Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/121 E. 2021/54 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/121 Esas
KARAR NO : 2021/54
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişki bulunduğu, Davalı yan davacı şirketten mal satın aldığı buna karşılık davacı şirket—- davalı yana mallar nedeniyle faturalar kestiğini, Tarafların ticari defterleri incelendiğinde faturalar ile de bunu orta olduğunun anlaşılacağını, davacının kestiği faturalarını tamamının kendi ticari defterlerinde işli olduğunun, davalı yanın ticari defterlerini usulüne ve gerçeğe uygun tutulmuş olması halinde bu faturalarının karşılığının görüleceğini, Yukarıda izah edilen ticari ilişki nedeniyle davacının alacaklı olup, davalı şirketin cari hesap borcunu ödemediğini, bunun üzerine—— dosyası ile ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ederek durdurduğunu ileri sürerek, davalının takibe itirazının İİK 67 maddesi uyarınca iptali ile inkar tazminatına karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının ileri sürdüğü ekli belgelerin gerçekliğinin sorgulanması gerektiği, —— dosyasında yer aldığı ileri sürülen dolandırılıcılık ve sahte senet düzenlendiği ve yine —– icra mercine düzmece evraklar ile dava açtıkları bunlardan hiç söz etmediklerini, açılan ve davalı tarafça itiraz edilen dosya takibine devam kararı istedikleri,—– tarihinden bu yana davacı tarafın sahtecilik yaptıkları ileri sürüldüğü, mahkemece ve — da onaylandığı, ve davalıları —– takip açtıkları ve takip sonucunda haciz işlemi gerçekleştiğini, davacı tarafın sahte evraklarla tescilli olduğunu, davacı tarafın—– olduğu gibi mağduriyetine yol açtıklarını, davacı tarafın mahkemeye sunduğu imzalı belgelerin imza incelemeleri fatura gerçekliği öncelikle araştırılması gerektiği, dava sonuçlanıncaya kadar davacının talebinin reddini takibin durdurulmasını talep ettiği görüldü.
Davalı Vekilinin —- Cevap dilekçesinde Özetle; Davacı ile aralarında ticari ilişki olduğunu, davacının davalıyı—- davalarının bulunduğunu, —- dosyası ile Kambiyo senetlerine mahsus icra yolu ile takip başlatıldığını, davalı tarafça imzaya itiraz edildiğini ve —— dosyası ile imzanın sahteliğinin anlaşıldığını ve davacı aleyhine %20 oranında tazminata hükmedildiğini, davaya konu faturalardan — bedelli fatura —- olarak takip başlatıldığını, iş bu dosyaya da itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, — bedelli fatura haricinde,——- fatura bedelleri ödendiğini, bu faturalarda belirtilen ürünler kargo ile davalı tarafa gönderildiği ve ürün bedelleri banka yolu ile ödendiğini, —– bedelli fatura ise davacı yetkilisi tarafından davalının işyerinde düzenlenddiği ve imzalatıldığı, ürünleri teslim etmesini istenildiğinde ise — göndereceğini beyan ettiğini, ancak—-veya elden herhangi bir ürün davalı tarafa teslim edilmediğini, iş bu fatura hiçbir şekilde ticari defter ve kayıtlarımda yer almadığını, bu sebeplerden ötürü davanın reddine, haksız ve kötüniyetli alacaklı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminata hükmedilmesine yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği görüldü.
Davacı Vekilinin —– tarihli Cevap dilekçesinde Özetle; Davalının dosyaya sunduğu ikinci cevap dilekçesine muvafakatlarının olmadığını, ayrıca davalı tarafın ilk cevap dilekçesinde icra takibine konu yapılan faturaların düzmece olduğunu,imza incelemesi ve fatura gerçekliği hususunda araştırma yapılması gerektiğini iddia etmiş iken cevap dilekçesinde bu iddialar yerine başkaca iddia ve beyanda bulunduğunu bu sebeple ikinci cevap dilekçesini kabul etmediklerini, usule ilişkin beyanlarının davalı yan esasa ilişkin tutarsızlığından kaynaklandığını, davalı yan mahkeme dosyasına sunduğu ilk itiraz dilekçesi ile icra takibine konu yapılan faturaların düzmece olduğunu,imza incelemesi ve fatura gerçekliği hususunda araştırma yapılması gerektiğini iddia etmiş iken ikinci dilekçesinde icra takibine konulan — dışındaki tüm faturaları —– sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını ve itiraz üzerine takibin durduğunu ve itirazın iptali davası açılmadığını iddia ve beyan ettiğini,—- dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak orada — bir alacak takip konusu olduğunu, o dosyada —- fatura alacağının sadece — kısmı icra konulduğunu ve borçlu tarafından yetki itirazında bulunularak takibin durmasına karar verildiğini, davacı tarafından — tarihinde takipten feragat edildiğini, bunun ardından tüm faturalarla ilgili olarak—- yeni bir takip yapılıp huzurdaki dava açıldığını, kaldı ki —– sayılı dosyasından—– icraya konmasına rağmen alacağın tamamının değil alacağının sadece—- kısmının takip konusu yapılmasının da bir nedeni olduğunu, bu da davalı yanın alacaklarının bir kısmını karşılaması için davacı tarafa gönderdiğini —- senet için yapılan icra takibi olduğunu, bu senedi icraya koymuş kalan bakiye alacak için ise —- faturanın sadece— kısmını icra koyduğunu, —- senedi mahkemeye davaya konu olan faturaların bedeli olarak alındığını, o senet karşılıksız çıkınca tüm faturaların bir bütün olarak icra takibine konu olması kaçınılmaz olduğunu, bu nedenlerle —- takipten de feragat edilerek bütün faturalar toplamı için yeni bir icra takibi yapıldığını, davalı yan cevap dilekçesinde sadece—— faturaya ilişkin ise bir kısım beyan ve itirazlar sunduğunu, davalı yan bu faturanın davacı tarafından davalının işyerinde düzenlendiğini kabul ettiğini, yine davalı bu faturanın altında teslim alan kısmında yer alan kendi isminin yanındaki imzanın kendisi tarafından atıldığını kabul ettiğini, davalı yan faturanın kendi işyerinde imzalandığını kabul ettiğini, ticari defter ve kayıtlarında olmadığını iddia etmesi kabul edilemeyeceğini, ancak aksi olsa dahi davacının ticari defterinde olup beyanname ile —– davacının bildirdiği faturanın davalı tarafından süresi içinde bir itiraz görmeyip imzasının ve kendi işyerinde düzenlenmesinin kabulü halinde alacağın olduğu kesinlik kazandığını, davalının tanık deliline dayanması da hukuken mümkün olmadığını, alacağın miktarı ve davalının ikrarı düşünüldüğünde tanık delilinin bir şeyi değiştirmeyeceğini,usule ve esasa ilişkin beyanlarını kabul edilmesini talep ettiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle;- adet faturaya dayalı olarak davacı tarafından davalı aleyhine——dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali şartlarının bulunup bulunmadığı hususunda olduğu tespit edildi.
