Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1191 E. 2019/345 K. 04.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1191 Esas
KARAR NO : 2019/345
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 12/10/2018
KARAR TARİHİ: 04/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün ———E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, Şöyle ki; davalının üretici-ithalatçı olduğu, müvekkilinin ——— nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalısı olan —- ait ——- sürücüsü olduğu- – plakalı araç ——- tarihinde———- numaralı konutun yanında park halinde iken gece ——- sıraları motor kısmının alevli şekilde yanması sonucu araçta meydana gelen hasar için sigortalıya ——– tarihinde ——-TL hasar bedeli ödediğini, —— tarihli Oto Hasar Elektrik ve Elektronik Diagnoz Test Uzmanı tarafından hazırlanan raporda; aracın alevli yanmasına neden olan yanma nedeni imalatçı firmanın sorumluluğunda değerlendirilmesi gereken bir yanma olduğu tespit edildiğini, aracın yanma nedeni tespit çalışmalarında motor montaj kompartımanı bölümünde bulunan elektrik akım kabloları üzerinde elektriksel kısa devre oluşumları gözlemlendiği ve kısa devreye maruz kalan iletkenler üzerinde yapılan incelemelerde, yüksek ısı nedeni ile renk değişimi, bakır özelliğinin kaybolması ve kopan bölüm noktalarında iletken uçlarında kaynaşma ve boncuklaşma şeklinde reaksiyonların tespit edildiğini, davalının borca ve ferilerine itirazının haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydı ile davalarının kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20 sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu araçta üretimden kaynaklı ayıp söz konusu olmadığından, ayıp sorumluluğu kapsamında dosyada taraf olarak gösterilen müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkil şirketin haksız fiil hükümleri çerçevesinde sorumlu tutulmaya çalışıldığı varsayımında dahi, davacının iddia ettiği gibi araçta üretimden kaynaklı bir eksiklik söz konusu olmadığından, müvekkile bu durumda da husumet yöneltilemeyeceğinin kabulü gerektiğini, davaya konu araç —— tarihinde ———–satıldığını, yangının gerçekleştiği tarihe kadar 1 yılda 15.000 KM sorunsuz kullanıldığını, üretimden kaynaklı ayıplı olan bir aracın 1 yılda 15.000 KM sorunsuz kullanılması teknik olarak mümkün olamayacağını, dolayısıyla araçta meydana gelen yangının üretimden kaynaklı bir ayıptan kaynaklandığından bahsedilemeyeceğini, aracın 2017 yılı Mayıs ayında incelendiğini ve araçta üretimden kaynaklı hata bulunmadığını, aracın geçmişinde de üretimden kaynaklı hatanın bulunmadığını, buna ilişkin araç sahibinin de araçta veya aracın elektronik donanımlarında sorun yaşanmadığına dair imzalı beyan da verdiğini, ayrıca araçta olay günü dahi herhangi bir olumsuzluk görülmediğini, dolayısıyla yaşanan yangının aracın üretiminden kaynaklı bir ayıba dayandırılması mümkün olmayacağını, İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü ——– sayılı takibe ilişkin olarak da müvekkiline yöneltilen talebinin hukuka aykırı olduğunu ve hasar raporuna itibar edilemeyeceğini,bu anlamda müvekkilinin 05.06.2018 tarihli yazısında da belirtilen haklı gerekçeleri çerçevesinde söz konusu takibe itiraz ettiklerini, haksız davanın tümüyle reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini savunmuşlardır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Hukuki niteliği itibariyle; Davacı … tarafından sigortalısına ödemiş olduğu hasar bedelinin rücuen tazmini talepli başlatılan icra takibine davalı tarafça yapılmış bulunan itirazın İİK 67 kapsamında iptali davasıdır.
Mahkememize sigortacı tarafından açılan dava rücu davası olduğu için görev hususunu incelemek gerekmiştir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
3 Temmuz 1944 tarihli ve 5746 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.03.1944 tarih ve 37 E. – 9 K. 3 sayılı kararında: “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK’nun 4. Maddesi uyarınca TTK’nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK’nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
Dava dosyası incelendiğinde; dava dışı sigortalının gerçek kişi olduğu, aracın ruhsat kayıtları incelendiğinde kullanım amacının hususi olduğu, aracın ayıplı olması iddiasıyla takibin başlatıldığı ve itirazın iptali davasının açıldığı, yasa uyarınca dava dışı sigortalı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin tüketici işlemi niteliğinde bulunduğu anlaşılmış, TKHK’nın 73/1 maddesi gereğince tüketici işleminden kaynaklı davalara Tüketici Mahkemelerince davanın görüleceğinin düzenlenmesi nedeniyle Mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış, 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 12.10.2018 tarihinde açıldığı da dikkate alınarak mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.’nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.’nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.’nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.12/04/2019