Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1271 E. 2020/886 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1271 Esas
KARAR NO : 2020/886

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/10/2018
KARAR TARİHİ : 10/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan———- tarihinde aralarındaki yazılı sözleşme ile yaptığını, bu sözleşmeye istinaden de davalıya —–bedelli ve——- tarihli —– adet çeki avans olarak teslim ettiğini, yapılan ödemeye rağmen davalı firmanın—— taleplerini yerine getirmediğini, bu nedenle davalıya noter vasıtasıyla ihtarname gönderildiğini, davalı ihtarname cevabında ———için uygun şartların hazır edilmediğini iddia ettiğini, bu iddianın asılsız olduğunu, bu nedenlerle davalı şirket ile yapılan 28/07/2018 tarihli sözleşme dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin davalı şirket tarafından hiçbir surette yerine getirilmemiş olması sebebiyle, davacı müvekkilinin davalı şirket lehine keşide ettiği çekler karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine, dava konusu çeklerin tahsili halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu çeklerin teminatsız veya belirli bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu çeklere ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin ödemek zorunda kalacağı bedellerin davalı taraftan istirdatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşme uyarınca müvekkilinin borcunu ifa etmek istediğini ancak davacı tarafın gerekli hazırlığı yapmadığından müvekkilinin borcunun ifa edemediğini ve davacının uygun şartları sağlamadığından temerrüde düştüğünü, davacı tarafça müvekkilinin kötüniyetli olduğunun iddia edildiğini ve müvekkilinin—- konkordato ilan etmiş olmasını müvekkilinin sorumluluğuna yüklediklerini, işbu hususun hukuki zeminden oldukça uzak ve ispata mahkum olduğunu, ilgili çeklere ilişkin ödemeden men kararı verilmesine itirazlarını bildirmek ve müvekkilinin ifaya hazır olmasına rağmen davacı yanca oyalanmış olması nedeniyle beton dökme borcunun ifasının gerçekleştiremediğini haliyle müvekkilinin temerrüde düşmediğini bildirmek gerektiğini, davacı tarafından sunulan ve sunulacak olan delillere karşı yeni delil bildirme ve beyanda bulunma haklarının saklı kalması kaydı ile, mahallin beton dökmeye hazır olmadığına ilişkin fotoğraflar, dava dilekçesi ekindeki belgeler, tanık beyanları, bilirkişi incelemesi, keşif, yemin ve sair her türlü yasal delille ve başkaca her türlü talep ve dava haklarının saklı kalması kaydı ile davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle davacı ile davalı arasında akdedilen ———————kapsamında toplam 885.000,00-TL’lik —- işi için avans olarak verilen dava konusu her biri 100.000,00-TL değerinde toplam üç adet çekin mal teslimi yapılmadığı ve bedelsiz kaldığı iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce bankadan dava konusu çeklerin ödenip ödenmediği sorulmuş, gelen yazı cevabından dava konusu çeklerin tamamının keşide tarihlerinde ödendiği anlaşılmıştır. Mahkememizce tarafların defter ve kayıtlarının sektör bilirkişisi ve mali müşavir aracılığıyla incelenmesi için gün verilmiş, her iki taraf da inceleme günü defter ve kayıtlarını ibraz etmemiştir. Esasen eldeki davada kısmen dahi ——– yapılmadığı ve davalının varsa zarar hesaplama talebinin bulunmadığı tarafların iddia ve savunmalarından anlaşılmakla Mahkememizce mevcut dosya kapsamına göre karar verilebileceği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi kural olarak çek bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun karşılığında verildiğinin kabulü gerekir. Bunun aksini, avans olarak verildiğini ispat yükü iddia edendedir. Dava konusu çekleri avans olarak verdiğini, çekler bedeli kadar malları/hizmeti teslim almadığını iddia eden davacının, bu iddialarını yazılı delillerle ispat etmesi gerekmektedir. Nitekim bu hususta Yargıtay’ın emsal niteliğinde bir çok kararı mevcut olup, ——– Sayılı ilamı da bu yöndedir. Dosya kapsamından taraflar arasında akdedilen sözleşme ve 30/07/2018 tarihli tahsilat makbuzu dikkate alındığında, davacının henüz beton teslim