliyetini sürdürdüğü yer olup, davacı şirketin birikmiş yüklü kira borcu vardır. Nitekim kira borcu nedeniyle Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesinin—– E sayılı dosyasında—– tarihinde tahliye kararı alınmıştır.
Davacının borçlu olduğu——– ve——– ünvanlı şirketler olan borcunun dayanağı danışmanlık hizmeti aldığı iddiasına dayanmakta olup, mizan incelendiğinde ——– hesabına yazdığı fatura tutarını, ——– hesabına virman yapmak suretiyle muhasebeleştirdiği, diğer bir deyişle her iki şirket yönünden de hesaplardaki tutarlar virman yoluyla eşitlenmiş, bilançoda aktif pasif eşitliği bu şekilde sağlanmıştır. Mahkememizde gerçek bir alacak-borç ilişkisi olduğu hususunda da ciddi tereddütler doğmuştur. Davacı şirketin alacaklısı olduğu——— şirketinden prodüksiyon hizmeti açıklamalı faturalar nedeniyle bilançoda alacaklı göründüğü; ödeme detayları incelendiğinde, yapılmış tahsilatların 4.980,00 TL Nakit Tahsilat olarak girildiği, gerçek bir ödeme yapılıp yapılmadığı da dahil davacı şirketin hesaplarının izaha muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. Yine davacının, alacaklısı olduğu———- şirketinin borcunu neden 20 eşit taksitte ödeyeceği de anlaşılmamıştır.
Davacının —-ve—– numaraya gerçekten borçlu olduğu, ——- gerçekten alacaklı olduğu kabul edilse dahi, yüklü miktarda borçlu olduğu anlaşıldığından, ön projesinin bu borcu ödeme imkanını sunması, projenin ciddi ve kabul edilebilir olması, somut verilere dayanması gerekir.
Davacının kaynak yaratma konusundaki tek vaadi sermaye artırımıdır. Davacı, ön projesinde 2.000.000,00 TL sermaye artışı vaadinde bulunmuş, ancak bunu da ortaklara olan 3.314.062,25 TL borcundan mahsup ile karşılanacağı belirtilmiş olup, gerçekte nakit para girişi olmadan sermaye artışı vaadinde bulunulması şirkete kaynak sağlamayacak olup, kabul edilebilir görünmemektedir. Davacının alacaklıları —– ve—— şirketlerinden borçlarını taksit taksit tahsil edeceğine dair öngörüsü bakımından da aralık ayında ödenmesi planlanan ödeme yapılmamış, davacının bu öngörüsü de soyut bir iddia olarak kalmıştır. Kaldı ki komiserlerce de bu tahsilatların yapılması da tek başına borçları kapatmaya yeter görülmemiştir. Davacının projesinde başkaca bir kaynak yaratma planı da yoktur.
Tüm bu değerlendirmelerin yanı sıra davacının gerçekte baş etmekte zorlandığı tek borcun, kira borcu ve tahliye korkusu olduğu görülmektedir. Tek bir alacaklıyı bertaraf etme, tahliye kararının uygulanmasını imkansız hale getirme gayesinin konkordato hükümleri ile bağdaş- mayacağı, yasa koyucunun amacının bu olmadığı açıktır.
Özetle, yapılan incelemelere göre, ön projenin inandırıcı ve gerçekçi olmadığı, proje ve teklifin kabulünün mümkün görülmediği, bu haliyle kesin mühlet verilmesi şartlarını taşımadığı anlaşılmıştır.
Ayrıca, davacı şirket 05/10/2018 tarihli geçici mühlet öncesi döneme ait fatura bedelini alacaklısı Kızıl elektronik… Ltd.Şti ye ödemek istemiş, komiserlerce ödemenin faaliyetin devamı için zorunlu olduğuna dair şirket kaşeli ve imzalı belge talep ettiği, davacı şirketin bu belgeyi sunmadan ve komiser onayı almadan geçmiş dönem borcunun ödediği görülmüştür. Komiser talimatına uyulmaması da İİK.nun 292/1-c maddesi uyarınca tek başına iflas sebebidir. Kaldı ki şirketin borca batık olduğu da anlaşılmış, sermayesinin tamamını yitirmiş durumdaki davacı şirketin İİK.nun 292/1-c,d maddeleri uyarınca iflasına karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının konkordato talebinin reddine,
——— Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ——– sicil sırasında kayıtlı —- İİK’nun 287/5 maddesi göndermesi ile İİK’nun 292.maddesi uyarınca bu gün yani 17/01/2019 günü saat: 14:27 itibariyle İFLASINA,
2-Tüm konkordato tedbirlerinin kaldırılmasına, konkordato komiserlerinin görevlerine son verilmesine,
3-Tedbirlerin ve geçici mühletin kaldırılmasına ilişkin kararın Ticaret Sicil gazetesinde ve Basın İlan Kurumunun resmi ilan portalında ilanına, masrafın gider avansından karşılanmasına,
4-İİK’nun 288/3 maddesi uyarınca gerekli kurumlara bildirimlerin yapılmasına,
5-İflas kararının derhal İstanbul Anadolu İflas Müdürlüğüne bildirilmesine,
6-İflas avansının İflas Müdürlüğüne aktarılmasına,
7- Alınması gerekli 44,40 TL karar harcının davacı tarafça yatırılan 35,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 8,50 harcın davacıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
8- Davacının yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 10 gün içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/01/2019