Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1257 E. 2020/948 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1257 Esas
KARAR NO : 2020/948 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ : 19/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı arasında ticari ilişki söz konusu olduğunu, cari hesap alacağına konu faturalar karşılığı ürünlerin davalı borçluya teslim edildiğini ancak davalı tarafından ödeme yapılmadığını, bunun üzerine İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, borçlunun kötü niyetli itirazı ile takibin durduğunu, itirazın ödemiyi geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacıyla yapıldığını beyanla itirazın iptaliyle takibin devamına karar verilmesini, davalı borçlunun % 20 iden aşağı olmamak üzeri icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ,yargılama giderleri ile vekalet ücretininde davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davacı arasında — nedeniyle davalının tüm borçlarını ifa etmiş olduğunu, ödenmemiş bir mal ve hizmet bulunmadığını, davacının icra takibinde ki faiz talebindeki oranının yerinde olmadığını, alacağın likit ve muayyen olmadığını, bu bakımdan icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini beyanla, açılan davanın reddini, takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı ve kötüniyet tazminatı şartlarının bulunup bulunmadığının belirlenmesine ilişkindir.
Dava dosyasının içinde bulunan İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —- Esas sayılı dosyası incelendiğinde; ——– tutarındaki toplam alacağın tahsilde tekerrür olmamak şartıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa (diğer )-yıllık (%10,75) oranında ve değişen oranlarda işleyecek mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde uygulanacak temerrüt faiz oranı, icra gideri ve vekalet ücret ile birlikte tahsiline ilişkin ödeme emridir. ( Fazlaya dair ve faiz oranlarından artıştan doğan talep hakkımız saklıdır ) TBK 100. madde gereğince kısmı ödemeler öncelikle varsa işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilecektir (— tutarındaki (06.02.2018 tarihli —- numaralı fatura, ————– numaralı fatura, 05/07/2018 tarihli ——- numaralı fatura, 11/07/2018 tarihli —- numaralı fatura, 31/03/2018 tarihli — numaralı fatura , 13/08/2018 tarihli —- numaralı fatura alacaklarından kaynaklı cari hesap alacağı ) açılaması ile borçluya tebliğe gönderildiği, borçluya 04/09/2018 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 11/09/2018 tarihli Dilekçe ile “müvekkil şirket ———– borcu bulunmaması sebebiyle müdürlüğünüz nezdindeki iş bu icra takibene, icra takibindeki borcun tamamına bu meblağın işlemiş ve işleyecek faizine ve borcun tüm ferilerine itiraz ederiz. İş bu itirazımız gereğince takibin durdurulmasına, itirazın takip alacaklısına bildirilmesine karar verilmesini talep ederiz, açıklaması ile yapılan itiraz neticesinde duran takibin devamına sağlamak için itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır.
Tarafların her ikisinin de tacir olması ve TTK.nun 64 vd maddeleri kapsamında defter tutma yükümlülüklerinin bulunması karşısında tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir. Dosya konusunda uzman mali müşavir bilirkişiye verilerek, rapor alınmıştır. —— senesi yevmiye ve kebir defterleri e-defter yöntemi ile tutulmuş olduğu, envanter defterinin incelemeye sunulmadığı, Davalı taraf ticari defterleri sunulmadığından dolayı incelenmediği, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle davalıdan 106.068,71-TL alacağının mevcut olduğu, Davacının kesmiş olduğu —- ait teslim belgesi sunulduğu, Davalının ——formlarında beyan etmiş olduğu tutalar ile davacının kayıtlarındaki faturaların uyumlu olduğu, netice olarak, davacı kayıtları ve davalının beyanların neticesinde , davacının davalıdan 106.068,71-TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşıldığı, Davacının icra takibinde talep etmiş olduğu % 10,75 oranındaki faiz oranının uygun olduğu, şeklinde raporunu sunmuştur.
Davalı tarafın mahkemece belirlenen inceleme gününden önce verdiği dilekçe ile yerinde inceleme talep ettiği göz önüne alınarak 24.10.2019 tarihli Celsede davalı taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş, mahkemece belirlenen ek bilirkişi ücretini yatırması için davalı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiştir.
22.06.2020 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Davalı taraf ticari defterleri (mail ortamında sunulmuş olup) ——- defterlerinin noter açılış tasdikleri ile 2018 senesi yevmiye defteri noter kapanış tasdiki süresinde yerine getirildiği, 2016-2017 seneleri yevmiye defteri noter kapanış tasdiki sunulmadığı, Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre, icra takip tarihi itibariyle davalıdan 106.068,71 TL alacağın mevcut olduğu, Davacı kesmiş olduğu 28 adet faturadan ancak 8 tanesine ait teslim belgesi sunulmadığı, Davalının ——formlarında beyan etmiş olduğu tutarlar ile davacının kayıtlarındaki faturaların uyumlu olduğu, Davalının ticari defterlerinde davacıya olan borç tutarının 106.068,71 TL olduğu, davacı ve davalının defterleri, birbiri ile uyumlu olduğu, Netice olarak, davacı ve davalı kayıtları ile davalının beyanları neticesinde, davacının davalıdan 106.068,71 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşıldığı, . Davacının icra takibinde talep etmiş olduğu %10,75 oranındaki faizin uygun olduğu, şeklinde görüş verilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın bakiye cari hesap alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkindir. Bilirkişi kök ve ek raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmaktadır. Yapılan incelenmede, tarafların ticari defterlerinin birbirine uyumlu olduğu belirlenmiştir. Davacı tarafça düzenlenen faturalar, davalı taraf kayıtlarına işlemekle ve bağlı olduğu vergi dairesine bildirilmekle fatura içeriği kabul edilmiş durumdadır. Belirtilen husus yerleşik hale gelmiş Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere (Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin ——- tarihli kararı), fatura konusu mal veya hizmetin davalı tarafa teslimine karine teşkil etmekte olup, bu karinenin aksinin davalı tarafından ispat edilmesi gerekmektedir. Takip konusu tutarın ödendiğine ilişkin davalı tarafça bir delil getirilmemiştir.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. maddesi uyarınca; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. Anılan yasa hükmü uyarıca yapılan değerlendirme ile davacı yanın davalı yandan takip tarihi itibariyle 106.068,71-TL alacaklı bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olması ve aradaki ilişkinin ticari nitelikte bulunması sebebiyle davacı alacağına takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerekmekte olup takip talebinde de bu oranda faiz talep edildiği görülmüştür. Dolayısıyla davalı vekilinin takipte talep edilen faiz oranının yerinde olmadığı yönündeki savunması uygun bulunmamıştır.
Ayrıca takip konusu alacak takip öncesi itibariyle belirli(likit) olduğundan davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; davalının İstanbul Anadolu —-.İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 106.068,71 TL asıl alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak tutarının %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 7.245,55- TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.281,04- TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 5.964,51- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- a) Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL. başvurma harcı,1.281,04-TL peşin harcın toplamı olan 1.316,94- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacı tarafından sarfedilen toplam 825,75-TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalının üzerine bırakılması,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7- ————tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 14.026,53-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.