edilmeden dava konusu çekleri avans olarak verdiği, yine davalının davacıya gönderdiği cevabi ihtarnamesinden herhangi bir mal tesliminin yapılmadığı ancak bunun nedeni olarak davacının beton dökmek için uygun şartları yerine getirmemesi ve hafriyat alınmamasının sebep olduğunun bildirildiği, cevap dilekçesinde de avans verilmediğine ilişkin savunmasının bulunmadığı, bu kapsamda dava konusu çeklerin avans olarak verildiği hususunda uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda mal/hizmet teslimini ispat yükü davalıya geçmiş olup, davalı taraf —– etmediğini kabul etmiş ancak davacının kusuru nedeniyle bu edimini yerine getirmediğini iddia etmiştir. Davalının iddialarını destekler mahiyette dosya kapsamında herhangi bir delil sunulmadığı gibi, mahkememizce tanık listesi sunmaları için verilen kesin sürede de davalı taraf iddialarını ispata ilişkin tanık bildirmemiştir. Bilindiği gibi TBK’nın 118. Maddesi uyarınca; temerrüde düşen borçlu, temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcun geç ifasından dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür. Davalı taraf ise davacının kusuru olduğunu ispat edemediği gibi, mahkememizin 4 numaralı celsesinde de, zarar iddialarına ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, bu hususta dava açacaklarını, mevcut dosya kapsamına göre karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Hal böyle olunca davalının zarar ve kusur konusunda savunmalarına itibar edilememiş, mahsup talebi ve hesap yapılması talebi de olmadığından mevcut dosya kapsamına göre dava konusu çeklerin tümden bedelsiz kaldığı anlaşılmakla davanın kabulüne davacının davalıya dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
Yargılama devam ederken dava konusu çeklerin ödendiği anlaşılmakla, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca istirdat davası olarak devam edilmiş, davacı tarafın ödenen çekler için dosya kapsamında faiz talebi olmadığından ödeme tarihlerinden itibaren faiz işletilmeden davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Nitekim Yargıtay ——————–. Sayılı ilamında:”Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davacının istirdat isteminde faiz talebinin bulunmamasına ve davalılar yararına toplam üzerinden tek bir vekalet ücreti taktir edilmiş olmasına göre davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA” karar verildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, kanun hükümleri ve ilgili içtihatlar birlikte değerlendirildiğinde, davanın avans olarak verilen çekler karşılığı mal teslimi yapılmadığı iddiasıyla açılan menfi tespit davası olduğu, dava konusu çeklerin avans olarak verildiği hususunda dosya kapsamında uyuşmazlık bulunmadığından davalının mal teslimi yaptığını ve çeklerin bedelsiz kalmadığını ispat etmesi gerektiği, davalının mal teslimi yapılmamasına davacının kusurunun sebep olduğunu beyan ettiği ancak dosya kapsamında kusura ilişkin bir delil sunulamadığı gibi eldeki davada zarar hesaplanması talebinin de bulunmadığı anlaşılmış, hal böyle olunca mal teslimi yapılmadığı ve çeklerin bedelsiz kaldığı anlaşılmakla, davanın kabulüne davacının çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, çek bedelleri tahsil edildiğinden 300.000,00-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, keşidecisi davacı olan —– bedelli —- seri numaralı çek, ——- bedelli ——– seri numaralı çek nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile, menfi tespit davası yargılama devam ederken istirdat davasına dönüştüğünden davacının ödemiş olduğu toplam —- çek bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gerekli 20.493,00-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.123,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 15.369,75-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 5.123,25-TL peşin harç toplamı olan 5.159,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarfedilen toplam 170,00-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden —— Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 29.450,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.