Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1253 E. 2020/114 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1253 Esas
KARAR NO : 2020/114

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/10/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlu … aleyhine 27/04/2018 tarihinde, kurum bünyesinde uzun süre konaklamasına ve her tür ihtara rağmen, hizmet bedelini ödememesi nedeniyle İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü’nün 2018/11926 E. Sayılı ile icra takibine başlandığını, borçlunun icra takibine itiraz etmiş olduğunu, itiraz dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, borçlunun müvekkili olan kurumdan aldığı hizmet, ödeme emrine dayanak belge niteliğindeki faturalarla sabip olduğunu, daha önce de pek çok defa ihtarnameler suretiyle kendisine tebilğ edildiğini ve kendi imzasını taşıyan taahüdler ile kesinleştiğini, borçlunun borcunu bildiğini, alacağın likit olduğunu, bu nedenle borçlunun itirazının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle borçlunun itirazının iptalini, itirazının kötü niyete havi olması nedeniyle en az %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap vermediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle alacağa dayalı olarak davacı tarafça başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’da düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
—-tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve — tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. Yine 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Aynı Kanunun 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Dava konusu hizmet, konaklama hizmeti olup mutlak ticari dava olmadığı gibi davalının tacir olduğuna dair de herhangi bir iddia bulunmamaktadır. Öte yandan Mahkememizce davalının vergi mükellefiyeti bulunup bulunmadığı, hangi usulde defter tuttuğu sorulmuş gelen yazı cevabından davalının vergi mükellefiyetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dava nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığından mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmıştır. Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere mesleki veya ticari amaçla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında görülmesi gereken davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu düzenlenmekle davalının da konaklama hizmeti alan tüketici konumunda bulunduğu anlaşıldığından tüketici mahkemelerinin görevli olduğuna kanaat getirilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı asilin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı