Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1223 E. 2020/846 K. 03.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1223 Esas
KARAR NO : 2020/846
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ: 03/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, söz konusu ticari ilişki kapsamında davalı borçluya cari hesap alacağına konu faturada belirtilen hizmetin sunulmuş olmasına rağmen borçlu tarafından bakiye ödemenin yapılmadığını, bu nedenle cari hesap alacağının tahsili için ————- İcra Müdürlüğü’nün ——- esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve mesnetsiz itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne tebliğ edildiği ancak cevap verilmediği anlaşıldı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle taraflar arasında akdedilen helikopter pisti kaplaması sözleşmesi uyarınca faturaya dayalı bakiye alacağa ilişkin davacı tarafça başlatılan——– İcra Müdürlüğünün ——- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce icra dosyası celp edilmiş olunup, incelenen icra dosyasında başlatılan icra takibinde davalı tarafa ödeme emrinin —— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça 7 günlük itiraz süresi içerisinde ———–tarihinde davalı şirkete gerekli parçayı temin etmeyerek şirketin iş kaybetmesine neden olan davacının haksız yere fatura hazırladığı gerekçesi ile itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememize — yıllık hak düşürücü süre içerisinde davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce tarafların ————– formları vergi dairesinden celp edilmiştir.
Uyuşmazlığın tacirler arasında olması nedeniyle Mahkememizce ticari defterlerin incelenmesi için taraflara gün verilmiş, belirlenen gün ve saatte davacının ticari defter ve kayıtlarını sunduğu, davalı tarafın defter ve belgelerini ibraz etmediği anlaşılmıştır. Mahkememizce re’sen seçilen mali müşavir bilirkişinin ——- tarihli raporunda özetle:”Davacı şirketin incelenen ——– takvim yılları kanuni ticari defterleri kendi adına delil vasfına haiz olduğunu, icra inkar tazminatı isteminin mahkemenin takdirinde olduğunu, davacı şirketin davalıdan cari hesap olarak ——– icra takip tarihi itibariyle ———- alacaklı olduğu, vergi dairesinden gelen yazı cevaplarına göre davalının davacının düzenlemiş olduğu ———— nolu faturayı bildirim konusu yaptığının görüldüğü görüş ve kanaatine varılmıştır” şeklinde raporunu Mahkememize sunmuştur. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraflar rapora karşı beyanda bulunmamıştır.
Bilindiği üzere HMK’nın 222. Maddesi gereği davacı tarafın defterlerinin sahibi lehine delil teşkil etmesi için davalı tarafın aynı şartlarla uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter ve kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmış olması gerekir. Öte yandan fatura tek başına alacağı ispata elverişli değildir. Fatura konusu hizmetin/malın karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesi gerekir. Belirtilen belgeler imzalı sevk irsaliyesi, mutabakatname, vergi kayıtları gibi her türlü ispata yarar yasal delil olabilir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi davalı taraf davacı ile yapılan sözleşme kapsamında belirlenen bedeli vergi dairesine bildirmiştir. Her iki tarafın vergi kayıtları birbiri ile uyumludur. Davacı davalıya hizmet verdiğini vergi kayıtları ile ispatlamış, bu nedenle fatura içeriği ürünlerin/hizmetin davalıya teslim edildiği kabul edilmiştir. Hal böyle olunca karine gereği ispat yükü davalı taraf üzerinde kalmış ve davalı taraf borçlu olmadığını, hizmet almadığını ispatlayamamıştır. Takip konusu fatura yönünden davalının toplam ——- ödeme yaptığı anlaşılmış bakiye takip miktarı olan ———– davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı taraf icra takibine itiraz dilekçesinde davacının gerekli parçayı temin etmeyerek iş kaybına sebep olduğu iddia edilmiş ise de; dava konusu faturanın davalı tarafça vergi dairesine bildirilmesi ve dosyada davalının iddiasına yönelik somut hiçbir delil olmaması, yine davacı tarafça dosyaya sunulan mail yazışmalarında ———– tarafından gönderilen mail içeriğinde de borcun kabul edilerek uzlaşma/yapılandırma isteklerinin bulunması dikkate alındığında davalının takibe itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı tarafın takip talebi incelendiğinde ——————– üzerinden işleyecek faiz talep ettiği anlaşılmıştır. Bu faiz TTK 1530. Madde uyarınca mal ve hizmet tedariki kapsamında yapılan sözleşmelerde geçerli olup, dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde ise taraflar arasında ———— kaplama işi yapıldığı, bu işin eser sözleşmesi niteliğinde olacağı anlaşılmış, TTK 1530’un eldeki davada ve eser sözleşmelerinde uygulanmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle avans faizi talep edebileceği ancak avans faizi oranının Mal ve Hizmet Tedariklerinde Geç Ödemelere Uygulanacak Temerrüt Faiz oranından yüksek olması halinde icra takibindeki taleple bağlı kalınarak TTK 1530. madde uyarınca faiz işletilmesi gerektiği anlaşılmış bu nedenle takibin avans faiz oranını aşmamak kaydıyla, TTK 1530/7. Madde uyarınca Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı üzerinden değişen ve artan oranlarda faiz yürütülmek sureti ile devamına karar verilmiştir. Nitekim bu hususta — Bölge Adliye Mahkemesi —————— ilamında:”Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Mahkemenin istinaf incelemesine konu kararında, dosyadaki mevcut delillere göre yaptığı değerlendirmeye, takdire ve ortaya koyduğu gerekçeye ve bilhassa 6102 sayılı TTK’nun 1530/4-a maddesindeki düzenlemenin ise ticari işletmeler arasındaki mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde uygulanmasının mümkün bulunmasına, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ise, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmış olmasına, dolayısıyla somut olayda söz konusu maddenin uygulama yeri bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı HMK 355. maddesi kapsamında yapılan istinaf incelemesi sonucu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.” bu hususa değinilmiş ve 1530. Maddenin mal ve hizmet tedarikine ilişkin yapılan sözleşmelere yönelik olduğu belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde: Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafça davalı tarafa bu ticari ilişki kapsamında fatura düzenlendiği, ancak davalı tarafça kısmi olarak ödeme yapıldığından bakiye alacak için icra takibine geçildiği anlaşılmış, Mahkememizce alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve denetlenebilir bulunmuş, davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmediğinden davacı defter ve kayıtları ile davalının defter ve kayıtları karşılaştırılamamış ise de her iki tarafın vergi kayıtlarının birbiri ile uyumlu olması nedeniyle malın/hizmetin eksiksiz biçimde davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmış, malın/hizmetin teslim alınmadığına ilişkin ispat yükü kendisine ait olan davalının aksini ispata yarayan yazılı belge sunmaması nedeniyle davacı tarafa borçlu olduğu kabul edilmiş, sunulan deliller ve vergi kayıtları kapsamında bilirkişi raporu gereğince davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen tutar üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiş, itirazın iptaline karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacı tarafça başlatılan ——— İcra Müdürlüğü’nün———– sayılı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptali ile takibin ——— asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca Merkez bankasınca belirlenen avans faiz oranını aşmamak kaydıyla, TTK 1530/7. Madde uyarınca Mal ve Hizmet Tedarikinde Geç Ödemelerde Uygulanacak Temerrüt Faiz Oranı üzerinden değişen ve artan oranlarda faiz yürütülmek sureti ile devamına,
2-Kabul edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 5.510,65-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 974,31-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 4.536,34-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 974,31-TL peşin harç toplamı olan 1.010,21-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 944,70-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan davacı vekili için takdir olunan 11.287,26-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/11/2020