Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1221 E. 2020/208 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1221 Esas
KARAR NO : 2020/208
DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 25/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların tacir olduklarını, müvekkili ile davalının aralarında uyuşmazlık konusu bağımsız bölümün ticari amaçla kullanılması için şifahi olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gerçekleştirdiklerini, müvekkil şirket ile davalı şirket arasında, ——- kapsamında yer alan ————– numaralı bağımsız bölümlerin satışına ilişkin ———- projesi kapsamında yer alan——–numara bağmısız bölümün satışına ilişkin ise ——-tarihinde taraflar arasında yazılı şekilde harici sözleşme akdedildiğini, müvekkili tarafından davalı şirket adına senetler düzenlediğini, her iki tarafın da şifahi şekilde yapılan satış vaadi sözleşmelerinin geçersizliğine ilişkin bilgi sahibi olduklarını, anlaşmazlıklar sebebiyle taraflarından davalı şirkete ihtarme çekildiğini, ihtarnamede yapılan sözleşmelerin geçersiz olup taşınmazların kullanıma elverişli olmaması hususunun belirtildiğini, müvekkilleri ile muhatap şirket arasında akdededilen—— bölümlerin satışına ilişkin sözleşmelerin en başından itibaren geçersiz olup fesh edilmiş olduğu yok hükmünde olduğunun protokolde imza altına alındığını, yok hükmünde sayılan ————- numaralı taşınmaz bedeli için—– yapıldığını, ——–için —– hükmünde sayılan —– kesintiler sonrası kalan bakiyenin ——olduğu hususunun aynı protokol ile kararlaştırıldığını, dava tarihi itibariyle —– bedelli senetin de ödenmiş olup davalıda bulunan senet miktarının——- —– başlangıç tarihli aylık 7000 TL bedelli 49 senet ile ————- bedelli senetlerin davalı şirkette kalmasının taraflarca belirlendiğini, belirtilmiş senetlerden—- senet bedelli senedin vade tarihinde davalı tarafa müvekkilce ödendiğini, lehtarın ———dava dilekçesinde belirttikleri —- olduğunu senetlerin henüz ödemesinin devam ettiğini, henüz vadesi gelmemiş 48 senedin tedbiren ödeme ve protesto işlemlerinin durdurulmasını, ihtiyati tedbire karar verilmesini ödenmiş olan bedelden şimdilik 1.000,00-TL’nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflarca 26/07/2018 tarihli protokol ile ihtarnamenin hükümsüz olduğunun taraflarca kabul edildiğini, hükümsüz olduğu kabul edilen ihtarnamenin davaya delil olarak sunulduğunu, müvekkilin şirket işbu dava konusu taşınmazı davacıya teslim ettiğini, satış faturasına kestiğini, ve bu faturanın davacı tarafça kabul edildiğini, tarafların 26/07/2018 tarihli protokolü ile uygulamaya koymuş edimlerini ifa etmeye başladığını, bu protokolün bir taşınmaz satış sözleşmesi olmayıp bir nevi cari hesap mutabakatı olduğunu,dava konusu taşınmazın satış bedelinin fatura tutarı 1.013.299 TL olup, davacının bugüne kadar 572.640 TL ödemiş ve 440.659 TL tutarlı senete bağlı bakiye borcu kaldığını davanın esastan ve tümden reddine ve yargılama giderlerinin, vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Hukuki niteliği itibariyle geçersiz satış sözleşmesine dayalı açılan alacak davasıdır.
Davacı vekilinin 31/05/2019 dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini aynı zamanda istinaf başvurundan da feragat ettiklerini feragat talepleri doğrultusunda istinaf mahkemesinden dosyanın iadesi ile talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili 30/09/2019 tarihli dilekçesi ile davacının feragat istemini kabul ettiklerini herhangi bir vekalet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
6100 sayılı HMK madde 307 ve devamında düzenlenen feragat, davacının netice-i talebinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi (HMK.24), davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Feragat, davayı sona erdiren, yapıldığı anda sonuç doğuran, kesin bir usul işlemi olup, HMK 311. maddesi uyarınca, karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, somut olayda davacı vekili yazılı beyanı ile usulüne uygun şekilde davadan feragat ettiğini beyan ettiğinden, açılan davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş,davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından bu yönde karar verilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu 22. madde uyarınca alınması gereken 36,27-TL harçtan, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 0,37-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
6-Tarafların karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yokluğunda verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.