Davalı taraf her ne kadar — dosyası ile takip yapıldığını, bu takibe —– dosyası ile imzaya itiraz edildiğini ve davanın kabul edildiğini, bu nedenle bu davanında reddini talep etmiş ise de; davacının dosyaya sunduğu belgelerden anlaşıldığı üzere, bahsedilen bu takibin kambiyo senedine dayalı takip olduğu, kambiyo senedindeki imza itirazı nedeniyle takibin durmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Mevcut dosyamızda ise davacı tarafından —- adet faturaya dayalı takip başlatıldığı, takibe yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğu ve davanın itirazın iptali davası olduğu, takip dayanaklarının farklı olması nedeniyle davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davalı tarafından dosyaya sunulan dilekçelerde, hukuki ilişkinin varlığını, belirtilen ürünlerin—– ile tarafına gönderildiğini, ürün bedellerinin ödendiğini beyan etmiştir. Bu beyan davacının iddialarının kısmen ikrarı niteliğindedir. Davalı her nekadar bir kısım ödeme yaptığını iddia ederek, dosyaya bir kısım—- gönderi evrak örnekleri sunmuş ise de; bu belgelerin iddia ve savunmanın genişletilmesi kapsamında olması nedeniyle değerlendirmeye alınmamıştır. Kaldı ki değerlendirmeye alınmış olsa dahi; bu belgelerin incelenmesinde tahsilat makbuzunun içeriğinde hangi borç için tahsilat yapıldığına ilişkin herhangi bir ibare olmadığı, diğer bankamatik belgelerinde ise hangi hesaba hangi işlem için para gönderildiğinin hiç belirlenemediği, ancak makbuz ve ödeme evrak tarihlerinin ——- tarihlerine ait olduğu, bedellerinin dava konusu fatura bedellerinden çok daha düşük olduğu, takibe konu faturaların ise bu tarihlerden çok sonra düzenlenen faturalar olduğu, bu nedenle de bu ödemelerin bu faturalar için yapılmış ödemeler olduğunu kabul edilmemiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmişi, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; davacının davalıdan cari hesap alacağının mevcut olduğu, davacı şirketin davalıdan—— alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacının dava konusu — adet fatura alacağına ilişkin takip başlattığı, fatura ve irsaliyelerin incelenmesinde – adet fatura ve irsaliyede teslim alındığına ilişkin imzanın mevcut olduğu, diğer — faturada imzanın mevcut olmadığı, imza olan fatura ve irsaliyedeki mal ve hizmetin sunulduğu, bu kısımın takipteki asıl alacak miktarından fazla olduğu, imza olmayan irsaliyeler yönünden de davalının dosyaya sunduğu dilekçelerde mal ve hizmetin sunulduğunu ikrar ettiği, davalı tarafından bir kısım ödeme belgeleri sunulmuş ise de, bu ödemelerin dava konusu faturalara istinaden yapılmadığı ve ödemelerin fatura tarihinden çok önceye ait olduğu, ödemelerin bu faturalar için yapılmış olması kabul edilse dahi, toplam alacaktan bu ödemelerin düşülmesi halinde dahi takipteki asıl alacak miktarını kapsayacak kadar alacağın yine de mevcut olduğu, anlaşıldığından davanın asıl alacak yönünden kabulüne karar verilmiş, takipten önce davalının temerrüte düşürüldüğü ispat edilemediğinden işlemiş faiz alacağı talebi reddedilmiş, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile,
—– sayılı takip dosyasına davalının yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin—– asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen—– üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Alınması gerekli 966,11-TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 241,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 724,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, 241,53-TL peşin harç toplamı olan 277,43-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen toplam 895,00-TL yargılama giderlerinin davanın kabul ve ret oranına göre hesaplana 635,34 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacı şirket yetkilisi, davalı vekili ve davalının yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—– Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/01/2021